Webmaster Geschrieben 4. Februar 2010 Teilen Geschrieben 4. Februar 2010 Meclis’teki kavga BUGÜN AÝHM kararlarýnýn hukukumuz üzerindeki etkilerini yazacaktým. AÝHM çok önemli iki karar vermiþti; nüfus kayýtlarýndan din hanesinin silinmesi ve resmi yazýþmalarda sadece Türk alfabesinin kullanýlmasý... AÝHM içtihatlarýnýn hukukumuzu nasýl etkilediði, hukukumuzun ne yönde geliþtiði konusunu ele alacaktým. Fakat Meclis’teki çirkin hadiseler yazýmýn konusunu deðiþtirdi. Meclis’teki kavgada haklý taraf yoktur! Sebebi ne olursa olsun, yumruklaþan Ak Partililer de MHP’liler de çirkin bir tablo koydular ortaya. Fakat bilhassa iki kiþiyi eleþtirmek istiyorum; MHP’li Osman Durmuþ ve Ak Partili Bülent Arýnç... Durmuþ’un hatasý Sayýn Emine Erdoðan’ýn hasta ziyareti için GATA’ya gidemeyiþinin tek sebebi, baþýnýn örtülü olmasýdýr! Bu durumda MHP’ye yakýþan tek tavýr, bu yasaðý eleþtirmek olurdu. Çünkü MHP türban yasaðýna karþý çýkan bir partidir. Bu gerçeklere raðmen Osman Durmuþ, TBMM kürsüsünde, alaycý bir üslupla, þunlarý söyleyebilmiþtir: “Siz Peygamber olarak anýlan bir baþbakanýn eþini nasýl kabul etmezsiniz?!” Yasaðý eleþtirmesi gereken Sayýn Durmuþ’un böyle konuþmasýný esef verici buluyorum. Efendim, Ak Parti’nin eski il baþkaný falanca kiþi Tayyip Erdoðan’ý “ikinci Peygamber gibi” gördüðünü söylemiþ imiþ... Söylendiði yerde kalmasý gereken bu çirkin sözü Durmuþ alýp Meclis kürsüne taþýdý! Durmuþ’un Ak Parti tabanýnda Erdoðan genelde böyle görülüyormuþ gibi bir üslupla konuþmasý Meclis’teki kavgayý da tahrik etti. “Lider kültü” bizim siyasi kültürümüzde hiçbir akýmýn kendini kurtaramadýðý bir hastalýktýr! Onu eleþtirmek baþka, bu yakýþýksýz sözler baþka... Bir MHP’li olarak Durmuþ’un türban yasaðýný eleþtirmesi gerekirken, bu aþaðýlayýcý üsluba baþvurmasý hem MHP kitlesinin duyarlýklarýna aykýrý hem nezaketsiz bir tavýrdýr. Arýnç’ýn hatasý Meclis baþkanlýðý yapmýþ tecrübeli bir kiþi olarak Arýnç, CHP’li Sayýn Güldal Mumcu’yu ziyaret edip saygýlý bir dille görüþ ve uyarýlarýný anlatsaydý kimse bir þey demezdi. Halbuki Arýnç hýþýmla Güldal Mumcu’nun odasýna gitmiþtir, öfkeli bir dille konuþmuþtur. Odada yaþananlar CHP’lilerin anlattýðý gibi deðil de kendisinin anlattýðý gibi olsa bile Arýnç’ýn tavrý ‘azarlayýcý’dýr, nezaketsizdir. Olay, bizde ve dünya parlamentolarýnda oturumu yöneten baþkan veya vekiline karþý yapýlan eleþtiri ve protestolardan farklýdýr. Çünkü Sayýn Arýnç, Baþbakan Yardýmcýsý’dýr. “Milletvekili sýfatýmla söyledim” demesi onun Baþbakan Yardýmcýsý konumunu ve sorumluluðunu ortadan kaldýrmaz. Bu hareketi “Baþbakan Yardýmcýsý” sýfatýnýn gerektirdiði aðýrbaþlýlýkla baðdaþmamaktadýr. Baþbakan’a da bir not: Bizde “iktidarlarýn ikinci dönemleri”nde daima gerilim ve kutuplaþma fena halde týrmanýr, bugün de bunu yaþýyoruz! Gerilim ülkenin yönetilmesini çok zorlaþtýrýr. ‘Gaza gelmemek’ ve gerilimi düþürmek öncelikle baþbakanlarýn görevidir. Ýktidarlarýn etkili “güvercinleri” de böyle durumlarda devreye girerek tansiyonu düþürürler. Ak Parti’deki “güvercin”lerden hangileri devreye girerek tansiyonu düþürmek ve parlamento çalýþmalarýnýn önünü açmak için gereken siyasi temsil gücüne sahiptir?! Türkiye’de bu mesele daima ciddi bir problem olmuþtu; bugün de ciddi bir problemdir maalesef. Taha Akyol, Milliyet, 04.02.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.