Webmaster Geschrieben 12. Januar 2010 Teilen Geschrieben 12. Januar 2010 Ne bölünüyor, ne parçalanýyoruz, sadece gerçek iktidar el deðiþtiriyor Sabahlarý, gazetelere þöyle bir baktýðýmda dahi içim kararýyor. Akþamlarý, TV kanallarýndaki talk showlarý izleyince durum daha da karanlýklaþýyor. Gün boyu insanlarla karþýlaþýyorum, sorularýna muhatap oluyorum. Üniversitelerde konferanslara katýlýyorum, bazý TV programlarýnda da konuk olarak sorularla karþýlaþýyorum. Hele Abbas Güçlü’nün programlarýný izlerken, gençlerin ülkeye bakýþlarýný dinlerken açýkçasý ürküyorum. Bu ülkenin önemli bir bölümünün genel görüþü , gidiþatýn çok kötü olduðu þeklinde... - Ekonominin son derece kötü bir durumda bulunduðu, iþsizliðin bir türlü azalmadýðý ve insanlarýn giderek fakirleþtiðine inanýlýyor. - Demokratik Açýlým adýna, PKK ile pazarlýða oturulduðu ve bu nedenle Kürtlerin azýttýklarý ve bu þekilde Türkiye’nin bölünmesinin hýzlandýðý ileri sürülüyor. - Türk düþmaný olan Ermenilerin de baþ tacý edildiði, bunun da Türklüðe hakaret anlamýna geldiði belirtiliyor. - Ak Parti’nin laik sistemi kemirdiði, Askerin gücünü özellikle erittiði, yargýyý ve Anayasa mahkemesini ele geçirdiði , bu gidiþle ülkenin demokratik-parlamenter sisteminin erozyona uðradýðý vurgulanýyor. - Özellikle Baþbakan’ýn , Demokrasi adý altýnda ülkeyi giderek faþist bir yönetime doðru götürdüðü yazýlýyor. Ak Parti ise, bütün bu iddialarýn tamamen uydurma olduðu iddia ediyor. Peki, gerçek nerede? Ülke parçalanýyor mu ? Felakete mi sürükleniyoruz? Ben yýllardýr ayný senaryolarý seyrediyorum. Siyasetle ilgilenmeye baþladýðým 1955’den itibaren bir tek yýl dahi, “ Oh, iþler iyi gidiyor” dendiðini hatýrlamýyorum. Altan Öymen’in son kitabý (Öfkeli Yýllar)’ný okuyun görürsünüz. Mehmet Barlas’ýn geçen hafta SABAH’taki dizisini izlediyseniz, orada da farketmiþsinizdir. Bu ülkenin tarihi, insanlarýmýzýn günlük hayatlarýný eziyete çevirmekle geçmiþtir. Ýlk demokrasi adýmlarýnýn atýldýðý yýllarda, CHP’nin körüklemesi sonucu 27 mayýs ihtilali yaþandý. Neden? Demokrat Parti’nin ülkeyi faþizme sürüklediði ve ekonomiyi batýrdýðý suçlamasýyla, iktidar kafalarýna yýkýldý.Sonradan baktýk ki, meðer hiçte öyle bir tehlike yaþanmamýþ. Demirel’in Baþbakanlýðý süresince, Türkiye tarihinin en düþük enflasyonunu yaþadýðý dönemlerde, ülkenin ekonomisinin battýðý, herþeyin mahvolduðu yazýlýr, söylenirdi. Demirel hükümetleri yýllar boyu yerden yere vuruldu. 1970 ve 1980’lerde günde 25 kiþinin öldürüldüðü, kurtarýlmýþ bölgelerin yaratýldýðý sol-sað çatýþmalarda ülkenin bölündüðü yazýlýp çiziliyordu. Bu sayede 12 mart ve 12 eylül müdahaleleri geldi. Þimdi geri dönüp baktýðýmýzda, bu iddialarýn ne kadar abartýlý, ne kadar gereksiz olduðu anlaþýlýyor. Muhalefet ve medyanýn iþi ne kadar abarttýðý net þekilde görülüyor. Özal’lý yýllarda da ANAP kadrosu “Takunyalýlar” diye nitelendirildi. Laik sistemin tehlikeye düþtüðü ve Kürtlerle Federasyon fikrinin ilk defa ortaya atýldýðý öylesine yazýlýp çizildi ki, öylesine gürültü çýkarýldý ki, sonunda, Özal ve ANAP Türkiye’yi Amerika’ya satmakla suçlandý. BUGÜNKÜ DURUM DA, HÝÇ FARKLI DEÐÝL... Þimdi geriye dönüp baktýðýmda þu sonucu çýkarýyorum: Evet, eleþtirilerin bir bölümü doðruydu, ancak olaylar ve geliþmeler muhalefetin ileri sürdüðü ve medyanýn seslendirdiði kadar aðýr deðilmiþ. Ülke ne batma , ne de parçalanma noktasýna gelmiþ. Muhalefet, sýrf iktidarý yýpratmak için öylesine sert ve katý iddialarda bulunmuþ, bizler de medyada iþleri öylesine abartmýþ, öylesine karamsarlýk yaymýþýz ki, geçmiþteki hemen her iktidarý bir “felaketler- karanlýklar” dönemine dönüþtürmüþüz. Hayatý kendimize haram etmiþiz. Muhalefet, hiçbir zaman eleþtiri ile kavga arasýndaki sýnýrý bulamadý. Dengeyi kuramadý. Ýktidarý yerden yere vurmak, toplumu germe pahasýna, eleþtiri gibi benimsendi. Medya ve Sivil Toplum Örgütleri de bu abartýya katýldýlar. Bu ülke sürekli bir “savaþ halinde” yaþadý. Bir tek defa dahi rahat edemedik. Tüm kavga ve savaþa raðmen de ne ülke parçalandý, ne laik sistem deðiþti, ne de battýk. Hala da dimdik ortadayýz. Bugün de durum ayný...Sadece bugünün farký ve gerilimlerin doðma nedeni, sadece “gerçek iktidarýn el deðiþtirmesinden” kaynaklanýyor. Ýktidarýn eleþtirilecek dünya kadar yaný var. Size sayfalarla yazabilir ve Ak Parti’yi yerden yere vurabilirim. Ancak ne batma noktasýndayýz, ne de parçalanma... Bugün kaygý ve kuþku içinde yaþayanlara, bunca deneyimime dayanarak þunu söyleyebilirim: “ Sorunlarýmýz var...Bu iktidar artýk süresini doldurmaya baþladý...AKP toplumu yordu...Ekonomi iyi deðil, ancak baþka ülkelere oranla da batma noktasýnda deðil...PKK ve Kürt terörü çok önemli bir süreçten geçiyor, ancak bölünme diye bir tehlike söz konusu deðil...Laik sistemi de kimse deðiþtiremez...” Özetle, fazla aldýrmayýn... Eskiden de krizlerimizi abarttýk, bugün de abartýyoruz. Nasýl onlarý atlatmýþsak, bugünleri de atlatacaðýz. Yarýn AKP gelip gidecek, baþkalarý gelecek. Eskiye tek farký, gerçek iktidarýn baþka ellere geçmesi, güç dengelerinin deðiþmesi olacak. Ancak emin olun, onlar da ayný senaryolarý yaþayacaklar. Türk olmak, Türkiye’de yaþamak ve Türkiye’de siyaset yapmak zordur... Mehmet Ali Birand, Posta, 12.01.2010 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
carpe_fortunam Geschrieben 12. Januar 2010 Teilen Geschrieben 12. Januar 2010 Ne bölünüyor, ne parçalanýyoruz, sadece gerçek iktidar el deðiþtiriyor Ancak emin olun, onlar da ayný senaryolarý yaþayacaklar. Türk olmak, Türkiye’de yaþamak ve Türkiye’de siyaset yapmak zordur... Mehmet Ali Birand, Posta, 12.01.2010 neden acaba, mehmet ali bey, neden??? Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.