Webmaster Geschrieben 3. Dezember 2009 Teilen Geschrieben 3. Dezember 2009 Türköne: 'Hepimizin Bediüzzaman'a borcu var' http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/70722.jpg Prof. Dr. Mümtazer Türköne, 'Bediüzzaman tek parti vandalizmine karþý taþra seçkinlerini oluþturdu. Halký þiddetten uzak tutarak bugünlerin alt yapýsýný hazýrladý.' dedi. MORALHABER.NET - ÖZEL HABER Dursun Kabaktepe'nin röportajý Prof. Dr. Türköne: 'Hepimizin Bediüzzaman'a borcu var. Bende borçluyum' Prof. Dr. Mümtazer Türköne, bir TV programýnda tek parti döneminin tahribatýný Bediüzzaman Said Nursi'nin düzettiðini söyledi. Moralhaber.Net olarak bizde Prof. Dr. Türköne'ye tek parti döneminde yaþanan tahribatý Bediüzzaman Said Nursi’nin nasýl düzelttiðini sorduk. Prof. Dr. Türköne, Said Nursi’nin toplumu þiddetten uzak tutarak halkýn fikri alt yapýsýný beslediðini, Kur’an’ý ve Ýslam’ý çaðýn koþullarýna uygun olarak yorumladýðýný, o dönemde yaþayan taþra elitlerine kendilerini ifade etmeleri için yol gösterdiðini ve 2009 yýlýndaki toplumun alt yapýsýný oluþturduðunu anlattý. Ýþte Prof. Dr. Türköne ile Zaman Gazetesi'nin kafeteryasýnda Said Nursi ve Nurculuk akýmý konusunda yaptýðýmýz röportajýmýzýn ayrýntýlarý: http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/image/mumtazerturone_dursunkabaktepe.jpg TEK PARTÝ DÖNEMÝ MODERNLEÞME VANDALÝZMÝDÝR Bir televizyon kanalýnda ‘Tek parti tahribatýný Said Nursi düzetti’ dediniz. Tek parti döneminde nasýl bir tahribat yaþandýðýný anlatýr mýsýnýz? Türkiye’de, sonradan bir ‘Tek parti altýn çaðý' efsanesi üretildi. Bütün güzelliklerin ve iyiliklerin kaynaðý olan bir tek parti döneminden bahsediliyor. Bunun arkasýna da bir figür yerleþtiriliyor. Bu gerçeklere tamamen aykýrýdýr. Bu tarihin en baskýcý ve zulmün tüm Osmanlý tarihi boyunca bile rastlanmayacak kadar arttýðý karanlýk bir dönemdir. Cumhuriyeti kuran azýnlýk kadrolarýn, seçkinci elitlerin önlerinde hiçbir engel görmeden, bu modernleþtirme politikalarýný, kendi dar dünyalarýnda gerçekleþtirdikleri, çok ilkel yöntemlerle halka zorla kabul ettirmek istedikleri bir projedir. Ýnsan onuruna ve doðasýna aykýrý bir dönemdir. O dönem için ne söylenebilir? Tek parti dönemi tek kelime ile modernleþme Vandalizm’idir. Vandalizm kelimesi buraya çok uydun düþer. Vandalizm kan dönmekten zevk almaktýr. Kaba güç kullanmaktan zevk almaktýr. Tek parti döneminin böyle bir yapýsý vardýr. Son derece dar kafalar. Osmanlý’dan Cumhuriyete geçerken toplum bütün elitlerini savaþ meydanlarýnda kaybetmiþtir. Bunlar büyük ölçüde kýyýda köþede duran savaþ kaçaklarý, dar mahfillerde çýkar odaklarý þeklinde bu Cumhuriyeti yaðlamaya baþlamýþlar. Karþýlarýnda da herhangi bir güç olmadýðý için ‘vandalca’ ilerlemiþler. Çünkü Osmanlý’da denge güçleri vardý. Ama bu dönemde bu güçler kalmamýþtýr. Bu vandalizmin en önemli tahribatlarýndan bir tanesi Türk musikisinin yok edilmesidir. Bu korkunç bir tahribattýr. TOPLUMU KÜLTÜREL KÖKLERÝNDEN KOPARDI Türk Musikisi konusunu biraz açar mýsýnýz? Neden korkunç bir tahribattýr? 1931 yýlýndan sonra radyoda Türk Musikisi yasaklanmýþtýr. Bu Ortadoðu ve Balkanlar coðrafyasýnýn en güçlü ve en zengin musikisidir. Neden Türk Musikisi? Dede Efendi’lerin, Itrilerin olduðu musikiyi Cumhuriyet yasaklýyor. Bu tam anlamýyla kültürel Vandalizm’dir. Toplumu kültürel köklerinden koparmaktýr. Bu süreçten sonra musiki konservatuarlarda da yasaklandý. Ardýndan Türkiye’de tam anlamýyla mezhebi gayri sahih bir müzik çýktý. Arabesk gibi. Türkiye’nin kültürünü etkisi altýna aldý. Sonra Osmanlý eserlerine karþý yapýlan tahribat baþladý. Kimliði, kiþiliði oturmuþ toplum büyüklerine karþý saldýrýlar yapýldý. Savcýnýn beratýný isteyip de idam edilen Ýskilipli Atýf Hoca gibi. Bu toplumu ayakta tutan birçok deðerler yok edildi. Bu coðrafyanýn insaný olan yeni elitler niçin halkýna bunlarý reva gördü? Tam anlamýyla iktidar içindir. Bunun diðer adý faþizmdir. Tek parti dönemini en iyi ifade edecek söz faþizmdir. Ýtalyan faþizmi Türkiye’de çok yakýndan takip edilmiþtir. Özellikle Recep Peker’de bir Faþizm hayranlýðý vardýr. Toplumun dini, kültürel ve tarihi deðerlerine her türlü saldýrý yapýlmýþtýr. Toplum refleks olarak kendisini korumaya baþladý. Bu konuda Cumhuriyet tarihinde kendini dengeleyecek iki tür refleks ortaya çýktý. BEDÝÜZZAMAN TAÞRA SEÇKÝNLERÝNÝ OLUÞTURDU Bu refleksler nedir? Biri Bediüzzaman Said Nursi’nin öncülüðünde ortaya çýkan Nurculuk’tur. Diðeri ise þiddete yakýn olan Kemal Pilavoðlu’nun kurduðu Ticanilik olmuþtur. Eþ zamanlý olarak ayný yýllarda Türkiye’de yaygýndýr. Biri tarikat diðeri ise cemaattir. Bediüzzaman toplumun inançlarýna yapýlan saldýrýlar karþýsýnda halkýn inanç yapýsýný beslemiþtir. Topluma bu aðýr tahribat karþýsýnda serum verip vücudu güçlendirmiþtir. Bunu da Ýslam’ý ve Kuran’ý yorumlayarak yapmýþtýr. Cemaati sýký bir þekilde bir araya getirmiþtir. Tek parti vandalizmine karþý taþra seçkinlerini oluþturmuþtur. Taþradaki okuma-yazma bilen seçkinler bu hareket ile kendilerini ifade etmiþlerdir. Bugünkü seçkinlerin temeli o dönemde oluþmaya baþlamýþtýr. Said Nursi onlarla bir direnç hattý oluþturmuþtur. Nasýl bir direnç hattý oluþturmuþtur? Taþra elitlerini takviye etmiþtir, güçlendirmiþtir. Onlarýn kendi arasýndaki dayanýþmasýný saðlamýþtýr. Elitlerin halký baský altýna aldýðý o dönemlerde Nurculuk hareketi modern bir tepki olarak ele alýnmalýdýr. Þerif Mardin’in Bedizzzaman Said Nursi kitabýnýn çok önemli bir çalýþma olduðunu düþünüyorum. NURCULUK GERÇEKTE SOSYAL BÝR HAREKETTÝR Türkiye’de Nurculuk nasýl algýlanýyor? Bir dini hareket olarak algýlanýyor. Ama Nurculuk gerçekte bir sosyal harekettir. Nurculuðun sosyal temellerine inmek lazým. Bu hareketlere dâhil olan insanlarýn hangi sosyal ihtiyaçlarýna karþýlýk bulduklarý araþtýrýlmalýdýr. Türkiye’de Bedizüzzman Sadi Nursi’nin taþra elitleri ile baþlattýðý bu hareket bugüne gelmiþtir. Bugün ise bu taþra elitlerinin kendilerini deðiþik þekillerde ifade ettikleri cemaatler yeni dayanýþma modelleri oluþturmuþlardýr. Bugün AK Parti'yi de bu taþra elitlerinin 2009 yýlýna yansýmasý olarak deðerlendirmek lazým. Türkiye’de devletin içinde ekonomik, toplumsal ve kültürel olarak herkesin mutlaka bugün bulunduðu ve sahip olduðu konumda Bediüzzaman’a borcu vardýr. Borç kavramýný açar mýsýnýz? Düþünceden, oluþturduðu modelden, gösterdiði istikametten ve toplumu þiddetten uzak tuttuðu için borçludur. Kendisini þiddet dýþýndaki araçlarla ifade etmesini saðladýðý için hepimizin ona borcu vardýr. Bende borçluyum. Savaþý isteyen toplumlarýn tükeneceðini söylediniz. Bediüzzaman olmasaydý ve bu düþünceler savunulmasaydý bugün nasýl bir Türkiye portresi ortaya çýkardý? Muhtemelen Pakistan’ýn, Ýran’ýn ve Afganistan’ýn yaþadýðý gibi þiddet yüklü bir tarihimiz olurdu. Ben bunu tek baþýna Bediüzzaman Said Nursi’nin baþardýðýný düþünüyorum. Örnek verir misiniz? Bakýn bu çok önemlidir. Bu ülkede Kürt sorununu çözme konusunda yaptýðý yeniliktir. Umutlu olmamýzýn tek ve yegâne temeli Bediüzzaman Said Nursi’dir. YENÝ BÝR TOPLUMSAL DAYANIÞMA OLUÞTURDU Bediüzzaman’ýn etkileri neler olmuþtur? Özellikle Kürtleri Türkiye’nin geri kalaný ile yakýn ve yan yana tutan Bedizüzaman’ýn varlýðýdýr. Bugün Kürtler konuþurken Said Nursi’yi referans gösteriyorlar. Ben özelikle Kürt toplumu ile Türklerin geri kalan kýsmýný bir tutan ana çerçeveyi baþlangýçta Bediüzzaman Said Nursi’nin çizdiðini düþünüyorum. Tek parti dönemi zalimce Kürtleri eziyordu. Said Nursi bunu hangi yönüyle baþarmýþtýr? Toplumu siyasetten uzak tutmuþtur. En önemlisi de þiddetten uzak tutmuþtur. Ýnancý o günün þartlarýna göre yorumlayarak yeni bir toplumsal dayanýþma oluþturmuþtur. Söylediði þeylerden çok kullandýðý yöntemi ve koyduðu hedefleri önemlidir. Toplumu siyasetin uzaðýnda tutarak siyasi hedef koymuþtur. Bir tarafta silah ve þiddet kullanan, entrikalar yapan bir merkez, diðer tarafta ise direnenler var. Direnenler, etraflarýna baktýklarýnda en saðlam kale olarak Bediüzzaman’ý görüyorlar. Bu mücadelenin bugüne yansýmasý nasýl olmuþtur? Tarihin garip bir yapýsý vardýr. Geçmiþte yapýlanlarýn bugün nasýl bir anlam taþýdýðýný daha iyi anlýyorsunuz. 1940 ve 50’li yýllarda Nurculuðu bir dini hareket olarak algýlayanlar bugün baktýklarýnda bunun nasýl bir sosyal hareket olduðunu daha iyi görüyorlar. O sosyallik zamanla büyüyor ve sonuçlarý ortaya çýkýyor. CHP’NÝN ÝKTÝDAR PROJESÝNÝ YOK ETTÝ Sol kesim bunun farkýna vardý mý? Sol kesim içinde Bedizüzzman’dan saygý ile bahseden birçok kiþiyle tanýþtým. Tek parti ideolojisini savunanlarda hala bir þey var. Ama ciddi manada Bediüzman’la ilgili güzel sözler söylüyorlar. En son Baþbakan’ýn saydýðý isimler arasýnda yer alýnca bazý CHP’liler ‘Herkes tamam. Ama Bediüzzman hariç’ dediler. Hala onlarda biraz direnç var. Neden Said Nursi'ye karþýlar? CHP’nin tek partili dönemde geleceðe dönük iktidar projesini yok eden Bediüzzaman’ýn kendisidir. O yüzden bu tepkileri normal. Bediüzzman’ýn yaptýklarý bugünleri nasýl etkiledi? Ben þuna inanýyorum: Bediüzzaman, 1940’lý ve 50’li yýllarda söyledikleri ile bugünleri görmüþtür. ‘Bugün bunlarý yaparsak yarýn þunlar olur.’ yönündeki telkinleri ile geleceði çok iyi okumuþtur. Ve bunun adýna feraset deniyor. SEYÝT RIZA TEK PARTÝ YÖNETÝMÝNÝN ÝSTEDÝÐÝ HAMLEYÝ YAPTI Tek parti döneminin uyguladýðý þiddet politikasý ve bunlara direnenleri kýyasladýðýmýzda ortaya nasýl bir sonuç çýkýyor? Mesele güncel bir konu olduðu için Dersim olayýný deðerlendirebilir misiniz? Tek parti döneminin vandalizmi ve buna direnenler arasýnda Dersim önemli bir yere sahiptir. Dersim bölgesi Alevi Kürtlerin yaþadýðý bir bölgedir. Alevi Kürtlerde ilginç bir yapýya sahiptir. Bölgenin coðrafi yapýsý çok serttir. Osmanlý’da bu bölgeye ulaþamamýþtýr. Bunlar baþýna buyruk yaþýyorlardý. Cumhuriyet kontrol altýna almak istemiþtir. 1935 yýlýnda. bir plan yapýyorlar; devlete baðlayacaklar. Uyguladýðý teknik, isyan çýkartýp, sonra kanlý bir þekilde bastýrarak devlet otoritesini kabul ettirmektir. Bu sýrada Seyit Rýza’nýn direniþi baþlýyor. Zaten tek parti yönetimin de istediði bu olmuþtur. Ondan sonra devlet kanlý bir þekilde isyaný bastýrmýþtýr. Peki, sorun çözüldü mü? Onlar isyaný bastýrýp sorunu çözdüklerini sanýyorlar. Hâlbuki Dersim sorunu çözülmemiþtir. Hala sorun sürüyor. Kürt Alevileri bu devletin kurduðu sistemin içine yerleþtirmek hala mümkün deðil ve onlar tepkililer. HALKI ÞÝDDETTEN UZAK TUTARAK TOPLUMU GELÝÞTÝRDÝ Bediüzzman ve Seyit Rýza arasýnda nasýl bir kýyaslama yapýyorsunuz? Ben buradan Seyit Rýza’nýn tepkisi ile Bediüzzaman’ýn gösterdiði tepkinin karþýlaþtýrýlmasý gerektiðini düþünüyorum. Bediüzzman halký þiddetten uzak tutarak toplumun alt yapýsýný geliþtirdi. Seyit Rýza direniþ yaptýðý için tek partinin istediði hamleyi gerçekleþtirmiþ oldu. Bu dönem için birde Ticanilik’ten bahsetmiþtiniz. Onlar neler yaptý? Ticanilik de tam tersine þiddet kullanýyordu. O dönemin hükümetine bahane veriyor, onlarýn istediði gibi davranýþlarda bulunuyorlardý. Ama Bediüzzman muhataplarýný þiddetten korumuþtur. Kimsenin oyununa gelmemiþtir. Þiddet kullanmadan, fikir üreterek toplumun alt yapýsýný beslemiþtir. YARIN: Demokratik açýlým süreci ve TSK içindeki cunta yapýlanmasý Moralhaber.Net, 03.12.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.