Webmaster Geschrieben 30. November 2009 Teilen Geschrieben 30. November 2009 Mustafa Sungur dua bekliyor http://www.moralhaber.net/resimler/haberler/70627.jpg Hac için Suudi Arabistan'da bulunan Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sungur, bronþit teþhisi ile Arap Hastanesinde tedavi altýna alýndý. Tedavisi devam eden Sungur'un yakýnlarý sevenlerinden dua beklediklerini belirttiler. MUSTAFA SUNGUR kimdir? 29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni’de doðdu. Ýlkokuldan sonra Kastamonu’daki Gölköy Köy Enstitüsü’ne kayýt yaptýrdý. Mustafa Sungur, çalýþkan bir talebeydi. Enstitüde dine karþý takýnýlan tavra raðmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldýðý dinî eðitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi. 29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni’de doðdu. Ýlkokuldan sonra Kastamonu’daki Gölköy Köy Enstitüsü’ne kayýt yaptýrdý. Mustafa Sungur, çalýþkan bir talebeydi. Enstitüde dine karþý takýnýlan tavra raðmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldýðý dinî eðitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi. Mustafa Sungur 1945 yýlýnda, henüz 16 yaþýnda iken evlendi. O yýllarda, daha sonra hizmetine gireceði Said Nursî’yi sadece duymuþluðu vardý. Risaleleri 1946 yýlýnda, Ahmet Fuat Efendi ile Safranbolulu Keçeci Mehmet Efendi vesilesiyle tanýdý. Said Nursî’yi tanýdýktan kýsa bir süre sonra, ona hitaben mektuplar kaleme aldý. Bu mektuplarda, önce köy enstitüsünde edindiði izlenimleri aktarýyordu. Bu mektuplarý yazarken, genç bir Nur talebesi olan Mustafa Sungur, bir yandan da heyecanlý bir bekleyiþ içindeydi. Nur dairesine girebilmeyi, Üstadýn kendisinden bahsetmesini, kendisine “talebem” demesini hasretle bekliyordu. Talebeliðe kabul edilmeyi kainatýn en büyük hediyesi olarak görüyordu. Mustafa Sungur’un beklediði geliþme nihayet gerçekleþti ve Üstad gönderdiði bir mektubunda “Nurun küçük kahramanlarýndan Mustafa Sungur” ifadesini kullanmýþ, onun hizmetlerini övgü dolu sözlerle takdir etmiþti. 1947 Eylülünde Mustafa Sungur, Bediüzzaman Said Nursî’yi görmek arzusunu yerine getirmek için yollara düþtü. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Emirdað’a ulaþtý ve Bediüzzaman'la görüþtü. Mustafa Sungur, bir yýl sonra (1948) Afyon Dâvâsý sebebiyle Bediüzzaman’ýn tutuklandýðýný duydu. Afyon’a giderek Üstadý ziyaret etti. Ziyaret dönüþü Bediüzzaman’a uzunca bir mektup gönderdi. Bu yüzden tutuklanarak mahkemeye çýkarýldý. Sonuçta 6 ay ceza aldý. 1949 senesinin Nisan ayýnda köyüne dönen Mustafa Sungur, 5 ay ceza aldýðý için memuriyetten de çýkarýldý. Mustafa Sungur, Afyon’da Bediüzzaman’la beraberken, Ýzmir taraflarýnda imam olan babasý Mehmet Efendi, onu Bediüzzaman’a þikayete geldi. Üstad onunla görüþüp ikna etti. Böylece Mustafa Sungur, artýk Risale-i Nur dairesi içinde, hiç çýkmamak üzere bulunmaya devam etti. Mustafa Sungur, askerliðini ise 1955-1956 arasýnda, önce altý ay yedek subay olarak Ankara’da, daha sonra da Samsun’da yaptý. Bediüzzaman Said Nursî’nin 1946, 1958 ve 1959′da birkaç defa yazdýðý vasiyetnamelerinde adý zikredilen Mustafa Sungur’un Þerife, Ahmed Said, Muhammed Nur, Saide Nur, Aynur, Cihannur, Nurullah adýnda yedi çocuðu vardý. Bedüzzaman’ýn vefatýndan sonra kendisini tamamen risale sohbetlerine adadý. 1954 yýlýndan 1960′a kadar doðrudan Bediüzzaman’ýn hizmetinde bulundu. Bu süre içinde Risale-i Nur’u ve hizmet düsturlarýný bizzat Üstaddan ders aldý. Mustafa Sungur, iman ve Kur’ân hizmeti uðrunda bir çok defa tutuklandý. Ve þu anda ayný heyecan ve gayretle o örnek hizmetine devam etmektedir. Risalehaber.com, 30.11.2009 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
vuslat Geschrieben 30. November 2009 Teilen Geschrieben 30. November 2009 "ALLAH acil sifalar versin!" Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.