Mustafaa. Geschrieben 6. September 2009 Teilen Geschrieben 6. September 2009 Bakis Acisi Salih ADEM Kainat bizim bakis acimiza göre bir mana kazanmaktadir. Hayat bir insana tamamen manasiz ve sacma gelebildigi gibi, baska birine sonsuz manalarla dopdolu, hikmet ve güzellikler tasiyan bir sürec seklinde görünebilmektedir. Birbirine zit bu farkli anlayislarin kaynagi, kainatin yaraticisi, insana hayati veren Zat'in varligini kabule veya redde dayanmaktadir. Yaratici kabul etmeyen bir kainat anlayisi her seyi tesadüflere, madde ve enerji dönüsümlerine baglarken, Allah'in varligina ve birligine inanan bir kisi kainatta her seyin O'nun izni ve emriyle cereyan ettigini kabul ettiginden her seyde bir gaye, bir hikmet ve bir güzellik görebilmektedir. Sadece aklimizi kullanarak bu iki görüsten hangisinin dogru oldugunu tespit etmek mümkün müdür? Allah'in varligina dair isaret ve deliller bes duyu ile algiladigimiz alandan cikarilabilir. Bu isaretlerden Allah'a ulasmak ise niyete, bakis acisina ve vicdan derinligine baglidir. Peygamberler de Allah'in varligini bildirmektedir. Bu özel insanlarin peygamberliginin delili olarak, Allah-ü Teala onlarin eliyle birtakim mu'cizeler göstermistir. Allah'in varligini kabul etmek istemeyen kisiler ya bu mu'cizeleri toptan inkar etmekte veya onlari Allah'tan baska sebeplere baglamaktadirlar. Hayatin manasi sadece bu tarihi mu'cizelere dayanamaz. Kainattaki her varlik ve hadise, peygamberlerin ve onlarin yolundan giden veli zatlarin hayatlari, semavi kitaplar ve bilhassa hicbir harfi degismeden günümüze ulasmis en büyük mu'cize Kur'an, Allah'in varligini gösteren isaretlerdir. Inanan insan icin her sey, Allah'in varligini gösteren bir isarettir. Herhangi bir varlik sanatli yapisi, vazifesi ve kainattaki diger varliklarla münasebeti itibariyle bir mana ifade etmektedir. Bunun ne oldugunu cözmek; akil ve kalbin birlikte calisarak, ortaya koyduklari tefekkür ameliyesi neticesinde hikmete ulasmakla mümkün olur. Inanan bir insan acisindan hikmet, esyanin hakikatini ve yaraticisini bilmektir. Bu durumda kainattaki varliklarin ifade ettikleri mana insana görünmeye baslayacaktir. Mesela yedigimiz gidalari sadece enerji elde etmeye yarayan maddeler olarak tüketebilecegimiz gibi, bunlari bizim icin Yaratan Allah'a sükretmek icin de degerlendirebiliriz. Böylelikle meyve, sebze, tahil vs gibi nimetlerin anlami bakis acimiza göre farkli degerler kazanir. Uyku bir dinlenme vasitasidir. Helal kazanc insanin hayatini devam ettirmesi icin gereklidir. Bütün bunlar, yani yeme, uyuma ve helalinden kazanma, insanin Cenab-i Hakki tanimak icin gönderildigi dünya hayatini sürdürebilmesi icin gereken unsurlardir. Asil gaye bu hayati ve hayatin icindeki nimetleri veren Zat'i bilmeye calismaktir. Yaratici hicbir sekilde yarattiklarina benzemez. Yaratici'nin güzelligi, rahmeti, sevgisi, ilmi, kudreti ve bütün sifatlari hep sonsuzdur. Sonlu ve fani varliklar, O'ndaki bu güzel isim ve sifatlarin tecelli ettigi aynalardir. Ucsuz bucaksiz gökyüzü O'nun azametini ve kudretini, annelerin sefkati O'nun rahmetini, insanoglunun kainati anlama gayretinin meyvesi olan fizik, kimya, biyoloji, astronomi, jeoloji, tip gibi bilimler O'nun varligina isaret etmektedir. Alternatif bir aciklama; kainatin bir tane olmayip farkli kanunlarla isleyen sonsuz evrenlerin bulundugunu ve bizim icinde bulundugumuz alemin isledigi kanunlarin hayati netice verecek sekilde oldugunu kabul etmektir. Halbuki bir tane kainatin varligi Yaraticisi'na isaret ederken, sonsuz evrenlerin var olmasi Allah'in varligina daha kuvvetli bir isarettir. Hayatin manasi niyetlerimize ve bakis acilarimiza göre belirlenmektedir. iman nazariyla kainata bakilinca her sey Cenab-i Allah'i tesbih eden yani O'nun varligini, birligini ve yüceligini bildiren nesneler olarak görülmektedir. Buna ragmen imaninin gerektirdigi sekilde yasamayanlarin kalblerinde olusan pas, kainati gözlemlerken esyayi ve hadiseleri bir sis perdesi arkasindan bulanik görmeye yol acacagindan, her seyden Allah'a bir yol bulmak ve görülen her seyde Allah'i hatirlamak pek mümkün olmayacaktir. Tekrar baslangictaki soruya gelirsek, peygamberlerin ve bilhassa son peygamber Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) getirdigi nurla kainata bakilir, akil ve kalb bu nurla nurlanirsa, insan hem kainatta hem de kendi nefsinde Allah'in varligina ve birligine isaretler, deliller bulur. Kur'an-i Kerim'in ve Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) sirlarini acikladigi kainat, Allah'i bin bir ismiyle tarif etmektedir. Bu anlayisla bakilan kainatta, bulutlarla Allah'in rahmet tecellisi olan yagmur getirilmekte, simsek ve gök gürültüsü Allah'i hatirlatan isaretler olmakta; cesit cesit nimetler rizik verici, merhametli ve hikmetli (Hakim) bir Allah'a, uzaydaki yildizlar gökyüzünü süsleyen Kudreti Sonsuz bir Yaratici'ya, insanin icindeki ahlak ve bozulmamis vicdan apacik iyiligi emreden ve kötülükten sakindiran bir Rabb'e isaret etmektedir. Mutlak hakikat, ilim ve amelin birbirini beslemesiyle kavranabilir; filozoflarin yapmaya calistigi gibi sadece düsünce yoluyla degil. Peygamberlere ise, bu hakikat bilgisi dogrudan, hem de en dogru kaynaktan verilmistir. cünkü insani ve kainati en iyi bilen, elbette onlari yaratandir. Insani hayvanlardan ayiran ve üstün kilan en önemli fark mücerret kavramlarla düsünebilmesidir. Esyaya mana yüklemek ve isimlendirmek, bilim yapmak ve sanat eserleri ortaya koymak insana has nimetlerdir. insan kainatin ve hayatin manasini kesfetme gayreti gösterir, kalb ve ruhun derece-i hayatina cikmaya calisirsa, yeryüzünde Allah'in halifesi olma misyonunu eda etmis olur. cünkü en temel hakikatler kalble anlasilabilir ve ruhun bir boyutu olan iradenin insana sagladigi dinamizmle hayata gecirilebilir. http://www.sizinti.com.tr/konular.php?KONUID=5114&SAYIID=368&KATID=19 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.