Gast Geschrieben 20. Februar 2009 Teilen Geschrieben 20. Februar 2009 Bilmem hatýrlar mýsýn?.. Unutmak yoktur. Hatýrlayamamak vardýr sadece. Bellek yahut hafýza dediðimiz o mucizevi kuyu, gözeneklerinde, taþ aralarýnda, zerrelerinde gördüðü, duyduðu, yaþadýðý hatta hayal ettiði her þeyi saklar, zerresini yitirmez. Yeryüzünde hiçbir ses, hiçbir koku ve yaþanmýþ hiçbir an bütünüyle yok olmaz, silinmez. Yeri ve zamaný geldiðinde, bir itici güç, bir olay ya da bir çaðrýþým hiç ummadýðýmýz anda fitili ateþler ve onlar, saklandýklarý yerlerden, küllerini silkeleyip çýkarlar: hatýrlarýz! Hatýrlayamadýklarýmýzýn ya zamaný gelmemiþtir ya da geçmiþtir. Jorge Semprun, "Her þey kaldý bende her þey!" diyordu. Semprun'un hayatýný yazan Gerard de Cortanze þöyle sürdürüyordu onun sözünü: "Yitik bir zamanýn sularýndan doðmuþ, bizi asla terk etmeyen, yaný baþýmýzda açýk seçik bir saydamlýkla duran, kesitleri, labirentleri, sarp kývrýmlarýyla bütün o yýllar varlýklarýný sürdürüyorlar." Her þey kaldý bende, her þey... Ve bütün o yýllar, varlýklarýný sürdürüyorlar! Biraz zorlasam, doðduðum güne kadar her þeyi hatýrlayacakmýþým gibi gelir bana. Bunu düþündükçe korkarým. Üç yaþýma kadar olan pek çok þeyi hatýrlýyorum. Mesela kardeþimin doðduðu günü... Üç yaþýndaydým ve yaðmurlu bir kýþ günüydü. Yan odada kadýnlar toplanmýþtý. Ýçeri girip girip çýkýyorlardý. Annemin sesi geliyordu. Bir kadýn, elinde mavi bir leðenle dýþarý çýktý. Leðen kanlý su doluydu. 'Bir kýz kardeþin oldu' dediler. Sütten kesildiðim günü de hatýrlarým. Annem o gün yeni bir fistan giyip þehre gitmiþti. O güne kadar onu öyle bir giysiyle görmemiþtim. Yabancý biri olmuþtu, tanýyamadým. Annem beni býrakýp gitmiþti. Akþama kadar aðladým. Akþam gelip yeniden eskilerini giydiðinde, artýk çok geçti! Küsmüþtüm ona. O gün sütten kesildiðim gündü... Ne garip hatta ne ürkütücü bir kuyu þu hafýza dediðimiz! Unutmak ne büyük bir nimettir! Pek çok þeyi de unutmak isterim. Beynimi kemirip duran, bastýrmak, yok etmek istediðim anlar, görüntüler, sözler. Belki otuz yýldýr, kýrk yýldýr unutmak için çabalar dururum; fakat nafile! Ýlk günkü tazeliðiyle durur ve silkip atmak istedikçe üzerine yapýþan tüyler gibi kaybolup gitmezler. Unutamamak büyük acýlar verir, eski acýlar... Bazen de unutmak acý verir, hatýrlayamadýðýn küçücük bir ayrýntý, tatlý bir an... O küçük ve deðerli an'ýn etrafýný temizler, havalandýrýr, beklersin. Bir yerlerden hayal meyal belirsin, sonra yavaþ yavaþ görünür olsun, þekillensin istersin. Olmaz, öylece kararýp kalýr. Kederlenirsin... Unutulmaktan korkarým ben. 'Beni unutma' diye bir çiçek var mýydý? Geçenlerde YKY'den Mehmet H. Doðan'ýn "Þimdi Uzaklardasýn" kitabýnýn yeni basýmý çýktý, Bir süre karýþtýrdým. Bu kitabýn adýný seviyorum. Þimdi Uzaklardasýn... Birer birer göçüp gitmiþ dostlarýn ardýndan, onlar için, onlara dair yazýlmýþ yazýlar, anýlar, hatýrlayýþlar, yaþantý parçalarý... Cansever, Turgut Uyar, Melih Cevdet, Can Yücel... Ne çok yaþanmýþlýk var!.. Birkaç gündür kafaya taktýðým 'hatýrlama' meselesi, burada da karþýma çýktý. "Yazarak kurtarabiliriz geçmiþi geleceðin yaðmasýndan, zamanýn hoyratlýðýndan." diyor, Mehmet H. Doðan. "Hoyrattýr bu akþamüstüler daima, diyerek baþlayabiliriz örneðin"... Sonra unutmak selinin önünden kaçýrdýðý bir öðle sonrasýný anlatýyor: "1981 yazýnda, Ülker'le, Edip'le, Turgut'la ve Turgut'un kedileriyle yaþanmýþ bir öðle sonumuz var. Bugünse ne Ülker, ne Edip, ne Turgut, ne de Turgut'un kedileri... Yalnýzca ben kaldým o öðle sonundan bugüne. Bir gün ben de gidince, o güzel öðleden sonundan akþama kadarki zaman yaþanmamýþ gibi olacak. Gerçek dýþý sanki: Oysa yaþandý. Yaþandýysa anlatýlmalý. O günü anlatmakla baþlýyorum. Arkasý da gelecek. Þimdi uzaklarda olanlarý, bir daha kavuþmamýz hayal olan sevdiklerimi, sevdiklerimizi yazý'ya terk edeceðim. Zamanýn hoyrat ellerine býrakmayacaðým onlarý." Þu "yaþanmamýþ gibi olacak" sözü içime iþliyor... Bir anýn, bir hayatýn yaþanmamýþ gibi olmasý ne kadar ürkütücü. Ama gerçek! Ne çok an, ne kadar çok hayat yaþanmamýþ gibi oluyor! Zamanýn hoyrat ellerinden kurtarýlabilen yaþamaklar ne kadar az! Þu bizim yaþayýp durduðumuz küçük hayatlarýmýz da bir gün elbet yaþanmamýþ gibi olacak. Bütün yazma çabamýz, o anlardan birer küçük hatýrayý, dondurmaktan ibaret deðil mi? Zamanýn elinden kurtarmak... Bir gün oturup birbirimize bakacaðýz, çok eski zamanlardan açar gibi, kýsýk bir sesle konuþacaðýz... Bilmem hatýrlar mýsýn? Zaman Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.