Webmaster Geschrieben 5. Januar 2009 Teilen Geschrieben 5. Januar 2009 Efendimiz’in (S.a.v) aþýk olduðu bir þehir: GAZZE!.. Ýmam Þafiî’nin de doðduðu bu güzide þehir, ne yazýk ki, 1917’de Osmanlý’nýn bölgeden çekilmesi ile birlikte aðlamaya baþlamýþ... Bu iki yýllýk dönem zarfýnda Mekke’nin lideri sayýlan dede Abdulmuttalib, torunu Muhammed’e (s.a.v) sürekli iki farklý þehrin hikâyelerini anlatarak büyütecekti. Bu iki þehirden birisi ileride medeniyetin beþiði olacak olan o günkü ismi ile Yesrib’ti; diðeri ise Abdulmuttalib’in babasý Haþim’in kabrinin bulunduðu Gazze idi. Efendimiz’in (s.a.v) dedesinin babasý Haþim, ya da asýl ismi ile Amr ibn Abdulmenaf, Kureyþ içerisinde güçlü iradesi ve eþsiz kabiliyeti ile öne çýkan bir þahsiyetti. Amr ibn Abdulmenaf, Kureyþ’in selâmeti için civar tüm kabilelerle antlaþmalar yapmýþ; yaz ve kýþ aylarýnda ayrý ayrý bölgelere ticari kervanlar göndermeye baþlamýþtý. Mekke’de ciddi kýtlýðýn olduðu bir sene, Suriye’den getirdiði ekmekleri kýrarak et suyunun içerisine doðrayýp gelen hacýlara ikram ettiði için Haþim adýný almýþtý. Haþim; kýran, ufalayan ve daðýtan demekti. Bu isim ile meþhur olan Amr, yine ticari bir maksatla Medine’ye ya da o zamanki ismi ile Yesrib’e gitmiþti. Burada kurulan panayýrlarýn içerisinde soyluluðu ve nezaketi ile ilgisini çeken bir haným ile tanýþmýþtý. Bu haným daha sonra adýný çokça duyacaðýmýz Neccar oðullarýna mensup Selma isimli bir hanýmdý. Haþim, Selma’ya talip oldu ve bu yolculuk sýrasýnda da onunla evlendi. Bir müddet beraberce Medine’de kaldýlar. Bu süre zarfýnda Selma hamile kaldý; Haþim de ticari seferini tamamlamak için Gazze’ye gitti. Takdir-i Ýlahi, Haþim, Gazze’de hastalandý; vefat etti ve orada defnedildi. Bundan dolayý Araplar bu þehre hâlâ Gazzetü Haþim derler. Selma, kocasý Haþim’in Gazze’de vefat ettiðini öðrenince çok üzüldü ve karnýndaki bebeði babasýz olarak doðurdu. Doðan çocuðun saçlarýnda biraz beyazlýk olduðu için ona Þeybe ismini verdiler. Þeybe, annesinin yanýnda Medine’de yetim olarak büyüdü. Sekiz yaþlarýna gelince amca Muttalib yeðenini yanýna getirmek istedi ve bu amaçla Medine’ye geldi. Þeybe’yi alýp Mekke’ye getirirken olayýn öncesinden haberleri olmayanlar, Muttalib’in arkasýnda duran çocuðun, pazardan alýnmýþ bir köle olduðunu zannederek, o çocuða Abdulmuttalib / Muttalib’in kölesi demeye baþladýlar. Ýnsanlarýn böyle isimlendirdikleri bu çocuk, ileride Kureyþ’in reisi ve Hz. Peygamber’in dedesi olacak olan Abdulmuttalip’ten baþkasý deðildi. Ýþte Abdulmuttalib, kendisi ile ayný kaderi paylaþan torunu Muhammed’e (s.a.v) baþýndan geçen bu olaylarý anlatarak, O’nun (s.a.v) Gazze’ye ve Yesrib’e daha o zamanlardan ilgisinin oluþmasýna sebep olmuþtu. Elbette Efendimiz’de (s.a.v) oluþan bu ilgiye sahabe de kayýtsýz kalmamýþtý. Bu ilginin bir tezahürü olsa gerek ki; Gazzatü Haþim diye anýlan bu tarihi þehrin Ýslâmlaþmasý, Kudüs’ün öncesine dayanýr. Kudüs, Hz. Ömer zamanýnda Ýslâm otoritesinin altýna girmiþken; Gazze, Hz. Ebubekir’in hilâfetinin ilk yýllarýnda fethedilmiþtir. Ýmam Þafiî’nin de doðduðu bu güzide þehir, ne yazýk ki, 1917’de Osmanlý’nýn bölgeden çekilmesi ile birlikte aðlamaya baþlamýþ, 1948’de iþgal devletinin kurulmasý ile birlikte yüzü bugünlere kadar hiç gülmemiþtir. Tarihinde bunca önemli olayý barýndýran bu þehir, iþgalden bu tarafa da, en büyük direniþi ortaya koyan yer olmuþtur. Ama gelin görün ki; Gazze, Muharrem ayýna girip, yavaþ yavaþ Aþura gününe yaklaþtýðýmýz bugünlerde, Kerbelâ’yý andýran bir olaya sahne olmaktadýr. Demek ki, bu yaralý ümmetin ne Kerbelâlarý ve ne Hüseyinleri bitecek; ne de onlarý katletmek için hiçbir sýnýr tanýmayan Yezidleri eksik olacaktýr. Uyuyan ümmeti diriltme adýna kýlýçlarýn önünde doðranmaya razý olan Hz. Hüseyin’in bu çaðdaki takipçileri olan Gazze’nin yiðitlerini selâmlarken, “Biz ne yapabiliriz?” sorusuna da cevap bulmak zorundayýz. Yapmakla mükellef olduðumuz bazý vazifelerimizi burada hatýrlatma adýna þunlarý söyleyebiliriz: 1) Herkes, gücü nispetinde oralara maddi destekte bulunmalýdýr. Ortada yaralýlar var, evsizler var, yetimler var… Bunlar þimdi bizlerden uzanacak yardým ellerini bekliyor. Çeþitli yardým kuruluþlarý aracýlýðý ile az ya da çok herkes gücü nispetinde bir þeyler yapmalý, en azýndan oradaki kardeþlerimize sahipsiz olmadýklarýný hissettirme adýna somut bir þeyler ortaya koymalýyýz. 2) Öncesinden daha çok ve daha sýký bir þekilde boykotu geniþletmeliyiz. Ýsrail, Amerika ve onlarýn yandaþlarýnýn mallarýný satýn almamalý, satmamalý; hele hele iþgalin açýk bir sembolü olan Cola ve benzeri mallarý kullanmamalý ve kullandýrmamalýyýz. 3) Ümmetin vahdetinin, tevhidin doðru anlaþýlmasýndan geçtiðini unutmamalýyýz. Akidede birlik tevhid, siyasette birlik vahdettir. O halde bizi bir kýlan ortak deðerleri çoðaltmalý ve asla bizleri parçalayan, aramýzdaki tefrikayý körükleyen meselelere kapý açmamalýyýz. Özellikle böyle bir zamanda pirenin kanýnýn peþine düþen zavallýlara kesinlikle itibar etmemeli, pazara sürdükleri çürük mallarýna talip olmayarak, bu zihniyette olanlara gerçek mânâda derslerini vermeliyiz. 4) Evlerimizi, iþlerimizi, sahip olduðumuz mekânlarý iþgal zihniyetlerine teslim etmemeliyiz. Evlerinde vahyin aydýnlýk sesini deðil de, baþka þeyleri iktidara taþýyanlarýn, Gazze’yi iþgalden kurtarmalarýný beklemek boþ bir bekleyiþ deðil midir? Yüreklerdeki ve evlerdeki iþgali sonlandýrdýðýmýz ve imaný iktidara taþýdýðýmýz gün, yaþadýðýmýz dünyada birçok þey kendiliðinden deðiþecektir. Öyle ise bugünün, imaný her alanda iktidara taþýma günü olduðunu unutmamalýyýz. 5) Oradaki kardeþlerimizin sahipsiz olmadýklarýný onlara hissettirme adýna yapýlan etkinliklere gücümüz nispetinde katýlmaya çalýþmalýyýz. Bazen bir caminin avlusunda haykýrdýðýmýz bir tekbir, Gazze ve Tel Aviv’de akýllarýmýza gelmeyen büyük bir tesire dönüþebilir. Bundan dolayý tüm mazlum kardeþlerimize burada sizin için toplandýk demeli ve bunu göstermeye çalýþmalýyýz. 6) Baþta Filistin olmak üzere, kanayan tüm coðrafyalarýmýz için dua dua yakarmalý; Rabbimizin katýndan gelecek bir rahmeti celp edecek yakarýþlarýmýzý sürdürmeliyiz. Bizim O’ndan baþka kimimiz var ki? Ondan baþka dertleri çözecek kim var ki? O’ndan baþka zalimleri kahredecek güç mü var ki? O halde biraz önce saydýðýmýz fiili dualarý yerine getirdikten sonra kavli dualarý da unutmamalý; çocuk, yaþlý, genç, tek tek veya cemaatle dua etmeli ve bu konuda Rabbimizin yardýmýný istemeliyiz. Allahým! Çaðýn Ebrehelerine coðrafyalarýmýzý çiðnetme. (Amin!) ferit inanç, 03/01/2009, GENC KALEMLER Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.