Gast Geschrieben 9. Oktober 2008 Teilen Geschrieben 9. Oktober 2008 Cenâbý Hak Cennet ehlinin, Cennette eþleriyle birlikte ebedî mutluluða mazhar olacaklarýný müjdeler. Bu müjde Kurân’da þöyle yer alýr: O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler. Onlar ve eþleri gölgeler altýnda tahtlara kurulurlar. Orada onlar için her çeþit meyve vardýr. Bütün arzularý yerine getirilir. Onlara Rabbi Rahîm’den selâm da vardýr. (1) Dünyanýn dikenli baðlarýnda acý günde, tatlý günde birlikte yaþayan, birlikte aðlayan, birlikte gülen, hayatýn ve imtihanýn bir gereði olarak yer yer kendilerini alýkoyamadýklarý sürtüþmeleri ve tartýþmalarý bertaraf etmesini de baþaran karý kocanýn ebedî âhiret hayatýnda ebedî zevkleri ve ebedî güzellikleri birlikte paylaþmalarý elbette müstesnâ bir ihsâný Ýlâhîdir. Bu ihsaný Ýlâhîyi dünyadaki sabýrlarýnýn bir sonucu olarak hak ettikleri de söylenebilir. Çünkü sýrf âile yuvalarýnýn selâmeti ve huzuru için birlikte dünyanýn acýlý imbiklerinden süzülmüþler, birlikte ýztýraplý eleklerden geçmiþler hep ama hep birlikte sabretmiþler, Allaha birlikte dayanmýþlar, Allahtan birlikte ümit ýþýðý beklemiþler. Öyle her sýkýntýda, her acýda, her olumsuzlukta yek diðerini terk edip dünyevî keyfinin peþine takýlýp gitmek yok elbet. Sýrf dünya mutluluðu için mi yaratýlmýþsýn ki, her konuda dünyevî kýstas ve kriterleri birinci plâna alýyorsun? Cenâbý Hak bazen eþlerden birisine hastalýk verir, sabýr ister diðerine eþine buna raðmen sadâkat, baðlýlýk ve hizmet tarzýnda bir görev yükler ve yine sabýr ister. Bazen karý-kocayý birlikte fakirlik imtihanýna tabi tutar, bazen zenginlik sýnavýndan geçirir. Tüm bu imtihanlarýn sonucu uhrevîdir. Netice âhirette alýnacaktýr. Âkýbet verme hakký âhiretindir. Çünkü âhiret dünya tabanýna oturmuþ bir ebediyet þehridir. Cenâbý Hakkýn sabredenleri sever.” (4) Beyanlarýnýn ve taahhütlerinin elbette çok müstesnâ bir anlamý olmalýdýr! Elbette bu taahhütler hâþâ karþýlýksýz verilmiþ Ýlâhî taahhütler deðildir! Boþanmak fazîlet midir? Gelin bu sorunun cevabýný Peygamberlerin hayatlarýnda arayalým. Hazret-i Nûh Aleyhisselâm kendisine inanmayan müþrik karýsýna tahammül etmiþ, boþanmamýþtý. Hazreti Lût Aleyhisselâm Sodom ahlâksýzlarý ile birlikte hareket eden hâin karýsýna tahammül etmiþ, boþanmamýþtý. Hazreti Eyyûb Aleyhisselâm yýllarca hasta yattýðý günlerde muhtereme hanýmý Rahmet kendisine sabretmiþ, eksiksiz hizmet etmiþ býrakýp gitmemiþti. Örnekler artýrýlabilir. Þüphesiz karý ile koca ayný fýtratta, ayný karakterde, ayný yapýda ve ayný yaratýlýþta deðillerdir. Þüphesiz boþanmak haram da deðildir. Fakat boþanmak fazîlet de deðildir. Boþanmakla ulaþýlmasý düþünülen hayýr ve fazîlete, sabýrla pekâlâ ulaþýlabilir ileriye de geçilebilir. Boþanmakla ulaþýlmasý düþünülen huzur ve mutluluða da, sabýrla pekâlâ ulaþýlabilir ileriye de geçilebilir. Çünkü söz geliþi, boþanmakla hayâlî bir selâmete mi ermek istiyoruz oysa sabrýn sonu zaten selâmettir! Söz geliþi boþanmakla bir murada mý ermek istiyoruz sabreden kiþi zaten muradýna ermeye namzet kiþi demektir. Bu Kurânýn beyan ve taahhüdüdür. O halde soralým kendimize: Boþanmak mý fazîlettir? Sabýr mý? Boþanmak mý hayýrlýdýr? Sabýr mý? Boþanmadan dolayý ortada kalan ve iyi yetiþme fýrsatý bulamayan çocuðun çektiði mânevî acý ve ýztýrap, karý kocanýn boþanmakla hedeflediði dünyevî saadeti âhiret noktasýndan sýfýrlar, yer, yýkar, bitirir, mahveder; dünyayý da, âhireti de zehir eder, azaba çevirir! Çocuða mý yazýk, sabýrsýzlýk yüzünden ket vurduklarý ve engel olduklarý kendi ebedî saadetlerine mi yazýk? Hangisine aðlanmalý? Bu acý sona kendilerinden baþka kim aðlar? Oysa birbirlerinin titizliklerine, hassasiyetlerine, varsa çekilmez alýþkanlýklarýna, dayanýlmaz ve taþýnmaz düþkünlüklerine ve tutkularýna sabretmeleri ne kadar mutluluk vericiydi! Bir bilselerdi! Bir bilselerdi! Birlikteliðin devamlýlýðýnda elbette hayýr ve fazîlet vardýr. Bundandýr ki, karý ve koca evlenirken birbirlerinin dindârlýklarýna deðer vermelidirler. Birbirlerinde dindarlýk aramalýdýrlar. Sünnet olan budur! Çünkü dindar insan daha geçimlidir, daha sabýrlýdýr, âhiretin bitmeyen, fânî olmayan ve lezzette üstüne olmayan ebedî nimetlerine daha müþtâktýr! Bilir ki, saadetin yolu sabýrdan geçmektedir. Üstad Bedîüzzaman hazretleri karý ile koca arasýndaki ebedî baðý güçlendirecek formülü çizerken ayrýlýða ve boþanmaya yer vermez. Býrakýp gitmeye satýr açmaz. Terk etmeye izin vermez. Bilakis Bedîüzzaman, sâlihâ ve dindar zevcenin, kocasý tarafýndan taklit edilesi bir kadýn olduðunu; kocanýn, ancak bu taklitle ebediyet arkadaþýný kaybetmeyeceðini hatýrlatýr. Üstad Hazretlerine göre kadýn da dindar kocasýný ebediyen kaybetmemek için dindar olmalýdýr. Böylece kadýn hem dünya saadetini, hem de âhiret saadetini elde edebilecektir. Bedîüzzaman’ýn dilinde ayrýlýk yoktur, gayrýlýk yoktur; birliktelik ve saadet vardýr. (5) O halde, eðer fazîlet arýyorsak bu, boþanmada deðil; sabýrdadýr! Eðer saadet arýyorsak bu boþanmada deðil; sabýrdadýr! Eðer ebediyet arýyorsak bu boþanmada deðil; sabýrdadýr. Bilhassa dindar eþimizi eften püften sebepler yüzünden, bizim de benzerlerini taþýdýðýmýz hatâlar ve kusurlar yüzünden dýþlamak, itham etmek, kýrmak, incitmek vebâldir, günahtýr, sorumluluk vericidir. Dipnot: (1) Yâsîn Sûresi: 55-58 (2) Bakara Sûresi: 153, 249 (3) Bakara Sûresi: 155; (4) Âli Ýmrân Sûresi: 146 (5) Lemalar, s. 203 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.