Webmaster Geschrieben 28. März 2008 Teilen Geschrieben 28. März 2008 Kur’an, Þiddet ve Fitne Üzerine Bazý Tesbitler Prof. Dr. Ahmet Akgündüz Rotterdam Ýslam Üniversitesi Rektörü · Ýslam hoþgörü dinidir · Savaþ Hukuku ve Barýþ Hukuku Hükümlerinin Kasten Birbirine Karýþtýrýlmasý Asla Kabul Edilemez; Wilders bunu yapmaktadýr. · Savaþ Zamanýnda Þiddete Karþý Çýkan Ýslam, Barýþ Zamanýnda þiddete müsaade eder mi? · Fitne ne demektir? · Bütün Dinler Ahiretin Olduðunu ve Ahirette Allahýn Ebedi bir Azabý Bulunduðunu Kabul etmektedirler 1. Ýslam hoþgörü dinidir Dünyada ve Hollanda’da bazý siyasiler ve çevreler tarafýndan Kur’an’ýn þiddeti ve terörü teþvik eden bir din olduðuna dair ithamlar yapýlmasýndan dolayý bütün dünyada bu konu tartýþýlýr hale geldi. Bu sebeple haklý olarak bazý Müslümanlar da bu konuyu sorar hale geldiler. Bize düþen meseleyi bazý yönleriyle öncelikle de Müslümanlara hitaben anlatmaktýr. Elbette ki aklý olan her insan bu sözlerimizin muhatabýdýr. Ýslam hoþgörü dinidir; insaný en kýymetli varlýk olarak kabul eder; ma’sum insanlara karþý yapýlan tecavüz ve hücumlarý büyük günahlar arasýnda sayar. Nitekim bahsini ettiðimiz Kur’an ayeti bunu haykýrmaktadýr: ’Kim bir baþka caný öldürmek veya yeryüzünde anarþi çýkarmak gibi bir suçu bulunmadan haksýz yere bir cana kýyarsa, bütün insanlýðý öldürmüþ gibi olur. Kim bir canýnýn kurtuluþuna vesile olursa, bütün insanlýðý ihya etmiþ gibi olur. Bizim peygamberlerimiz, onlara çok açýk deliller getirdiler. Ancak bütün bunlardan sonra insanlardan çoðu yine yeryüzünde aþýrýya gitmiþ ve zulm etmiþlerdir.’ (5: 32). Gerçek þu ki, müslüman ölüme deðil, sadece hayata hizmet eder. Bu hadise sebebiyle Ýslamýn koyduðu iki temel hukuk prensibini asla unutmamalýyýz: Birincisi: Kur’an’ýn ’Bir suçlu bir baþka suçlunun yükünü yüklenemez’ (6: 164). Yani bir cani yüzünden bir baþka insan asla cezalandýrýlamaz. Hukukta cezalar ve suçlar þahsîdir. Ýkincisi ise, berâat-i zimmat esastýr. Yani suçluluðu isbat edilinceye kadar kimse suçlanamaz. Delil olmadan kimseyi cezalandýrmak adalet deðildir. Aksi isbat edilmedikçe insanlar masum kabul edilirler. Ýslamýn temel anlayýþý þudur: Nasýl ki sen bir gemide veya bir evde bulunsan, seninle beraber dokuz masum ile bir câni var. O gemiyi batýrmak ve o evi yakmaya çalýþan bir adamýn, ne derece zulm ettiðini bilirsin. Ve zalimliðini, yerlere ve göklere iþittirecek derecede baðýracaksýn. Hattâ bir tek masum, dokuz câni olsa; yine o gemi hiç bir kanun-u adâletle batýrýlamaz. 2. Savaþ Hukuku ve Barýþ Hukuku Hükümlerinin Kasten Birbirine Karýþtýrýlmasý Asla Kabul Edilemez Bundan birkaç sene önce Twente Üniversitesinde bir konferansa katýldým. 600 kiþiyi bulan dinleyiciler arasýndan birisi, Kur’an’ýn þiddet içerdiðini ve insanlarý þiddete teþvik ettiðini iddia etti ve bana Kur’an’dan bir ayet okudu. Meali þöyleydi: ‘küfrün önderlerine karþý savaþýn. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardýr. (Onlara karþý savaþýrsanýz) umulur ki küfre son verirler.’ Ben ise ayetin baþ tarafýný okumasýný söyledim Okumak istemedi. Ben tamamladým. ‘Eðer antlaþmalarýndan sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldýrýrlarsa,….’ (Kur’an, Tevbe, Ayet 12). Þu anda bazý siyasetçilerin ve Ýslam’a bu yönüyle saldýranlarýn tamamý bu þekilde davranmaktadýr ve ayetleri sadece iþlerine gelen yönlerini alarak çarpýtmaktadýrlar. Daha önemli bir nokta da þudur: Bildiðiniz gibi, her devletin Savaþ Hukuku kurallarý ayrýdýr ve barýþ hukuku kurallarý ayrýdýr. Eðer siz barýþ hukuku kurallarý ile savaþ hukuku kurallarýný birbirine karýþtýrýrsanýz, o zaman Hollanda’nýn Afganistanda ve Türkiyenin Kuzey Irakta yaptýðýna da þiddet dersiniz. Aynen öyle de Ýslam Hukukunun birinci kaynaðý Kur’an-ý Kerimdir. Kur’an-ý Kerimde hem barýþ dönemine ve hem de savaþ dönemine ait ayetler vardýr. Ýþte Wilders ve benzerleri, Kur’an’ýn savaþ dönemine ait bazý ayetlerini alarak sanki genelmiþ gibi göstermektedirler. Doðrudur; Kur’an’da 109 tane Savaþ Hukuku ile alakalý hükümler vardýr. Mesela Hz. Peygamberin Medine’yi müdafaa ederken inen bazý savaþ hükümleri bunlara misaldir. ‘190. Size karþý savaþ açanlara, siz de Allah yolunda savaþ açýn. Sakýn aþýrý gitmeyin, çünkü Allah aþýrýlarý sevmez. 191. Onlarý (size karþý savaþanlarý) yakaladýðýnýz yerde öldürün. Sizi çýkardýklarý yerden siz de onlarý çýkarýn. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaþmadýkça, siz de onlarla savaþmayýn. Eðer onlar size karþý savaþ açarlarsa siz de onlarý öldürün. Ýþte kâfirlerin cezasý böyledir. 192. Eðer onlar (savaþtan) vazgeçerlerse, (þunu iyi bilin ki) Allah gafûr ve rahîmdir. 193. Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnýz Allah için oluncaya kadar onlarla savaþýn. Þayet vazgeçerlerse zalimlerden baþkasýna düþmanlýk ve saldýrý yoktur.’ (Bakara Suresi). Þimdi siz bu ayetleri okur da barýþ zamanýna uygularsanýz, o zaman hata yapmýþ olursunuz. Maalesef mesela Washington Times’ýn yazarlarýndan Cal Thomas týpký Wilders gibi davranmýþ ve bu ayetin sadece ‘Onlarý yakaladýðýnýz yerde öldürün’ ayetini alarak Ýslamý ve Kur’aný suçlamýþtýr. Doðrudur; Kur’an-ý Kerimde 109 adet savaþ ayeti bulunmaktadýr. Ancak bunlar tamamen savaþ dönemin e ait hükümlerdir. Eðer süz bu ayetlerin niçin nazil olduðunu veya hangi münasebetle Peygambere indirildiðini bilmezseniz, manayý anlayamazsýnýz. Biraz önce Bakara suresinden naklettiðimiz ve tamamen savunma savaþýyla alakalý ayetleri þiddet ayetleri olarak vasýflandýrýrsýnýz. Ben bu ayetlerden bazýlarýnýn numaralarýný verebilirim: 2: 244, 216; 3: 56, 151; 4: 74, 76, 89, 95, 104; 5: 53 gibi). Maalesef dünyadaki bazý politikacýlar, Kur’an ve Ýslam Hukuku konusunda cahildirler. Bunlar Kur’anýn Savaþ Hukuku ile alakalý ayetlerini tahrif ederek sanki Kur’anda þiddeti teþvik eden ayetler olduðunu iddia etmektedirler. Ayrýca her konuda olduðu gibi bu konularda genellemelere gitmektedirler. Bu sebeple bazý yanlýþ tefsir edilmeye çalýþýlan ayetleri zikretmek istiyoruz. A) Ayet 47:4 “(Savaþta) inkâr edenlerle karþýlaþtýðýnýz zaman boyunlarýný vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince baðý sýkýca baðlayýn (esir alýn). Savaþ sona erince de artýk ya karþýlýksýz veya fidye karþýlýðý salýverin. Durum þu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alýrdý. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onlarýn yaptýklarýný boþa çýkarmaz..” Bu ayet tümüyle savaþ hukukunu düzenlemektedir. Eðer bu kurallarý modern savaþ hukuku ile kýyaslayacak olursanýz, Kur’anýn koyduðu hükümlerin daha mükemmel ve insanlýðýn yararýna olduðunu görürsünüz. Baþka türlü izahlar tamamen çarpýtmadýr. B) Ayet 8: 39: “Fitne ortadan kalkýncaya ve din tamamen Allah'ýn oluncaya kadar onlarla savaþýn! (Ýnkâra) son verirlerse þüphesiz ki Allah onlarýn yaptýklarýný çok iyi görür.” Bu surenin adý savaþ ganimetleri manasýný ifade etmektedir. Hatta Ku’an ayet 8: 1’de þöyle demektedir: “Sana savaþ ganimetlerini soruyorlar …” Bir çocuk bile Kur’anýn bu ayetlerle savaþ hukukunu düzenlediðini anlar; zira bu ayetten sonar yine Ku2anýn ganimetlerin taksimini düzenleyen ayeti gelmektedir. C) Ayet 8: 60: “Onlara (düþmanlara) karþý gücünüz yettiði kadar kuvvet ve cihad için baðlanýp beslenen atlar hazýrlayýn, onunla Allah'ýn düþmanýný, sizin düþmanýnýzý ve onlardan baþka sizin bilmediðiniz, Allah'ýn bildiði (düþman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanýz size eksiksiz ödenir, siz asla haksýzlýða uðratýlmazsýnýz..” Eðer bütün silah teknolojilerini ve harp taktiklerini fitnenin ve þiddetin belirtisi Kabul ederseniz, o Zaman dünyadaki en büyük fitne ve þiddet Amerika Birleþik Devletleri ve Batýlý Devletlerdir; zira bütün dünyaya silah teknolojisini veren ve hazýrlana bunlardýr. Kur’an Müslümanlara kendilerini harbe hazýrlanmalarý için talimat vermektedir. Bundan normal daha ne olabilir? Bu ayet de Savaþ Hukukuna dâhildir. Keþke bütün Ýslam ülkeleri bu talimatlara uysalardý da b atýlý devletler gibi kuvvetli olsalardý. D) Ayet 4: 89: “Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eþit olasýnýz. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eðer yüz çevirirlerse onlarý yakalayýn, bulduðunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardýmcý edinmeyin”. Bu ayet de Savaþ Hukuku ile alakalýdýr. Eðer herhangi bir akýllý insan, savaþ hukukunda uzman olsun olmasýn, diyecekler ki, bu ayet savaþý ilgilendirmektedir barýþ zamanýný deðil. Zaten bir sonraki ayeti okuyan da hemen bunu anlayacaktýr: “Ancak kendileriyle aranýzda antlaþma bulunan bir topluma sýðýnanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarýyla savaþmak (istemediklerin) den yürekleri sýkýlarak size gelenler müstesna.….” Böylesine bir çarpýtma ne ahlakidir, ne insanidir; ayný zamanda bütün mukaddes kitaplara da hakarettir, cahillik ve ahlaksýzlýktýr. 3. Savaþ Zamanýnda Þiddete Karþý Çýkan Ýslam Barýþ Zamanýnda þiddete müsaade eder mi? Ýslam’da soykýrým olup olmayacaðýný veya insana karþý þiddet uygulanýp uygulanamayacaðýný harp halinde bile yasak ve serbest fýilleri ayrý ayrý özetleyerek izah edebiliriz: A) Yasak fiiller: Zulüm ve iþkence ile öldürmek; muhârip sýnýfýna girmeyen kadýnlarý, küçükleri sahiplerine hizmet için gelmiþ köleleri, sakat ve müzminleri, yaþlýlarý, hastalarý, akýl hastalarýný ve dünyadan el etek çekmiþ din adamlarýný öldürmek yasaktýr. Ancak bunlardan biri bedeni, fikri ve malý ile savaþa katýlýrsa, öldürülebilirler. Ýnsan ve hayvanlarýn uzuvlarýnýn kesilmesi (müsle) de yasaktýr. Verilen söze veya muâhedeye aykýrý hareket yasaktýr. Savaþ zarureti bulunmadan ziraî mahsuller, orman ve aðaçlar yakýlamaz. Zina ve gayr-i meþrû münasebetler yasaktýr. Rehineler öldürülemez; ölülerin baþý ve uzuvlarý kesilemez ve katliam yapýlamaz. Baþta baba olmak üzere yakýn akraba, savaþla ilgisi olmayan esnaf ve tüccarlar öldürülmez. Daha baþka yasaklar da bulunmakla beraber, biz bu kadarýyla iktifâ ediyoruz[1]. B) Normal zamanlarda yasak olduðu halde savaþ sebebiyle serbest hale gelen fiiller iki gruba ayrýlýr: Birinci grup; düþman þahýslara karþý yapýlmasý caiz olan fiillerdir. Savaþa katýlan düþman askerlerini öldürmek, yaralamak, takip etmek ve esir almak caizdir. Öldürülmemesi gerekenleri daha önce belirtmiþtik. Hz. Peygamber’in “Harp hiledir” hadisi gereði, düþmaný þaþýrtmak, moralini bozmak ve yanlýþ taktik ve stratejilere sevk etmek amacýyla savaþta hile yapýlabilir. Bunun hazýrlayýcýsý demek olan soðuk harp yani propaganda da caiz görülmüþtür. Düþmana her çeþit silahla hücum edilebilir. Ancak zehirli silahlarýn kullanýlmasý, hukukçular tarafýndan reddedilmiþtir. Kalelerin yakýlmasý veya düþmanýn suda boðulmasý da caiz görülmüþtür. Gece baskýný ve pusu da harbin sevk ve idaresinde caiz görülen harb vasýtalarý arasýndadýr. Bedir harbinde yapýldýðý gibi suyollarý kesilebilir veya kullanýlmaz hale getirilebilir. Düþmana haber sýzdýran casuslar ölüm cezasýna çarptýrýlýrlar. Kýsaca yasak fiillerin dýþýnda bütün fiiller harp zamanýnda serbest hale gelir. Bu arada hava ve deniz harbinin de caiz görüldüðünü sadece belirtelim[2]. Ýkinci grup ise; düþman mallarýna karþý harp esnasýnda yapýlabilecek fiillerdir. Ýslâm hukuku, temelde sulh veya harp halinde her çeþit mal telefini yasaklar. Ancak harp zarureti gereði bu kaidenin istisnalarý ortaya çýkmýþ ve düþmana ait binalarýn yýkýlmasý, aðaçlarýn kesilmesi ve ziraî mahsullerin telef edilmesi caiz görülmüþtür[3]. Harp halinde bile bu sýnýrlamalarý getiren bir dinin þiddete, insan öldürmeye, katliama ve soykýrýma müsaade etmesi mümkün deðildir. 4. Fitne ne demektir? Fitne, Arapça kelime manasý olarak "topraktan çýkarýlan altýn ve gümüþ gibi madenlerin hasýný posasýndan ayýrmak üzere yüksek dereceli ateþte yakmak ve eritmek" demektir. Ýnananlarý inkârcýlardan, salihleri sapýklardan, iyileri kötülerden seçmek, insanlarý terbiye ve tecrübe etmek ve herkesin gerçek ayarýný belirtmek iþine de Kur'an, "fitne" tabir etmektedir. Yani, dünya hayatýnýn tamamý, bir fitne ve imtihandýr. "Her nefis ölümü tadacaktýr. Biz sizi sýnamak için hayra ve þerre mübtela kýlýyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz." [Enbiya: 35]; "Bilmem, belki de O (Allah) sizi denemek (üzere) bir süreye kadar yaþamak için (mühlet) veriyor."[Enbiya: 111]; "Ýnsanlar sadece "iman ettik" demekle, bir fitneye ve imtihana tabi tutulmadan býrakýlacaklarýný mý sandýlar? Yemin olsun ki biz, daha öncekileri de sýnadýk. Elbette Allah (bu imtihanýn sonunda) sadýklarý da bilecek, yalancý sahtekârlarý da bilecektir." [Ankekubt: 2, 3]; "Mallarýnýz ve evlatlarýnýz sizin için bir fitne (imtihan) dýr."[Teðabün: 15] Fitnenin, imtihan anlamýnda kullanýlan bu genel tanýmý yanýnda, biraz da "insanlar arasýnda fesat çýkarmak, dirlik ve düzeni bozmak, ortalýðý karýþtýrmak" gibi özel manalarý üzerinde duracaðýz. Bu nedenle Cenab-ý Hak: "... Fitne çýkarmak adam öldürmekten daha þiddetli bir günahtýr."[bakara: 191] "... Onlarla çarpýþýn (ve cihat edin ki) fitne ortadan kalksýn, din yalnýz Allah'ýn dini olsun."[bakara: 191] Ýnsanlarýn kafasýný karýþtýracak, þaþkýnlýða ve taþkýnlýða sebep olacak ve ihtilaf çýkaracak þekilde bazý yersiz ve yararsýz konularý gündeme getirmek de, manevi bir fesatçýlýk sayýlmýþtýr. "Kalplerinde eðrilik olanlar, fitne çýkarmak ve kendi keyiflerine göre yorumlamak için, müteþabih ayetlerin peþine düþerler. Hâlbuki onun hakiki te'vilini Allah’tan baþka kimse bilemez"[Al-i Ýmran: 7] ayeti bu duruma iþaret etmektedir. Fitne, bir diðer manada, zalim yöneticilerin istismar aracý olmak ve onlarýn zulmüne uðramaktýr. "Rabbimiz bizi zalimlerin fitnesi kýlma. Rahmetinle bizi inkârcý güruhun elinden kurtar"[Yunus: 85] 5. Bütün Dinler Ahiretin Olduðunu ve Ahirette Allahýn Ebedi bir Azabý Bulunduðunu Kabul etmektedirler Pavlos Romalýlara yazdýðý bir mektupta demektedir ki, ‘Allah insanlarý kendi itaatsizliklerinden dolayý ve bütün insanlara merhamet olsun diye ebedi hapse atacaktýr.’ (Rom. 11: 32). Ebedi azap konusunda da (Matt. 25: 46) þu hakikat Hýristiyanlýkta vurgulanmaktadýr ki, ebedi azap kesindir, nihaidir ve devamlýdýr. Ýslamiyete göre de mükâfat veya mücazat bu dünyadaki hayat imtihanýndan sonar insanlar beklemektedir. Ýyi iþler yapan ve Allaha inanan insanlar Allah’ýn rýzasýný kazanýrlar ve ebedi Cennet ile mükâfatlandýrýlýrlar. Sapýtanlar, Allahý inkar edip O’nun hükümlerini çiðneyenler ise, Cehenneme müstahak olurlar ve ebedi azap ile karþýlaþýrlar. Bazý cahil insanlar ebedi azap ile alakalý Kur’anýn bazý ayetlerini okuyarak þunu iddia etmektedir ki, Kur’an insanlýða karþý þiddet ihtiva etmektedir. Mesela 4:56 ayeti gibi ki buyruluyor: “Þüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateþe sokacaðýz; onlarýn derileri piþip acý duymaz hale geldikçe, derilerini baþka derilerle deðiþtiririz ki acýyý duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir..” Böyle bir iddia bütün mukaddes kitaplarý inkârdýr ve onlara hakarettir. “Sizi sadece boþ yere yarattýðýmýzý ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceðinizi mi sandýnýz?” (23: 115). Ýslama göre, Cehennemin vücudu ve þiddetli azabý, hadsiz rahmete ve hakiki adalete ve israfsýz, mizanlý hikmete zýddiyeti yoktur. Belki rahmet ve adalet ve hikmet, onun vücudunu isterler. Çünkü, nasýl bin mâsumlarýn hukukunu çiðneyen bir zâlimi cezalandýrmak ve yüz mazlum hayvanlarý parçalayan bir canavarý öldürmek, adalet içinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zâlimi affetmek ve canavarý serbest býrakmak, bir tek yolsuz merhamete mukabil, yüzer biçarelere yüzer merhametsizliktir. Evet, nasýl bir serseri âsi ve raiyete tecavüz eden bir adam, oranýn izzetli hâkimine dese, "Beni hapse atamazsýn ve yapamazsýn" diye izzetine dokunsa, elbette o þehirde hapis olmasa da o edepsiz için bir hapis yapacak, onu içine atacak. Aynen öyle de, kâfir-i mutlak, küfrüyle izzet-i celâline þiddetle dokunuyor. Ve azamet-i kudretine inkâr ile dokunduruyor. Ve kemâl-i rububiyetine tecavüzüyle iliþiyor. Elbette Cehennemin pek çok vazifeler için pek çok esbab-ý mucibesi ve vücudunun hikmetleri olmasa da, öyle kâfirler için bir Cehennemi halk etmek ve onlarý içine atmak, o izzet ve celâlin þe’nidir. Netice itibariyle Kur’an’ý veya Ýslamý þiddet Kitabý veya þiddet dini olarak vasýflandýranlar, ya Ýslam’a ve Kur’an’a düþmanlýklarýndan veya cehaletlerinden yahut akli dengesizliklerinden bunu yapmaktadýrlar. Bize düþen bilimle ve akýlla bunlara cevap vermektir. Bazan onlarý muhatap almamak en iyi cevap teþkil edebilir. Zira her üren köpeðe taþ atacak olursanýz yeryüzünde taþ kalmaz sözü meþhur bir atasözüdür. Ahmet Akgündüz, 28.03.2008 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.