Webmaster Geschrieben 17. März 2008 Teilen Geschrieben 17. März 2008 Birkaç haftadýr Pazar yazýlarýnda zindan-ý atalete düþtüðümüzün sebeplerini müzakere etmeye çalýþýyorduk ve bugün þevkin önündeki ikinci engel üzerinde duracaktýk. Ama Yargýtay Baþsavcýsýnýn AKP hakkýnda açtýðý kapatma dâvâsý, bu seriye bu hafta için ara vermemizi gerektiriyor. Bu sýcak geliþmeyle ilgili deðerlendirmeyi geciktirmek doðru olmaz. Aslýna bakýlýrsa bu dâvâ sürpriz deðildi, “Geliyorum” diyen bir dâvâydý. Ýþaretleri verilmiþti. AKP geçen Eylül ayýnda baþörtüsü meselesini yeni anayasa ile çözme konusunu gündeme getirdiði zaman, Baþsavcýdan ilk uyarý gelmiþti. Ve biz 21 Eylül 2007 tarihli “Yine ayný film” baþlýklý yazýmýzda bu uyarýyý þöyle eleþtirmiþtik: “Partiler hakkýnda Anayasa Mahkemesinde kapatma dâvâsý açma yetkisine sahip Baþsavcýnýn ‘türban serbestisinin doðuracaðý vahim sonuçlar’a dair ifadeleri, onca tutarsýzlýk ve çeliþkileriyle birlikte, AKP’ye ciddî uyarýlar taþýyor. Açýklama sanki, hazýr bekletilen kapatma dâvâsýnda sunulacak iddianameden alýnmýþ. “Dile getirilen iddialarýn hiçbir mantýðý yok. En baþta, yargý organlarýnýn getirdiði yasaktan söz ediliyor. Yargýnýn yasak koyma ve suç ihdas etme yetkisi mi var? Yasalarý Meclis yapmýyor mu? ‘Türban’ý serbest býrakmak niye yasama, yürütme ve yargýya duyulan güven ve itibarý zedelesin; neden halk arasýnda kin ve nefret uyandýrsýn; niçin karmaþa ve kutuplaþma getirsin? “Ama statükonun bu sorulara cevap verme derdi olmadýðý gibi, ortaya koyduðu tavýrda mantýk aramak da abes. “Anayasa Mahkemesinin baþörtüsünü yasaklayan kararýnda hangi hukuk, mantýk ve tutarlýlýk ölçüsü vardý ki bu açýklamada da olsun? “Mesele o deðil. Mesele, ‘devlet’in, ‘Ben ne diyorsam o’ diyen her zamanki buyurgan tavrý. Baþsavcýnýn, Teziç destekli açýklamasý uyarýdan da öte açýk bir ültimatom. AKP’ye ‘Ayaðýný denk al, aksi halde defterini düreriz’ mesajý.” Aradan zaman geçti; anayasa formülü rafa kalktý ve baþörtüsü sorununu üniversitelerle sýnýrlý olarak ve anayasanýn iki maddesinde yapýlacak deðiþiklikle “çözme” giriþimi gündeme geldi; Baþsavcý, uyarýyý bir kez daha tekrarladý. Ve biz 28 Þubat’ta þu satýrlarý yazdýk: “Genelkurmay’ýn 27 Nisan muhtýrasýný takiben Anayasa Mahkemesi eliyle çýkarýlan 367 engelini erken seçim kararýyla aþan ve sandýktan yine tek baþýna iktidar olarak çýkýp cumhurbaþkanýný seçen AKP, baþörtüsü yasaðýný üniversitelerle sýnýrlý olarak kaldýrma giriþimi sonrasý ‘kapatma’ tehditlerine muhatap...” Gelinen noktada, evvelce aba altýndan gösterilen sopa, þimdi açýða çýkarýlmýþ durumda. Ve maalesef Türkiye, daha sekiz ay önce yenilenen Meclisinde, halkýn oylarýyla temsil edilen iki partisi hakkýnda kapatma dâvâsý açýlmýþ olmasýnýn ayýbýyla karþý karþýya. DTP’nin dâvâsý sürerken, AKP de ayný duruma düþürüldü. En önemli gerekçe baþörtüsü ise, bu konuda AKP ile iþbirliði yapan MHP’ye de acaba dâvâ açýlýr ve meydan CHP ile DSP’ye býrakýlýr mý? Önce Danýþtay Savcýsý 27 Mayýs’ý ve idamlarý övdü, ardýndan Yargýtay Savcýsý bu dâvâyý açtý. On yýl sonra yeni bir 28 Þubat... Ve soru: Hani parti kapatmak zorlaþtýrýlmýþtý! Kazim Gülecyüz Yeni Asya - 16.03.2008 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.