Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Orhan Pamuk'a nobel ödülü niçin verildi

 

 

Doðan Hýzlan: Ýyi denemeci Oðuz Demiralp’in Cumhuriyet’te yayýnlanan Orhan Pamuk hakkýndaki bir konuþmasý, birden bire sevdikleri yazara toz kondurmayanlarý ayaklandýrdý. ÇEVBÝR Baþkaný Tuncay Birkan: Böyle iddialarýn arkasýnda siyasi bir þeyler olduðunu düþünüyorum. Hanneke van der Heijden: “Bir sürü düzeltme yapýldýktan sonra kitaplarý basýlacak, onun için Nobel ödülünü aldý” diye bir kaný var bazý insanlarda. Ben buna gerçekten katýlmýyorum. Bizim de meslek ahlakýmýz var. Yazýda ne yazarsa onu çeviririz. Ahmet Cemal: Ben Pamuk’un Nobel ödülünü kazanamayacak bir Türkçesi olduðuna inanmýyorum. Seçkin Selvi: Bir somut örnek verilmesi gerekir; bu kitap þöyleydi, ama çeviri buna þöyle þöyle katkýlarda bulundu diye. Somut örnekleme yapmadan, gerekçe göstermeden hiç eleþtiri yapýlamaz.

 

BARLAS: NOBEL’LÝ TEK TÜRK’ÜN BAÞARISINA TAKILMAK

Edebiyat yapýtlarý baþka dillere çevrilirken, aslýndan daha deðerli hale getirilebilir mi? AB Genel Sekreteri Büyükelçi, denemeci Oðuz Demiralp’in Cumhuriyet’te yayýnlanan yazýsýnda Orhan Pamuk hakkýnda, “Türkçe sorunu bulunduðunu ve Nobel verenlerin Pamuk’un eserlerini Türkçesinden okusalardý ayný deðerlendirmenin yapýlýp yapýlmayacaðý konusunda teknik bir þüphesi olduðuna” iliþkin sözleri edebiyat çevresinde tartýþma yarattý. Mehmet Barlas, “Bir baþkadýr benim memleketim” baþlýklý yazýsýnda Oðuz Demiralp’e “Kimi ‘Nobel Pamuk’a deðil, çevirmene verilmeliydi’ diye düþünür.

 

Neyse... Bizim diplomatlarýmýz neden Kýbrýs’a herhangi bir dilde 30 yýldýr çözüm üretemediklerini araþtýrmak yerine, Nobel’li tek Türk’ün baþarýsýna takýldýklarý için de bir baþkadýr benim memleketim” sözleriyle karþýlýk verince Doðan Hýzlan da, “Edebi dokunulmazlýk yoktur” baþlýklý bir yazý kaleme aldý. Hýzlan, Hürriyet’teki köþe yazýsýnda, “Nobel almak elbette önemlidir, üstelik kazanan tek Türk yazarsa övüncümüzün, sevincimizin ölçüsü yoktur. Onun için Stockholm’e gittim, sevincimizin derecesini yansýtan yazýlarým, Hürriyet’in birinci sayfasýnda yayýmlandý. Ama bu zafer, Orhan Pamuk’u eleþtirilerden münezzeh kýlmak için bir gerekçe, bir zýrh deðildir. Dokunulmazlýk en çok yazara zarar verir. Edebiyat, PEN kulüp üyeliðini kaldýrýr ama FAN kulüp üyeliðini kaldýrmaz” dedi. Hýzlan, Pamuk’a toz kondurmayanlarýn ayaklanmasýndan rahatsýzlýðýný þu sözlerle dile getirdi:

 

HIZLAN: YAZARA TOZ KONDURMAYANLAR AYAKLANDI

“Ýyi denemeci Oðuz Demiralp’in Cumhuriyet’te yayýnlanan Orhan Pamuk hakkýndaki bir konuþmasý, birdenbire sevdikleri yazara toz kondurmayanlarý ayaklandýrdý. Bazý sitelerde edebi olmayan bir dille bu düþünceyi açýklayaný da, yazaný da, yayýnlayaný da yakýþýksýz biçimde yerdiler. Ýncelik sýnýrlarýný aþtýlar. Þinasi’nin edebiyat/edep iliþkisini yalanlamak istercesine.

Ne demiþ AB Genel Sekreteri Büyükelçi, denemeci Oðuz Demiralp:

‘Orhan Pamuk’un Türkçe sorunu bulunduðunu. Nobel verenlerin Pamuk’un eserlerini Türkçesinden okusalardý ayný deðerlendirmenin yapýlýp yapýlmayacaðý konusunda teknik bir þüphesi olduðunu.’

Daha önce de Prof. Dr. Tahsin Yücel, Kara Kitap üzerine yazdýðý ayný baþlýðý taþýyan (Hürriyet Gösteri, Kasým 1990, Sayý: 120) yazýsýnda, Orhan Pamuk’un Türkçesini örneklerle eleþtirmiþti.”

 

Çevirmenler, Demiralp’in “Nobel verenlerin Pamuk’un eserlerini Türkçesinden okusalardý ayný deðerlendirmenin yapýlýp yapýlmayacaðý konusundaki” sözleri ve çýkan tartýþmalarý NTVMSNBC’ye deðerlendirdi.

 

 

Tuncay Birkan (Kitap Çevirmenleri Meslek Birliði Baþkaný):

ÝDDÝALARIN ARKASINDA SÝYASÝ ÞEYLER VAR

Tuncay Birkan, Orhan Pamuk’un Nobel’i kazanmasýnda çevirmenlerin katkýsýnýn olup olmayacaðý sorusunu þöyle yanýtladý:

“Ben zannetmiyorum. Böyle bir þey söylemek zor. Böyle iddialarýn arkasýnda siyasi bir þeyler olduðunu düþünüyorum. O yazarý o yazar olmaktan çýkaran çok fazla örnek bulunabilir ama onu olduðundan daha iyi gösteren örneðin çok fazla bulunabileceðini sanmýyorum. Berbat çeviriyle katledilmiþ yüzlerce, binlerce örnek bulabilirsiniz baþka dillerde de. Zaten çevirmenin iyisi de onu olduðu gibi verebilmesiyle ölçülür.

 

Bazý yazarlarýn çevirilerinin aslýndan daha iyi olduðu, deðer kattýðý söylenir. Çeviri bir yönüyle yeniden yazmaktýr, baþka bir dilde yazýyorsunuz. Ama bu sonsuz bir yaratýcýlýkla istediðinizi söyleyebileceðiniz anlamýna gelmiyor. Meþruiyet sýnýrý ne olmalý? Bana kalýrsa sadece Türkçeleþtirmekle kalmasý gerekir. Yani mümkün olduðunca enformasyon eklemekten, yazarda olmayanlarý eklemekten kaçýnmasý gerekir çevirmenlerin. Ben Orhan Pamuk çevirilerinde böyle birþey olduðunu zannetmiyorum. Bazý Türkçe hatalarý vardýr, bütün yazarlarda vardýr. Ýngilizce hatalarý da olabilir. Yazanlarýn, yayýnevi editörlerinin gözünden kaçmýþ olabilir. O hatalarý düzelterek çevirebiliyor bazen çevirmen. ‘Yazar aslýnda þunu demek istemiþtir’ diyor. Yazar bunu diyor ama biraz bozuk biçimde söylemiþ olabilir. Bunu Türkçe’deki editör görseydi, o da düzeltirdi. Bunlar o kadar yazýnýn esasýna dair þeyler deðil.”

 

Orhan Pamuk’un kitaplarýný Hollandacaya çeviren Heijden, Elif Þafak, Ahmet Altan ve son olarak da Halit Ziya Uþaklýgil’in Aþk-ý Memnu romanýný çeviriyor. Heijden’e Demiralp’in Orhap Pamuk’la ilgili sözlerini anýmsatarak, “Böyle bir þey söz konusu olabilir mi? Çeviri yazarýn yapýtlarýný daha kusursuz hale getirmiþ olabilir mi, çevirinin böyle bir gücü var mý?” sorusunu yönelttik. Cevabý þöyle oldu:

 

 

Hanneke van der Heijden (Çevirmen):

YAZIDA NE YAZARSA ONU ÇEVÝRÝRÝZ

Bence çevirinin böyle bir gücü ve etkisi yok. Okurlar arasýnda bazen böyle bir görüþ hakim olur. Biz de çevirmenler olarak sýk sýk böyle þeyler duyuyoruz. Ama bence iyi titiz bir çeviri, eserinden daha iyi veya daha kötü olamaz. Maalesef, özellikle Orhan Pamuk’la ilgili bu tür iddialarda bulunuluyor. Çevirmen olarak biz de böyle þeyler duyuyoruz. Böyle bir þeyi niye yapalým ki? Çevirmen olarak benim böyle bir þeye ihtiyacým yok. Eser kötüyse de hata varsa da yazara danýþýrým. Kendi baþýna hareket etmek bence çevirmen ahlakýna aykýrý bir þey. Bizim de meslek ahlakýmýz var. Yazýda ne yazarsa onu çeviririz. Ben çevirmen olarak yazara danýþmadan düzeltme yapmam. Diðer çevirmenlerin tutumunun ne olduðunu bilmiyorum bu konuda. Yazarýn gözünden kaçmýþ ya da Türkiye’deki editörün gözünden de kaçmýþ olabilir diye düþündüðüm bir þey varsa tekrar yazara, yazarý bulamazsam da yayýnevine danýþýrým. ‘Acaba ne yapalým, düzeltelim mi?’ diye sorarým. Çünkü yazar kasýtlý olarak da öyle yapmýþ olduðu bir þey de olabilir. Her zaman bunu bilemezsiniz. Böyle çevirmen olarak, ‘Haa, þu hale getirelim’ diye bir harekette bulunmak bence yanlýþ.

 

Heijden, Orhan Pamuk kitaplarýný çevirirken zorlanýp zorlanmadýðý sorusunu da þöyle yanýtlýyor:

“Yok, kesinlikle öyle bir durum yok. Benim gördüðüm kadarýyla Türkiye’de Orhan Pamuk’un dili konusunda, gramer kurallarýna uymuyormuþ diye ara sýra bu tartýþma yapýlýyordu. ‘Bir sürü düzeltme yapýldýktan sonra kitaplarý basýlacak, onun için Nobel ödülünü aldý’ diye bir kaný var bazý insanlarda. Ben buna gerçekten katýlmýyorum. Sonuçta çevirmeniyim. Diyelim cümle devrik. O zaman demek oluyor ki, yazar böyle bir cümleyi konuya uygun görmüþtür. Devrik cümle varsa ‘Acaba bunun amacý ne olabilir? Yazarýn üslubu anlamýnda bunu nasýl deðerlendiririz?’ diye bakýyoruz. Gramer kurallarýndan deðiþik olursa, bu farký deðerlendirmeye çalýþýyoruz. Ayný havayý Hollandaca’da nasýl verebiliriz diye? Ayný devrikliði diðer dilde nasýl verebiliriz diye düþünürüz, bu devrikliði nasýl giderebiliriz diye deðil.

 

Heijden Hollandaca’da Orhan Pamuk kitaplarýný okuyanlarýn “zor anlaþýlýr” ya da “okunmasý zor” gibi eleþtiriler getirip getirmediði konusuna da þu yanýtý verdi:

 

ZOR BÝR YAZAR OLARAK BÝLÝNÝYOR

“Dil açýsýndan kesinlikle öyle bir þey yok, duymadým. Ýçerik olarak tabii ki herkesin kolay kolay okuyabileceði bir yazar deðil sonuçta. Çünkü felsefi konular da giriyor romanlarýnýn içine. Yani böyle hemen herkesin yaz tatili sýrasýnda okuyabileceði bir yazar deðil. Zor bir yazar olarak biliniyor ama anlaþýlmaz, dili kötü diye bir tartýþmayý ben duymadým.”

 

 

Ahmet Cemal (Çevirmen):

TARTIÞMALARLA DEÐERLERÝMÝZÝ AÞAÐIYA ÇEKÝYORUZ

“Kendi yazýldýðý dilde Nobel’i asla kazanamayacak düzeyde olan bir yapýtýn, Nobel’i kazanabilecek hale gelebileceðini sanmýyorum. O bana biraz abartýlý geliyor. Ben Pamuk’un böyle bir ödülü kazanamayacak bir Türkçesi olduðuna inanmýyorum. Ýçerik olarak zaten tartýþmýyorum. Ýçeriði de her zaman tamamen paylaþmayabilirim ama üst düzeyde bir içerik olduðunu söyleyebilirim. Þundan da aþaðý yukarý eminim ki, o Nobel Komitesi, kendileri Türkçe bilmeseler bile bunun araþtýrmasýný yaptýrmýþtýr. Aksi takdirde çok hafiflik olur.

Özgün, yazýldýðý dildeki dil yanlýþlarý çeviride tabii ki giderilebilir. Böyle bir þey var. Mesela, Türkçesinde bir yanlýþ varsa, Almanca’ya, Ýngilizce’ye, Fransýzca’ya çevrilirken ayný yanlýþlar o dillere de çevrilmez, çeviren düzelterek çevirir o dile.

Nobel kazanmýþ bir yazarýmýzýn daha farklý tartýþýlmasýný beklerim. Bu tür tartýþmalar bana kendi deðerlerimizi aþaðýya çekmeye çalýþýyoruz duygusu veriyor.”

 

 

Seçkin Selvi (Çevirmen):

SOMUT GEREKÇELERE DAYANMAYAN ELEÞTÝRÝLER HAVADA KALIR

“Sayýn Demiralp’in bu deðerlendirmeyi neye dayandýrdýðýný bilmediðim için yorum yapamýyorum tabii. Bir tuhaf. Deðerlendirme kriterlerini bilmiyorum. Somut bir örnek verilmesi gerekir; bu kitap þöyleydi, ama çeviri buna þöyle þöyle katkýlarda bulundu diye. Somut örnekleme yapmadan, gerekçe göstermeden eleþtiri yapýlamaz. Son derece öznel bir þey olur. Eleþtiri temelde öznel bir þeydir ama somut, nesnel gerekçelere dayandýrdýðýnýz zaman, doðruyu bulursunuz. Somut gerekçelere dayanmayan eleþtiriler havada kalýr.”

 

ÜSLUBU ALGILAYAMAYAN ÇEVÝRMEN YAPITI MAHVEDEBÝLÝR

“Çeviri, bir yapýtý olduðundan çok daha kötü duruma düþürebilir; eðer iyi çeviri deðilse. Çevirmen yazarýn üslubuna hakim olamamýþsa, çevirmen kendi diline hakim deðilse, çevirdiði dile hakim deðilse bir yapýtý rezil edebilir. Ama çevirmenin bir yapýta olduðundan daha fazla deðer katabileceðini sanmýyorum. Ancak yapýtýn deðerini zedelemeden bir baþka dile aktarma becerisini ve baþarýsýný gösterir. Ýsim vermek, kiþiselleþtirmek istemem ama kendi dilini çok iyi bilmeyen, yabancý dile hakim olmayan, dahasý yazarýn üslubunu algýlayamayan çevirmenler var.”

 

 

 

NTV

04.01.2008

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...