Webmaster Geschrieben 3. Januar 2008 Teilen Geschrieben 3. Januar 2008 FIRKALARLA ÝLGÝLÝ GELÝÞMELER Ýslam’da yerleþik olan “fýrka” anlayýþýnýn yanlýþ olduðuna deðinerek konuya giren Fazlurrahman, Mutezile ve Haricilerin fýrka kapsamýna girmediðini, bunlarýn sadece fýkýh ve kelam ekollerinden ibâret olduðunu söyleyerek Þia’nýn bu ekollerden çok farklý olduðunu söyler. Ýslam’a bakýþý, diðerlerinden çok farklý olan usulünün olmasý Þia’nýn fýrka çerçevesinin içinde yer almasýna sebep olmuþtur. Fazlurrahman Haricileri hoþgörüsüz, fanatik, kendinden olmayana kapýlarýný kapatan, dar kafalý, isyancý ama o kadar da dindar, idealist, sâde ve samimi olarak nitelendirmiþtir. Onlar Hz. Ali tarafýndan maðlup edilmiþ, Emevilerce ezilmiþ, Abbasilere karþý çete harbi yapmalarýna raðmen de tehlikeli olma boyutlarýný kaybetmiþlerdir. Onlar mutedil insanlarý dahi karþýlarýna almýþlar ve onlarý körü körüne boyun eðmekle suçlamýþlardýr. Onlar “iyiliði emretme ve kötülükten menetme” ilkesini siyasi olarak görmüþler, bunlara karþýlýk halkýn içindeki önderler bu ilkenin siyasi deðil, ahlak alanýnda uygulanmasý gerektiðini savunmuþ buna raðmen haricilerin yaptýklarý þiddete mani olamamýþlardýr. Bu durum bazý ulemayý iktidara yaklaþtýrmýþ ve ‘ulema sýnýfý” nýn ortaya çýkýþý hýzlanmýþtýr. Haricilerin radikal ruhu, açýkça olmasa da yakýn zamanda ortaya çýkan Vahhâbilik’te Orta Doðuda Ýhvân-ý Müslimin ve Pakistan’daki Cemaat-i Ýslami’de görülmektedir. Þia fýrkasýna gelince, o önemli kopma olaylarýndan biridir. Halifeliðin Hz. Ali’nin ve onun soyundan gelenlerin hakký olduðunu iddiasý, Þii siyasi nazariyenin baþlangýç noktasýný oluþturmaktadýr. Bu iddiayý Fazlurrahman sosyo- psikolojik bir sebebe baðlar. Zira Güneyde yaþayan kabilelerin kuzeydekilerden nefret ettiðini bunun bir yansýmasý olarak ta onlarýn Emevîler karþýsýnda Haþîmîlerden taraf olduðunu ve Hz. Peygamberin Benî Haþim’den gelmesinin istismar edilmiþtir. Bunun yanýnda bir baþka sebepte Hz. Ali’nin hakkýnýn büyük ölçüde yenmiþ olmasýdýr. Þuûbiyye (Ýran milliyetçiliði)’nin çýkmasýyla birlikte, Araplarýn yerini arap olmayanlar almýþ ve Þiilik kendine has itikadî ve kelamî görüþleri olan bir fýrka haline dönüþmüþtür. Þiilikteki Mehdi, Ýmam ve Takýyye üzerinde de duran Fazlurrahman Þiiliðin, Hýristiyanlýk, Budizm ve Manikeizm, Yeni Eflatunculuk ve Zerdüþtlükten etkilenmiþ olduðunu söyler. Yazara göre Þiilik toplumda fikirleri tutmayan insanlarýn sýðýnma merkezi olmuþ, bu insanlar kendi inançlarýný Þiilik þemsiyesi altýnda yaþatmýþlardýr. Sünnilikteki ‘icma’nýn karþýsýnda Þia’da ‘Ýmamýn görüþü’ vardýr. Zira Ýmam günahsýz ve mutlak anlamda yanýlmaz kabul edilmiþtir ve bu inanç iman esaslarýnýn içine de sokulmuþtur. Ýmamlarýn mezarlarýnýn kutsiyetinin olduðunu ve bu tip mezar ziyaretlerinin Kâbe ziyaretinden çok daha kalabalýklar tarafýndan yapýldýðýný söyleyen yazar, Þii halkýn, sünni halktan çok daha fazla batýl inanç ve uygulamaya sahip olduðuna dikkat çeker. Þiilikteki Ýmâmetin büyük ölçüde uydurma olduðunu söyleyen Fazlurrahman, bunu Sünni Ýslam’ýn bu imamlardan hadis almasýna ve bu kiþilerin sünnilere göre de büyük hukuk bilginleri olarak kabul edilmesine baðlar. Fazlurrahman Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.