derguiz Geschrieben 15. Oktober 2007 Teilen Geschrieben 15. Oktober 2007 AHMED FEYZİ ABİNİN BAZI YÖNLERİ Nur’un manevi avukatı merhum Ahmet Feyzi Kul agabeyin bazı yönlerini Bedri Dogru amca söyle anlatıyor: “Ahmed Feyzi agabey ehl-i tahkik bir kimseydi. Evinde ben kardesi Mehmed Emin agabeye sordum; “Abi burada bu kadar kitap var, bunlari Ahmed Feyzi agabey hep okudu mu?” “Oooo… Bunlara benzer ne kitaplar okudu Ahmed Feyzi agabeyin” dedi. …Ahmed Feyzi agabey üc dört saat ilmi meselelerden irticalen konusur, dili hic dolasmaz, bir anlattıgını baska yerde anlatmaz, o kadar büyük ilim sahibi idi. …Yemekte artakalan olunca tatli tatli “kurtariverin sunu be caniiim” derdi. Bizim eve davet ettigimizde, daha sokagın girisinde “Tarhana corbası var miii?” diye bagirir, bizi güldürürdü. AHMED FEYZİ AGABEY İLE BİR SOHBETE GİDİSİMİZ Bedri Dogru agabey anlatiyor: Bir gün bir sohbet icin Ahmed Feyzi agabeyi Babadag’a çagirmam rica edilmisti. Orada imamlik yapan bir arkadas, daha cok dis ülkelerde calısan gurbetcilerden olusan büyük bir kalabalik toplamıs, agabeyi çagırma vazifesi bana düsmüstü. Bizim enistenin bir motoru vardi. Düz yolda en fazla 30–40 km gider, cefakar bir motor. O gün onu enisteden istedim. Dogru Ahmed Feyzi agabeyin evine, Camlik’a gittim. Nerden bileyim onun ta Sarayköy’deki tas ocaklarına gittigini? Tabii onlar bizi ailecek tanirlar. Ailecek de gidiyoruz, hem bazen ben yalniz gidiyorum, orada kaliyorum. Beni Ahmed Feyzi agabey ve kardesi çok seviyorlardi. Yenge dedi ki; “Ahmed Feyzi abin, Mehmet Emin agabeyinle beraber Sarayköy’deki tas ocaklarindadir simdi, oraya git.” Geldim Sarayköy’e..orada bir lokantaya sordum. “Su kamyonu takip et, onların tas ocaklarına seni götürür” dediler. Vardim, baktim bunlar ikisi kartal kanadı yapmıs, muhabbet edip durular. Yanlarina geldim, haberleri yok, o kadar kendilerinden gecmisler. Birden beni fark edip, firladilar “Aaa nerden geldi bu” dediler. Ben durumu anlattim , “Abi böyle böyle” dedim. Ahmed Feyzi agabey “ben gitmem” diye tutturdu. Bir sey de diyemiyorum. Bunun üzerine Mehmed Emin agabey ona “Kardesim sen düsünsene” dedi. “Bu adam Camlik’a gitmis, Camliktan ta Sarayköy’e, oradan da ta bu tas ocaklarina gelmis. Oraya söz vermis. Bir sürü insan seni bekleyip durur. Sen gitmem diyorsun, bu olacak is mi? Kalk illa gidicen” dedi. Ahmed Feyzi agabey “Ööööylemii?” dedi. Kalktik. Ahmed Feyzi agabey “Sen motora bin, o lokantaya git, orada motoru birak. Ben arabayla geliyorum” dedi. Bir bucuk saat sonra Babadag’a geldik. Babadag’da millet Ahmed Feyzi agabeyi bekliyor. Ahmed Feyzi agabeyi gördüklerinde sevincten nerdeyse takla atacaklardı. Ahmed Feyzi agabey orada saat 20.00’den 24.00’e, 4 saat konustu, kimsede cıt yok, herkes mest olmustu. BAYRAM YÜKSEL AGABEY’DEN BİR HATIRA Yine Bedri Dogru agabeyden: “1960 ihtilalinden sonra agabeylerimizi hep topluyorlardi. O zaman Zübeyir agabey, Bayram agabeye demis ki; “Kardesim ben ufak bir dolap alayim, içcne eski saat koyayim. Saat tamircisi olarak gözükeyim. Böyle köyleri dolasırım. Sen de Nazilli’de Hacı Mustafa agabeyin yaninda soförlük yap” Bayram agabey geliyor, Hacı musta efendinin cipini sürüyor, traktörünü sürüyor. Tabi 600 dönüm arazi, az degil..Arazide merkezi bir yere cadir kurmuslar.Orada yatıp kalkiyor Bayram agabey..Kitaplar da cadirin icerisinde.. Nerden nerden aractirip sormuslar. Bayram agabeyin orada oldugunu tespit etmisler. Bir astsubay tarlaya geliyor. Bayram agabeyi görünce; “Burada bir nurcu varmıs” diyor. Bayram agabey de-cok zekiydi-; “Nurcu da ne demek?” diyor. Astsubay; “Ne bileyim ben “deyince “Sen bilmezsen ben ne bileyim” diyor. Bunu üzerine Jandarmalar da birakip gidiyor. Halbuki bir girseler cadırın ici kitap dolu.. Salih Okur www.cevaplar.org Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.