derguiz Geschrieben 27. März 2007 Teilen Geschrieben 27. März 2007 Yaprak Ömer Sevinçgül ELÝNDE bir yaprak vardý. Onu uzun uzadýya süzdükten sonra,“Yazýk!” dedi. “Niye yazýk?" “Okuma bilmiyoruz da ondan.” Þaþýrdým. Okuma bilmek ne kelime, iyi bir tahsil yapmýþtý kendisi. Kitap elinden düþmezdi. “Biliyorsun ya!” dedim þaþkýnlýkla. Gülümsedi belli belirsiz. “Asýl okuyuþtan söz ediyorum. Sen hiç aðaç kitabýný ya da yaprak sayfasýný okudun mu mesela?” “Hayýr!” “Okumadýn, çünkü okuma bilmiyorsun. Bak, bu bir yaprak. Bir bakýma da sayfa... Bunda da yazýlar yazýlý. Bu da kâtibini, yazýcýsýný, sanatkârýný bildiriyor. Çünkü o yazýcý kendini bu yaprakla da bize tanýtýyor. Bir mektup gibi göndermiþ bize. Nasýl, bir mektup yazarýný gösterir, bildirir, tanýtýr, öyle de her bir yaprak onun ustasýný anlatýyor, tanýtýyor, sevdiriyor. Þimdi ben bu dili, bu okuma biçimini öðrenmeye çalýþýyorum.” “Ne dili bu?” “Ýman dili... Bu dili bize Kuran öðretiyor.” “Nasýl yani?” “Evrendeki varlýklar için ayet tabirini kullanýyor. Bakýn, görün, düþünün, ibret alýn diyor. Kuran gibi kâinat da bir kitap, onunda sureleri, ayetleri, kelimeleri var.” “Ýlk inen ayetteki ‘oku!’ emri bunu da kapsýyor mu?” “Elbette! Ýki kitap var önümüzde. Biri kelam sýfatýndan, öbürü kudret sýfatýndan geliyor. Bunlar birbirini tefsir ediyor.”Bu þaþýrtýcý açýklamalarý dinledikten sonra yerden bir yaprak da ben aldým, birlikte okumaya baþladýk! www.zaferdergisi.com Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.