derguiz Geschrieben 10. Februar 2007 Teilen Geschrieben 10. Februar 2007 Ýnsan dinsiz kalabilir mi? HER ÞEYDEN önce, tarih kayýtlarýna göre Peygamberimiz Devri’nden bugüne kadar herhangi bir Müslümanýn akýl ve ikna edici bir delil ile Ýslâmiyet’ten çýkýp eski ya da yeni baþka bir dine girmiþ deðildir. Tarihte böyle bir kayýt yok. Halk arasýndan delilsiz, taklit kabilinden baþka dine girmiþ kimselerin bu çerçevede bir önem arzettiðini söyleyemeyiz. Esasen dinsiz olmak da baþka bir meseledir. Halbuki bütün dinlerin müntesipleri arasýndan, hatta dinine en sýký baðlý bulunan Ýngiliz ve eski Ruslar arasýndan akýl yürütme ve saðlam deliller ile Ýslâmiyete girenleri tarih bize haber vermektedir. Bunlar, bazen tek baþlarýna bazen de gruplar halinde Müslüman olmuþlardýr. Hatta iki büyük dünya savaþýnýn ardýndan ve baský rejimlerinin ortaya çýkýþýyla beraber, Ýsveç, Norveç, Finlandiya gibi küçük devletlerin, komünistlik ve dinsizliðe set olmasý için okullarýnda Kur’an okunmasýna izin vermeleri insanlarýn dinsizliðe karþý dirençleri hakkýnda bir fikir verebilir. Yine, 50’li yýllarda önemli Ýngiliz hatiplerinin bir kýsmýnýn Kur’ân’ý Ýngiliz halkýna kabul ettirmeye taraftar olmalarý ve son büyük imparatorluk diye nitelenen ABD’nin dinin yaþanabilirliðine büyük önem vermesi, insanlarýn dinsizlik-din ikiliðinde terciherini dinden yana kullandýklarýný gösterir. Bütün bunlar da gösteriyor ki, eðer biz Müslümanlar Ýslâm ahlâkýný ve iman hakikatlerini söz ve davranýþlarýmýzla göstersek, diðer dinlerin müntesipleri elbette cemaatler halinde Ýslâmiyete gireceklerdir. Ayrýca küresel çapta insanlar özellikle fenlerin uyarýlarýyla uyanmýþ, insanlýðýn mahiyetini daha iyi kavramýþ bulunmaktadýr. Fýtrata zýt hareketlerin ne kadar ölümcül sonuçlar doðurduðunu idrak eden insanlar, elbette dinsiz ve baþýboþ yaþayamazlar. En dinsiz diye düþündüklerimiz bile, dine baþvurmaya mecburdur. Çünkü bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin insanlýðýn aczini en temel meselelerde giderememesi, giderek artan bela ve âfetler, insaný inciten dahilî ve harici düþmanlara karþý insanýn tek dayanak noktasý dindir. Ayrýca insanýn sonsuz ihtiyaçlarý ve sonsuzluða uzanan arzularýna da medet verecek olan, yine dindir. Âlemin Yaratýcýsý’ný tanýmak, iman etmek, ve ahirete inanmak ve tasdik etmekten baþka, insanýn bu arzularýný tatmin edebilecek hiçbir þey yoktur. Eðer kalbin en derininde hak dinin cevheri bulunmaz ise, insanlýk âlemi maddi manevi kýyametler içinde çalkalanacak ve belki de hayvanlardan daha ziyade periþan olacaktýr. Özetle, insanlýk bu asýrda savaþlarýn, fenlerin ve dehþetli hadiselerin uyarýlarýyla uyanmýþ, ve insanlýðýn cevherini ve câmi istidadýný hissetmiþtir. Bu kapsamlý istidadýn ise bu kýsacýk dünya hayatý için yaratýlmadýðý açýkça ortada. Ýnsan sonsuzluk yolcusudur, çünkü mahiyetinde sonsuzluða uzanan arzular var. Bu fani dünyanýn böylesine ebede uzanan emel ve arzulara yetmeyeceðini herkes bir derece hissetmektedir. Belki hayalgücümüzü kullanarak içinde bulunduðumuz durumu daha iyi idrak edebiliriz: Hayal edelim ki, dünya hayatýnda bir milyon sene ömrümüz olacak, ama daha sonra dirilmeyecek sûrette yokluða düþeceðiz. Bir de hayal edelim ki, dünya hayatýndan ölümle sonsuz bir ebedi mutluluðun kapýsýný açacaðýz. Hiç kuþkusuz, hakiki insanlýðýný kaybetmeyen insan birinci durumdan derin acýlar çekecek, ikinci duruma ise sevinçle kucak açacaktýr. Zafer Dergisi Aralýk 2006 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.