derguiz Geschrieben 21. Januar 2007 Teilen Geschrieben 21. Januar 2007 Aile hayatýmýz tarumar olmasýn Üstad Bediüzzaman diyor ki; "Þimdi aile hayatýnda en mühim nokta budur ki: Kadýn, kocasýnda fenalýk ve sadâkatsizlik görse, o da kocasýnýn inadýna, kadýnýn vazife-i âilevîsi olan sadâkat ve emniyeti bozsa, aynen askeriyedeki itaatin bozulmasý gibi, o âile hayatýnýn fabrikasý zîr ü zeber olur. Belki o kadýn, elinden geldiði kadar kocasýnýn kusurunu ýslâha çalýþmalýdýr ki, ebedî arkadaþýný kurtarsýn." (Hanýmlar Rehberi, s. 26) Dünyanýn her yerinde erkekler zor þartlar altýnda çalýþýr. Erkeðin en büyük derdi ailesine bakmaktýr. Çocuklarýný okutacak veya meslek sahibi yapacak, hanýmýný giydirip kuþatacak. Barýnma, beslenme... Bunlarýn bütünü erkeðin sorumluluðudur. Erkek kendisini böyle sýkýntýlar içinde görürken, eþi onu rahatlatýr veya sýkýntýsýný daha çok artýrýr. Onun için demiþler ki: Ýyi bir eþ, Allah'ýn hususi hediyesidir. Karadenizliye sormuþlar; "Senin anan baban denizde boðuldu. Denize girmekten korkmuyor musun?" O da demiþ ki, "Senin anan baban yatakta öldü, yataða girmeðe korkmuyor musun?" Gerçekten de hayat, denize benzer. Denizlerdeki dalgalardan daha fazlasý karalarda vardýr. Her insan hayat gemisine binmiþ, bu dalgalý denizde ebedî saadete gitmeye çalýþýyor. Erkek ister ki, hanýmý bu hayat gemisinde, onun yardýmcýsý olsun. Hayatýn dalgalarý arasýnda yorulan erkek, adeta titrer... Bu hâlet-i ruhiyeden erkeði kurtaracak, onu dinlendirecek olan tek þey evidir, eþidir. Ýnsan evvelâ insan... Kabadayý bir arkadaþým vardý. Vurduðu vurduk, kýrdýðý kýrdýk!.. Bu arkadaþý evlendirmekten korktuk. Adam karýsýna bir vursa, el kadar kadýn uçar gider... Evlendi... Bizim arkadaþ önceleri kadýna baðýrmýþ, çaðýrmýþ. Kadýn sesini çýkarmadan oturmuþ. Öyle bir adam ki, kadýnýn kolundan tutmuþ, "Kalk sen de bana baðýrsana! Ne oturuyorsun?.." Kadýncaðýz sadece susmuþ... O arkadaþ, kadýnýn karþýsýnda öyle hale geldi, öyle deðiþti ki... Birgün dedi ki, "Þu kadýn var ya, beni yoðurdu. Hamur etti." "Ne yaparsýn aðabey, hayat..." dedim. "Ben halimden memnunum." dedi. Eþler birbirlerine baðýrarak, iþlerini halletmeye çalýþýyorlar. Ya karþýsýndakinin hamuru da kendisi gibi sertse? Hâlbuki yumuþak huylulukla iþler mutlaka yoluna girer. Mutlaka! Niye bunca erkek kahvehaneye üþüþüyor? Ýnsan durup dururken kahvehaneye gider mi? Kahvehane pis, kalabalýk, her taraf duman, dedikodu bir taraftan... Fakat adam için kahvehane, evden iyi(!) Hanýmý suratýný asýp oturursa, konuþmaz, gülmezse adam da ceketini taktýðý gibi kahveye gidiyor. Hanýmýndan çay istemeye korkan adam kahvehaneye gidiyor, garsona diyor ki, "Garson! Bana bir çay!" "Baþüstüne!" diyor garson. Garson, hanýmdan iyi... Çirkin kadýn yoktur. Huyu çirkin kadýn vardýr. Uyum þart diyoruz. "Zenginsen zenginle evlen. Tahsilliysen tahsilliyle evlen!" Hayýr efendim. Bu neyin uyumu? Uyum derken, denklikten bahsetmiyoruz. Huyda uyum olacak. Ýnsaný; bilhassa erkeði evlenmeye zorlayan cinsel arzularýdýr. Eðer erkek, karýsýný aldatmýþsa, çoðunlukla kadýn suçludur. Çünkü erkeðin cinsî arzularý yoðundur. O cinsî arzularý kadýn bitirirse, adam da baþý önde biri olur. Çünkü arzusu kalmamýþ. Eþlerin kendine bakmamasý... O da ayrý bir dert. Yýkanmayan, kokan kendine bakmayan insandan kim hoþlanýr? Eþi için ruj sürmeyen kadýn, dýþarýya çýkarken kim için ruj sürüyor? Aile huzurunu yakalamamýz ve kötü insanlardan korunmamýz için Rabbimiz þöyle dua etmemizi tavsiye eder: "Rabbim, gözler sevindiren, gönüller ýsýndýran eþ ve çocuklar ihsan et bizlere. Bizi takva sahipleri için örnek kýl." (Furkan 25/74) HEKÝMOÐLU ÝSMAÝL Zaman Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.