derguiz Geschrieben 25. Juli 2006 Teilen Geschrieben 25. Juli 2006 Y Kuþaðýnýn Özgürlük Esareti Y KUÞAÐI nitelemesini bir gazetede yer alan haber-yorum dosyasýnda okumuþtum. Bu kuþaðýn belirgin özellikleri çeþitli baþlýklar altýnda ele alýnýyor, konuyla baðlantýlý olarak bazý gençlerin görüþleri aktarýlýyordu. Cahilliðimizden olacak (!) adýný yeni duyduðum bu “Kuþaðýn” özelliklerine geçmeden önce, bu “Y”nin ne olduðunu öðrenebildiðim kadarýyla aktarayým. Bu nitelemenin aslý Ýngilizce “Gen Y.” Açýlýmý ise “Generation Youth.” Yani “Genç Nesil.” Türkçe’ye uydurulurken “Generation” kelimesi “Kuþak” olarak çevrilmiþ. Ama “Youth” kelimesinin böyle bir þansý olmamýþ. Ýlk harfi aynen alýnmýþ. Aslýnda bahsettiðim yazýnýn ana konusunu anlamak için sadece bu bilgileri vermemiz yeterli. Ama, biraz daha tanýmak için bazý anekdotlarý aktarmak istiyorum. Y Kuþaðýnýn en belirgin özelliði “Kazanmadan Harcamak.” Halk arasýnda yaygýn olan “Babam sað olsun” deyimiyle hemen hemen ayný mânâya geliyor. Yani, bir harf ilavesiyle bu kuþaða, tamamen Türkçe “Ye Kuþaðý” da diyebiliriz. “Kazanma, Ye Kuþaðý.” Gerçi bu kuþaða “Yeni Kuþak” veya “Milenyum Kuþaðý” da diyenler var. Ama kastedilen kesim tamamen ayný. Y Kuþaðýný araþtýrýrken, yine hiç tanýmadýðým iki ayrý kuþaktan haberdar olma imkâný buldum. Meðer bir “X Kuþaðý” ile “Z Kuþaðý” da varmýþ. Tabii bu nitelemeler yine Batýlý sosyologlara ait. Meðerse onlar, toplumsal yönelim ve davranýþlarý sýnýflarken, yaþ gruplarýna göre kuþaklarý da belirlemiþler. Bu kapsamda 1979 ve 1995 yýllarý arasýndan dünyaya gelen kuþaða 'Y' adý vermiþler. Y'leri X kuþaðýndan ayýran en önemli ölçüt olarak da internet kullanýmýný belirlemiþler. Þimdi günlük hayattaki yansýmalara tekrar dönelim. Y Kuþaðýnýn özellikleri Y Kuþaðýnýn eli iþte olmadýðý için “Çalýþmak için hiç aceleleri yok. Büyümek istemiyorlar, çocuksu zevklere sahipler. Bu zevkler için büyük paralar harcamaya hazýrlar.” Y Kuþaðýnýn “olmazsa olmaz” özelliklerinden birisi, bazý ayýrt edici aksesuarlara sahip olmak. Bunlardan en önemlisi ise cep telefonu. Ancak öyle sýradan bir cihaz olmayacak. Her þeyden önce çok pahalý ve çok gösteriþli olacak. Yetmedi, kameralý olacak. Yetmedi, en yeni ve en son model olacak. Aksi takdirde tüm kariyer, tüm karizma ayaklar altýna alýnýverir, “arkadaþlar” arasýnda alay konusu oluverir. Yaþlarý 12 ile 22 arasýndaki Y Kuþaðý, özellikle kazanmadan harcadýklarý için, tam bir alýþveriþ gurusu olma özelliðine sahip. Bir de marka tutkusu iþin içine eklenince, tüm dünyanýn merkezine kendilerini yerleþtiriveriyorlar. Hattâ, onlarýn böyle yetiþmesine imkân saðlayan ailelerini dahi bu yönde etkileyip yönlendirebiliyorlar. Öyle ya, kendileri en son model ürünleri ve markalarý kullanýrken, yine arkadaþlarý arasýnda ailesiyle ilgili ileri geri konuþanlar olur, yerin dibine geçebilirler. Ýþte bu yüzden eve alýnacak suyun cinsinden cep telefonu markasýna, kullanýlacak þampuana, içilecek süte, alýþveriþ yapýlacak marketin adý ve yoðurdun ismine, hattâ yeni arabanýn modeline kadar tüm seçimlerde onlarýn tercihleri önem kazanýyor. Diyelim ki Y Kuþaðýndan bir delikanlý bir ürün alacak. Üstelik marka olacak. Üstelik ailesi de kendisine yine çok pahalý ve markalý bir ürün tavsiyesinde bulundu. Gencimiz için böyle bir yönlendirmenin hiçbir önemi yok. Zira, markalý ürünün tercihi öyle ulu orta olmamalý. Ýçinde yer aldýðý arkadaþ grubunun tercihi ve eðiliminin üzerine hiçbir güç ve otorite olmamalý. Araþtýrmalara göre Y Kuþaðý Türkiye nüfusunun % 22'sini oluþturuyor. Bir yandan bin bir zorlukla sýnýflarýný geçebilirlerken, diðer yandan okul biter bitmez iþ hayatýna atýlýp müdür, hem de üst düzey idareci olmayý planlýyorlar. Bir yandan özgürlük peþinde koþup tüm dünyayý gezme hayalleri kurarlarken, diðer yandan ailelerinden baðýmsýz bir hayata atýlmaktan kaçýyorlar. Her zaman arkadaþ gruplarýyla birlikte olmaya gayret ediyorlar. Dýþ görünüþ, ruhî ve manevî deðerlerden daha önemli konuma sahip. Teknolojik yenilikler, kýsa sürede yaþamlarýnýn standardý haline geliyor. “Online” yaþayan bu kuþak, zamanlarýnýn büyük bölümünü monitör karþýsýnda geçiriyor. Teknoloji harikasý bilgisayar, bu kuþaðýn iþine ancak internet baðlantýsý olunca yarayabiliyor. Ýnternet ise büyük ölçüde çetleþme veya çeteleþme iþine yarýyor. Ayrýca oyunlarýn da baðlayýcýlýðý var. Daha da kötüsü, henüz geliþme çaðýndaki gençler için ahlâk dýþý siteler her an içine yuvarlanýlabilecek derin kuyular özelliðine sahip. Gazeteci Zeki Coþkun’un ifadesiyle “bütün bir dünyanýn kanalizasyonu evin ve hayatýn içine akýyor adeta!” Y Kuþaðý için internetin çok önemli bir yönü daha var. Ýnternet üzerinden istediði ürünü kredi kartý aracýlýðýyla satýn alabiliyor. Nasýl olsa aldýklarý ürünün bedelini kendileri ödemiyor. Y Kuþaðýnýn %87’si geçimini harçlýklarla saðladýðý için çalýþmama ve hazýrdan geçinme en karakteristik özellik iken, aile ve çevre baskýsýyla bir iþe baþlamalarý sýrasýnda da birbirine benzer tablolar sergileniyor. En dikkat çekici özellikleri ise sürekli konuþmalarý ve sürekli kendilerini öne sürmeleri. Ýþe baþladýklarý ilk günün ilk saatlerinden itibaren çevresinde çok fazla etki uyandýrmak gayretine düþüyorlar. Kendi anne babalarýný da sorgulamaya alýþkýn olduklarý için, iþ hayatýnda birlikte çalýþtýklarý insanlarý rahatlýkla eleþtiriyorlar. Bu yüzden 50 yaþýndaki bir çalýþana rahatlýkla “bu iþi yap” deme cesaretini gösteriyorlar. Müdürlerinin profesyonel anlamda geliþmiþ olmadýklarýndan dem vuruyorlar. Hayatlarýndaki hedef ve ideallerini hep en kýsa zamanda gerçekleþtirebilecekleri þeylerden seçerken, diðer yandan emeklilik için para biriktirmeyi planlýyor. Y Kuþaðýnýn aile iliþkilerinde dikkati çeken en belirgin özelliklerden birisi, ayný çatý altýnda birbirlerine yabancý olmak. Zira bu kuþak bebeklik ve çocukluk yýllarýnda, anne babalarýnýn çalýþmalarý sebebiyle ya bir yuvaya býrakýlmýþlar veya bir bakýcýya teslim edilmiþler. Belki de farkýnda olmadan, daha çok para kazanma ve gelir elde etme kaygýsýyla yaþadýklarý bu yalnýzlýðýn ve itilmiþliðin acýsýný çýkarmak istercesine, ebeveynlerine hem yakýn, hem uzak konumlarýný sürdürüyorlar. Y Kuþaðýnýn asýl ilham kaynaðý medya. Medya araçlarýnda örnek olarak gösterilen popüler yüzler, þarkýcýlar, film yýldýzlarý, sporcular birer kukla misali, gençlerin önüne sürülüyor. Reklamlarda, gençlere tüketim ve gösteriþ aðýrlýklý bir rol biçiliyor, sapmadan izleyecekleri yol dikte ediliyor. “Gençlere özel”, “Özgür ol”, “Farklý ol” gibi telkinler sesli ve görüntülü reklamlarla zihinlere kazýnýyor. Böylece kýsýr bir döngü içinde gençler, koyun sürüsü misali güdülmeye hazýr hale getiriliyor. Köleliðin ve güdülmenin adý “özgürlük” oluyor. Gençlere yönelik çeþitli ürünleri piyasaya süren bir firma yetkilisinin þu sözleri acý bir gerçeði açýkça gözler önüne seriyor: “Gençleri tanýmadan bir marka oluþturulmaz!” Bu cümlenin açýlýmý þöyle olsa gerek: Gençlerin zaaflarýný tanýmadan, onlara yönelik bir ürün üretilmemeli. Üretildikten sonra da, o zaaflara yönelik reklam bombardýmaný gerçekleþtirilmeli. Önemli bir telefon þirketi genel müdürü olan Alessandro Fiorentino, bir gazetede yayýnlanan açýklamasýnda, Türkiye piyasasýna girmeden önce araþtýrma yaptýrdýklarýný; mobil teknolojide yatýrýmlar ve pazarlama yöntemleriyle ilgili olarak gençleri hedef kitle seçtiklerini; modelleri özellikle oyun ve fotoðraf uygulamalarýný destekleyen aksesuarlar ile üretmeyi tercih ettiklerini söylemiþti. Esaretle gelen özgürlük Buraya kadar aktardýðýmýz Y Kuþaðý çok uç bir örnek gibi görünebilir. Belki özellikle medya, yazýlý ve görüntülü yayýn organlarýnýn ortak marifetiyle ortaya çýkan genç nesil, az veya çok oranda bu özellikleri taþýyor. En azýndan iç dünyalarýnda bu özellikleri, istek ve arayýþlarý taþýyorlar. Gelir seviyesi ve sosyal statüsü ne olursa olsun, lise, hattâ ortaokul seviyesinden itibaren, gençler arasýnda bu yönde gruplaþmalar alabildiðine yaygýnlaþýyor. Yine daha üst gruptan veya medyatik simalardan birisini taklit eden ve arkadaþlarý arasýnda el üstünde tutulan bir gencin giyimi-kuþamý, jöleli saçlarý, hattâ kulaðýna deldirip küpe takmasý örnek alýnabiliyor. Böyle bir gruba girip de kendisini kabul ettirmek ve onlardan saygýnlýk görebilmek için, normal þartlarda yapýlmayacak þeyler normalleþebiliyor, daha da ilerisi kaçýnýlmaz zorunluluk olarak görülebiliyor. Aile muhiti tamamen karþý gelse de. Ýspatý mý? Büyük þehirlerde sýradanlaþan sayýsýz örnekler artýk Anadolunun bütün illerinde, ilçelerinde, hattâ köylerinde görülebiliyor. Örneðin bir belediye otobüsüne elinde tuttuðu darmadaðýn kitap ve defterleri, daðýnýk okul kýyafetiyle giren bir lise öðrencisi kýsa sürede ilgi odaðý olabiliyor. Kulaklýðýndaki müzikle tüm yolculara âdeta konser dinletiyor. Yolda, caddede, parkta, bahçede “özgürlüðünü” herkese duyurma çabasýyla, saç þekliyle, düþük pantolonuyla, ipi yerde sürünen abartýlý ayakkabýlarýyla ikili, üçlü veya daha fazla gruplar halinde gezen, dýþarýdan sanki birbirlerinin ikizi, üçüzü veya dördüzüymüþ gibi görünen gençler artýk sýradanlaþtý. Ayný üniformayý, ayný takýlarý, ayný yürüyüþü, ayný saç veya sakal þeklini, ayný el-kol hareketlerini, ayný konuþma ve hattâ ayný kahkaha tarzýný benimseyen, bütün bunlarý özgürleþmenin sembolü olarak benimseyen gençlerimiz… “Triplere girmek”ten “Oha falan olma”ya, “Ayar olmak”tan “Ayar verme”ye, “Dumur”a kadar onlarca, yüzlerce kavramla özel bir dil kullanan, yayvan yayvan konuþan gençlerimiz… Özgürlüðünü esaretle, eline geçirdiði metal kelepçelerle, ayaðýna taktýðý marka prangalarla, baþlarýna taktýklarý sembol keplerle, sýrtýna geçirdiði tek tip “marka” giysilerle sergileme çabasýnda olan gençlerimiz… Y Kuþaðý ve toplumdaki olumsuz yansýmalarý sadece bunlardan ibaret deðil. Dar gelirli ve iþsiz kesimlerde yetiþen gençler, toplumsal kargaþalardan nemalanan kesimler için bulunmaz hint kumaþý olarak görülüyor. Menhus emellerini en kýsa zamanda ve en etkili þekilde uygulamaya koyuyorlar. Bir yandan sosyal katmanlar arasýnda meydana gelen uçurumlar, diðer yandan gençlik döneminin belirgin özelikleri gençleri pimi çekilmiþ birer el bombasý haline getiriveriyor. Özellikle büyük þehirlerde sokak ve mahallelerde yetiþen bu tip gençler kötü arkadaþ örnekleriyle suça yöneliyorlar. Sigara, alkol, kumar, uyuþturucu madde alýþkanlýklarý, gayr-ý ahlâkî ve insanî iliþkiler içine girme, gençleri adým adým çeþitli suçlara sürüklüyor. Bu duygular içinde gayesiz, güvensiz ve baþýboþ bir yaþam sürdüren gençler, etrafýnda onu bekleyen tuzaklardan habersiz bir þekilde yaþamaya devam ediyor. Çözüm nerede? Buraya kadar sýraladýðýmýz olumsuz tablolar elbette hepimizin içini karartýyor. Ancak çözümü ve çaresi sanýldýðý kadar zor deðil. Çünkü bu tabloyu ortaya çýkaran ana sebep belli: Aile kurumundaki sevgi ve ilgi eksikliði. Anne-babalarýn evlatlarýna manevî sorumluluklarý, ahlâkî deðerleri aktaramayýþlarý. Çocukluktan gençlik dönemine geçiþ sürecinde, gençlerin manên aç býrakýlmalarý. Güzel ahlâk kurallarý, iman esaslarý ve terbiyesiyle onlarý doðru istikâmete yöneltemeyiþleri. Çözümü, kaybedilen yerde bulmak gerek. Sevginin kaybolduðu yerde, sevgiyle, ilgiyle ve þefkatle yaklaþmak ve bunu çok samimî bir þekilde sürdürmek kesinlikle neticesiz kalmayacaktýr. Çünkü insan, kaç yaþýnda olursa olsun bir yönüyle hep çocuk kalýr. Ve bu çocuk yönü, herkesten önce anne-baba þefkatini hep bekler, hep ihtiyaç hisseder. Alfabedeki “Y” harfinden sonra baþka bir harfle yetiþen farklý bir kuþak olacak mý, olmayacak mý bilemiyoruz ama; toplum olarak “Ebedî Gençlik” hazinesini elde eden nesiller yetiþtirmeli; biz de o kuþaða dahil olabilmek için var gücümüzle gayret etmeliyiz. Veli Sýrým Zafer Dergisi Haziran - 2006 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.