Adem Geschrieben 9. Juni 2005 Teilen Geschrieben 9. Juni 2005 Secde Ýzi mi, Riya Emaresi mi? Tavýr ve davranýþlarýn, kalbin önünde olmamasý çok önemlidir. O kadar önemlidir ki, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Alýnlarýnýzý sertleþtirmeyiniz, sertlikle damgalamayýnýz.” buyurmuþ; alýnlarýn yere sürtülmesi neticesinde meydana gelen secde izinin bile bir gösteriþ ve fitne olabileceðine iþaret buyurmuþtur. Bazý insanlar, “Sîmâhum fi vücûhihim min eseri's-sücûd - Onlarýn alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydýnlýðýdýr.” (Fetih, 48/29) ayetini alýndaki nasýr þeklinde anlamýþlarsa da bu çok yanlýþ bir te'vildir. Bazý müfessirler de bunu, mü'minlerin dünyadaki secdelerinden dolayý kýyamet günü yüzlerinde meydana çýkacak olan nur þeklinde anlamýþ ve "Birtakým yüzlerin aðardýðý gün.." (Al-i Ýmran, 3/106) mealindeki beyan-ý ilahî gibi bazý ayet-i kerimeleri de bu görüþlerine delil saymýþlardýr. Ýbn Abbas hazretleri de, “Bu âyetteki iz, göreceðiniz iz deðildir; Ýslâm çehresi, karakteri, tavrý, vakar ve tevazuudur.” demiþtir. Evet, mü'minlerin karakterleri, manevi yapýlarý ve cibilliyetleri alýnlarýndaki secde izinden bellidir. O secde izi de alýndaki nasýr deðil, kalbin yüze aksetmesinden, siretin surete yansýmasýndan kaynaklanan canlýlýk, câzibe, imrendiricilik ve nurâniyettir. Alný sert yere sürtmek suretiyle orada bir iz hasýl olmasýna sebebiyet vermek, bir nevi riyakârlýktýr. Bir insan çok namaz kýla kýla alnýnda böyle bir iz býraktýrabilir. Belki öyle çok namaz kýlarken de samimidir. Fakat, o samimiyeti her zaman korumasý çok zordur. Allah muhafaza, zaman zaman alnýndaki o izi kendi kredisi hesabýna kullanma gibi mülahazalar aklýndan geçebilir. “Alnýmdaki secde izini görsünler de, kýymetimi bilsinler.” þeklindeki bir duygunun buðu halinde bile gönlü kaplamasý o insanýn felaketine sebebiyet verebilir. Bundan dolayý, secde ederken alýnlarý yumuþak bir zemine koymak ve o kadarcýk bir görünme duygusuna bile fýrsat vermemek gerekir. Sahabe, Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn efendilerimiz arasýnda günde beþyüz rekat namaz kýlan insan sayýsý hiç de az deðildi. Fakat, hiçbirinin alnýnda maddi manada bir secde izi yoktu. Bu mülahazalara binaen diyorum ki, elinizden geliyorsa, alnýnýzý sert yere sürtmeyin. Çok secde edin, günde yüz rekat nafile namaz kýlýn ama ne elinizde ne dizinizde ne de alnýnýzda o namazlarýn izi belli olsun. Allah Rasûlü, “Nice saçý baþý daðýnýk, elbisesi eski, kendisine ehemmiyet verilmeyen ve kapý kapý kovulan insanlar vardýr ki, bir meselede Allah'a kasem etseler, Allah onlarý yeminlerinde yalancý çýkarmaz. Berâ b. Malik de bunlardandýr.” buyurmuþtur. Ýþte, esas olan budur; kalb derinliði, vicdan geniþliði ve himmet yüceliði ile beraber sýð görünmek, düz bir mü'min edasýyla hareket etmek ama görünenden daha derin olmaktýr.. Allah'a itimad ederek, büyük þeylere talib olmak ve büyük þeylerin arkasýna düþmek ama kendini küçük görmek, küçük göstermek ve insanlardan bir insan olmak; hatta onlarýn en küçüðü olduðuna inanmaktýr... Belli olma ve bilinme duygusu kalbde barýndýrýlmamasý gereken bir duygudur; o, tavýr, davranýþ ve görüntüyü kalbinin önüne geçirme demektir. Oysa ki, inanan bir insan, kalb derinliðinin insaný olma mecburiyetindedir. O, görüntüsünden daha engin olmalý ve olduðunun altýnda görünmeli ve hatta ümitsizliðe düþmemek kaydýyla çok aþaðýlarda bulunduðuna inanmalýdýr. Hasýlý, azamî takvâ, azamî zühd, azamî ihlas ve azamî velâyet ile düz bir kul olma arasýnda bir zýtlýk olmadýðý gibi, bilakis bunlar birbirinin sebep ve neticeleridir. Müttaki, zâhid, muhlis ve velî bir insan, “görünme” deðil “olma” insanýdýr. O, kalbî hayatý itibarýyla önde, tavýr ve davranýþlarý açýsýndan ise, iki adým geridedir. O, görüntüsünün önünü kesmiþ ama kalbine yol vermiþtir. Günümüzün mefkure kahramanlarý da kalb balanslarýný bu ufka göre ayarlamalý, “görünme”yi terk edip “olma”ya yürümelidirler. Herkul...F.gülen Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Adem Geschrieben 9. Juni 2005 Autor Teilen Geschrieben 9. Juni 2005 “Alýnlarýnýzý sertleþtirmeyiniz, sertlikle damgalamayýnýz.” Cok manidar ve derin bir Hadis. Islamin sadece seccadeye degil de her animiza her saniyemize, aklimiza, kalbimize, yaptigimiz ve düsündüklerimize dahi müdahale ettigini yani bir saniye bile yanliz olmadigimizi, her hareketimizin hatta her düsüncemizin dahi degerlendirildigini bize göstermesi bakimindan büyük bir örnek. Yani Mümin özgür degildir. Olsa olsa iman edip etmeme noktasinda özgürdür. Özgürdür, eger nankörlük ve hiyanetin sonuclarina katlanacaksa. Evet Rabbimizden korkmaliyiz ama saygiyla karisik bir korku, tipki kücükken anamizdan kacip anamizin kucaginda agladigimiz gibi...(tesbihte hata olmasin) Bin kez de "olmuyor" desek oldurmanin pesinden gitmege söz verdik! Allah döndürmesin Adem Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.