Adem Geschrieben 24. März 2005 Teilen Geschrieben 24. März 2005 Iþýk Ýnsan Her tarafýn zifiri karanlýk olduðu bir an... Zuhur etti doðudan ýþýk Ýnsan... Dilinde sihirli beyan...Ayrýldý karanlýk yol, ak yoldan... Evet, Iþýk Insan’ýn büyüklüðünü anlamak isterseniz, hayalen 1930-40 yýllarýna, “On yýlda on beþ milyon genç yarattýk her yaþtan...” marþlarýnýn söylettirildiði kaskatý kasvetli günlere gidiniz. Sinema þeridi gibi þu olaylarý seyrediniz. Evet camiler boþalmýþ, mihraplar yosun tutmuþ, inanmak suç sayýlmýþ, terakki etmemiz için Hýristiyanlýðý resmi din olarak seçmemiz Meclis’e teklif edilmiþ, uydurukça sözler ezan diye minarelerden ilan edilmeye baþlanmýþ, Allah demek suç sayýlmýþ., Kur’an’ýn Türkçe’si namazlarda okutturulmaya zorlanmýþ, nice Þeyhü’l- Islam’lar, büyük mücahidler Anadolu gemisi batýyor diye can telaþýna düþmüþler, Mýsýr’a kaçmýþlar. Bin yýllýk milli ve dini kültürümüz, mirasýmýz birden reddedilmiþ. Millet, babasýný inkar eden çocuk durumuna düþürülmüþ, v.s, daha nice zulümler... kurulan idam sehpalarý, zindanlarda çürüyenler, karakollara gidip gelmeyenler... Ýman bir kor haline gelmiþ, taþýsan yanacaksýn, atsan imansýz kalacaksýn... Ýþte böyle bir zamanda millet, caný dudaðýna gelmiþ, bir kurtarýcý, bir müceddid beklerken, Hadis-i Þerifte “Her yüz yýlda bir dini tecdid etmek için.” gönderileceði vaddedilen müceddid zuhur etmiþ. Iþýk insan, böyle bir karanlýk dönemde güneþ gibi doðdu. Kardan adamlar erimeye baþladý. Büyüleri bozuldu. Baykuþlar güneþ ýþýðýndan rahatsýz olmaya baþladýlar. Allah’ýn yaktýðý nuru üflemekle söndüreceklerini sandýlar ama yanýldýlar. O “Elimizde nur, var topuz yok” deyip, mücadeleye baþladý. “Bu elmas kýlýnçlar asrýn silahýdýr” dedi, mücadelesini onlarla sürdürdü. “Nurlu Beyanla” konuþtu. Hatipler haddini bildi, Osmanlýnýn yýkýlýþ döneminde Iþýk insan dimdik doðruldu. Var gücüyle devletin bekasýna çalýþtý. Baþta padiþah olmak üzere her seviyedeki insana, seviyesine göre geri kalýþýmýzýn sebeplerini anlattý. Reçeteler yazdý. Fakat hapsedildi. Sürgünlere gönderildi. “Bu milletin hastalýðý, dindeki zaafiyetidir. Milletin ihyasý ancak dinin ihyasý ile mümkün olacaktýr” tesbitini yaptý. Yakalandýðýmýz üç hastalýðý çok iyi teþhis etmiþ ve çareler sunmuþtu. Cahillik, fakirlik ve toplumdaki ayrýlýklar mutlaka ilimle, maddeten ilerlemekle ve düþmanlýðý býrakýp muhabbet etmekle aþýlmalýydý. Halife, Padiþah ve nihayet Mustafa Kemal’e kadar doðu meselesini anlattý. “Doðuya önem verin, üniversite açýn, dini ihya edin, yoksa doðuyu sizden koparýp alýrlar” dedi. Anlamadýlar veya anlamak istemediler. Eðer o dönemde Iþýk insana birkaç aydýn sahip çýksaydý, Osmanlý ve ondan sonra kurulan genç Türkiye’nin kaderi baþka biçimde þekillenecekti. Bugünkü güneydoðu meselesi, Alevi-Sünni, Türk-Kürt tartýþmasý olmayacaktý. Iþýk insan hep ümitle yaþadý. “Ne yapayým acele ettim, kýþta geldim. Çiçekler baharda açarlar, onlara zemin hazýrlamak lazým” dedi. Dedi ama masonlar ve her dönemde var olan gizli din düþmanlarý rahatsýz oldular. O’nu zindanlara gönderdiler. Ýdam sehbalarýyla tehdit ettiler. Kendi ifadesiyle, Rusya’daki esaret yýllarýnda komünist Rusun üç yýlda yapamadýðý iþkenceyi Türkiye’deki dostlarý O’na üç ayda yaptýlar. Ama O, “Baþýmdaki saçlarým adedince baþlarým olsa, her gün birini alsalar, bu baþ zýndýkaya eðilmeyecek, teslim-i silah etmeyecek.” diyordu. Gerçekten öyle oldu. Hiç bir zalim onu eðemedi. Hiç bir âlim onu yenemedi. Hapishanelerdeki en azýlý katiller, insan canavarlarý onun hizmetçisi ve en sadýk talebesi oldular. Zindanlar medrese-i yusufiye oldu. O’nun nuru sadece kalb ve kafalarý deðil, zindanlarý da aydýnlattý. Evet O daima ümit aþýladý. “Ýstikbal inkilabatý içerisinde en yüksek ve gür sâdâ Ýslam’ýn sesi olacaktýr” vecizesi o dönemde söylendi. Ezher Üniversitesi Rektörü Abdulaziz Çaviþ, Ýstanbul’a geldiðinde “Iþýk Adamla” tanýþýp Osmanlý’nýn geleceðiyle ilgili bir kaç soru sormuþtu. O’nun aðzýndan “Osmanlý Devleti bir Avrupa devletine hamile, Avrupa da bir Ýslam devletine hamiledir. Her ikisi de yakýnda doðuracaklardýr.” sözünü duyunca, bu gençle tartýþýlmaz, zira O “Bediüzzaman’dýr “ dedi. Asrýn seçilmiþi demekti. Yolumuzu aydýnlatan ey ýþýk insan! Ruhundan istimdad ederek sana sesleniyoruz. Sana dünyada bir mezarý çok gördüler.1960 ihtilalinde mezarýný söküp kaçýrdýlar. Ölünüzden bile korktular. Evet senin dünyada bir mezarýn yok. Çünkü sen dünya için çalýþmadýn ki oraya gömülesin. Sen gönüllerin tamirine çalýþtýn, gönlümüze gömüldün. Ey Nur Adam! Nur içinde yat, müsterih ol. Baþlattýðýn ýþýk yolu, ýþýk yumaðý halinde dünyayý kuþatýyor... Sen bir evin ölüsü deðilsin. Yeryüzündeki bütün Müslümanlara mal olmuþ, onlarýn evinden çýkmýþ bir cenazesin. Onun için sana bütün Müslümanlar aðlýyor. Hayýr, hayýr aðlamak yerine sana fatihalar gönderiyorlar, vasiyetini yerine getirmeye çalýþýyorlar. Senin vasiyetine uyarak asrýmýzýn sinesine serpilen müesseseleri, yetiþen ýþýk insanlarý, dünya devletlerindeki her yaþtan, her ýrktan dostlarýnýzý bir buket çiçek yapýp mevcudu meçhul olan kabrinize bir bahar hediyesi olarak takdim ediyoruz. Ruhun þad olsun! HALÝL ÞÝMÞEK 24.03.2005 Zaman Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Adem Geschrieben 24. März 2005 Autor Teilen Geschrieben 24. März 2005 Üstad iste böyle tarif edilirdi. Allah senden razi olsun. Arkadaslar bu samimi ve duygu dolu yaziyi mutlaka okuyun. Adem Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.