Adem Geschrieben 19. Oktober 2004 Teilen Geschrieben 19. Oktober 2004 Risale-i Nur’da “Bir sene bu Risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanýn mühim, hakikatlý bir âlimi olabilir.” denilmiþ. Risalelerde ilmihal, fýkýh bilgisi mevcut deðil, sadece iman hakikatleri anlatýlmýþ. Ýlmihal ve fýkýh öðrenmeden risalelerle nasýl alim olunabilir? Bu ifade Risale-i Nur'un diðer yerlerinde izah edilmiþtir. Mesela: Üstadýmýz, risalelerin iman hakikatlerine taalluk eden mevzularda kafi olduðunu ve bu zamanda iman hakikatlerine dair mevzularda fetva vazifesiyle tavzif edildiðini ifade ediyor. Ayrýca Kastamonu Lahikasýnda “Risale-i nur baþka eserlere ihtiyaç býrakmýyor” ifadesi bulunuyor. Bu ifade hayatýný Risale-i Nura vakfeden, Üstadýmýzýn haslar diye ifade ettiði fedakarlara mahsustur cümlesiyle hususileþtiriliyor.. “Risaleleri bir yýl kabul ederek ve anlayarak okuyan zamanýn hakikatli bir alimi olur” ifadesi genel olmayýp, üç cihette hususiliði vardýr. • Mevzular açýsýndan • Zaman açýsýndan • Þahýslar açýsýndan 1- Risale-i Nurun mevzuu iman hakikatlerine dair konulardýr. Risale-i Nuru okuyanlar, Risale-i Nurun mevzuu ile ilgili konularda hakikatli bir alim olabilir. Bu, hadis ilminde, muamelat ilminde, tarihte veya bizim bildiðimiz fýkýhta alim olur manasýna gelmez. Demek ki bu gibi konularda baþka eserlere müracaat edilebilir. 2- Zamanýmýzda Ýslâmiyet'in sarsýlan kýsmý veya ehli dalaletin tecavüz ettiði mevzular inanca, itikada, iman esaslarýna taalluk ediyor. Eski zamanda ise bu gibi mevzular saðlam ve muhkem olup kimsenin eli buralara uzanamadýðýndan dolayý o zamandaki eserler genellikle meyve ve tezyinat kabilinden olan muamelat, tasavvuf ve ahlaka dair telifatlar idi. Zamanýmýzda ise, dinin esaslarýna, iman hakikatlerine zarar verildiðinden, Risale-i Nur eserleri zamanýn gereði olarak imani konularda tahþidat yapýyor. “Zamanýn hakikatli alimi olur” ifadesi bu zamanla tahdit edilmiþ olur. 3- Bazý fedakarlar, hayatýnýn gayesi olarak, Risale-i Nurla iman hakikatlerine hizmeti seçmiþlerdir. Bunlarýn sayýlarý da fazla olmadýðýndan dolayý, vakitleri ancak bu meselelere kifayet eder. Baþka eserlerle meþgul olmak bir nevi zamanlarýný alacaðýndan ve diðer ilimlerle de bir çok insan alâkadar olduðu için, Bediüzzaman Hazretleri, O fedakar ruhlarýn ihtisas kabilinden bu ilimlerle meþgul olmasýný tavsiye eder. Ayrýca “alim olmak” denilince neyin alimi olmak konusu akla gelir. Ýnsan neyi bilirse onun alimidir. Ýlmin en yüksek mertebesi Allah’ý bilmektir. Ýlimlerin þahý ve padiþahý marifetullahtýr ve Rabbini tanýmaktýr. Demek ki hakikatli alim olmak, Rabbini iyi tanýmak ve iyi bilmekle mümkündür. Diðer taraftan, “bir þey mutlak zikir olunursa kemaline masruftur.” kaidesine göre, “zamanýn hakikatli alimi olur” ifadesinde alimliðin kemali nazara verilmiþ olur. Çünkü: Ýlmin kemali Rabbül-alemini tanýmaktýr. Dolayýsýyla alimin kemali de Allah’ý iyi bilen ve tanýyan demektir. Elbette Fýkýh bilmek te Ýslâmiyet'in icabýndandýr. Zamanýn hakikatli alimi olmak, fýkhý bilmemek manasýna gelmez. Zaten bir insan hakikat ilmini öðrendiðinde, onun lazýmý olan fýkhi meseleleri de bilecek demektir. Ýmam-ý Azamýn “El-Fýkhu’l- Ekber” isimli eseri tamamen iman hakikatlerini ihtiva eder. Bir müminin bunlarý öðrenmesi mecburidir. Bunlar olmadan saðlam bir itikattan söz edilemez. Burada kusuru olanýn amelinin saðlam olmasý kendisini kurtarmayabilir. Demek ki, Risale-i nurlarý bir yýl anlayarak ve kabul ederek okuyan zamanýn hakikatli bir alimi olur, ifadesinden bunlar anlaþýlmalý. Yoksa asla diðer ilimleri, kitaplarý ve konularý beðenmeme, küçümseme ve ilgisiz kalma veya Risale-i Nuru okuyan ve bilenin bütün ilimlerin alimi olur manasý anlaþýlmaz. Kaynak www.sorularlarisaleinur.com Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.