Adem Geschrieben 16. Oktober 2004 Teilen Geschrieben 16. Oktober 2004 Soru : Ýslam’a davet metodu nasýl olmalýdýr? Cevap: Ýslam’da cihadýn bir cephesi de, dini teblið etmektir, dinin kutsi mesajýný bütün aleme duyurmaktýr. Bunun da metodunu Kur’an-ý Kerim çizmiþ, Hz. Muhammed (asm.) de fiilen uygulamýþtýr. Ýslam’da davet terim olarak, insanlarý Ýslam’a çaðrý, Ýslam esaslarýnýn uygulamasýna çaðrý anlamýna gelir. Peygamberlerin gönderilmesinden asýl maksat, Kur’an-ý Kerimde “büyük mücahade” (Cihad-ý Kebir) olarak ifade edilen teblið görevidir. “(Fakat evrensel uyarýcýlýk görevini sana verdik) O halde asla kafirlere boyun eðme ve Kur’ana dayanarak onlarla büyük mücahedeyi (cihad-ý kebir) gerçekleþtir”(Furkan Sûresi, 52). Bu ayet, “Cihad-ý Kebir”in önemini açýk bir biçimde ortaya koymaktadýr. Ýslam dini, bütün beþere en son ilahi bir çaðrýdýr. Bu çaðrý, Kur’an-ý Kerimde “islama çaðrý” (Saff Sûuresi, 7), “Allah yoluna çaðrý” (Nahl Sûresi, 125), “imana çaðrý”( Hadid Sûresi, 8), “Allahýn kitabýna çaðrý” (Al-i Ýmran Sûresi, 23), “Hakka çaðrý”(Rad Sûresi,14), “hayra çaðrý”(Al-i Ýmran Sûresi,104), “kurtuluþa çaðrý”(Mümin Sûresi, 41), “hayat kaynaðýna çaðrý”(Enfal Sûresi, 24), “esenliðe çaðrý”(Muhammed Sûresi,35) gibi ifadelerle beyan edilmektedir Kuran-ý Kerim incelendiðinde Hz. Peygamberin misyonunun “davet” esasý üzerine bina edildiði görülmektedir. Kur’an, Hz. Peygamberin ve müslümanlarýn da’vet ile ilgili çalýþmalarýnda uymalarý gereken yöntemleri de açýk bir þekilde ortaya koymuþtur. Bu yöntemlerden birincisi : “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öðütle da’vet et ; onlarla tartýþmaný en güzel bir þekilde sürdür” (Nahl Sûresi, 25) ayet-i kerimesidir. Bu ayet ile, cihadýn en kalýcý, en etkin yönteminin, insanlara hikmetle yaklaþmak ve güzel öðüt ile teblið görevini sürdürmek olduðu ortaya çýkmaktadýr. Ýslam’ý tebliðde ikinci bir yöntem, yumuþak konuþmaktýr. Ýncitmeden, kýrmadan, insan þahsiyetine itibar ederek muhatabýna yumuþak bir üslup ile yaklaþmaktýr. Kur’an-ý Kerimde, Hz. Musa (a.s)nýn Firavuna dini teblið etme tarzý “ Git onunla yumuþak konuþ, umulur ki belki döner” (Taha Sûresi,44 )ayeti ile beyan edilirken, kýyamete kadar geçerli bir “teblið yöntemi” de müminlere öðretilmektedir: Muhatap Firavun derecesinde azgýn ve yoldan çýkmýþ biri de olsa, ona hakký teblið etmede “yumuþak konuþmak” gerekmektedir. Üçüncü bir teblið yöntemi ise, Hz. Peygamberin “insanlara akýllarýna göre konuþun”(Bkz. Suyuti, ed-Dürer, s: 12)emridir. Bu emir ile, muhatabýn yaþ, idrak ve intikal kabiliyeti ve kültür seviyesini dikkate alarak konuþmak gerektiði vurgulanmaktadýr. Özellikle bu asrýn mizacý dikkate alýndýðýnda insanlarýn ilk önce aklýný doyurmak gerekmektedir. Dolayýsýyla teblið yöntemi, muhataplara ilim ve fikirle, delil ve hüccetle konuþmayý zorunlu kýlmaktadýr. Gerçekten teblið görevine bu açýdan bakýldýðýnda, Ýslamiyetin bu konuda da fevkalade doyurucu olduðu görülmektedir. Ýslam’da davetin can alýcý noktasý, ilim ve fikir derinliðinin yanýnda bir de, Ýslam’ýn güzelliðini hayatýnda fiilen sergilemektir, “lisan-ý hal” ile dinin güzelliðini kendi dünyasýnda yansýtarak, fiilen yaþamak ve bu güzelliði sevdikleriyle ve diðer insanlarla paylaþmaktýr. Davetin tadý ve kývamý, müminin söylediðini yaþamasý, yaþadýðýný da konuþmasýdýr. Böylece, “Yaþayan bir hakikat” olarak, gerçek insaniyeti, þefkat ve merhameti, adalet ve hakkaniyeti hayatýnda fiilen teþhir etmesidir. Ýslam’da teblið, hem müslümanlara hem de gayr-i müslimlere yönelik bir faaliyettir; Müslümanlara Kur’an’ýn hakikatlerini ders ve talim ettirmek, vaaz ve nasihatte bulunmak, gayr-i müslimlere de dini teblið etmek, ilahi mesajý ulaþtýrmak ve irþad faaliyetlerinde bulunmak demektir. Kur’an, Ýslam dininin yayýlmasýnýn yegane yolunun bu davet ve teblið olduðunu göstermektedir. Nitekim, Kur’an-ý Kerim de, Hz. Muhammed (s.a.v) “Allahýn davetçisi” olarak nitelendirilmiþ (Ahkaf Sûresi,31) ve görevinin ancak “teblið” olduðu zikredilmiþtir.(Al-i Ýmran 20; maide Sûresi,92 ; Ra’d Sûresi,40) Hz. Peygamber, teblið görevini yürütürken, insanlarýn Hak dine yönelmeleri ve tek bir Allah’a iman etmeleri konusunda azim gayret göstermiþ, adeta kendisini helak edercesine çalýþmýþtýr.O’nun bu saffet ve samimiyetini Kur’an þu ifadeler ile dile getirmektedir: “(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kýyacaksýn !”(Þuara Sûresi,3), “Bu yeni kitaba Ýnanmazlarsa(ve bu yüzden helak olurlarsa), arkalarýndan üzüntü ile neredeyse kendini harap edeceksin”(Kehf Sûresi,6) Hz. Peygamberin daveti ile ilgili incelikleri açýklayan ayetleri tetkik ettiðimizde þu temel mesajlar ortaya çýkmaktadýr: • Hz. Peygamber insanlar üzerinde bir zorba deðildir (Gaþiye Sûresi,22; Kaf Sûresi,45) • Hz. Muhammedin görevi insanlarý irþad, teblið ve davetten ibarettir (Al-i imran Sûresi,20; Maide Sûresi,92; Þura Sûresi,48) • Bu din, Rabbin dosdoðru yoludur. Öðüt alacaklar için Allah’ýn ayetleri ayrýntýlý olarak açýklanmýþtýr.(En’am Sûresi,26) • Dinde zorlama yoktur. Doðru yol, sapýklýktan hak batýldan ayrýlýp belli olmuþtur. Artýk kim taðutu (putlarý, batýl mabutlarý) reddedip Allah’a iman ederse, iþte o kopmasý mümkün olmayan en saðlam bir kulpa yapýþmýþtýr. (Bakara Sûresi,256) • Hz. Muhammed insanlýða bir müjdeci ve uyarýcý olarak gönderilmiþtir.(Sebe Sûresi,28) • Onun yolu aydýnlýktýr. Ona uyanlar aydýnlýk bir yol üzerindedir.(Yusuf Sûresi,108) • Onlara yumuþak, yatýþtýrýcý söz söylemesi beyan buyrulmuþtur. (Ýsra Sûresi,28) • Müslümanlar sadece en güzel þekilde teblið yapmakla mükelleftirler. (Maide5/ 67 ; Nahl 16/125; Ankebut Sûresi, 46) • Birine dini kabul ettirmek için baský yapýlamaz ve baský altýnda gerçekleþen iman geçersizdir.(Bakara Sûresi,256 ; Yunus Sûresi,99 ; Kehf Sûresi,29 ; Hucurat Sûresi,14) • Bundan sonra artýk iman edip etmemenin insanlarýn kendi istemelerine baðlý bulunduðu ifade edilmiþtir. (Kehf Sûresi,29) Hz. Peygamberin davet ile ilgili uygulamasýna bakýldýðýnda, onun davet metodunun son derece mantýki, gerçekçi, tutarlý, makul, sistemli, olaylarýn geliþimine muvafýk ve insan fýtratýna uygun olduðu görülmektedir. O, davetini en yakýnlarýndan baþlayarak kademe kademe diðer insanlara ulaþtýrma metodunu benimsemiþtir. Hz. Peygamberin 23 yýl gibi kýsa bir zamanda bu derece baþarýlý olmasý katiyen tesadüfi deðildir. Bu çalýþmalarýn arkasýnda þu gerçekler yatmaktadýr: a) Hz. Peygamber teblið ettiði dininde samimidir. Çünkü getirdiði ahkama herkesten ziyade riayet etmiþ, Ýslam’ý bizzat nefsinde en ileri derecede bilfiil yaþamýþtýr. b) Cenab-ý Hak Onu en güzel bir ahlak üzerine yaratmýþtýr (Kalem Sûresi, 4). c) Hz. Peygamber, emindir, bütün tarihçe-i hayatýnýn þahadetiyle hiçbir yalaný iþitilmemiþ, hiçbir hilesi görülmemiþtir. Onun en azýlý düþmanlarý bile Onun sýdk ve doðruluðunu kabul etmiþtir. Hatta risalet görevinden evvel kavim ve kabilesi, dost ve düþmanýn ittifaký ile Ona “ Muhammed-ül Emin” sýfatýný vermiþlerdir. d) Hz. Peygamber, bütün insanlara deðer vermiþ, siyah, beyaz, kavim ve kabile gözetmeksizin bütün insanlarý ayný samimiyet ve içtenlikle kucaklamýþtýr, insan þahsiyetine itibar etmiþtir. e) Hz. Peygamber, af, müsamaha, hilm, þefikat ve merhameti kin, öfke, zorbalýk ve düþmanlýða tercih etmiþ, katiyen kaba ve sert davranmamýþtýr.(Al-i imran Sûresi,159) f) Çevresini ümitsizlik ve karamsarlýða götürmemiþ ( Feth Sûresi,1; Nasr Sûresi,1-2) çalýþmalarýný daima azim, sabýr, inanç ve karalýlýkla sürdürmüþtür. (Al-i Ýmran Sûresi,159) g) Hz. Peygamber teblið ve davet faaliyetlerini sürdürürken insanlardan hiçbir maddi menfaat ve þahsi çýkar düþünmemiþ, onlardan hiçbir ecir ve ücret talebinde de bulunmamýþtýr. ( Sebe’ Sûresi,47 ;Yunus Sûresi,72; Hud Sûresi,29 ;Yasin Sûresi,21 ) h) Ýnsanlarla olan sosyal münasebetlerini kesmemiþ, müslüman olan veya olmayan akraba ve çevresiyle ilgisini ýsrarla devam ettirmiþtir.(Duha Sûresi,9-10 ; Þuara Sûresi,214) i) Ýnsanlarýn toplu bulunduðu her yerde (evde, çarþý ve pazarda, panayýrlarda) teblið faaliyetini hikmetle ve ýsrarla sürdürmüþtür (Maide Sûresi,67). O davet mesajýný komþu devlet reislerine de ulaþtýrmýþ ve onlarý Ýslam’a ve selamete davet etmiþtir. Þener Dilek (Prof. Dr.) Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.