Gast Geschrieben 13. Juli 2009 Teilen Geschrieben 13. Juli 2009 Bazý müfessirler, misakýn “temsil” ve “istiare” yoluyla bir ilâhî irþat olduðunu söyleyerek þöyle derler: “Bu bir benzetmedir. Ýnsanlarýn, Allahýn rububiyetini tanýmaya muktedir bir kabiliyette yaratýlmýþ olmalarý, bir bakýma, þahit tutulmalarý olarak deðerlendirilmiþtir.” Tefsir âlimlerinin büyük çoðunluðu ise, hem ilâhî hitabýn, hem de ruhun verdiði cevabýn sembolik deðil, hakiki olduðu görüþündedirler. Bu görüþü son asrýn müfessirlerinden Mehmed Vehbi efendi þöyle dile getirir:“Akýl ve hayat vermeksizin lisan-ý hâlle cevap vermek ihtimalleri varsa da, daha doðru olaný, akýl, hayat ve nutuk verdi, halýkýyetine ve rububiyetine delalet edecek delilleri gösterdi... Onlar da suali fehmedip (anlayýp), akýllarý idrak ederek lisanlarýyla söylemek suretiyle cevap verdiler.” Bir noktayý önemle belirtmek isteriz: Misak hâdisesi âyetle sabittir. Bir insan, misakýn gerçek mânâda tahakkuk ettiðine akýl erdiremiyorsa, azýnlýkta kalan âlimlerin görüþünü benimseyerek, bunun bir teþbih ve temsil olduðunu kabul edebilir. Böylece kendisini þeytanýn vesveselerinden kurtarmýþ ve nefsinin ileri-geri konuþmalarýna fýrsat vermemiþ olur. Âyetin inkârý baþka, tevil ve tefsirlerden birini uygun bularak, diðerini kabul etmemek daha baþkadýr. Sorularla Islamiyet Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.