Selim Geschrieben 22. Januar 2009 Teilen Geschrieben 22. Januar 2009 Huzur evinde çalýþýrken o insanlarý yýkamak durumunda da kalýnýyor, bunun gibi þeyleri yapmak dinen caiz midir? Deðerli Kardeþimiz; Bir kimsenin bakýlmasý caiz olmayan yerlerine bakmak veya dokunmak için tedavi, acizlik, çalýþan için baþka ekmek kapýsý bulunmamak vb. zaruret bulunmalýdýr. Zaruret bulunmadan bakmak ve dokunmak caiz olmaz. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman) Selam ve dua ile... Sorularla Ýslamiyet Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 23. Januar 2009 Teilen Geschrieben 23. Januar 2009 hmm, ilgilmi cekdi simdi, ben misal huzur evinde calisiyorum, ama imkanim var baska yerde calismaya, ve ben bakimlarini yaparken ister istemez avret mahalini görüyorum ve temasda etmek zorunda kaliyorum, ozaman benim durumun ne olcak? Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Selim Geschrieben 23. Januar 2009 Autor Teilen Geschrieben 23. Januar 2009 Bu soruyu tekrar Karaman hocaya ilettim. Cevabi gelince burada yayinlanacak. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 23. Januar 2009 Teilen Geschrieben 23. Januar 2009 Bakilan kisiler yasli oldugu zaman problem yok. Hatta biliyorsunuz, yasli kadinlarin baslarinin örtmesi farz bile degil. Yasli dediysek, tabiki 80-90 itibaren demek istedim. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 23. Januar 2009 Teilen Geschrieben 23. Januar 2009 zaten huzur evindekiler baya yasli. bu benim kafami baya karisdirdi. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 22. Februar 2009 Teilen Geschrieben 22. Februar 2009 soru sorulacakdi selim kardes unutulmadi insallah Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Selim Geschrieben 23. Februar 2009 Autor Teilen Geschrieben 23. Februar 2009 yok unutulmadi. Karaman hocaya ayni gün email yazdim. Simdi de hatirlatma yolladim. Cevabi gelince hemen yayinlanacak insallah. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Hayrettin Karaman Geschrieben 24. Februar 2009 Teilen Geschrieben 24. Februar 2009 Doktor, emþire, hastabakýcý gibi oradaki insanlar için gerekli iseniz zaruri olan bakýmlarýný yaparsýnýz. Selam. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Gast Geschrieben 26. Februar 2009 Teilen Geschrieben 26. Februar 2009 Allah razi olsun Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 27. März 2009 Teilen Geschrieben 27. März 2009 Soruyla alakali degil, ama Üstadin "hastalara bakmak" hakkinda cok güzel bir yorumu var: YÝRMÝDÖRDÜNCÜ DEVA: Ey masum hasta çocuklara ve masum çocuklar hükmünde olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakýcýlar! Sizin önünüzde mühim bir ticaret-i uhreviye var. Þevk ve gayret ile o ticareti kazanýnýz. Masum çocuklarýn hastalýklarýný, o nazik vücudlara bir idman, bir riyazet ve ileride dünyanýn daðdaðalarýna mukavemet verdirmek için bir þýrýnga ve bir terbiye-i Rabbaniye gibi, çocuðun hayat-ý dünyeviyesine ait çok hikmetlerle beraber ve hayat-ý ruhiyesine ve tasaffi-i hayatýna medâr olacak büyüklerdeki keffaret-üz zünub yerine, mânevî ve ileride veyahud âhirette terakkiyat-ý maneviyesine medâr þýrýngalar nev'indeki hastalýklardan gelen sevab, peder ve validelerinin defter-i a'mâline, bilhassa sýrr-ý þefkatle çocuðun sýhhatýný kendi sýhhatýna tercih eden validesinin sahife-i hasenatýna girdiði, ehl-i hakikatça sabittir. Ýhtiyarlara bakmak ise; hem azîm sevab almakla beraber, o ihtiyarlarýn ve bilhassa peder ve valide ise, dualarýný almak ve kalplerini hoþnud etmek ve vefakârane hizmet etmek, hem bu dünyadaki saadete, hem âhiretin saadetine medâr olduðu rivayat-ý sahiha ile ve çok vukuat-ý tarihiye ile sabittir. Ýhtiyar peder ve validesine tam itaat eden bahtiyar bir veled, evlâdýndan ayný vaziyeti gördüðü gibi; bedbaht bir veled eðer ebeveynini rencide etse, azab-ý uhrevîden baþka, dünyada çok felâketlerle cezasýný gördüðü, çok vukuatla sabittir. Evet ihtiyarlara, masumlara, yalnýz akrabasýna bakmak deðil; belki ehl-i îman (madem sýrr-ý îmanla uhuvvet-i hakikiye var) onlara rastgelse, muhterem hasta ihtiyar ona muhtaç olsa, ruh u canla ona hizmet etmek Ýslâmiyetin muktezasýdýr. ONYEDÝNCÝ DEVA: Ey hastalýk vasýtasiyle hayrat yapamamaktan þekva eden hasta! Þükret, hayratýn en hâlisinin kapýsýný sana açan, hastalýktýr. Hastalýk mütemadiyen hastaya ve Lillah için hastaya bakýcýlara sevab kazandýrmakla beraber, duanýn makbuliyetine en mühim bir vesiledir. Evet hastalara bakmak ehl-i îman için mühim sevabý vardýr. Hastalarýn keyfini sormak, fakat hastayý sýkmamak þartýyla ziyaret etmek, sünnet-i Seniyyedir; keffaret-üz zünub olur. Hadîste vardýr ki: "Hastalarýn duasýný alýnýz, onlarýn duasý makbuldür." Bahusus hasta, akrabadan olsa, hususan peder ve valide olsa, onlara hizmet mühim bir ibadettir, mühim bir sevabdýr. Hastalarýn kalbini hoþnud etmek, teselli vermek, mühim bir sadaka hükmüne geçer. Bahtiyardýr o evlâd ki; peder ve validesinin hastalýk zamanýnda, onlarýn seri-üt teessür olan kalblerini memnun edip hayýr dualarýný alýr. Evet hayat-ý içtimaiyede en muhterem bir hakikat olan peder ve validesinin þefkatlerine mukabil, hastalýklarý zamanýnda kemal-i hürmet ve þefkat-i ferzendane ile mukabele eden o iyi evlâdýn vaziyetini ve insaniyetin ulviyetini gösteren o vefadar levhaya karþý, hatta melaikeler dahi "Mâþâallah, Bârekâllah" deyip alkýþlýyorlar. Evet hastalýk zamanýnda, hastalýk elemini hiçe indirecek gâyet hoþ ve ferahlý, etrafýnda tezahür eden þefkatlerden ve acýmak ve merhametlerden gelen lezzetler var. Hastanýn duasýnýn makbuliyeti, ehemmiyetli bir mes'eledir. Ben otuz-kýrk seneden beri, bendeki kulunç denilen bir hastalýktan þifa için dua ederdim. Ben anladým ki, hastalýk dua için verilmiþ. Dua ile duayý, yâni dua kendi kendini kaldýrmadýðýndan anladým ki, duanýn neticesi uhrevîdir; (Haþiye) kendisi de bir nevi ibadettir ve hastalýk ile aczini anlayýp dergâh-ý Ýlahiyyeye iltica eder. Onun için otuz senedir þifa duasýný ettiðim halde, duam zâhirî kabul olmadýðýndan, duayý terketmek kalbime gelmedi. Zira hastalýk, duanýn vaktidir; þifa, duanýn neticesi deðil. Belki Cenab-ý Hakîm-i Rahîm þifa verse, fazlýndan verir. Hem dua, istediðimiz tarzda kabul olmazsa makbul olmadý denilmez. Hâlýk-ý Hakîm daha iyi biliyor, menfaatimize hayýrlý ne ise onu verir. Bazen dünyaya ait dualarýmýzý, menfaatimiz için âhiretimize çevirir, öyle kabul eder. Her ne ise... Hastalýk sýrrýyla hulusiyet kazanan, hususan zaaf ve aczden ve tezellül ve ihtiyaçtan gelen bir dua kabule çok yakýndýr. Hastalýk böyle hâlis bir duanýn medârýdýr. Hem dindar olan hasta, hem hastaya bakan mü'minler de bu duadan istifade etmelidirler. Hastalar Risalesinden Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.