Gast Geschrieben 22. Januar 2009 Teilen Geschrieben 22. Januar 2009 Ýbadetlerimizi niçin Arapça yapýyoruz? Türkçe olarak yapsak olmaz mý? Ýlk bakýþta müminin, kendi diliyle Rabbine kulluk etmesi akla, daha doðrusu hisse daha uygun gibi geliyor. Fakat mesele incelendiðinde, farklý boyutlara varýlýyor: Her þeyden önce dua ile namaz arasýnda açýk bir ayýrým yapmak gerekir. Namaz dýþýndaki duada bir mümin ihtiyaçlarýný ve dileklerini Rabbine istediði dilde bildirir. Bu þahsi bir meseledir ve kulun, Halýký’na kendi ihtiyaçlarýný ve arzularýný doðrudan doðruya, vasýtasýz olarak arz etmesiyle ilgilidir. Duada her insan kendi lisanýyla Rabbine iltica edebilir. Namaz ise bundan çok farklýdýr. Namazda hangi dilden ve ýrktan olursa olsun bütün Müslümanlarýn bir tek vücut olarak birleþmeleri ve Allah’a topluca ibadet etmeleri söz konusudur. Bu ibadette gönüller gibi dillerin de birlik arz etmesi gerekir. Kaldý ki, ibadetler Allah nasýl emretmiþse ve Allah Resulü (asm.) nasýl tarif etmiþse öyle yapýlacaktýr. Ýslamiyet herhangi bir bölgenin, ýrkýn veya milletin dini olsaydý, hiç þüphesiz sadece bu bölgenin, bu ýrkýn veya bu milletin dili kullanýlabilirdi. Fakat, dünyanýn bütün noktalarýnda oturan, farklý ýrklardan olup farklý dilleri konuþan müminler mevcuttur. Bunlarýn tümünün birlikte namaz kýlabilmeleri, ayný sureleri ayný dilden okumalarý için tümünün ayný ibadet dilinde birleþmeleri gerekir. Beynelmilel kongre ve toplantýlarda da herkes kendi diliyle deðil umumun bildiði beynelmilel bir dille konuþmuyorlar mý? Meselenin diðer bir cephesi de þudur: Hiçbir tercüme, asla orijinalinin yerini tutamaz. Kur’an, Allah kelamýdýr ve Arapça nazil olmuþtur. Allah’ýn kudret sýfatýndan gelen þu varlýklar taklit edilemediði gibi, onun kelam sýfatýndan gelen Kur’an da taklit edilemez. Ve Kur’anýn tercümesine Kur’an denmez. Kur’anýn bir harfine en az on sevap verilmesi, Allah kelamýný tekrar etmenin karþýlýðýnda kullara bir Ýlâhî ihsandýr. Tercüme, Allah kelamý olmadýðýndan bu mana orada kaybolur. Ýnsan, Kur’an mealini okumakla, Kur’an okumanýn deðil, ilim noktasýnda bir þeyler öðrenmenin sevabýný alýr. Þu da var ki, namazda geçen kelimelerin bir kýsmý konuþma dilimize geçmiþtir. Allahu Ekber, hamd, tesbih, Rabbül alemin, Ehad, Samed’in ne demek olduðunu çoðu Müslüman bilmektedir. Dünya iþlerimiz için enflasyon, deflasyon, kur, ekonomi, döviz gibi nice yabancý kelimeleri ezberlediðimiz halde, ibadet için gerekli, az sayýda kelimeyi öðrenmemekte bilmem mazur sayýlabilir miyiz? Sorularla islamiyet, prof.dr. muhammed hamidullah Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.