Gast Geschrieben 20. November 2008 Teilen Geschrieben 20. November 2008 Satranç, okullara varýncaya kadar ülkemizde yaygýnlaþmýþ olan bir oyun çeþididir. Hakkýnda kurslar, müsabakalar tertip ediliyor, gazete ve dergilerde özel bölümler ayrýlýyor; hattâ televizyonda ayrý programlar yapýlýyor. Neticede, halk içinde, bilhassa gençler arasýnda deðiþik zaman ve zeminlerde oynanýyor. Durum böyleyken, her oyunda olduðu gibi, satrançta da dinimizin getirdiði bir ölçü vardýr. Helâl ve haramlýðý hususunda görüþler mevcuttur. Bunun için, ne kadar yaygýn hale gelirse gelsin, herkes tarafýndan benimsenmiþ olursa olsun, onun ne caiz oluþuna, ne de haramlýðýna bir delil oluþturmaz. Bilindiði gibi, satranç Ýran kaynaklý bir oyun olup, diðer ülkelere oradan yayýlmýþtýr. Daha önceleri Araplar arasýnda fazla bilinmiyordu. Fakat Ýran fethedilip Ýranlýlarla münasebetler baþlayýnca, yavaþ yavaþ Ýran âdetleri de Müslümanlar arasýnda görülmeye baþladý. Ýslâmiyet, prensip olarak her milletin, kendi ruhuna uygun olan veya ters düþmeyen hususî âdet ve alýþkanlýklarýný hoþgörü ile karþýlamýþ, iliþmemiþtir. Fakat içinde mahzur taþýyan, zararý mevcut olan davranýþ, hareket ve âdetleri de yasaklamýþ; onlarýn terk edilmesini emretmiþtir. Sahih hadis kitaplarýnda yer almasa da, bazý rivayetlerde satranç “þah sahibi” olarak geçmekte ve oynanmasýna cevaz verilmemektedir. Hz. Ali (r.a.) “Satranç Acemlerin kumarýdýr” diye satrancý hoþ karþýlamazken, Sahabe-i Kiramdan Ebû Musa el-Eþarî, “Satrancý ancak günahtan sakýnmayanlar oynar” demiþ, büyük fýkýh âlimi Ýbrahim en-Nehâî ise kendisine satranç hakkýndasorulduðunda, “O lânetlenmiþtir” diye cevap vermiþtir. Ayný þekilde Abdullah ibni Ömer, “Satranç diðer kumarlardan daha kötüdür” görüþünü benimserken, Ýmam-ý Mâlik satrancý tavla gibi deðerlendirmekte ve haram saymaktadýr.1 Bu rivayet ve görüþleri benimseyen Ýslâm hukukçularýnýn çoðuna göre, satranç oynamak caiz olmayýp, haram kabul edilmektedir. Hanefî mezhebinin tercih edilen görüþü de bu þekildedir. Ancak bazý âlimler satrancý ayný kategoriye sokmamakta, birtakým þartlar dahilinde oynanmasýnýn caiz olabileceðini düþünmektedirler. Þâfiî mezhebinin kudretli âlimlerinden Ýmam Nevevî bu hususta þöyle der: “Satranç, âlimlerin çoðuna göre haramdýr. Bir kimse bu oyun sebebiyle bir namaz vaktini geçirir veya bir menfaat karþýlýðýnda oynarsa bize göre de haramdýr.” Hanefî ulemasýndan Ýbni Âbidin, satranç için, “Haramdýr, bizim mezhebimizde büyük günahtýr” dedikten sonra, Ýmam Þâfiî’nin ve bir rivayete göre Ýmam Ebû Yusuf’un satrancý mubah saydýklarýný kaydetmektedir. Vehbâniyye, Þarih’in “Satrançta beis yoktur” sözüne ise, “Bu bir rivayettir” demektedir.2 Ýmam Nevevî’nin de belirttiði gibi, satrancýn mubah sayýlmasý için dört þartýn mevcut olmasý gerekir: 1. Satranç oynayanlar, oyuna dalmak suretiyle namazýn gecikmesine meydan vermemelidir. 2. Satranç kumara yol açacak þekilde para ve benzeri bir menfaat karþýlýðýnda oynanmamalý, yani kazanan ve kaybeden birþey alma þartýný koþmamalýdýr. 3. Oynayanlar, oyun esnasýnda dillerini kötü sözlerden yalan, gýybet ve küfürden sakýndýrmalýdýr. 4. Satranca alýþan kimseler, ondan vaz geçemeyecek kadar müptelâ olmamalýdýr. Þu halde, bu görüþe göre, ölçüyü kaçýrmamak, ibadetlere mâni olmamak ve günahlara vesile kýlýnmamak þartýyla, satranç mubah görülmektedir. Satrancýn mubahlýðýný, oyunun kendi mahiyeti itibariyle ele alan Þâfiî ulemâsýndan Ýbni Hacer el-Mekkî ise tavla ile satranç arasýndaki farký þöyle izah etmektedir: “Tavlada oyun zarlara dayanmaktadýr. Fakat satranç düþünce ve zihnî melekeye dayanmaktadýr. Bu bakýmdan, savaþ taktikleri hususunda bundan istifade edilebilir.” Ez-Zevâcir isimli eserinde bu meseleye uzunca yer veren Ýbni Hacer son olarak þu neticeye varmaktadýr: “Bu meseledeki farklý görüþleri uzun boylu zikretmenin bir faydasý yoktur. Kaide anlaþýldýktan sonra üzerine hükmü bina etmek mümkün olur. Kaide þudur: Bu çeþit oyunlar düþünce ve hesaba dayanýyorsa, helâl demekten baþka yol yoktur. Satranç bunun gibidir. Þayet zar ve tahmine dayanýyorsa, buna da haram demekten baþka çare yoktur. Tavla da bunun gibidir.”3 Netice itibariyle, Ýmam Þâfiî ve Ebû Yusuf’un þartlarýna uyarak, Ýbni Hacer’in de izahýný göz önüne alarak, ruhsat tarafýný tercih edip, satranç oynayanlarýn mes’uliyetten kurtulmalarý mümkündür. 1. ez-Zevâcir, 2: 200. 2. Reddü’l-Muhtar, 5: 523. 3. ez-Zevâcir, 2: 201-202. Mehmed Paksu Ýbadet Hayatýmýz-1 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.