Fatih.I. Geschrieben 11. März 2008 Teilen Geschrieben 11. März 2008 Kiþi, evlenmek istediði kýza bakabilir mi, bakabilirse nerelerine bakar? Evleneceði kýzla konuþabilir mi? Niþanlýlýk devresinde, yüz yüze veya telefon vs. ile konuþmak, yine bu devrede gezmek, birbirine dokunmak doðru mudur? Niþanlýlýk döneminde konuþup görüþmeler haram olmasýn diye dinî nikâh yaptýrmak caiz midir? Dinî nikâh ne zaman yapýlýr? Bu durumda kendisinden nikâh kýymasý istenilen kiþi nasýl davranmalýdýr? Cevap: Evlenmek istenilen kýza bakmak: Ebû Humeyd (r.a)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v): “Biriniz (evlenmek niyetiyle) kadýn isteyeceði zaman ona bakmasýnda bir vebal yoktur, yeter ki ona istemek maksadýyla baksýn, bunu baktýðý kadýn bilmese de hüküm deðiþmez.” buyurmuþtur. (Neylü’l-Evtâr, c.6) Muðîre b. Þu’be (r.a) þöyle anlatýr: Ben bir kadýna talip olmuþtum. Rasûlullah (s.a.v); “Onu gördün mü?“ dedi. Ben: “Hayýr!” deyince, bana; “Git bak, onu önceden görmen aranýzdaki sevginin devamýný saðlar.“ buyurdu. (Neylü’l-Evtâr, c.6; Sübülü’s-Selâm, c.3) Bu ve benzeri hadîs-i þeriflerden þu hükümler çýkarýlmýþtýr: • Evlenmek niyetiyle, kadýnýn yüzüne, ellerine ve ayaklarýna bakmak caizdir. • Evlenme niyetiyle bakarken, kýzýn rýzasý veya haberi olmasýna da (fitneye sebebiyet vermemek þartýyla) gerek yoktur. • Eðer erkeðin kadýný görme imkâný yoksa erkeðin yerine karar verebilecek, güvenilir bir kadýn da kýza bakabilir. • Kiþinin, evlenmek istediði kýzla, (niþandan önce) görüþüp-tanýþma sýrasýnda, yanlarýnda kýz tarafýndan bir mahrem varken konuþmasý caizdir. Ancak mahremsiz olarak konuþmalarý, buluþmalarý veya gezip-dolaþmalarý haramdýr. Niþanlýlarýn konuþmalarý, gezmeleri, birbirlerine dokunmalarý: Niþanlýlýk dönemi, her iki tarafýn birbirlerinin, ahlâk, mizaç ve eðilimlerini inceleyip, tanýmalarýný saðlar. Ancak bu tanýþma þer’î ölçüler dâhilinde olmalýdýr. • Niþan, evlilik vaadidir. Niþan bir nikâh akdi deðil, nikâh ahdidir. Bu sebeple taraflar arasýndaki mahremiyetliði kaldýrmaz. • Yanlarýnda mahrem olmadan niþanlýlarýn baþ baþa kalmalarý haramdýr. • Yanlarýnda mahrem varken niþanlýlar görüþüp konuþabilirler. • Niþanlýlarýn, yanlarýnda mahrem olmadan, gezip dolaþmalarý, düðün için olsa dahi alýþveriþ yapmalarý, halka açýk yerlerde olsa bile haramdýr. • Niþanlýlarýn birbirlerine dokunmalarý, el-ele tutuþmalarý vb. fiillerde bulunmalarý da haramdýr. Çünkü ortada helalliði saðlayan akit bulunmamaktadýr. • Niþanlýlarýn, telefon vb. iletiþim araçlarýyla görüþmeleri, edep sýnýrlarý dâhilinde, aþýrýya kaçmadan ve fitneye sebebiyet vermeden olursa caizdir. • Ayrýca dikkat edilmelidir ki; taraflar arasýndaki niþan, önemli bir sorun olmadýðý müddetçe bozulmamalýdýr. Çünkü niþan ahittir, verilmiþ sözdür. Kur’ân-ý Kerim ise verilen sözlerin yerine getirilmesini emretmektedir. Bu sayýlan hususlar, her iki tarafýn olmakla beraber, hassaten niþanlý kadýnýn, niþan bozulmasý halinde, namusuna halel gelmemesi için elzemdir. Niþanlýlýk döneminde dinî nikâh yapmak: • Niþanlýlýk döneminde taraflarýn yapmalarý caiz olan fiiller, her iki tarafýn birbirlerini tanýmalarý ve arada ülfetin oluþmasý için yeterlidir. • Niþanlýlarýn, konuþup görüþmeleri, gezmeleri gibi fiiller haram olmasýn diye dinî nikâh yaptýrýlmaktadýr. Bu ise kesinlikle yanlýþ bir davranýþtýr. Çünkü bu fiiller, niþanlýlýk döneminde maksat hâsýl olmasý için meþru dairede zaten caizdir. Belirtilen ölçüleri aþmak ise aþýrýlýk olup nefse uymak demektir. • Dinî nikâh yapýlýp niþanlýlarýn, “Nasýl olsa birbirimize helal olduk!“ diyerek icra ettikleri fiillerden sonra ve resmî nikâh olmadan önce, bir ayrýlýk meydana geldiðinde ortaya çýkacak facia, lekelenen namus ve þeref, aileler arasýnda kan davasýna varacak derecedeki husumet, bu iþin yanlýþlýðýný anlatmada yeterlidir. • Dinî nikâh yaparak istedikleri gibi gezip dolaþan kiþiler, nikâhlarýný halka ilan etmedikleri için kendilerini gören insanlar tarafýndan -haklý olarak- töhmet altýnda býrakýlacaklardýr. Bu ise hem nikâhta önemli bir þart olan “nikâhý ilan“ þartýný ihlal, hem de hadislerde emredilen “töhmet altýnda býrakacak þeylerden sakýnma“ kaidesine ters düþmektedir. • Düðün gününde gelin ve damadýn beraber hareket etme zorunluluðu olduðundan, burada bir harama düþmemek için, dinî nikâhýn bundan önce yapýlmasý lazýmdýr. Dinî nikâhtan önce resmî nikâh yapýlabilir, hatta yapýlmasý -haramdan ve fitneden içtinap için- daha evladýr. • Dinî nikâhý kýyan din görevlilerinin, kendilerine bu hususta müracaat eden gençlerin durumlarýna iyice muttali olup, yukarýda anlatýlan þekilde hareket etmeleri büyük önem arz etmektedir. Hatta evlenecek kiþilerin, resmî nikâhlarý olmadan dinî nikâhlarýný kýymamalarý en tedbirli yoldur. Çünkü böyle davranmak fitnenin önünü kesmek açýsýndan elzem ve ayrýca da bir vebal teþkil etmektedir. Kaynak: Islam Seriati Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Fatih.I. Geschrieben 11. März 2008 Autor Teilen Geschrieben 11. März 2008 Almanca bölümünde tartisilan konuyu türkce olarak burda baslattim. Almanca Bölümü: http://www.misawa.de/cgi-bin/sbb/sbb.cgi?&a=show&forum=1&show=564&start=0#19 Evlenmek istenilen kýza bakmak: Ebû Humeyd (r.a)’dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v): “Biriniz (evlenmek niyetiyle) kadýn isteyeceði zaman ona bakmasýnda bir vebal yoktur, yeter ki ona istemek maksadýyla baksýn, bunu baktýðý kadýn bilmese de hüküm deðiþmez.” buyurmuþtur. (Neylü’l-Evtâr, c.6) Muðîre b. Þu’be (r.a) þöyle anlatýr: Ben bir kadýna talip olmuþtum. Rasûlullah (s.a.v); “Onu gördün mü?“ dedi. Ben: “Hayýr!” deyince, bana; “Git bak, onu önceden görmen aranýzdaki sevginin devamýný saðlar.“ buyurdu. (Neylü’l-Evtâr, c.6; Sübülü’s-Selâm, c.3) Bu ve benzeri hadîs-i þeriflerden þu hükümler çýkarýlmýþtýr: • Evlenmek niyetiyle, kadýnýn yüzüne, ellerine ve ayaklarýna bakmak caizdir. • Evlenme niyetiyle bakarken, kýzýn rýzasý veya haberi olmasýna da (fitneye sebebiyet vermemek þartýyla) gerek yoktur. Yani bilinen mahrem bölgeler: el, yüz ve ayak (abdest alinan yer incik kemiginden asagisi), öbür yerle haramdir... Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Adem Geschrieben 12. März 2008 Teilen Geschrieben 12. März 2008 düðün için olsa dahi alýþveriþ yapmalarý, halka açýk yerlerde olsa bile haramdýr. Yukaridaki hadislerden nasil böyle bir hüküm cikartildigini anlamak mümkün degil. Ben bu ictihada katilmiyorum. Iki tane hadis sayilmis ve onlarca hüküm cikartilmis! Kizla erkegin yanliz kalmamasi meselesi cinsel bir kontak olusma ihtimalini yok etmek icindir. Yanliz kalmamaktir mesele, yoksa ücüncü sahsin kim olacaginin herhangi bir ehemmiyeti yoktur. Durum buyken neye dayanarak hüküm cikartiliyor anlamiyorum. Bu tarz fetvalar verirken sanki verilen fetva takvaya yönelikse caizdir gibi bir anlayis var maalesef cogu kesimde. Oysaki fetvanin müspeti menfisi olmaz, fetva ya dogrudur yada yanlistir. Hayrettin Karaman söyle diyor bu konuda: Nişan, nikah ve görüşme Evlenmeden önce dinimizde bayanın erkeği erkeğin bayanı görmesine izin var, bildiğim kadarıyla, Hanefi mezhebinde el, yüz, ayak görülebilir, peki bu görme ne şekilde ya da ne kadar olmalıdır; yani sadece görmek bu devirde yeterli olmuyor, konuşmak gerekiyor, bu caiz mi? Bir kez konuşmakla da karşıdaki insanı tanımak mümkün olmuyor, kaç kez konuşmaya izin vardır? Ailelerin izni dahilinde pastanede, aynı bir masada görüşebilir miyiz? Evde odanın kapısı açık olacak şekilde olabilir mi? Cevap: Görüşmede tesettür, halvet ve niyet önemli sınırları ifade eder ve bir ölçüde şekli de belirler. Evlenme niyeti ile görüşme söz konusu olunca sınırlarda biraz daha müsamaha vardır. Hanefîlerden nakledilen sınırlar normal hallerde riayet edilen sınırlardır. Evlenme niyeti ve bu maksatla tanıma, bilme, öğrenme söz konusu olunca, ilgili hadislerden hareket eden bazı müctehidler ayakların biraz daha yukarısı ve saç gibi beğenme bakımından önem taşıyan yerlere de bakılabileceği kanaatine varmışlardır. Süre ve sayı da amaç ve niyetle ilgilidir. Niyet evlenmek, amaç da bunun için tanımak, bilmek olursa bu amacı gerçekleştirecek kadar görüşme yapılır. Halvet yalnız, başbaşa kalmak demektir. İstenirse cinsel temas yapılabilecek şartlarda başbaşa kalmaya "halvet" denir ve bu caiz değildir. Soruda açıklanan şekiller halvet değildir ve bu şekillerde görüşme yapılabilir. Konuşma da evlenme ve tanıma niyetiyle olduktan sonra sakıncalı değildir. Maksat hasıl olacak kadar konuşulur. Adem Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Fatih.I. Geschrieben 12. März 2008 Autor Teilen Geschrieben 12. März 2008 Bu ve benzeri hadîs-i þeriflerden þu hükümler çýkarýlmýþtýr: Burda verilen ikitane hadislerden verilen bir fetva degil, iyi okunulursa bu VE BENZERI hadis-i seriflerden diye geciyor yazida. Iki tane hadis sayilmis ve onlarca hüküm cikartilmis! Ona bakarsan Hayrettin Karamandan olan alintida'da HIC BIRTANE hadis verilmemis. Ozaman onun yaptigi buraya kopyaladigin fetvalardami dogrulugundan süphe duymamiz gerekiyor? Kizla erkegin yanliz kalmamasi meselesi cinsel bir kontak olusma ihtimalini yok etmek icindir Baska bir sebebi yokmu yani? Oysaki fetvanin müspeti menfisi olmaz, fetva ya dogrudur yada yanlistir. Öyle diyelim, ama ozaman neden bir konu icin cok cesitli fetvalar veriliyor'da birtek fetva'ya baglanilmiyor? Bir konu üzerinde türlü türlü fetvalar aciklaniyor, onlari gözarda etmiyormusun? Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Adem Geschrieben 12. März 2008 Teilen Geschrieben 12. März 2008 Burda verilen ikitane hadislerden verilen bir fetva degil, iyi okunulursa bu VE BENZERI hadis-i seriflerden diye geciyor yazida. Ya hic hadis vermesin ve kendi ictihadini aciklasin, bunu yapabilmesi icin kendini ispat etmis, umumun onayini almis bir fikih alimi olmasi gerekir. Yada konuyla ilgili tüm hadisleri aciklasin bizde bilelim. Ona bakarsan Hayrettin Karamandan olan alintida'da HIC BIRTANE hadis verilmemis. Ozaman onun yaptigi buraya kopyaladigin fetvalardami dogrulugundan süphe duymamiz gerekiyor? Hayrettin Karaman zamanimizda yasayan fetva verme yetkisine sahip ender insanlardandir. Hayrettin Karaman 300 yil önceki kosullara göre varilmis fetvalari aynen tekrar eden bir alimden ziyade derinlemesine analiz eden, karsilastiran ve günümüz kosullarini Islama uyarlayabilen bir Islam alimidir. Internetteki diger Fikih sitelerinin yüzde 90i sadece eskiyi tekrardan ibarettir. O yüzden ben Karamanin fetvalarini daha gerceksi buluyorum. Baska bir sebebi yokmu yani? Hayrettin Karaman öyle diyor, bende katiliyorum. Baska sebep varsa bende ögrenmek isterim. Ama bu sebebi varsa bile bulabilecegini sanmiyorum. Cünkü kimse bu kadar ayrintiya girmiyor. Ayrica erkekle kizin bir arada bulunmalarindaki tehlikenin cinsellikten kaynaklandigi zaten ecik bir gercektir. zitat:Oysaki fetvanin müspeti menfisi olmaz, fetva ya dogrudur yada yanlistir. Öyle diyelim, ama ozaman neden bir konu icin cok cesitli fetvalar veriliyor'da birtek fetva'ya baglanilmiyor? Bir konu üzerinde türlü türlü fetvalar aciklaniyor, onlari gözarda etmiyormusun? Galiba anlatamadim ben. demek istedigim su: Bir fikihci bir konuda hüküm verirken insanlari günaha sokmamak icin isin kolayina kacip bu sey haramdir diyemez. Derse ve o sey haram degilse sorumluluk altina girer. Diyecegi sey en fazla "bilmiyorum" dur. Fikih "isi garantiye alma" makami degildir. Mesela diyelim ki gazozdaki alkol tartisiliyor. Eger kesin bilgi varsa haramdir dersin veya helaldir dersin. Ama isi garantiye almak icin "haramdir" deyip gecemezsin. Iste genelde internetteki fikih sitelerinde bu tarz uygulaniyor. Bilmedikleri halde haramdir deyip geciyorlar, Bu ise fikih usulune aykiridir. Mesela alkol helaldir dedin ama mesela haram. Bu durumda günaha girdin. Yada tam tersini farzedelim: Alkol haramdir dedin ama helal! Iste bu iki yanlis arasinda fark yoktur. Onu demek istiyorum Adem Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.