Webmaster Geschrieben 4. Januar 2007 Teilen Geschrieben 4. Januar 2007 Irkçýlýk, zaten bir dâvâ olmaktan çok uzak. Þu veya bu ýrktan olmamýz nasýl irademiz dýþýnda ise, ýrk deðiþtirmekten mahrum olduðumuz da bir gerçek... O halde, insan ýrk dâvâsý güttüðü ve onun reklâmýný yaptýðý zaman ne demek istiyor?.. Bir adam ortaya atýlýp, “benim gibi boylu var mý” diye bir dâvâ gütse maskara olmaz mý?.. Herkes ona der ki: “Arkadaþým, annenle baban seni çekip uzatarak uzun yapmadýlar... Kýsa boyluyu da, kimse mengenede sýkýþtýrmadý... Senin dâvân tamamen yersiz. Ben seni takdir etsem bile senin gibi olmak elimde mi? Öyle ise neyin dâvâsýný güdüyorsun?” Soy dâvâsý gütmek de buna benzemiyor mu? Türk olan, Kürt olan, Arap olan zaten olmuþtur. Bundan çýkmalarý mümkün deðil. Olmayanlar da olmamýþlardýr. Buna girmeleri mümkün deðil. Dâvâ ona derler ki, insan, onu kabullendiðinde intisap edebilsin. Irkçýlýkta bu mümkün mü?.. Bir zamanlar birtakým kimseler Türkçülük namýna bu milletin Ýslâm âleminden kopmasýna yardým ediyor ve onlarý bizden ayýrmaya çalýþan Ýngiliz ajanlarýnýn iþini kolaylaþtýrýyorlardý... Bu sýrada bu milletin baðrýndan çýkan büyük Üstad Bediüzzaman'ýn þöyle haykýrdýðýný iþitiyoruz: “Ey Türk kardeþ! Bilhassa sen dikkat et... Senin milliyetin Ýslâmiyet ile imtizaç etmiþ, ondan kabil-i tefrik deðil, tefrik etsen mahvsýn. Bütün senin mazideki mefahirin Ýslâmiyet defterine geçmiþ, bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediði halde, sen þeytanlarýn vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!..” O günkü fitnenin bir baþkasý þimdi sahneleniyor. O halde ayný ikazý Türk yerine Kürt kelimesini koyarak þarktaki din kardeþlerimize, mazideki silah arkadaþlarýmýza, Osmanlý'nýn önemli bir rüknü olmakla garbý titreten kahraman vatandaþlarýmýza yine Üstadýn dilinden okumamýz gerekmiyor mu? Gerekiyor... Hem de mazidekinden kat kat fazla vurgulayarak... Irkçýlýk dendi mi hemen akla iki millet gelir: Yahudi ve Alman. Üstün ýrk safsatasýna kendini en fazla kaptýran Yahudiler, diðer milletleri hayvandan da aþaðý görürken, hatta onlara zulmetmeyi, haksýzlýk etmeyi sevap sayarken, Almanlar da Hitler'in bayraklaþtýrdýðý Alman ýrkçýlýðýnýn sarhoþluðuyla cihana hâkim olma hayaline kapýldýlar ve dünyanýn huzurunu altüst ettiler... Ne gariptir ki, bugün memleketimizi parçalamaya dönük faaliyetlerin arkasýnda, bu iki ýrkçý milletin desiseleri, entrikalarý, propagandalarý ilk sýralarý alýyor... Irkçýlýðýn bu iki temsilcisinden daha ön sýrada biri var... Bu felsefe, temelde ona dayanýyor: Þeytan... Aslýyla övünmeyi, baþka asýldan gelenleri hor görmeyi o baþlatmýþtý. “Onu topraktan yarattýn, beni ise ateþten” diyerek Hz. Âdem'e (A.S) secde etmemiþti. “Ateþ topraktan üstün. Öyle ise ben kendimden daha aþaðý birine nasýl secde edebilirim?” diyerek isyanýný müdafaaya kalkýþmýþtý. Þimdi ise, hepsi topraktan yaratýlanlar arasýnda yine ayný þeytan mantýðýnýn hüküm sürdüðünü görüyor ve üzülüyoruz. Bu ters mantýk, bu yanlýþ deðerlendirme, sahibini ancak þeytanýn yanýna götürür. Zira, bu düþüncenin mucidi odur, patenti ona aittir... Ahmet Akgündüz (Prof. Dr.) Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.