Webmaster Geschrieben 22. September 2006 Teilen Geschrieben 22. September 2006 Evliliðe niyet etmek, sonsuz bir beraberlik için atýlan ilk adýmdýr. Kiþi henüz bu niyet safhasýnda iken meseleyi ciddîye alýr, ölçülü ve mâkul davranýrsa, ilerisi için sýhhatli ve huzurlu bir yaþayýþýn temelini atmýþ sayýlýr.Çünkü yaratýlýþ, mizaç ve huy bakýmýndan farklý olan deðiþik çevre ve muhitte yetiþen iki ayrý insanýn beraberliði söz konusudur. Aile hayatýnýn istenilen þekilde olmasý ve arzu edilen saadet ve huzurun temini açýsýndan ilk teþebbüslerdeki davranýþlar mühim bir yer tutmaktadýr. Mesut bir yuvanýn fertleri hem dünyalarý, hem de dinî hayatlarý bakýmýndan kazançlý kimselerdir. Geçimsiz bir evde ise, maddî ve manevî sarsýntýlarýn her an ortaya çýkmasý mümkündür. Ýþte, yuvanýn temeli atýlýrken, dikkatli, ihtiyatlý ve akýllýca hareket etmek lâzýmdýr. Evlenmeye teþebbüs eden insan, ilk olarak araþtýrma ve soruþturmaya baþlar. Müsait bir aday bulunca, nasýl bir insan olduðunu öðrenmek için görmek ve bazý hususiyetlerini bilmek ister. Bu hal, þahsýn bizzat kendisi tarafýndan yapýlabildiði gibi, yakýnlarý veya itimat ettiði kimseler tarafýndan da gerçekleþtirilebilir. Bu meselede dinimizin gösterdiði yol ve tavsiye ettiði usûl en mâkulü ve en isabetlisidir. Ýstenmeyen birtakým durumlarýn ortaya çýkmasýný baþtan önlemek için taraflarýn birbirlerini görmeleri istenmiþ ve bu görme sünnet olarak vaz edilmiþtir. Ashabdan Muðire bin Þube, bir gün Peygamberimize gelerek bir kadýnla evlenmek istediðini söyler. Resul-i Ekrem Efendimiz, "Onu gördün mü?" diye sorunca, "Hayýr" der. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Git, o kadýna bak. Çünkü bakman, evlendiðinizde aranýzda ülfet [uyuþma, geçim> ve sevginin devam etmesi için daha uygundur" buyururlar. Hz. Muðîre, Peygamberimizin dediðini yapar, daha sonra kadýnla evlenir. Hz. Muðîre, Peygamberimizi tavsiyesi üzerine yaptýðý bu evlilikten mesut olduðunu ve çok iyi anlaþtýklarýný söylemektedir.(1) Yine bir baþka Sahabi Peygamberimize gelerek, Ensâr kadýnlarýndan birisiyle evlenmek istediðini söyler. Peygamberimiz, ona da "O kadýna baktýn mý?" diye sorar.Görmediðini söyleyince Resulullah, "Öyleyse git, o kadýna bak. Çünkü Ensarýn gözlerinde bir þey vardýr" buyurur.(2) Rivayetlerde Ensar kadýnlarýnýn bazýlarýnýn gözlerinin küçük veya gece körlüðüne müptelâ olduðu bildirilmektedir. Muhammed bin Mesleme'ye de Peygamberimiz þöyle buyurmaktadýr: "Allah, bir erkeðin kalbine bir kadýnla evlenme isteðini attýðý zaman, artýk onun o kadýna bakmasýnda hiçbir beis yoktur."(3) Ulemâdan Âmeþ ise bu hususta þöyle demektedir:"Hangi evlenme ki bakmaksýzýn ve tetkik etmeksizin olmuþtur, sonu üzüntü ve sýkýntýdýr."(4) Bütün mezhep imamlarý evlenmek niyetinde olan kimsenin talip olduðu kadýna, kadýnýn da erkeðe bakmasýnýn caiz olduðu hükmüne varmýþlardýr. Ancak, bu görüþme esnasýnda, kadýnýn yanýnda mahremlerinin birisinin bulunmasý þartý aranmaktadýr. Çünkü taraflar her ne kadar evlenmek niyetiyle bir araya gelmiþlerse de, nikâh olmadýðý müddetçe birbirlerine yabancý ve nâmahremdirler. Yalnýz olarak bir arada bulunmalarý doðru olmaz. Taraflarýn birbirlerini görmeleriyle sadece güzellik veya çirkinlikleri belli olur. Fakat, diyanet ciheti, ahlâký ve ev hanýmýnda bulunmasý gereken özellikleri ise, ya bizzat kendisi sorar veya sözlerine güvendiði bir kimse vasýtasýyla öðrenebilir. Bu meselede dikkat edilmesi gereken en mühim husus, taraflarýn açýk fikirli ve iyi niyetli olmalarýdýr. Daha iþin baþýndayken alýþkanlýk ve huylarýný anlatmalýdýrlar. Hattâ sevip sevmediði yemeklere varýncaya kadar konuþmalarýnda fayda vardýr. Sadece beðenilen huylarýn bahsedilmesi, hususî mizaç ve alýþkanlýklardan söz edilmemesi, ileride bazý rahatsýzlýklara meydan verebilir. Çok kere taraflarýn yüz yüze konuþmalarý mümkün olmaz. Bu durumda her iki adayýn durumu bir baþkasý kanalýyla öðrenilir. Bu hususta îmam-ý Gazalî Hazretleri þu tavsiyede bulunmaktadýr: "Kadýnýn gerek ahlâkýný ve gerekse güzelliðini, ancak, doðru, basiret sahibi, iyiye kötüyü birbirinden ayýrd edebilen birisinden öðrenmelidir. Kendisiyle istiþare edilen kiþi, istenilen kýza fazla taraftar olmamalý ki, kýzýn vasýflarýný olduðu gibi anlatsýn. Ayný zamanda bu kiþi kýzý sevmeyen birisi de olmamalý ki, onun iyi vasýflarýný gizleyip, meziyetlerinden gereði gibi bahsetmemesi durumu ortaya çýkmasýn.Çünkü insan tabiatý, evliliðin baþlangýcýnda ve kendisiyle evlenilmek istenen kadýnlarýn vasfýnda ya ifrata veya tefrite meyledicidir. Bu hususta normal hareket edip, gerçeði söyleyen pek azdýr. Bu sebeple, ihtiyatlý hareket etmek, hanýmýndan baþkasýna gönül vermekten korkan bir mü'min için çok mühimdir."(5) Gerçekten de, çevremizde mübalaðacý bazý kadýnlarýn erkeði veya kýzý aþýrý derece övmesi, onlarda bulunmayan vasýflarý bir bir saymasý büyük mahzurlara yol açmaktadýr. Evlilik gerçekleþip, eþler bir araya geldiklerinde, birbirlerinde söylenenleri bulamayýnca huzursuzluklar baþlamaktadýr. Bunun için, herþeyi olduðu gibi anlatmalý, ifrata ve tefrite kaçmamalýdýr. 1. Neseî, Nikâh: 17; tbni Mâce, Nikâh: 9. 2. Müslim, Nikâh: 74. 3. tbni Mâce, Nikâh: 9. 4. ihya, 2: 40. 5. A.g.e. Kaynak : Mehmet Paksu, Kadýn, Aile, Hayat, Nesil Yayýnlarý Mehmet Paksu Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.