Webmaster Geschrieben 22. August 2005 Teilen Geschrieben 22. August 2005 Soru : Marifetullah ne demektir? Cevap: Marifet, tanýma, bilme demektir. Marifetullah, Allah’ý Kur’anýn bildirdiði gibi tanýma, sýfatlarýný, isimlerini ve bunlarýn sonsuz kemalde olduðunu bilme, Ýlâhî hakikatlere vakýf olma, þeklinde özetlenebilir. Allah’a inanan insanýn kalbi imanla nurlanmýþtýr. Bu, kör gözün açýlmasýndan, iþitmeyen kulaðýn duymaya baþlamasýndan çok ileri bir inkiþafla ruhun, Rabbine kavuþmasý, Ona inanmasý ve kendini Onun mahlûku bilmesidir. Þimdi sýra, Onu tanýma vadisinde mesafeler almaya gelmiþtir. Kur’an-ý Kerim, mümine daima marifet dersleri verir. Allah’ýn adýyla baþlar ve hemen Allah’ýn Rahman ve Rahim olduðunu bildirir. Bu bir marifettir, yâni Allah’ý tanýmaktýr; Rahman ve rahim olarak. “Yaratan Rabbinin ismiyle oku!” emriyle Allah Resulü’ne (asm.) ve onun þahsýnda da bütün ümmetine marifet sahasýnda mesafeler kat etme emri verilmiþtir. Biz bu emirdeki Rab isminden dersimizi alarak, öncelikle kendimizde tecelli eden ilâhî terbiyeyi okuruz. Yüzümüzü gözümüzü okuruz; kalbimizi ruhumuzu okuruz, Kanýmýzý, hücremizi okuruz. Hepsini en güzel ve en faydalý biçimde terbiye eden Rabbimizin rahmetini, keremini okuruz. Okudukça onun terbiye ediciliðine olan marifetimiz artar. Onun rahmetine marifetimiz artar. Ýhsanýný daha güzel, daha net, daha açýk seyreder oluruz. Ayetin devamýna geçer, nutfeden yaratýldýðýmýzý ibretle düþünürüz. Bizi her þeyimizle o küçücük þifrede yerleþtiren ve onu açýp her organýmýzý yerli yerine koyan Rabbimizin lütfuna, rahmetine hayran kalýrýz. Rab ismi üzerindeki bu düþüncelerimiz bizi Fatiha Suresine götürür. Rabbimizi, “Rabb-ül-âlemin” olarak tanýrýz. O, bizim Rabbimiz olduðu gibi, bütün hayvanlar, bitkiler âleminin de Rabbidir. Sema âleminin, arz âleminin de Rabbidir. Melek âleminin, cin âleminin de Rabbi. Arþýn, kürsinin, cennet ve cehennemin de Rabbi. Bunlarý düþündükçe, onun marifetinde daha da terakki ederiz. Rab ismi Ýlâhî isimlerden sadece birisi. Diðer isimleri ve tecellilerini de ayný þekilde tefekkür ederiz. Allah’ý Rab olarak tanýdýðýmýz gibi, Rezzak olarak, Muhyi (hayat verici), Kerim olarak, Kadir olarak da tanýrýz. Böylece marifetimiz daha da artar. Sonra, bütün bu isimlerin Ýlâhî sýfatlardan geldiðini düþünürüz. Marifetimiz sýfatlar aleminde derinleþir ve geniþlenir. Ve sonunda, bütün bu sýfatlarýn bir tek zata ait olduðunu bilmekle tevhit sahasýna girer, Allah’ý hiçbir mahlukuna benzemeyen, bütün sýfatlarý gibi zatýyla da eþi ve benzeri olmayan tek zat olarak biliriz. Allah’ýn yarattýðý eþya üzerinde bilim adamlarýnýn dünya yaratýlalý beri kafa yormalarý ve her gün yeni keþiflerde bulanmalarý, varlýk alemini her geçen gün biraz daha tanýmalarý gösteriyor ki bu eserlerin tümünü yaratan Allah’ý tanýmanýn, Onun marifetinde ilerlemenin sonu yoktur. Peygamber Efendimiz (asm) miraç mucizesinin son duraðýnda, “Ben seni hakkýyla tanýyamadým.” buyurmakla, hem bu sahanýn sonsuzluðunu, hem de marifetimizi kesinlikle yeterli görmeyip ömrümüzün sona kadar bu yolda ilerlememiz gerektiðini bize ders vermektedir. Alaâddin Baþar (Prof. Dr.) Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.