EMRE Geschrieben 21. Dezember 2008 Teilen Geschrieben 21. Dezember 2008 Onyedinci Mektub Çocuk tâziyenamesi بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَبَشِّرِ الصَّابِرينَ . اَلَّذِينَ اِذَآ اَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ . قَالُوا اِنَّا لِلَّهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ . Aziz Âhiret Kardeþim Hâfýz Hâlid Efendi: Kardeþim! Çocuðun vefatýbeni müteessir etti. Fakat, "Elhükmü lillâh. Kazaya rýza kadere teslim" Ýslâmiyetin bir þiârýdýr. Cenab-ýHak sizlere sabr-ýcemil versin. Merhumu da size zahîre-i âhiret ve þefaatçýyapsýn. Size ve sizin gibi müttakî mü'minlere büyük bir müjde ve hakikî bir teselli gösterecek "Beþ Noktayý" beyan ederiz. Sh: (Ha-107) BÝRÝNCÝ NOKTA: Kur'an-ýHakîmde وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ sýrrýve meâli þudur ki: Mü'minlerin kalb-el-bülûð vefat eden evlâtlarýCennette ebedî sevimli Cennete lâyýk bir surette dâimî çocuk kalacaklarýný; ve Cennete giden peder ve vâlidelerinin kucaklarýnda ebedî medar-ýsürurlarýolacaklarýný; ve çocuk sevmek ve evlâd okþamak gibi en lâtif bir zevki ebeveynine temine medar olacaklarýný; ve her bir lezzetli þeyin Cennette bulunduðunu; "Cennet tenasül yeri olmadýðýndan evlad muhabbeti ve okþamasýolmadýðý"nýdiyenlerin hükümleri hakikat olmadýðýný; hem dünyada on senelik kýsa bir zamanda teellümatla karýþýk evlâd sevmesine ve okþamasýna bedel sâfi, elemsiz. milyonlar sene ebedî evlâd sevmesini ve okþamasýnýkazanmak ehl-i îmanýn en büyük bir medar-ýsaadeti olduðunu þu âyet-i kerime وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ cümlesiyle iþaret ediyor ve müjde veriyor. ÝKÝNCÝ NOKTA: Bir zaman, bir zât bir zindanda bulunuyor. Sevimli bir çocuðu yanýna gönderilmiþ. O biçâre mahbus hem kendi Sh: (Ha-108) elemini çekiyor, hem veledinin istirahatýnýtemin edemediði için onun zahmetiyle müteellim oluyordu. Sonra merhametkâr hâkim ona bir adam gönderir, der ki; "Þu çocuk çendan senin evlâdýndýr. Fakat benim raiyetim ve milletimdir. Onu ben alacaðým. güzel bir sarayda beslettireceðim." O adam aðlar, sýzlar, "Benim medar-ýtesellim olan evladýmývermiyeceðim." der. Ona arkadaþlarýder ki: "Senin teessürâtýn mânâsýzdýr. Eðer sen çocuða acýyorsan; çocuk þu mülevves ufunetli, sýkýntýlýzindana bedel ferahlý, saadetli bir saraya gidecek. Eðer sen nefsin için müteessir oluyorsan, menfaatini arýyorsan; çocuk burada kalsa, muvakkaten þüpheli bir menfaatinle beraber çocuðun meþakkatlerinden çok sýkýntýve elem çekmek var. Eðer oraya gitse sana bin menfaati var. Çünkü; padiþahýn merhametini celbe sebeb olur. sana þefaatçi hükmüne geçer. Padiþah onu senin ile görüþtürmek arzu edecek. Elbette görüþmek için onu zindana göndermeyecek. Belki seni zindandan çýkarýp o saraya celbedecek, çocukla görüþtürecek. Þu þartla ki. padiþaha emniyetin ve itaatýn varsa..." Ýþte þu temsil gibi, aziz kardeþim: senin gibi mü'minlerin evlâdývefat ettikleri vakit Sh: (Ha-109) þöyle düþünmeli: Þu veled mâsumdur. Onun Hâlikýdahi Rahim ve Kerîmdir. Benim nâkýs terbiye ve þefkatime bedel, gayet kâmil olan inâyet ve rahmetine aldý; dünyanýn elemli, musibetli, meþakkatli zindanýndan çýkarýp Cennet-ül-Firdevs'ine gönderdi. O çocuða ne mutlu! Þu dünyada kalsa idi, kimbilir ne þekle girerdi. Onun için; ben ona acýmýyorum.,bahtiyar biliyorum. Kaldý kendi nefsime âit menfaati için kendime dahi acýmýyorum, elîm müteessir olmuyorum. Çünkü: Dünyada kalsa idi; on senelik, muvakkat, elemle karýþýk bir evlâd muhabbeti temin edecekti. Eðer sâlih olsa idi, dünya iþinde muktedir olsa idi; belki bana yardým edecekti. Fakat vefatiyle, ebedî Cennette on milyon sene bana evlâd muhabbetine medar ve saadet-i ebediyyeye vesile bir þefaatçýhükmüne geçer. Elbette ve elbette, meþkûk, muaccel bir menfaati kaybeden, muhakkak ve müeccel bin menfaati kazanan; elîm teessürat göstermez, me'yusâne feryad etmez. ÜÇÜNCÜ NOKTA: Vefat eden çocuk, bir Hâlik-ýRahîmin mahlûku, memlûkü ve abdi ve bütün hey'etiyle onun masnuu ve ona âit Sh: (Ha-110) olarak, ebeveyninin bir arkadaþýidi ki; müvakkaten ebeveyninin nezaretine verilmiþ,peder ve vâlideyi ona hizmetkâr etmiþ. Ebeveyninin o hizmetlerine mukabil, muaccel bir ücret olarak lezzetli bir þefkat vermiþ, Þimdi, binden dokuzyüz doksan dokuz hisse sahibi olan o Hâlik-ýRâhim muktezâ-yýrahmet ve hikmet olarak o çocuðu senin elinden alsa, hizmetine hâtime verse; sûrî bir hisse ile, hakikî bin hisse sahibine karþýþekvayýandýracak bir tarzda me'yusane hüzün ve feryad etmek ehl-i îmana yakýþmaz. belki ehl-i gaflet ve dalâlete yakýþýyor. DضRDÜNCÜ NOKTA: Eðer dünya ebedî olsa idi, insan içinde ebedî kalsa idi ve firak ebedî olsa idi, elîmane teessürat ve me'yusâne teellümatýn bir mânâsýolurdu. Fakat madem dünya bir misafirhânedir; vefat eden çocuk nereye gitmiþse siz de biz de oraya gideceðiz ve hem bu vefat yalnýz ona mahsus deðil, umumî bir caddedir. Hem madem müfârakat dahi ebedî deðil; ileride hem berzahda, hem Cennette görüþülecektir. "Elhükmülillâh" demeli... "O verdi o aldý." اَلْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى كُلِّ حَالٍ deyip sabýr ile þükretmeli. Sh: (Ha-111) BEÞÝNCÝ NOKTA: Rahmet-i Ýlâhiyyenin en lâtif en güzel en hoþ, en þirin, cilvelerinden olan þefkat; bir iksir-i nûranidir. Aþktan çok keskinder. Çabuk Cenab-ýHakka vusûle vesile olur. Nasýl aþk-ýmecâzî ve aþk-ýdünyevi; pekçok müþkilâtla aþk-ýhakikîye inkýlâb eder. Cenab-ýHakkýbulur. ضyle de; Þefkat:- fakat müþkilâtsýz- daha kýsa, daha sâfi bir tarzda kalbi Cenab-ýHakka rabteder. Gerek peder ve gerek vâlide veledini bütün dünya gibi severler. Veledi elinden alýndýðývakit eðer bahtiyar ise, hakikî ehl-i îman ise; dünyadan yüzünü çevirir. Mün'im-i Hakikîyi bulur. Der ki: "Dünya mâdem fânidir, alâka-i kalbe deðmiyor!" Veledi nereye gitmiþse, oraya karþýbir alâka peyda eder. Büyük mânevî bir hâl kazanýr. Ehl-i gaflet ve dalâlet, þu beþ hakikattaki saadet ve müjdeden mahrumdurlar. Onlarýn hâli ne kadar elim olduðunu þununla kýyas ediniz ki: gayet sevdiði, sevimli tek bir çocuðunu sekeratta görüp, dünyada tevehhüm-ü ebediyet hükmünce, gaflet veya dalâlet neticesinde mevti, idam ve firak-ýebedî tasavvur ettiðinden, yumuþak döþeðine bedel kabrin topraðýnýdüþünüp gaflet veya dalâlet cihetiyle Erhamürrahimînin Cennet-i rahmetini, Sh: (Ha-112) Firdevs-i nîmetini düþünmediðinden, ne kadar me'yûsâne bir hüzün ve elem çektiðini kýyas edebilirsin. Fakat vesile-i saadet-i dâreyn olan îman ve Ýslâmiyet, mü'mine der ki: Þu sekeratta olan çocuk onun Hâlik-ýRahîmi, tarafýndan bu pis dünyadan çýkarýlýp Cennete götürülecek. Hem sana þefaatçi, hem ebedî bir evlât yapacak. Müfarakat muvakkattýr. merak etme. اَلْحُكْمُ لِلَّهِ . اِنَّا لِلَّهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ . de, sabret. Elbâki Hüvelbaki Said Nursî Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge