EMRE Geschrieben 21. Dezember 2008 Teilen Geschrieben 21. Dezember 2008 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا (Baþka, hariç memlekette mühim yerlerde ceridelerle sorulan "Neden sünnet-i seniyyeye muhalif olarak mücerret kaldýn?" sualine bir cevaptýr.) Evvelâ: Mektubunuzu gayet hasta olan üstadýmýza okuduk. Üstadýmýz ise; "Ben þiddetli hasta olmasa idim, bu çok kýymetdar ve müdakkik ve mübarek kardeþlerime tafsilâtlýbir cevap yazacaktým. Fakat bu þiddetli vaziyetim müsaade etmediðinden gayet kýsa, birkaç noktayýo mübarek ve samimi kardeþlerime ve hizmet-i Kur'aniyede arkadaþlarýma yazarsýnýz." dedi. BÝRÝNCÝSÝ: Kýrk seneden beri gayet dehþetli bir zýndýka hücumu karþýsýnda, herþeyini feda edecek hakiki fedakârlar lâzým geldi Sh: (Ha-24) ði bir zamanda, Kur'an-ýHakîmin hakikatýna, deðil dünya saadetimi belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Deðil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, býrakmaya mecburdum ki:Ýhlâs-ýhakikî ile Hakikat-ýKur'aniyeye hizmet edebileyim. Çünkü bu dehþetli dinsizlik komiteleri, öyle dehþetli hücumlarýve desiseleri yapýyorlardýki, bunlara karþýgelmek için âzamî fedakârlýk yapmak ve harekât-ýdiniyesini rýzâ-ýÝlâhi'den baþka hiç bir þeye âlet yapmamak lâzým geliyordu. Biçare bir kýsým âlimler ve ehl-i takva insanlar, çoluk-çocuðunun maîþet derdi için bid'alara fetva verdiler veya tarafdar göründüler. Hususan din derslerini kaldýrýp Ezan-ýMuhammediyi kaldýrmak gibi dehþetli hücumlara karþý, âzami fedakârlýk ve âzamî sebat ve metanet ve herþeyden istiðna etmek lüzumu karþýsýnda ben bir sünnet-i seniye olan evlenmek âdetini terkettim ki, tâ çok haramlara girmiyeyim. Ve çok vacipleri ve farzlarýyapabileyim. bir sünnet yüzünden yüz günaha girilmez. Çünkü o kýrk sene zarfýnda birtek sünneti yerine getiren bâzýhocalar on kebaire ve haramlara girmeye, bir kýsým sün Sh: (Ha-25) net ve farzlarýbýrakmaya kendilerin mecbur bildiler. SANÝYEN: Âyet-i Kerîmede: فَانْكِحُوا مَا طَابَ لَكُمْ ve hadîs-i þerifteki تَنَاكَحُوا تَكَاثَرُوا gibi emirler emr-i daimî ve vücûbî deðildirler. Belki istihbabî ve sünnet emirleridir. Hem þartlara baðlýdýr. Hem de herkes için her vakit deðildir. Hem de, لاَ رُهْبَانِيَّةَ فِى اْلاِسْلاَمِ "Ruhbaniyet Ýslâmiyette yoktur." mânasý, ruhbanîler gibi tecerrüt merduttur, hakikatsýzdýr, haramdýr demek deðildir, Belki; خَيْرُ النَّاسِ مَنْ يَنْفَعُ النَّاسَ hadisinin sýrrýile hayat-ýiçtimaiyeye hizmet etmek için, içtimaî bir âdet-i Ýslâmiyeye terviçtir. Yoksa selef-i sâlihinden binlerle ehl-i hakikat inzivaya, maðaralara muvakkaten girmiþler. Dünyanýn fâni müzeyyenâtýndan istiðna ve tecerrüt etmiþler. Tâ ki, hayat-ýebediyelerine tam hizmet etsinler. Mâdem þahsî ve hususî kemalât-ýbâkiyesi için dünyayýterkedenler, Sh: (Ha-26) selef-i sâlihinden çok var. Elbette hususî deðil küllî ve umumî olarak çok biçarelerin saadet-i bâkiyeleri için ve dalâlete düþmemeleri ve imanlarýnýtakviye edip kurtarmalarýiçin ve Hakikat-ýKur'aniye ve imaniyeye tam hizmet etmek ve hariçtan gelen, dahilde çýkan dinsizlere karþýdayanmak için, zail ve fâni dünyasýnýterketmek, elbette sünnet-i seniyyeye muhalefet deðil; belki hakikat-ýsünnete mutabakattýr. Ve Sýddîk-ýEkber'in:"Cehennemde vücudum büyüsün tâ ehl-i îmana yer bulunmasýn." diye fedakârlýkta âzamî sadakatýn bir zerresini kazanmak fikriyle, biçare Said bütün ömründe tecerrüdü, istiðnayýihtiyar etmiþ. SALÝSEN: Risale-i Nur'un Talebelerine: "Baþkalarýevleniyorlar, siz tezevvücten vaz geçiniz" denilmemiþ, denilmez. Fakat talebeler birkaç tabakadýr. Bir tabakanýn hakiki ihlâsýkaybetmemek ve hakiki fedakârlýk ve âzami bir sadakat taþýmak için, dünya ihtiyaçlarýna mümkün olduðu kadar ömrünün muvakkat bir kýsmýnda baðlanmamasýbu zamanda lâzým geliyor. Eðer hizmet-i Kur'aniye ve imaniyede yardýmcýbir haným bulsa alýr. Hizmetine zarar Sh: (Ha-27) vermez. Lillâhilhamd bu neviden çok Nur Talebeleri var, zevceleri onlardan geri kalmýyorlar. Belki kadýnlardaki þefkatten gelen ücretsiz fýtrî kahramanlýk ve hakiki ihlâs cihetiyle zevcinden daha ileri gidebilir. Nur Talebelerinin yetiþmiþ kýsýmlarýndan ekserisi evlenmiþler, bu sünneti yerine getirmiþlerdir. Risale-i Nur onlara der ki: Haneniz bir küçük Medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan olsun ki; bu sünnet tam yerine gelsin. Sünnet-i seniyyenin meyvesi olan çocuklar âhirette size þefaatçýolsunlar. Dünyada da îman dersini alýp size hakiki evlât olsunlar. Yoksa bu otuz senede kýsmen olduðu gibi o çocuklara yalnýz terbiye-i medeniye verilse, bir cihette o çocuklar dünyada fâidesiz ve âhirette dâvacýolarak "Ne için îmanýmýkurtarmadýnýz?" diyeceklerinden peder ve vâlidelerini mahzun etmek, sünnet-i seniyyenin hikmetine münâfi olur. Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge