Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

22-el-HACC

 

Sûre 78 (yetmissekiz) âyettir. Müfessirlerin çogunluguna göre 19. âyetten itibaren 6 âyet Medine'de, digerleri Mekke'de nâzil olmustur. Bu sûrede, hac farizasinin daha önce Hz. Ibrahim tarafindan baslatildigindan ve Hz. Muhammed (s. a.) tarafindan da devam ettirildiginden bahsedildigi için sûreye "Hac sûresi" denilmistir.

 

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

 

l. Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kiyamet vaktinin depremi müthis bir seydir!

 

2. Onu gördügünüz gün, her emzikli kadin emzirdigi çocugu unutur, her gebe kadin çocugunu düsürür. Insanlari da sarhos bir halde görürsün. Oysa onlar sarhos degillerdir; fakat Allah'in azabi çok dehsetlidir!

 

3. Insanlardan, bilgisi olmaksizin Allah hakkinda tartismaya giren ve her inatçi seytana uyan birtakim kimseler vardir.

 

4. Onun (seytan) hakkinda söyle yazilmistir: Kim onu yoldas edinirse bilsin ki (seytan) kendisini saptiracak ve alevli atesin azabina sürükleyecektir.

 

5. Ey insanlar! Eger yeniden dirilmekten süphede iseniz, sunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (asilanmis yumurtadan), sonra uzuvlari (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmis canli et parçasindan (uzuvlari zamanla olusan ceninden) yarattik ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve diledigimizi, belirlenmis bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak disari çikaririz. Sonra güçlü çaginiza ulasmaniz için (sizi büyütürüz). Içinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çagina kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir sey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yagmur indirdigimizde o, kipirdanir, kabarir ve her çesitten (veya çiftten) iç açici bitkiler verir.

 

6. Çünkü Allah hakkin ta kendisidir; O, ölüleri diriltir; yine O, her seye hakkiyla kadirdir.

 

7. Kiyamet vakti de gelecektir; bunda süphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldiracaktir.

 

8. Insanlardan bazisi, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydinlatici bir kitaba dayanmaksizin, Allah hakkinda tartisir.

 

9. Allah yolundan saptirmak için yanini egip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkinda tartismaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardir; kiyamet gününde ise ona yakici azabi tattiracagiz.

 

10. Iste bu, önceden yapip ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarina haksizlik edici degildir.

 

11. Insanlardan kimi Allah'a yalniz bir yönden kulluk eder. Söyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete ugrarsa çehresi degisir (dinden yüz çevirir). O, dünyasini da, ahiretini de kaybetmistir. Iste bu, apaçik ziyanin ta kendisidir.

 

12. O, Allah'i birakip, kendisine ne faydasi, ne de zarari dokunacak olan seylere yalvarir. Bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapikligin ta kendisidir.

 

13. O, zarari faydasindan daha (akla) yakin olan bir varliga yalvarir. O (yalvardigi), ne kötü bir yardimci, ne kötü bir dosttur!

 

14. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranislarda bulunan kimseleri, zemininden irmaklar akan cennetlere kabul eder. Süphesiz Allah diledigi seyi yapar.

 

15. Her kim, Allah'in, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardim etmeyecegini zannetmekte ise, (Allah ona yardim ettigine göre) artik o kimse tavana bir ip atsin; (bogazina geçirsin); sonra da (ayagini yerden) kessin! Simdi bu kimse baksin! Acaba, hilesi (bu yaptigi), öfke duydugu seyi (Allah'in Peygamber'e yardimini) gerçekten engelleyecek mi?

 

16. Iste böylece biz o Kur'an'i açik seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek su ki Allah diledigi kimseyi dogru yola sevkeder.

 

17. Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hiristiyanlar, mecûsîler ve müsrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasinda kiyamet gününde (ayri ayri) hükmünü verir. Çünkü Allah her seyi hakkiyla bilendir.

 

18. Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, günes, ay, yildizlar, daglar, agaçlar, hayvanlar ve insanlarin birçogu Allah'a secde ediyor; birçogunun üzerine de azap hak olmustur. Allah kimi hor ve hakir kilarsa, artik onu degerli kilacak bir kimse yoktur. Süphesiz Allah diledigini yapar.

 

19. Su iki gurup, Rableri hakkinda çekisen iki hasimdir: Imdi, inkâr edenler için atesten bir elbise biçilmistir. Onlarin baslarinin üstünden kaynar su dökülecektir!

 

20. Bununla, karinlarinin içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir!

 

21. Bir de onlar için demir kamçilar vardir!

 

22. Izdiraptan dolayi oradan her çikmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: "Tadin bu yakici azabi!" (denilir).

 

23. Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranislarda bulunanlari, zemininden irmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altin bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir.

 

24. Ve onlar, sözün en güzeline yöneltilmisler, övgüye lâyik olan Allah'in yoluna iletilmislerdir.

 

25. Inkâr edenler, Allah'in yolundan ve -yerli, tasrali- bütün insanlara esit (kible veya mâbed) kildigimiz Mescid-i Harâm'dan (insanlari) alikoymaya kalkanlar (sunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona aci azaptan tattiririz.

 

26. Bir zamanlar Ibrahim'e Beytullah'in yerini hazirlamis ve (ona söyle demistik): Bana hiçbir seyi es tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut.

 

27. Insanlar arasinda hacci ilân et ki,gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen argin develer üzerinde sana gelsinler.

 

28. Ta ki kendilerine ait bir takim yararlari yakînen görmeleri, Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi kurbanlik hayvanlar üzerine belli günler de Allah'in ismini ansanlar . Artik ondan hem kendiniz yeyin,hem de yoksula, fakire yedirin.

 

29. Sonra kirlerini gidersinler; adaklarini yerine getirsinler ve o Eski Ev'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler.

 

30. Durum böyle. Her kim, Allah'in emir ve yasaklarina saygi gösterirse, bu, Rabbinin katinda kendisi için daha hayirlidir. (Haram oldugu) size okunanlarin disinda kalan hayvanlar size helâl kilindi. O halde, pislikten, putlardan sakinin; yalan sözden sakinin.

 

31. Kendisine ortak kosmaksizin Allah'in hanifleri (O'nun birligini taniyan müminler olun). Kim Allah'a ortak kosarsa sanki o, gökten düsüp parçalanmis da kendisini kuslar kapmis, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemis (bir nesne) gibidir.

 

32. Durum öyledir. Her kim Allah'in hükümlerine saygi gösterirse, süphesiz bu, kalplerin takvâsindandir.

 

33. Onlarda (kurbanlik hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakim yararlar vardir. Sonra bunlarin varacaklari (bitecegi) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardir.

 

34. Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rizik olarak verdiklerimiz üzerine Allah'in adini ansinlar diye- kurban kesmeyi gerekli kildik. Imdi, Ilâhiniz, bir tek Ilah'tir. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâsli ve mütevazi insanlari müjdele!

 

35. Onlar öyle kimseler ki, Allah anildigi zaman kalpleri titrer; baslarina gelene sabrederler, namaz kilarlar ve kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden (Allah için) harcarlar.

 

36. Biz, büyük bas hayvanlari da sizin için Allah'in (dininin) isaretlerinden (kurban) kildik. Onlarda sizin için hayir vardir. Su halde onlar, ayaklari üzerine dururken üzerlerine Allah'in ismini aniniz (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düstüklerinde ise, artik (cani çiktiginda) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacini gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. Iste bu hayvanlari biz, sükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.

 

37. Onlarin ne etleri ne de kanlari Allah'a ulasir; fakat O'na sadece sizin takvâniz ulasir. Sizi hidayete erdirdiginden dolayi Allah'i büyük taniyasiniz diye O, bu hayvanlari böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananlari müjdele!

 

38. Allah, iman edenleri korur. Su da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi sevgisinden mahrum eder.

 

39. Kendileriyle savasilanlara (müminlere), zulme ugramis olmalari sebebiyle, (savas konusunda) izin verildi. Süphe yok ki Allah, onlara yardima mutlak surette kadirdir.

 

40. Onlar, baska degil, sirf "Rabbimiz Allah'tir" dedikleri için haksiz yere yurtlarindan çikarilmis kimselerdir. Eger Allah, bir kisim insanlari (kötülüklerini) diger bir kismi ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'in ismi bol bol anilan manastirlar, kiliseler, havralar ve mescidler yikilir giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardim edenlere muhakkak surette yardim eder. Hiç süphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.

 

41. Onlar (o müminler) ki, eger kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazi kilar, zekâti verirler, iyiligi emreder ve kötülükten nehyederler. Islerin sonu Allah'a varir.

 

42. (Resûlüm!) Eger onlar (inkârcilar) seni yalanliyorlarsa, (sunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Ad, Semûd(kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladilar

 

43. Ibrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalanladilar.

 

44.(Suayb'in kavmi olan) Medyen halki da(Sûayb'i) yalanladilar. Musa da yalanlanmisti. Iste ben o kâfirlere süre tanidim, sonra onlari yakaladim. Nasil oldu benim onlari reddim (cezalandirmam)!

 

45. Nitekim, birçok memleket vardi ki, o memleket (halki) zulmetmekte iken, biz onlari helâk ettik. Simdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüs) tavanlarin üzerine yikilmistir. Nice kullanilmaz hale gelmis kuyular ve (issiz kalmis) ulu saraylar vardir.

 

46. (Sana karsi çikanlar) hiç yeryüzünde dolasmadilar mi? Zira dolassalardi elbette düsünecek kalpleri ve isitecek kulaklari olurdu. Ama gerçek su ki, gözler kör olmaz; lâkin gögüsler içindeki kalpler kör olur.

 

47. (Resûlüm!) Onlar senden azabin çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vâdinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarinizdan bin yil gibidir.

 

48. Nice ülkeler var ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonunda onlari yakaladim. Dönüs yalniz banadir.

 

49. De ki: Ey insanlar! Ben ancak sizin için apaçik bir uyariciyim.

 

50. Iman edip sâlih ameller isleyen kimseler için magfiret ve bol rizik vardir.

 

51. Ayetlerimiz hakkinda (onlari tesirsiz kilmak için) birbirlerini geri birakircasina yarisanlara gelince, iste bunlar, cehennemliklerdir.

 

52. (Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulundugunda, seytan onun dilegine ille de (beserî arzular) katmaya kalkismasin. Ne var ki Allah, seytanin katacagi seyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafiz ve mana bakimindan) saglam olarak yerlestirir. Allah, hakkiyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

53. (Allah, seytanin böyle yapmasina müsaade eder ki) kalplerinde hastalik olanlar ve kalpleri katilasanlar için, seytanin kattigi seyi bir deneme (vesilesi) yapsin. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrilik içindedirler.

 

54. Bir de, kendilerine ilim verilenler., onun (Kur'an'in) hakikaten Rabbin tarafindan gelmis bir gerçek oldugunu bilsinler de ona inansinlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavussun. Süphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdogru bir yola yöneltir.

 

55. Inkâr edenler, kendilerine o saat ansizin gelinceye, yahut da (kendileri için hayir yönünden) kisir bir günün azabi gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkinda hep süphe içindedirler.

 

56. O gün, mülk Allah'indir. Insanlar arasinda hüküm verir. (Bu hüküm geregi) iman edip iyi davranislarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.

 

57. Inkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, iste onlar için alçaltici bir azap vardir.

 

58. Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç süphesiz Allah güzel bir rizikla riziklandiracaktir. Süphesiz Allah, evet O, rizik verenlerin en hayirlisidir.

 

59. Allah onlari, herhalde memnun kalacaklari bir girilecek yere sokacaktir. Allah, kesinlikle tam bir bilgi sahibidir, halîmdir.

 

60. Iste böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karsilik verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalidir ki, Allah ona mutlaka yardim edecektir. Hakikaten Allah çok bagislayici ve magfiret edicidir.

 

61. Böylece (Allah, haksizliga ugrayana yardim edecektir ve buna kadirdir). Çünkü Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar. Su da muhakkak ki Allah, hakkiyla isiten ve görendir.

 

62. Böyledir. Çünkü Allah, hakkin ta kendisidir. O'nun disindaki taptiklari ise bâtilin ta kendisidir. Gerçek su ki Allah, evet O, uludur, büyüktür.

 

63. Görmedin mi, Allah, gökten yagnmur indirdi de bu sayede yeryüzü yeseriyor. Gerçekten Allah çok lütufkârdir. (her seyden) haberdardir.

 

64. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hakikaten Allah, yalniz O zengindir, övgüye degerdir.

 

65. Görmedin mi, Allah, yerdeki esyayi ve emri uyarinca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Gögü de, kendi izni olmadikça yer üzerine düsmekten korur. Çünkü Allah, insanlara çok sefkatli ve çok merhametlidir.

 

66. O, (önce) size hayat veren, sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek olandir. Gerçekten insan, çok nankördür.

 

67. Biz, her ümmete, uygulamakta olduklari bir ibadet tarzi gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu iste seninle çekismesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdogru bir yoldasin.

 

68. Eger seninle münakasa ve mücâdeleye girisirlerse: "Allah yaptiginizi çok iyi bilmektedir" de.

 

69. Allah kiyamet gününde, ihtilâf etmekte oldugunuz konulara dair aranizda hüküm verecektir.

 

70. Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gökte ne varsa bilir? Bu, bir kitapta (levh-i mahfuzda) mevcuttur. Bu (esya ve olaylarin bilgisine sahip olmak), Allah için çok kolaydir.

 

71. Onlar, Allah'i birakip, Allah'in kendisine hiçbir delil indirmedigi, kendilerinin dahi hakkinda bilgi sahibi olmadiklari seylere tapiyorlar. Zalimlerin hiç yardimcisi yoktur.

 

72. Âyetlerimiz açik açik kendilerine okundugunda, kâfirlerin suratlarinda hosnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanlarin neredeyse üzerlerine saldirirlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzlugunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur!

 

73. Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; simdi onu dinleyin: Allah'i birakip da yalvardiklariniz (taptiklariniz) bunun için bir araya gelseler bile bir sinegi dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir sey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. Isteyen de âciz, kendinden istenen de!

 

74. Onlar, (Bu âciz putlari Allah'a ortak kosmak suretiyle) Allah'in kadrini hakkiyla bilemediler. Hiç süphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.

 

75. Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Süphesiz Allah isitendir, görendir.

 

76. Onlarin önlerindekini de, arkalarindakini de (yaptiklarini da, yapacaklarini da) bilir. Bütün isler Allah'a döndürülür.

 

77. Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapanin; Rabbinize ibadet edin; hayir isleyin ki kurtulusa eresiniz.

 

78. Allah ugrunda, hakkini vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babaniz Ibrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size sahit olmasi, sizin de insanlara sahit olmaniz için, O, gerek daha önce (gelmis kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adini verdi. Öyle ise namazi kilin; zekâti verin ve Allah'a simsiki sarilin. O, sizin mevlânizdir. Ne güzel mevlâdir, ne güzel yardimcidir!

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Gast
Dieses Thema wurde nun für weitere Antworten gesperrt.
×
×
  • Neu erstellen...