Webmaster Geschrieben 30. Juni 2009 Teilen Geschrieben 30. Juni 2009 Modern insanýn kýblesi: Televizyon Oturma odalarýnda en güzel köþeyi televizyon kaplar. Tüm oda televizyona karþý yönelmiþtir. Koltuk, dolap, oturuþ þekli… televizyon evin ve odanýn baþ tacýdýr. Evin en önemli odasýna koyulur. Nedeni çok basit. Günde en az 5 vakit televizyona yönelmek. Þimdi bu modern cahillik dönemini anlamaya çalýþalým. Peþinen belirtelim ki, televizyona karþý deðiliz. Bir teknoloji harikasý olan televizyonun doðru kullanýlabileceðine inanýyoruz. Ama yanlýz kullanýlabileceðine… kullanýldýðýna inanmak elimde deðil. Çünkü modern asr-ý cahillikte televizyonun konumu farklýlaþmýþtýr… Konuya girelim… Televizyon, “sahip olunan” deðil, “sahip olan” olmuþtur. Televizyon, kendisini evine koyan aileyi satýn almýþtýr. Tüm vakitler, hesaplar, terminler, televizyonda ki dizilere göre hazýrlanýr. Yani misafirlikler, gezmeler, konuþmalar televizyona göre ayarlanýr. Reklam arasý konuþmak serbesttir mesela. Sonra bu alet o kadar çok önemli bir hayat unsuru – düzeltiyorum – hayat kaynaðý olur ki, küçük ekran yetmemeye baþlar.. büyük ekran olacak. Neden? Çünkü küçük kýbleye kim yönelir? Daha doðrusu kapitalist sistem, daha büyüðünü almayý emreder. Der ki: “Çok küçük. Göremiyorsun. Daha büyüðünü aldýðýn zaman daha iyi göreceksin”. Henüz aklýný kaybetmemiþ zavallý fakat samimi adamýmýz yanýt verir: “Daha iyi görüp de ne yapacaðým? Ben sadece ´görmek´ için aldým televizyonu”. Garip ama samimi dost yanlýz baþýna baþ edemez. Kapitalist zihniyet baðýrýr: “Olur mu? Küçük televizyonda zevk alamassýn”. Cevap: “Ben zaten zevk için almadým ki.” Kapitalist devam eder: “Yahu haydut, küçücük televizyonu komþu görünce, ne diyeceksin? Bak herkes aldý. Bir sen kaldýn. Haydi. Cimri olma. Dev bir ekran al. Göreceksin, televizyondaki ´güzellikler´, þenlikler, sesler, renkler, daha iyi görünecek”…. Ne gerek var buna?,,, Dev ekran alýndýmý, kýblegahýn görüntüsüde daha güzel oluyormuþ…Sukut. *** Günde 5 saat televizyon seyreden bir insanda basiret aramak, samanda iðne aramaya benzer. Beynini kapatmýþ, aklýný fikrini televizyonun kumandasýna baðlamýþ, saatlerce televizyondan gelen kapitalist mesajlara açýk olan bir þahýsýn baþka antenleri kapalýdýr. Basiret anteni kapalýdýr. Empati anteni kapalýdýr.. Duygusallýðýný kadýn programlarýnda aramaya baþlar. (Not: Televizyonu dindarýda, dinsizide “duygu sömürüsü” için kullanýr). Hayat bir dizi haline gelir. Ýletiþim çaðýnda yaþamamýza raðmen, televizyon sayesinde iletiþimin en düþük seviyesini yaþýyoruz. Günde 24 saat televizyon ve internet tarafýndan haber ve bilgi yaðmuruna tutuþuyoruz. Basiretini kaybetmiþ olan televizyon hastasýnýn, hangi bilginin doðru, hangisinin yanlýþ olduðunu ayýrt etmesi imkansýzdýr. Bu kalabalýk insaný boðar… bozar. Cemil Þahinöz, Moral Haber, 30.06.2009 http://www.moralhaber.net/yazidetay.php?Yazi_id=12068&yazar=493 Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge