Webmaster Geschrieben 27. Februar 2011 Teilen Geschrieben 27. Februar 2011 NECMETTİN ERBAKAN VEFAT ETTİ Ankara'da Güven Hastanesi'nde tedavi gören Necmettin Erbakan vefat etti. Hastane eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın saat 11.40'da vefat ettiğini duyurdu. Erbakan'ın vefat haberini alan partililer hastaneye koştu. NECMETTİN ERBAKAN KİMDİR? (1926 - 27. ŞUBAT 2011) 29 Ekim 1926 yılında Sinop'ta doğdu. Babası Adana'nın Kozan ve Saimbeyli bölgesinde yaşamış olan Kozanoğullarından Mehmet Sabri Erbakan. Ağır ceza reisi olan babasının birçok yerde görev yapmış olması dolayısıyla çocukluğu muhtelif Şehirlerde geçen ERBAKAN'ın annesi de Sinop'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Kamer Hanım'dır. Necmettin ERBAKAN ilkokul'a Kayseri Cumhuriyet İlkokulu'nda başladı, babasının Trabzon'a tayin olması dolayısıyla ilkokul öğrenimini burada okul birincisi olarak tamamladı. 1937 yılında ilk tahsilini tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Erkek Lisesi'nde orta tahsiline başladı. İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943 yılında birincilikle bitirdi. 1948 yılı yaz döneminde İTÜ Makine Fakültesi'nden mezun olan ERBAKAN aynı yılın 1 Temmuz'unda Makine Fakültesi Motorlar Kürsü'nde asistan olarak göreve başladı. 1948-1951 yılları arasındaki bu 3 yıllık asistanlık döneminde o zaman doktora tezine tekabül eden yeterlilik tezini hazırladı. Sınıflarda ders vermek doçent ve profesörlerin yetkisinde olmasına rağmen kendisi asistan olduğu halde ders vermesine izin verilmiştir. Yeterlilik tezindeki başarısından dolayı üniversite tarafından 1951 yılında Aachen Teknik Üniversitesi'nde ilmi araştırmalar yapmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Almanya'ya gönderilen ERBAKAN, Alman ordusu için araştırma yapan DVL araştırma merkezinde Profesör Schimit ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptı. Aachen Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı 1.5 yıl süre içerisinde, bir tanesi doktora tezi olmak üzere 3 tez hazırlayan ERBAKAN, Alman üniversitelerinde geçerli olan "DOKTOR" unvanını aldı. Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt yakmaları konusunda araştırmalar yaparak rapor veren ve bu arada da doçentlik tezini hazırlayan ERBAKAN'ın "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu" matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Tezin mecmualarda neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya'nın en büyük motor fabrikası olan DEUTZ motor fabrikalarının umum müdürü Prof. Dr. FLATS tarafından Leopar tanklarının motorları ile ilgili araştırmalar yapmak üzere bu fabrikaya davet edildi. Alman Ekonomik Bakanlığı'nın RUHR sahasındaki fabrikalar üzerinde araştırma yapmak için görevlendirilen heyette kendisinin de yer almasının istenmesi üzerine 15 gün RUHR sahasındaki bütün Ağır Sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu. II. Dünya Harbi'nden sonra Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan ERBAKAN, 1953 yılında doçentlik imtihanını vermek üzere İstanbul'a döndü. İmtihan sonucunda 27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren Necmettin ERBAKAN, araştırmalar yapmak üzere tekrar Almanya'nın DEUTZ fabrikalarına gitti. Burada 6 ay süreyle motor araştırmaları başmühendisi olarak, Alman ordusu için yapılan araştırma çalışmalarına katıldı. 1953'ün Kasım ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönen ERBAKAN, Mayıs 1954 - Ekim 1955 yılları arasında askerlik görevini ifa etti. İstanbul Kağıthane'deki 6 aylık yedek subay öğreniminden sonra Halıcıoğlu'ndaki istihkam bakım bölüğünde 6 ay asteğmen, 6 ay da teğmen olarak makinelerin bakım ve tamiratları kısmında görev yaptı. Askerlik görevinden sonra tekrar üniversiteye dönen Necmettin ERBAKAN 1956 yılında Türkiye'de ilk yerli motoru imal edecek olan, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurdu. ERBAKAN da böyle bir fabrika kurma fikri Almanya'da çalışmaları esnasında, Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun sipariş verdiği motorları görünce iyice uyanmıştı. Yurda dönünce bu çalışmayı başlattı. Ve bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın temelini 1 Temmuz 1956'da attı. Gümüş Motor fabrikasında seri imalat 1 Mart 1960 tarihinde başlamıştır. 1960 yılında Ankara'da yapılan Sanayi Kongresi'nde Gümüş Motor'un yaptığı imalatları sunan ERBAKAN "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" fikrini ortaya atmış, o zaman yönetimde olan askerler tarafından revac bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyesinde "DEVRİM OTOMOBİLİ" adıyla ilk yerli otomobil ERBAKAN tarafından imal edilmiştir. Askeri yönetim Gümüş Motor fabrikasını gezmiş, büyük ilgi ve heyecan duymuşlar, bunun üzerine 200'e yakın General ve üst rütbeli subaya ERBAKAN tarafından bir Sanayi Konferansı verilmiştir. 1965 yılında profesör olan ERBAKAN, Şubat 1966'da Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına getirildi. Daha sonra Genel Sekreter olan ERBAKAN, 1968 Mayıs'ında Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, Mayıs 1969'da da Odalar Birliği Başkanı oldu. Necmettin ERBAKAN 1967 yılında evlendi. Sanayiye gerekli ilginin gösterilmemesi üzerine siyasete atılmaya karar verdi. ERBAKAN, 1969 seçimlerinde Konya'dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve seçilerek Meclis'e girdi. 24 Ocak 1970 yılında Milli Görüş'ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi'ni kuran ERBAKAN, 1971 Nisan'ında ihtilal yönetiminin de baskısıyla, Milli Nizam Partisi kapatıldı. Daha sonra 11 Ekim 1972 tarihinde kurulan Milli Selamet Partisi, ERBAKAN liderliğinde girdiği 1973 seçimlerinde % 12 oyla 48 Milletvekilliği ve 3 Senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclis'e girdi. 1974 yılı başında kurulan MSP-CHP koalisyonunun bozdurulmasından sonra kurulan dörtlü koalisyonda da yer alan MSP'nin Genel Başkanı yine Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini üstlendi. 5 Haziran 1977 seçimlerinden sonra kurulan 3'lü koalisyonda da bu görevini devam ettiren ERBAKAN liderliğindeki MSP, böylece toplam 4 yıl süreyle hükümet ortağı oldu. 1978 yılı başında 12 Eylül 1980'e kadar muhalefette kalan MSP'nin Genel Başkanlığını yürüten Necmettin ERBAKAN, 12 Eylül İhtilali'nin getirdiği yasaklarla Eylül 1987 yılına kadar politikadan uzak kaldı. Eylül 1987'deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde eden ERBAKAN, 19 Temmuz 1983 tarihinde kurulmuş olan Refah Partisi'nin, 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan kongresinde oy birliği ile Genel Başkanlığa seçilen Necmettin ERBAKAN 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konya'dan yeniden Milletvekili seçildi. 1995 genel seçimlerinde tekrar Konya'dan Milletvekili seçilerek meclise girdi. Bu seçimlerde Refah Partisi %21.7 ile birinci olmuştur. Bunun üzerine 28 Haziran da hükümeti kurma görevini alarak 7 Temmuz da güvenoyuyla Türkiye'nin Başbakanı olmuştur. Koalisyon hükümeti sırasında halkın desteğini alan bir çok önemli başarının yanında uluslararası alanda gelişmekte olan 8 ülkenin işbirliğine öncülük yaparak büyük bir gayretle bir yıl gibi kısa bir sürede D-8 (Development-8) oluşumunu meydana getirmesi önemli bir olaydır. 1998 yılı Şubat ayında Genel Başkanı olduğu Refah Partisi’nin kapanmasıyla 5 yıl siyasi yasaklı hale gelen Erbakan 11 Mayıs 2003'te Saadet Partisi'ne Genel Başkan seçilmiştir. Erbakan 2010 yılında yeniden Saadet Partisi Genel Başkanlığına seçilmişti. Evli ve 3 çocuk babasıdır. CİHAN, 27.02.2011 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
yilmaz Geschrieben 27. Februar 2011 Teilen Geschrieben 27. Februar 2011 Allah rahmet eylesin, sevdiklerine ve kalanlara Sabr nasib eylesin;Amin! Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 28. Februar 2011 Autor Teilen Geschrieben 28. Februar 2011 Vefat eden Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan için siyaset camiasından başsağlığı mesajları geldi. İşte o mesajlar: ABDULLAH GÜL CUMHURBAŞKANI: Yakın tarihe damgasını vurdu Aziz milletimizin başı sağ olsun. Siyasette bulunduğum dönemde yakın tanıma ve uzun süre birlikte çalışma mutluluğuna eriştiğim Necmettin Erbakan, hiç şüphe yoktur ki, yakın tarihimize damgasını vurmuştur. Daima sevgi, saygı ve şükranla yâd edeceğiz. TAYYİP ERDOĞAN BAŞBAKAN: Mücadelesiyle güzel bir örnek oldu Ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adamış bir siyasetçi ve ilim adamıydı. Şahsıyla, mücadelesiyle, davasıyla, ilkeleriyle genç nesillere güzel bir örnek teşkil etti. Mekânı cennet olsun. Allah'ın rahmeti üzerine olsun diyorum. Allah, ondan razı olsun diyorum. MEHMET ALİ ŞAHİN TBMM BAŞKANI: Milletimizin hafızasından asla silinmeyecek Ülkemizin siyasi yaşamında saygın bir yeri olan Necmettin Erbakan'ın adı, aziz milletimizin hafızasından asla silinmeyecektir. Merhum Erbakan, kişiliği, mücadelesi ve geride bıraktığı eserleriyle gençlerimize örnek olacaktır. BÜLENT ARINÇ BAŞBAKAN YARD.: Nermin Hanım'a kavuştu Sayın Hoca'mızın özellikle eşinin vefatından sonra giderek bir rahatsızlık içine girdiğini görmüştüm. Nermin Hanımefendi'yi çok seviyordu. Nermin Hanım'a kavuştu. Siyasetteki stajımı onun yanında bulunarak yapmıştım. Hoca, son yüzyılın Türkiye'de örnek şahsiyetlerinden biridir. NUMAN KURTULMUŞ HAS PARTİ LİDERİ: Büyük haksızlıklara uğradı Erbakan, defalarca parti kapatmalarla ve 28 Şubat sürecinde darbe ile karşı karşıya kaldı. Çok büyük haksızlıklara uğradı. Türkiye'yi fevkalade iyi bir şekilde yönetirken nasıl alaşağı edildi, tüm dünya biliyor. Kendisinin mücadelesini saygıyla anıyoruz. SÜLEYMAN DEMİREL: Hastanede ziyaret edip helalleştim Erbakan benim okul arkadaşımdır, meslektaşımdır. Geçen 60 yıl içinde pek çok yakınlığımız olmuştur. Çeşitli siyasi hadiselerde beraber göründük. Son defa 7 Şubat günü hastanede kendisini ziyaret edip helalleşmiştim. Allah rahmet eylesin, üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. TANSU ÇİLLER: 28 Şubat'ta davasına inancını bizzat gördüm 28 Şubat'ta birlikte iktidardaydık. İnancını ve direncini orada bizzat gördüm. Davasına olan inancına hiç kırık çizgisi olmadan devam etti. Son zamanlarda bize de haber yolladı. DP çatısında bir araya gelir miyiz gelmez miyiz tartışmasında bize ışık tuttu. KEMAL KILIÇDAROĞLU CHP LİDERİ: Siyasetin çınarlarından biriydi Siyaset dünyamızın çınarlarından biriydi. Ölümünden büyük üzüntü duydum. Necmettin Erbakan'a rahmet, Erbakan ailesine, Saadet Partisi yöneticileriyle üyelerine, siyaset dünyasına ve Türkiye'ye başsağlığı diliyorum. DEVLET BAHÇELİ MHP LİDERİ: Zannediyorum Türkiye bugün ağlıyor Türk milletinin yetiştirdiği değerli evladı Sayın Hoca'mıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, büyük Türk milleti ve Milli Görüş mensuplarına başsağlığı diliyorum. Mümtaz bir şahsiyetti. Acımız çok büyük, zannediyorum Türkiye bugün ağlıyor. ÜMİT BOYNER TÜSİAD BAŞKANI: Siyaset tarihimizin en önemli şahsiyetlerinden Sayın Erbakan, şüphesiz siyaset tarihimizin en önemli şahsiyetlerinden biri olmuştur. Ülkemizin iş insanları, Sayın Erbakan'ı, siyasetçi kimliğinin yanı sıra öğretim üyeliği ve bilim adamlığı sıfatlarıyla, akademik ve sınaî alanlarda yaptığı katkılarla da anımsayacaklardır. Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 28. Februar 2011 Autor Teilen Geschrieben 28. Februar 2011 Erbakan’dan kalan 28 Şubat 2011 TARİHİN cilvesi, 28 Şubat’ın 14. yıldönümünde Erbakan vefat etti. Önce kendisine rahmet, ailesine ve dostlarına başsağlığı diliyorum. Merhum Erbakan’la yakınlığım olmadı. Hakkında yazdığım zaman genellikle eleştirdim. Tek istisna 28 Şubat sürecidir. O dönemde askerleri eleştirdim; askeri müdahaleye, vesayete, kurumların militarize edilmesine karşı çıktım. Bugün Erbakan Hoca’yı saygı ve rahmetle anarken, siyasi mirasının olumlu yönlerinden bahsetmek istiyorum. Evvela, Erbakan şüphesiz bir beyefendi idi, yüzünden tebessüm eksik olmazdı. Öfke saçan, kırıp döken, kaba saba tek tavrını hatırlamıyorum. Bu özellik, sadece kişiliği bakımından değil, İslamcı siyasetin militanlaşmasına meydan vermemek bakımından önemlidir. İslam ve Demokrasi Erbakan’ın siyasi tarihimizdeki diğer olumlu bir mirası, yükselen İslamcılığı demokratik parlamanter sistem içinde tutmuş ve uzlaştırmış olmasıdır. 1980 öncesinin silahlı çatışmalarına bir de Milli Görüşçüler katılsaydı ne olurdu, bir düşünün?! İslam dünyasında İslamcı akımların yükselişi aynı zamanda radikalleşme anlamına gelirken, Türkiye’de Milli Görüş demokrasiden ayrılmamıştır. “RP tabanı silahlanıyor” yalanı, 28 Şubatçıların bir psikolojik harekat sloganıydı. Demokrasi ister istemez ‘dotkrin’ kapılarının açılmasını da gerektirecekti; başı açık kadınların parti yönetiminde görülmesi Erbakan zamanında başlamıştı. Türkiye’nin bütünlüğü Erbakan’ın olumlu bulduğum üçüncü mirası, muhafazakar Kürtleri kazanması, genel demokratik sisteme entegre etmiş olmasıdır. Askerlerin sevdiği, desteklediği, darbe tehdidiyle koalisyon kurdurduğu bütün partiler bölgede PKK partileri karşısında eriyip yok olurken, Erbakan katı laikliğe yönelttiği eleştirilerle muhafazakar Kürtleri kazanmayı, demokratik sisteme entegre etmeyi başarmıştır. 28 Şubatçıların nasıl dar kafalı olduklarının diğen bir kanıtıdır bu gerçek. Erbakan’ın akademik tarihçilik bakamından çok yüzeysel olan ama siyaseten önemli bir anlam ifade eden “Sultan Alpaslan, Sultan Fatih” vurgulu sözleri ortak bir tarih algısı yaratabilmiştir. Sanayi toplumu Diğer ülkelerdeki İslami akımlara göre Erbakan hareketinin olumlu bir yönü de “ağır sanayi” kavramıdır. Romantik, hesapsız, kitapsız... Evet öyleydi ama “sanayi, toplumu, kalkınma” kavramları başlıbaşına ‘seküler’ kavramlardır ve ‘makine’ olarak kalmazlar, sosyal sonuçları çok büyüktür. Hemen ardından işletme, finansman, piyasa, dışa açılma gibi daha büyük kavramlar gelir kaçanılmaz olarak. İslam düşüncesinin modern üretim ve organisyon zihniyetiyle tanışmasının, bu anlamda rasyonelleşmesinin anahtarlarıdır bu kavramlar. Nostaljik saygı Erbakan, İslami düşüncede demokrasi dahil bu kavramlara kapıyı aralamış, fakat sonuçları onu da şaşırtacak kadar büyük olmuştur; AKP karşısında hiç kimse Erbakan kadar şaşırmamış olsa gerek.. Özal reformları bütün Türkiye’de öyle bir değişim dinamiği yaratmıştı ki, Anadolu kaplanları, mühendisler, aydınlar, akademisyenler, tesettürlü kadın yazarlar ve genelde “müslüman burjuvazi” içinde Milli Görüş kökenli olanlar bile Milli Görüş’ü artık çok dar buluyor, ama Hoca’ya nostaljik bir saygı duyuyor. Taha Akyol, Milliyet, 28.02.2011 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Webmaster Geschrieben 28. Februar 2011 Autor Teilen Geschrieben 28. Februar 2011 Fethullah Gülen`in Tutuklanmasını ve Ezan`ın Türkçeleşmesi`ni Erbakan Reddetti!. -ANALİZ MERKEZİ- Gazeteci Fehmi Çalmuk NTV`de katıldığı programda, MGK toplantısında Erbakan`a imzalatmak istenilen madde sayısının 18 değil 24 olduğunu, 6`sının Erbakan`ın ve heyetinin defansıyla elemine edildiğini, bunların arasında Fethullah Gülen`in tutuklanmasından Ezan`ın Türkçe`leştirilmesine kadar bir takım talepler olduğunu ileri sürdü. Bu konuşma tutanaklarının özel bir izinle açıklanabileceğini ifade eden Fehmi Çalmuk, Fethullah Gülen ile alakalı olarak ordunun taleplerinin Erbakan tarafından red edildiğinin altını çizdi... Analiz Merkezi, Fethullah Gülen`in 11-06-1997`de yani 28 Şubat`tan 3.5 ay sonra ABD`ye geçtiğini göz önüne alındığında açıklamanın tutarlı ama yine de teyid`e muhtaç olduğunu değerlendirir. Ayrıntılar Analiz Merkezi`nde olacak... ANALİZ MERKEZİ, 28.02.2011 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.