Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

UETD: Bu gidişata dur dememiz gerekiyor

 

UETD Genel Başkanı Çelik, İslam karşıtı gösterilere karşı STK'lara çağrı yaptı.

 

26 Aralık 2014 Cuma 11:17Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik, yönetim kurulu temsilcileriyle 2014 yılı faaliyetlerini değerlendirdi.Köln'de gazetecilerle bir araya gelen Süleyman Çelik, İslam karşıtı ve ırkçı söylemlere karşı yapılan gösterilere toplumun ve STK'ların gerekli desteği vermediği öz eleştirisinde bulunarak şunları söyledi"Şunu itiraf etmek istiyorum bu tür yürüyüşlere özellikle göçmen Müslümanların katılması lazım. İslam karşıtı Müslüman karşıtı olan yürüyüşlere karşı olan yürüyüşlere bizlerin katılması gerekiyor. Üzülerek belirteyim ki maalesef vatandaşlarımız duyarsızlar. Biz bunu geçen yıl NSU duruşmasının ilk davasında da gördük ve şahit olduk. Türk basını tamamen oradaydı ama STK'lar yeterince orada değildi. UETD olarak bu tip çalışmaların içinde olacağız, aksi taktirde bu tip saldırılar devam edecek. Siyasi partilere hükümete ve bizim gibi STK'lara da çok iş düşüyor. Bizim de karşı eylemlerde demokratik haklarımızı kullanmalıyız ve bu gidişata dur dememiz gerekiyor."Bir gazetenin istifalar olduğu yönündeki sorusunu da yanıtlayan Çelik,150 şube ve 1900'un üzerinde temsilciliği olan UETD'ye son dönemlerde katılımların artarak devam ettiğini belirtti.(DHA)

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • Antworten 75
  • Erstellt
  • Letzte Antwort

Top-Benutzer in diesem Thema

PANORAMA | 29.12.2014 11:58

 

YAKALANAN TÜRK AJANLARLA İLGİLİ TARTIŞMALAR SÜRÜYOR

Haberiyle yandaş gazete Sabah, UETD’yi yalanlamış oldu!

 

AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesi, Almanya’da tutuklanan üç Türk ajandan birinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki kampanyasına destek veren UETD’nin üyesi olduğunu yazdı.

 

 

 

Federal Savcılığın, Almanya’daki Türkleri ve STK’ları fişledikleri iddiasıyla yakalanan ajanların, AKP’nin Avrupa kolu olarak bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) üyesi oldukları iddiasını ZAMAN, UETD’ye sormuş, UETD’nin basından sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dursun Döngel iddiaları yalanlamıştı.

 

İddiayı internet haber yazarlarından Ayla Özyurt, “UETD‘nin içindeki paraleller“ başlıklı yazısında gündeme taşımıştı. Özyurt yazısında, “Almanya’da ajanlık faaliyetleri yürüttükleri gerekçesiyle gözaltına alınan üç Türk vatandaşı dün hâkim karşısına çıkarak tutuklandı. Tutuklanan kişilerin birinin UETD yönetiminde olduğu, diğer ikisinin de, UETD üyesi oldukları ile ilgili iddialar var. İddialar doğru mu, asılsız mı önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz“ demişti.

 

Alman Bild gazetesi de söz konusu kişilerin AKP’li olduğunu, bunlardan Taha G.‘nin AKP’de üst düzey görevli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın biri olduğunu satırlarına taşımıştı. Alman basını, Erdoğan’ın bu üç kişiye Almanya’daki Türkler hakkında casusluk yaptırdığını (fişleme) kaydetti. İddiaları yazılı olarak sorduğumuz UETD yönetimi ise, söz konusu kişilerin UETD ile hiç bir bağının olmadığını belirtti. Döngel, “Bu tutuklanan vatandaşları ne tanırız, ne biliriz, ne de UETD ile ilgisi ve alakası var. Üye bile değiller. Kim yazmışsa yanlış“ dedi.

 

Ancak AKP yanlısı Sabah gazetesi, “Almanya’daki 3 Türk MİT’çi değil“ başlıklı haberiyle UETD’yi yalanlamış oldu. Gazete haberinde, “Gözaltına alınanlar arasındaki bir kişinin de Almanya’da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı kampanyasına destek veren U.E.T.D (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) üyesi olduğu öğrenildi“ ifadelerini kullandı.

 

Almanya Federal Başsavcılığı, “Almanya’daki Türkler ve kuruluşlarınla ilgili bilgi toplamak“ ve “Türk istihbaratı adına casusluk yapmak“ yönünde güçlü şüphe bulunduğu gerekçesiyle söz konusu üç kişi hakkında tutuklama emri çıkarmıştı. Söz konusu kişiler Muhammed Taha G., Göksel G., Frankfurt Havaalanı’ndan Almanya’ya giriş yaparken, Ahmet duran Y. ise Türklerin en yoğun yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki evinde 17 Aralık Çarşamba akşamı gözaltına alınmıştı.

 

Hükümet yandaşı Sabah, gözaltın alınanlardan birinin Muhammet Daha Gergelioğlu olduğunun belirlendiğini, Ankara’nın ise Gergelioğlu’nun Başbakanlık Müşaviri olduğunu ve bu üç kişinin MİT ile ilişkisi olduğu iddialarını yalanladığını belirtti.

 

Sabah gazetesi daha önceki haberinde ise bu üç kişinin Almanya’daki Türk derneklerinin mali kaynaklarını araştırmak üzere görevlendirildikleri ve üç ay önce Almanya’ya geldiklerini haberleştirmişti. Ajanlıkla suçlanan üç kişinin Almanya’daki 700’e yakın Türk dernek ve vakfı takibe aldıkları, vatandaşları fişledikleri iddia ediliyor.

 

ZİVER ERMİŞ / KÖLN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Türkler PEGIDA'ya karşı yürüyor

29-12-2014 20:01:03

 

Türkler PEGIDA'ya karşı yürüyor

Almanya'da 'Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar' (PEGIDA) adı altında göçmen ve İslam karşıtı gösteriler tepki çekiyor. Türk dernek ve kuruluşlar da PEGIDA karşıtı gösterilere katılma kararı aldı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik, PEGIDA karşıtı yürüyüşlerle, bu yürüyüşlere katılanların sayısının artmasından mutluluk duyduklarını belirtip, "5 Ocak'ta Köln'de yürüyüş olacak. UETD olarak biz de bu yürüyüşe katılacağız. Bu tür eylemlere katkıda bulunacağız. Nerede PEGIDA'ya karşı yürüyüş varsa orada olacağız" dedi.

Anadolu Ajansı muhabirine konuşan UETD Başkanı, Ortadoğu'daki gelişmelerin ve Suriye'deki iç savaşın aşırı sağcı Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar grubu (PEGIDA) eylemlerine zemin hazırladığını söyledi. Suriye'de yaşananların Avrupa'daki bazı medya kuruluşları tarafından yansıtılma şeklinin de PEGIDA eylemlerine verilen desteği arttırdığını dile getiren Çelik, PEGIDA eylemlerine katılanların sayısının gittikçe arttığına da dikkati çekti.

PEGIDA medyadan beslendi'

İslam karşıtı eylemlerle mücadele etmek için Almanya'daki siyasi partilere büyük görev düştüğünü ifade eden Çelik, "Bu konuda özellikle medyaya görev düşüyor. Daha dikkatli yayın yapma mecburiyetindeler. PEGIDA medyadan beslendi ve kendilerine taban oluşturdu" diye konuştu.

Süleyman Çelik şöyle devam etti:

"İslam karşıtlığı ile başlayan PEGIDA, ırkçılık, yabancı ve göçmen düşmanlığı yapıyor. Bu da Avrupa'yı şiddetle rahatsız etmekte. Bu yürüyüşler Avrupa değerlerine karşıdır. O yüzden bu konuda sadece Almanya'ya değil, tüm Avrupa ülkelerine çok büyük görevler düşüyor."

Son dönemde camilere yönelik saldırıların da arttığına dikkati çeken Çelik, "Bu tür yürüyüşler ırkçıları cesaretlendiriyor. Bu cesaretle cami saldırıları devam edecek" dedi.

'Dresden'de olması manidar'

Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı İhsan Öner ise neonazi grupların katılımıyla haftalardır düzenlenen yabancı ve İslam düşmanı PEGIDA eylemlerinin ülkenin doğusunda aniden ortaya çıktığına dikkat çekerken, İslam karşıtı eylemlerin Müslüman nüfusun çok az olduğu Dresden'de düzenlenmesinin de 'manidar' olduğunu vurguladı.

Öner aşırı sağla mücadelede herkesin sorumluluğu olduğunu dile getirip, "Şimdi Almanya'daki siyasi otoritelere ve medyaya büyük görev düşüyor. Önyargıları arttıracak yöndeki şeyler değil, önyargıları ortadan kaldıracak yayın politikası ve siyasi söylem geliştirilebilirse bu işlerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde yarın bu kontrolden çıktığında mümkün olmayacak" diye konuştu.

Dresden'deki İslam karşıtı eylemlere daha çok Müslümanlarla fazla temasta bulunmayan kişilerin katıldığını belirten Öner, bunu, yıllardır ülkede var olan ırkçılık, İslam düşmanlığı gibi kavramların yeniden farklı şekilde dile getirilmesi olarak değerlendirdiğini söyledi.

'İşin özünde bir ırkçılık hareketi var'

"İşin özünde gerçekten bir ırkçılık hareketi var" diyen Öner, "Bazı sağduyulu Almanların, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Başbakan Angela Merkel veya eski Başbakan Gerhard Schröder olmak üzere bu konuda yapmış oldukları çıkışları olumlu bir gelişme olarak karşılıyoruz" ifadelerini kullandı.

Almanya Türk Toplumu (TGD) Eşbaşkanı Safter Çınar da siyasetçilerin, "Eylemlere katılanlara anlayış göstermeliyiz, onlarla diyalog kurmamız lazım" ifadelerini 'çok tehlikeli' bulduğunu savunurken, nüfusunun yüzde 1'i Müslüman olan Dresden kentinde, "Almanya batıyor" diye sokağa çıkanlara anlayış gösterilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Aksi durumda bunun aşırı sağcıları cesaretlendirdiğine dikkati çeken Çınar, "Eylemlere katılanların hepsi ırkçı ve faşist insanlar değil. Çoğu önyargıları olan ve aşırı sağcıların dümenine girmiş insanlar. Bunu önemli bir tehlike olarak görüyorum" diye konuştu.

Almanya'daki camilere yönelik saldırıları da değerlendiren Çınar, "Son aylarda camilere yapılan saldırılar giderek artıyor. Her gün böyle bir saldırı ile ilgili haberler okuyoruz. Bundan sonra cami saldırılarının artması yönünde endişeliyim" dedi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ana Sayfa > BELÇİKA > UETD BELÇİKA KAN KAYBETMEYE DEVAM EDiYOR

UETD BELÇİKA KAN KAYBETMEYE DEVAM EDiYOR

23 Aralık 2014 Salı, 17:30 destitravel

uetd_ yoneticileriUETD Belçika kan kaybetmeye devam ediyor. Belçikalı Türklerin büyük umut bekledikleri UETD Belçika’da 9 şubeden 6 şube yönetim kurulu olmak üzere 2 bölge başkanı ve 4 UETD Belçika yönetim kurulu üyesi görevlerinden uzaklaştırıldı. 2 Aralık 2014’te 6 şubeden oluşan Heusden-Zolder, Genk, Beringen, Hasselt, Brüksel ve Gent yönetim kurulu, kadın kolları ve gençlik kollarının hepsinin görevlerine son verildi. Görevlerine son verilen eski yöneticiler tarafından yapılan açıklamada, “UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ile yaptığımız görüşmede sıkıntılarımızı dile getirdik. UETD Belçika `nın misyonundan giderek uzaklaştığını belirttik. Çelik bizleri dinledi ve görevinizin başındasınız diyerek bizlerle bir görüşme daha yapacağını söyledi. Ama maalesef bir görüşme yapmadığı gibi aynı gün içinde UETD Belçika tarafından görevlerimize son verildi. Birçok başarılı şubelerin görevlerine son verilmesi elbette UETD Belçika için kan kaybıdır. Bizler UETD de iken yüzümüzün akıyla görevimizi başarı ile yürüttük. Tek amacımız Allahü Teala’nın rızasını kazanmaktı. UETD Belçika ile yollarımızın ayrılmasına rağmen yine bizler Belçikalı Türklerin sorunlarıyla yakından ilgilenip yeni bir oluşum için çalışmalarımızı devam edeceğiz” sözlerine yer verdiler

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD BELÇİKA’DA EKSEN KAYMASI

UETD BELÇİKA’DA EKSEN KAYMASI

04 Ocak 2015 Pazar, 21:19

uetd_eskibaskanlarGeçtiğimiz Aralık ayında görevlerine son verilen UETD Belçika yapılanmasındaki 9 Şubeden 6 şube yönetim kurulu, 2 bölge başkanı ve 4 UETD Belçika yönetim kurulu üyesi 4 Ocak 2015 Pazar günü Brüksel’de düzenlenen yemekli bir toplantıda bir araya gelerek mevcut UETD Belçika yönetim kurulunu topa tuttular.

Düzenlenen yemekli toplantının ardından UETD Belçika yönetim kurulu üyesi Erol Top grup sözcüsü olarak Basın’a yaptığı açıklamalarda bulundu.

Çok değerli basın mensuplarına ve sevgili halkımıza duyurulur.

 

Bilindiği üzere, 02 aralık 2014 tarihinde Uetd Belçika nin 6 Şubesi tüm birimleri ile gereksiz bir şekilde tasfiye edilmişti, 2 bölge başkanı ve 4 bölge yönetim kurulu üyesi görevden alınmıştı buda takriben 150 kisiye denk geliyor. Bu haksız ve gereksiz mudaheleden sonra Uetd yönetimi durumu “içimizde temizlik yaptık” diyerek geçiştirmiştır. Sadece halis bir dava şuuru ile yapmış olduğumuz düzeltmeler ve özeleştirilerden dolayı böyle bir durum ile karşı karşıya kaldık. Bizler bir davaya gönül vermiş kardeş olarak icinde bulunmuş olduğumuz kirli, bilinçsiz, seviyesiz ve bu çıkar tablosu karşısında böyle bir basın açıklamasını yapmak zorunda olduğumuzun farkına vardık.

 

Bizler her zaman temiz ve sağlam bir dava adamı olmanın gerektirdiği gibi rahatsızlıklarımızı dile getirdik ve getirmeye devam edeceğiz, gerçek manada bir yöneticinin yapması gereken eğer mümkünse daha iyi hizmete yönlendirmek, içerideki sıkıntıları gidermek, ve hataları bir özeleştiri olarak üstlere aktarmak. Bütün bu doğal olarak yapmamız gerekenleri yaparak üstteki yöneticiler çıkarlarına dokunuldu diye dinleme ve Uetd’ye hizmeti artırma yerine, susturup bir kenara atarak aynı zamanda Uetd’ye hizmeti kısırlaştırmışdır. Uetd yönetimi, içine düşmüş olduğu çıkmazın bir göstergesi olarak paralel yapı ile mücadele edememiştir tam aksine paralel yapının en önemli isimlerini içine almış ve yüksek düzeyde görevler vermiştir. Aynı zamanda Uetd sadece Türkiye den gelen milletvekilleri ve bakanlarla ilgilenmek için elbet kurulmamıştır, beraber resim çekip ve faaliyet olarak göstermek için hiç değil. Toplumsal, siyasal ve ekomik dallarında maalesef bu güne kadar el ile tutulur bir tane örnek gösterecek çalışma olmamıştır. Uetd’nin ana hedeflerinden birisi temsiliyettir maalesef burada da Uetd çok zayıf bir stk olarak sınıfta kalmıştır. Uetd içerisine dava aşkı ile hizmet için giren arkadaşlardan bir çoğu zamanla bu eksikliğin farkına vardılar ve yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi gereken adımları atmışlardır fakat burada da yapmak ve düzeltmek isteyen yöneticilerinde bir şekilde önlerine engel çıkararak üstü örtülmüstür. uetd_eskibaskanlar_acıklama

 

Buna bir örnekte düzenlenmiş olan “YAŞAMA BİR ADIM” adı altında düzenlenen tekerlekli sandelye projesidir, bu kapsamda Genk’de düzenlenen tiyatro gösterisini şubenin fes edildiği gerekcesiyle (uetd nin kendi etkinliği idi) kimseye bir açıklama yapmadan facebook sayfalarından bu gösterinin iptal edildiğini duyurmaları ve etkinliği durdurmalarıdır. Bunun yanı sıra insanlara teker teker mesaj gönderip telefon etmeleri kesinlikle etkinliğe katılmayın diye çaba göstermeleri ne seviyede insanlar olduklarını kanıtlıyorlar, devlet erkanından gelecek olan bir yetkiliyi arayıp etkinlik iptal edildi diye yoldan çevirmeleride ayrı bir skandaldır. 2 ayı aşkın bir süredir satılan biletler olmasına rağmen bu şekilde pervasız bir hareket içine giren bu kurum yetkilileri bilet alan yüzlerce insanı yüz üstü bırakmayı göze alıyor.

 

Bir diğer örnekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanmıştır. UETD Belgium başkanının tüm seçim çalışması boyunca görevinin başında durmayıp bu süreyi Türkiye’de geçirmesidir. Teşkilatına bu konu sorulduğunda hiç bir çalışma gösteremeyip tek yaptıgı Antalya bölgesinden göndermiş olduğu kısa şortla oy kullandığının resmi olmuştur. Bunu şöyle de düşünebiliriz Cumhurbaşkanlığı seçimi oluyor ve X şehrin il başkanı bu sürecte tatile çıkıyor ve çalışmalara katılmıyor ama bunu sorgulayan kimse olmuyor.

 

Kurumsal olarak yönetim tamamen mahalle kahvesi tarzında bir oluşuma dönmüş, toplantı adabı ve işleyişi diye birşey kalmamış, alınan yada alınması gereken önemli kararlar tamamen çelik çomak oyunu gibi toplantılarda alınmıştır. Bir şube başkanına uetd başkanının söylediği şu sözler içine düştükleri hezeyanı kanıtlar niteliktedir. “Senin şuben çok güçlü bizi al aşağı ederler, şubeni fes et cahil insanlardan ve somaj’cı insanlardan oluştur, zamanları olsun istediğimiz yere sürelim.”Zira bu şube akademisyenler ve üniversitelilerden oluşuyordu. Biz bu işleyişin gidişatına düzen getirmek istedik.

 

Kısacası myk da olan arkadaşlarımız, uetd’nin bir STK olduğunu unutmayıp bu şekilde davranmasını defaatle istemiş fakat her defasında olumsuz cevap verilmiş yada düşünceleri değer görememiştir. Yetenekli, kapasiteli ve bilgili insanlardan korkulmus onları geri plana atıp, yanlarına, onları sadece destekleyip bağıran çağıran seviyesiz insanları almışlardır.

Bizler buna karşı tavır sergiledik.

 

Değerli dostlar, bir STK yönetmek, toplumu tanımak ve onunla iç içe davranmak’tan geçer. Eğer ki siz kendinizi toplumdan üstün görürseniz, size karşı elbette birileri olacaktır. Bizler ilkesel bir duruş sergileyerek onların bu düzenine karşı çıktık, sahte dostluklarına yalancı konuşmalarına, karanlık menfaat ve çıkar ilişkilerine karşı mücadele ettik. Şimdi bu mücadelemiz, Uetd’nin dışında da devam ediyor. Hedef ve amacımız toplumumuza nasıl daha güzel hizmet vermek olacaktır. Devletimizin düşmanları ile asla ve asla aynı ortamda olmayacağız onlarla karanlık ilişkiler kuran bütün kurumlara ve kişilere de tepkimizi vereceğiz.

 

Avrupada yaşayan insanımıza hizmet veren STK sadece uetd değildir bunun bilinmesi gerekir. Kendilerine böyle bir misyon atfedenler, her alanda olduğu gibi burada da hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Bizler birilerinin maşa’sı olmayı istemediğimiz için hain ilan edildik, bizler projeler üretelim topluma faydamız olsun dediğimiz için hain ilan edildik, bizler düşüncelerimizi korkusuzca insanların yüzlerine söylediğimiz için hain ilan edildik, bizler karanlık güçlerin ve menfaat ilişkilerinin oyuncağı olmadığımız için hain ilan edildik. Kısacası bizler, eğilmiş bir avuç kadar insanın içinde DİK DURDUĞUMUZ için hain ilan edildik. Edenler aslında kendilerini hain ilan ettiler. Çünkü biz Hak mücadelesinde tarafımızı belli ettik ve bunu bilen en yüce makamda Cenabı Allah tır. Gönlümüz ve fikrimiz gayet rahat ve hiçbir pislik bulaşmadan tertemiz bir şekilde ayrıldık. Pis derenin içindeki kurbağa gibi kendimizi oranın kralı sanmadık. İlkeli duruşumuzu her daim devam ettireceğimizden ve yeni oluşumlarla halkımıza en güzel hizmeti vereceğimiz’den kimsenin şüphesi olmasın. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Allaha emanet olunuz.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

[h=1]UETD’de Muta krizini ortaya çıkaran Arzu Kılıçoğlu ilk kez konuştu![/h]06 Ocak 2015 SalıAyla ÖZYURTayla.ozyurt@internethaber.com

Bugün köşemde ilginç bir konuğum var, onu tanımanızı istiyorum. İstiyorum ki, Türk toplumu artık gözümüze gözüme sokulan figürleri merak etme sığlığından sıyrılıp, kendi doğallığına dönsün, var olan realiteye çevirsin kafayı. Atıyorum, dizilerde gözünde devleştirdiği ve için için özendiği janjanlı hayatları ve kişileri ve bunlar bağlamındaki mutsuzluklarını terk etsin, halktan, kendinden olanları takip etsin ve anlamaya çalışsın. Bu röportajda, ‘Anlamaya çalışmak’ bana dair, size dair.

Aynı şekillerde ve aynı duyguların, düşüncelerin ve davaların insanları olamayız. Olmaması da aslolan. Ama bu özellikler bizleri ayrıştırmamalı, bölmemeli, düşmanlaştırmamalı,savaştırmamalı. Bilakis, bu zenginlikten yararlanmalıyız. Kendi adıma herkesi anlamayı seçtim. Arzu Kılıçoğlu’da anlamayı seçtiklerimden…

Aslında İnternethaber okuyucularının, Ak Partinin, Avrupa’daki kolu olan UETD’yi artık çok iyi tanıdıklarını ve yakından takip ettiklerini biliyorum, bu sevindirici.

Arzu hanımı, basında yer alan ‘UETD’de Muta Nikahı’ ‘UETD’de Ahlak çöküntüsü’ türü haberlerin baş kahramanı olarak tanıdım.İtiraf etmeliyimki, ilk etapta, bende ‘avam’ bir etki yarattı ama başka başka farklı yükselen duygularımda oldu Arzu hanıma karşı.

Cesareti, kararlılığı, doğruların peşinde olması, haksızlıklara tahammülsüzlüğü noktasında baş kaldırışları, tek başına ayakta durmaya çalışan bir anne olması, toplum yararına yaptığı karşılıksız sosyal faaliyetler silsilesi zannediyorumki bir insana ‘iyi insan’ dememiz için hallice fazla özellikler.

Evli bir adamın, UETD bünyesindeki bir kadınla ‘Muta nikahı’ kıymasını protesto eden Arzu Kılıçoğlu, söz konusu evli adamın bundan bir kaç yıl önce şirketinde çalıştığını dönem kendisine de asıldığını açık bir yüreklilikle anlattığında, benim sorum, ‘Eee kıskançlık krizi mi yoksa bu başkaldırı?’ olmuştu. Öyle olmadığını biliyordum.

İstisnalar hariç, kadınların şöyle bir özelliği vardır; eğer çok kırılmışlarsa ve çok yaralanmışlarsa, o kızgınlıkla çok konuşurlar ama emin olunuz ki, söyledikleri her şey doğrudur. Kadınlar kızgınlıkları noktasında şeytanlaşabilirler de ama inanın kızgınlıkla söylenen her şey doğrudur, erkekler bu konuda çok temkinlidir.

Dolayısıyla, uzun süredir çalkalanan UETD’de neler oluyordu, neden sular durulmuyordu, art arda gelen istifa haberlerinin ardından bir de Muta nikahı haberi patlak verdiğinde, içeride olanları en gerçek haliyle Arzu hanımdan dinleyebileceğimi biliyordum. Röportaj teklifimi yaptığımda muta krizi yeni patlak vermişti, bana bir süre geri dönüş yapmadı, taa ki bugüne kadar.

Almanya doğumlu Arzu hanım, Psikoloji ve Sosyalbilimleri okudu. 17 yıldır STK’larda görev alıyor, 4-5 yıl UETD’nin şube, bölge ve Genel merkezinde görev yaptı. Almanya ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sosyal danışmanlık yapıyor. Son yıllarda ağırlıklı olarak Gençlik Dairesi sorunlarıyla ilgileniyor. Arzu hanım boşanmış bir bayan ve bir anne. Kendisi, Muta krizi ve UETD’yi ilgilendiren bir çok konuya kendi pencesesinden açıklık getirdi. Sorduğum sorulara cevaplarını hiç yorum katmadan yayınlıyorum.

Bakalım Arzu hanım neler anlatmış…

UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) içinde Türk aile yapısına ters bir olaya neden bu kadar müsamaha gösterildi anlamış değilim. Yöneticiler, evli bir adamın, UETD’li bir bayanla gayri resmi nikahında mutluluk pozları verdiler..!

Evli bir erkeğin, eşinden habersiz, UETD’nin bir şubesinde komisyon üyesi olan bir kadınla ‘muta’ nikahı yapması dolayısıyla UETD Halkla ilişkiler Başkan Yardımcılığından istifa ettiniz. Fuhuş yuvası ve açık genelev kavramlarının da sıkça kullanıldığı olayda teşkilat içinde birçok çarpık ilişki yaşandığına dair iddialar da var. ilk sorum, bu olay sizi istifa ettirecek kadar neden kastı, ikincisi teşkilat içi illegal ilişkiler yaşandığı iddilarının ne kadarı doğru?

Basında yer alan "Muta nikahı” haberindeki ‘Muta’ ibaresi benim kullandığım bir tabir değil. Baştan buna bir açıklık getirmek istiyorum. Malum Basın ve Yayın (Sözcü) Organı kendileri böyle bir benzetme kullanmışlar. Ben şimdiye kadar hiç bir gazeteciyle bu konuları görüşmedim. Açıklama yaptığım tek gazeteci sizsiniz. Bilgiler sadece kendi facebook hesabımdan paylaştıklarımdır. Habere konu olan kişi, UETD mensubu olmamakla birlikte UETD’nin siyasi görüşüne de muhalif biridir. Adamla birliktelik yaşayan ve sonrasında dini nikah kıydıran kadın UETD’nin bir şubesinin bir biriminde komisyon üyesiydi. Herhangi bir başkanlığı veya benzeri konumu dahi olmamasına ragmen, şikayet bize intikal ettikten sonra, yetkili şahıslar neden gerekeni yapmadılar ve bu bayanı ihraç etmeyip, olayları bu boyuta getirdiler anlamış değilim. Sonuçta bize gelen şikayette şu ifadeler kullanıldı ; "Ya bu kadını UETD gibi bir kurumdan ihraç edersiniz, ya da biz bu rezaleti basına yansıtacağız ve UETD’nin faaliyette bulunduğu diger kurumu da hedef alacağız"

Diğer taraftan, evet buna benzer ikili ilişkiler her kesimde yaşanıyor. Hepsine müdahale etme hakkımız da yok yetkimiz de. ‘Özel hayat’ denip geçiliyor. Ama bu olayda mağdur olan bir taraf vardı ve şikayet bize yansıtıldı. Açıkcası şahıs olarak asla müdahale etmezdim, milletin tercihlerini veya nefislerini kontrol etmek benim görevim değil. Asıl sorun kurumu ilgilendiren şikayettir. Türk aile yapısına ters bir olaya neden bu kadar müsamaha gösterildi anlaşılır gibi degil. Söz konusu kadının UETD dahilinde oldugu aşikar. Gerek çalışma arkadaşlarından, gerek kendi sayfasında yaptığı paylaşımlarda apaçık ortada. Ben, kendisini UETD nezdinde tanıdım, yani ‘UETD ile bir alakası yoktur’ söylemi kuyruklu yalandır. UETD bir kurum olarak, hakkında şikayet olan kişileri inkar edeceklerine, yönetici olarak doğru kararlar verip kuruma ve davaya zarar verilmesine engel olsalardı daha dogru bir tutum içerisinde olurlardı. Bu tür ilişkilerden haberdar olanların bir kısmı bana telefon açıp tepkilerini dile getirip türlü hakaretler yağdırdılar.

Benim bir kadın olarak zoruma giden, başkalarının yapmış olduğu hataların faturası bana ve benim gibi kadınlara kesilmesiydi. Genel Merkez ve bölgede yetkili şahıslara da aynen bu şekilde ifade ettim. Yetkililerle, malum toplantıda söz isteyip, verildikten sonra bu olayı gündeme getiren kadında görüştü. Söz konusu ‘muta’ nikahı olayının kahramanı kadının, teşkilattan ihraç edilmediği taktirde basına yansıtacaklarını belirtti. Ben kendi adıma şikayetin bize gelmesinden basına yansıyan süreçte elimden geleni yaptım. İkinci nikahı kıydıran adamın eşi, kızı ve oğlu beni arayıp hakaretler içeren küfürler ettiler. Ne gerekiyorsa yapın, bu nikah yüzünden kurum ve kurumun içindeki tüm bayanlar etiketlenecekler diye avazımın çıktığı kadar bağırdım. Maalesef kimse ciddiye almadı. Aksine, nikah yemeklerine yöneticiler de teşrif ettiler ve beraberce fotoğraflara mutluluk pozları verdiler. Yöneticiler bu kişilerin UETD mensubu olduklarını inkar edeceklerine, bu tür Ahlak dışı ilişkilerin kabul edilemez olduğunu göstermek için bu kadını teşkilatten ihraç edeceklerdi ve konu kapanacaktı. Bir yandan aile sağlığı ve çocuk sağlığı ile ilgili çalışmalar yaparken, diğer yandan Genel Merkezin bu çalışmalara ters tutum sergilemesi oldukça düşündürücü.

Poligami bakış açısında olanları, kimse bir kurum içinde baz olarak kullanamaz. Bu profesyonellik degildir,sorumsuzluktur.

Google arama motoruna Arzu Kılıçoğlu yazmanız yeterli.

Mehmet Kara’da, Süleyman Çelik’de hem kuruma hem de davaya zarar veriyorlar.

UETD Genel Merkez Yönetiminin hatalarını dile getirenler kolaylıkla muhbir veya paralel ilan edilebiliyorlar.

Ak Partiye yakınlığıyla bilinen UETD, Avrupa’da yapmış olduğu yanlışlardan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve AK Partiye büyük zarar vermektedir.

Siz UETD’de Halkla ilişkiler Başkan Yardımcılığı yaptığınızı söylüyorsunuz. UETD Genel Başkanı Sayın Süleyman Çelik ve Başkan Yardımcısı, Mehmet Kara, teşkilatla hiç bir bağınız olmadığını iddia ediyorlar. Kime inanalım?

Nikaha dahil olan kadının UETD ile bağı olmadığını iddia ettikleri gibi benim için de aynı iddiada bulunuyorlar. Muhtemelen, O kadın kuruma zarar verdiği için, ben ise kendi yönetici özelliklerine zarar verdiğim için inkar ediyorlar. (gülüyor) Kadının UETD ile bağını ispatlayabilirim, onlar olmadığını ispatlasınlar, benim de bağım olmadığını ispatlasınlar. Benim görevime Almanya’da yaşayan tüm gazeteciler, diger STK lar ve binlerce UETD mensupları şahitlik edebilirler. Google arama motoruna Arzu Kılıçoğlu yazmanız yeterli. Veya kendi facebook profilimdeki paylaşımlarımdan görebilirsiniz. Mehmet Kara’da, Süleyman Çelik’de hem kuruma hem de davaya zarar veriyorlar. O halde biz de onları inkar edelim (gülüyor)

Bu tür açıklamaların Almanya veya Avrupa’ya yönelik olmadığı belli. Amaç, Ankara’ya bu izlenimi vermek. Yani, UETD Genel Merkez Yönetiminin hatalarını dile getirenler kolaylikla muhbir veya parallel olarak lanse edilebiliyorlar. Burada bizleri tanıyan/bilen çevrenin bu safsatalara itibar etmeyeceği malum. Zaten asıl amaçları bu izlenimi ve algıyı Ankara’ya yansıtmak, onlara bu iftiraları inandırmak. Yazılarımda neden böyle bir açıklama yapma gereği duyduğumu hep ifade ettim. AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen UETD, Avrupa’da yapmış olduğu yanlışlardan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza dolayısıyla AK Partiye zarar vermektedir. Basın açıklamalarında veya şubelere verilen bilgilerde ‘bu tür iftiralar’ yazılmasındaki ana hedef Ankara’dır. Bana tehdit, şantaj mesajları göndereceklerine, bu söylediklerimin yalan oldugunu ispatlamaları daha mantıklı olmaz mı? Tehditle veya benim iffetime çamur atmakla nereye varacaklarını sanıyorlar..? Dava o zaman mı anlam kazanacak! Kendi hatalarını dile getiren insanları sindirmeye çalışıp, mafya yöntemiyle susturmaya çalışmak da neyin nesi..! Ne yazık ki UETD artık benim için Sayın Erdoğan demek degildir. Kurumun başına davanın peşinde olan, kompleksleri olmayan, eğitimli ve dürüst insanlar getirilmeli.

Nasil ki,TGB veya TGD, CHP’ye yakın kuruluşlar ise, UETD’de AK Partinin misyonunu ve vizyonunu Avrupa’da temsil ediyor(!) Organik bağı olmasa da çok kuvvetli gönül bağı vardır.

Benim UETD’yle ilgili gerçekten çok merak ettiğim bir mevzu var. UETD, AKP’nin Avrupa kolu mu, yoksa Avrupa’daki tüm Türk Toplumuna hizmet anlayışıyla yola çıkan bir STK’mı? Hatırlatmakta yarar var, siz sosyal medyadan yaptığınız açıklamada UETD’nin içinde tüm CHP, MHP, BDP ve Cemaat’in temizlenmesinin gerekliliğinin altını kalınca çizmiştiniz. UETD tam olarak nerede?

UETD, AK Parti ve Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen bir kurumdur. Yurt dışındaki diğer STK’ların aldığı gibi proje destekleri alıyor. Nasil ki,TGB veya TGD, CHP’ye yakın kuruluşlar ise, UETD’de AK Partinin misyonunu ve vizyonunu Avrupa’da temsil ediyor(!) Organik bagı olmasa da çok kuvvetli gönül bağı vardır. Fakat AK Partiye yakınlığı, Avrupada ki tüm Türklere ve soydaşlarımıza hizmet etmiyor anlamına gelmiyor. Kim bizden yardım ve destek istiyorsa hak hukuk çerçevesinde onların yanındaydık. Yani en azından ben (gülüyor)

Din, dil, soy, siyasi görüş ayırımı yapmıyordum, sonuçta, üzüntü, acı bu özelliklere göre ayırt edilmiyor. Ama bir kurumun belli bir siyasi görüşü var ise, mensuplarının da bu çizgide olması daha sağlıklı. Kimin hangi amaçla bir siyasi kuruma girdiğini bilemeyiz. Türkiye ve Avrupa’da paralel yapıyla olan zorlukları görüyoruz. Kimin zarar vermek için, kimin hizmet için kurumlara girdiğini tayin etmek zor. Belli bir siyasi görüşe sahip bir kurumda, aynı yöne bakan insanlar değil de, karma bir siyasi topluluk oluşturulursa, söz konusu nikahta olduğu gibi, daha çok zarar verici olaylara şahit oluruz.Benim davamı başka görüşte olan bir kişi benim gibi koruyup savunamaz. ki öyle de oluyor gördüğümüz gibi. Herkese açığız derken oportünüstliğin dibine vurmanın da bir anlamı yok. Toplumun her bireyine açığız elbette, misal, yardıma ihtiyacı olanlar babında.

Üst düzeyde bir erkek ve alt düzeyde bir kadın arasında yakınlaşma olduğunda, kadına kariyer yolları açılıyor.

Yine facebook sayfanızdan yaptığınız açıklamanızda, ‘Benim Ankara’da ne sevgilim var ne dayım ne de param’ demiştiniz’ ‘bunlar olsaydı bu konumda olmazdım diyerek ekleme yapmıştınız. Ne yani, UETD’nin bir havuzu mu var, havuzun dışındakiler mi istifa ediyor?

Ayla hanim, Türkiye’de ve Avrupa’da saltanat olayını bilmiyormuş gibi soruyorsunuz. Kimin bir yerde yakını veya akrabası varsa, onun için imkanlar oluşturuluyor.

Liyakat sahibi mi, akademik deneyimi-tecrübesi var mı -yok mu bakılmadan. Birçok yerde oldugu gibi, kadın erkek ilişkilerinde de , üst düzeyde olan bir erkekle, alt düzeyde bir kadın arasında yakınlaşma olduğunda,herhangi bir özellik gözetilmeden, kadının kariyer yolları açılıyor, kolaylıkla referans veriliyor. Gerek konsolosluklarda, gerek başka devlet şirketlerinde bu işler böyledir. Bu durum sadece Türklerde bu şekil degil elbette. Alman kurumlarında da aynı.

UETD içinde kalanlar, sadece kendilerine dikte edilenleri papağan gibi tekrarlıyorlar, onların muhtemelen kendi ince hesapları var.Yüzlerce dava insanının istifa etmesini sorgulayamayacak kadar basiretsiz olunmasını nasıl açıklayabilirler. Teşkilat içinde, faaliyet ve çalışmaları ile tanınan insanların ihraç edilmesi veya art arda istifa etmeleri, sağlıklı bir beyni sorgulamaya ve düşünmeye teşvik etmesi gerekir.

Yaklaşık altı aydır UETD’den istifaların ardı arkası kesilmiyor. Şu an teşkilatta üçe ayrılmış grup var. İstifa eden birçok UETD’li içeride paralellerin kaldığını iddia ediyor ve bunların AKP’ye zarar vermek için çalıştığını söylüyor, bu birinci grup. UETD’den hala ayrılmamış ikinci grup ise aynı şekilde, paralellerden şikayetçi, özellike Belçika’dan gelen haberler oldukça sıkıntılı.

Üçüncü grup, hala teşkilatta olup, sanki o kadar istifa UETD’de yaşanmıyormuş gibi son derece relax davranan ve size söyledikleri gibi asıl istifa edenlerin paralel ve muhbir olduğunu söyleyen grup. Siz bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?

İstifa edenlerin, ihraç edilenlerin bir kısmının söyledikleri aynıdır. Mevcut yönetimin hataları hükümetimize büyük zarar veriyor. Seçim dönemlerinde buraya maddi destek veriliyor mu verilmiyor mu bilmiyorum. Hesaplarla ilgili pek bilgi aktarılmaz. Sunulan, proje-program, şube veya bölgelerin herhangi bir ihtiyacı söz konusu olduğunda, Genel Merkez çoğunlukla ‘bizde para yok’ der.

UETD içinde kalanlar, sadece kendilerine dikte edilenleri papağan gibi tekrarlıyorlar, onların muhtemelen kendi ince hesapları var. Yüzlerce dava insanının istifa etmesini sorgulayamayacak kadar basiretsiz olunmasını nasıl açıklayabilirler. Teşkilat içinde, faaliyet ve çalışmaları ile tanınan insanların ihraç edilmesi veya art arda istifa etmeleri, sağlıklı bir beyni sorgulamaya ve düşünmeye teşvik etmesi gerekir. Hala UETD bünyesinde olup bana olumsuz tepki verenlerin çok az oldugunu http://www.internethaber.com/images/author_article/uetd-istifa.jpgaçık yüreklilikle söyleyebilirim.

Birçok UETD’li ve sempatizanları, değişim için umutla bekleyişte. Ankara’nın duruma el atmasını, müdahale etmesini, buradan sorumlu kılınan şahıslara kararların bırakılmamasını, yanlış insanları ve yanlışlıkların düzeltilmesini bekliyorlar. Altını çiziyorum; kimse davadan ve hizmetten vazgeçmiş degil. Sadece yanlış bir yönetimin altinda hizmet etmeyi, yanlışa daha cok katkı saglanacağı kanaatinde. Ben dahil.

Belçika ve Almanya’dan edindiğimiz bilgiler gerçekten dehşet verici. Benim amacım ve ricam Ankara’nın müdahale etmesidir. Sayin Cumhurbaşkanımız, Türkiye’de paralel yapı ile bu kadar mücadele verirken, operasyonlar yaptırırken burada ona yakınlığı ile bilinen kurum onlarla içiçeler, işbirliği içindeler. İnşaat sektöründe bir takım ortaklıklar söz konusu. Bunlar iddialar ama şahitler de var. Emre Uslu’nun UETD Belçika başkanı ile yakın temasta olduğuna dair onlarca şahitler mevcut. Dava arkadaşlarımız cok zor durumdalar. Duyumlar, UETD Genel Merkezine bildirildiginde ise "biraz paralel olmalarından bir şey olmaz" yanıtı alınması ise traji-komik.

Soruyorum; Neye hizmet ediliyor, İş ortaklığına mı, davaya mı, paralel yapıya mı..?

Böyle bir proje gerçekleşmiş olsaydı mutlaka birilerinin haberi olurdu. Toplumun kanayan yarası için verilen maddi destek toplumdan gizleniyorsa amaç nedir?

Gençlik dairesi (jugendamt) mağduru çocuk ve aileler için, hayata geçirilen(!) bir proje var. YTB (Yurtdışı Türkler Başkanlığı) bu proje için UETD’ye yüklü bir ödeme yapıyor, fakat hiç bir icraat yok. Ortada nereye harcandığı belli olmayan kayıp bir para var. Bu paradan haberiniz var mı Arzu hanım? Veya kimin haberi var?

Bundan bir yıl önce, Genel Merkezde birim başkanıma, Gençlik Dairesi projesi için alınan desteği sormuştum, bana net bir cevap veremedi. Böyle bir projeden dahi haberi yoktu. UETD nezdinde, Gençlik Dairesi ile ilgili sorunlarla ilgilenen pek kimse yoktur. Böyle bir proje gerçekleşmiş olsaydı mutlaka birilerinin haberi olurdu. Toplumun kanayan yarası için verilen maddi destek toplumdan gizleniyorsa amaç nedir?

Yıllardır tek başıma hiç bir destek almadan bu konuda çalışmalarımı yapıyorum. Eğer böyle bir proje gercekleştiyse, neden atılan her adımda olduğu gibi basına bir şey yansıtılmadı. Neden kimsenin bu projeden haberi yok. Haberimiz olsaydı en azından çalışmalarımızda destek görürdük. Mütevazi olamayacağım, UETD tarafından, ne bir masrafım karşılandı, ne de bu sözde proje nezdinde çalışmalar yapıldı.

Daha sonra başka bir şubede hazırlanan koruyucu aile projesi kabul edildi. 2013 yılında verilen iftar yemeğinde Bekir Bozdağ , Aile Projesi kabul edildiğine dair müjdeyi asıl proje sahiplerine vermiştir Projeyi yazanlar da istifa ettiler ama gerçekleştirmeden. Gençlik Dairesi projesi de, Koruyucu Aile projesi de Berlin’e verildi. Bizim bulunduğumuz eyalette bu kadar sorun yogunluğu yaşanırken neden her iki proje de Berlin’e veriliyor? Bu da düşündüren başka bir husus. Yani Gençlik Dairesi projesi ile Koruyucu Aile projesinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca bunların ne gerçekleştiğinden ne de alınan proje desteğinden benim gibi pek kimsenin haberi yoktu. Bu konuda en cok YTB ve Ankara bilgi verebilir. Proje takibi yapıldı mı bilmiyorum. Nasil bir rapor verildi, ailelerin bilgileri mevcut mu? Çocukları alınan aileler için neler yapıldı..?

Ben şahsen ilgilendiğim, danışmanlık yaptığım. birlikte koşturduğum ailenin bilgilerini Genel Merkeze bildirmedim. Hem ilgisizliklerinden, hem de herhangi bir proje nezdinde olmadığı için anında rapor verme ihtiyacı duymadım. Ama bilgiler bende mevcut.

Sayın Metin Külünk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerçekten takdire şayan bir çalışma sergilemiştir, bunu asla inkar edemeyiz. Ama ne yazık ki Metin Külünk her yere ulaşamazdı, Bunu UETD yönetimindekiler yapmalıydılar.

Secimlerdeki başarısızlığı toplumun bu kuruma olan güvensizliğinden kaynaklandığını düsünüyorum.

Secim çalışmaları sadece, Türkiye’den gelen misafirlerin ziyaretleriyle sınırlıydı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UETD’nin başarısızlığı konuşuldu, sizce neden başarı sağlanamadı ve önümüzdeki Milletvekili seçimlerinde daha farklı bir tablo ortaya çıkar mı?

UETD’nin çalışmaları ile ilgili üç boyut düsünmek gerek.

1- Ankara’ya yansıtılan çalışmalar.

2- UETD içinde hizmet adına canla başla koşturup bir şeyler yapmaya çalışan ama destek görmeyen çalışmalar.

3- UETD dışındaki kişilere ulaşmaya çalışanlar.

Secimlerdeki başarısızlığı toplumun bu kuruma olan güvensizliğinden kaynaklandığını düsünüyorum. Çünkü bizden olan zaten bize oyunu verecektir. Mesele seçim çalışmaları sayesinde bizden olmayanları da ikna edip kazanmaktır. Sayın Metin Külünk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gerçekten takdire şayan bir çalışma sergilemiştir, bunu asla inkar edemeyiz. Ama ne yazık ki Metin Külünk her yere ulaşamazdı, Bunu UETD yönetimindekiler yapmalıydılar. Sadece bir örnek vereyim; Bir kaç şubelerin katılacağı seçim programının başlamasına yarım saat kala Genel Merkezden biri Sayin Külünk’ün o toplantıya katılamayacağını bildiriyor, oysa Sayın Külünk Genel Merkeze bir hafta öncesinde bu bilgiyi geçmişti. Türkiye’deki gibi seçimlerdeki çalışma disiplini burada yoktu anlayacağınız. İkinci faktör organizasyon eksikliği. Herkes kendisini bir ağa ,bir paşa görüp, orada gönüllü görev alan şahıslara olumsuz davranışlar sergilemişlerdir. Kendi dava arkadaşına bu şekil davranan, dışarıdaki insanı kazanabilir mi?

Secim çalışmaları sadece, Türkiye’den gelen misafirlerin ziyaretleriyle sınırlıydı. Yani buradakiler onların varlığı ile yetindi. 82 bin Türk’ün yaşadığı bir şehirde yaşıyorum. Burada da bölge şubesi var, bir kaç dağıtılan broşür haricinde ben hiç bir çalışmaya şahit olmadım. Ben birey olarak tek başıma insanların kayıtlarını yaptırıp randevu aldım. Bir ekip çalışması yoktu. Gerçi bulunduğum şehrin Bölge Şube Baskanı da MHP’ li olarak tanınan bir şahıs (gülüyor) En başta UETD Avrupa’nIn başına Almancaya tamamen hakim olan Başkan, Alman beyin kimyasını, düşünce tarzını, konuşma ve ifade adabını iyi bilen biri getirilmeli.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Monate später...

[h=1]Süleyman Çelik-UETD-Paralel yapı ve yolsuzluklar![/h]11 Mart 2015 ÇarşambaAyla ÖZYURTayla.ozyurt@internethaber.com

UETD (Avrupalı Tük Demokratlar Birliği) konusunu sık sık gündeme getirme meraklısı asla değilim ama gün geçmiyor ki teşkilat hakkında kulağıma yeni yeni ve son derece şaşırtıcı ve bir o kadar sansasyonel haberler gelmesin. Dolayısıyla ibretle ve ürkerek takip ettiğim bu gelişmeler ve son derece ciddiye alınması şart olan iddialar UETD’yi nerelere alıp götürecek, finalde ne ile karşılaşacağız, açıkcası büyük meraktayım.

Avrupa’da özellikle AK Parti Milletvekili aday adaylarının özellikleri ve UETD'yle ilgili yolsuzluk iddiaları yenilir yutulur cinsten değil.

UETD, Avrupa Türklerini mi temsil ediyor?

UETD, yasal bir kurum mu?

Avrupa’da siyasete katılım proje desteği ne için harcandı?

Avrupa’da öne çıkan MV aday adayları kimler ve özellikleri nelerdir..?

UETD içinde saklanan belge ve görüntüler kimlerin elinde?

Cumhurbaşkanlığı seçimi için gelen destekler nerelerde harcandı...

Hepsi ama hepsi bu röportajda. (UETD bünyesindeki diğer yöneticiler de açıklama yapmak için sıra bekliyorlar)

Bugün köşemin konuğu Muhsin Şenol.

Kendisi Almanya’da tüm teşkilatlarda görev yapmış, son olarak UETD Hessen bölge başkanı olarak teşkilat içi en başarılı bölgeyi oluşturmuş.

Kanaatimce Muhsin Şenol'un açıklamaları ve iddiaları çok ama çok konuşulacak…

Buyurun başlıyor…

Avrupa’daki bazı aday adayları geçmişte Türk Toplumuna hangi hizmeti sunmuşlar?

Muhsin bey Almanya’da AK Partiden MV aday adayları ile ilgili açıklamalarınızı merak ediyorum..?

Türkiye’deki siyasi partilere, Avrupa’da yakın olan STK’ların içinden gelen adaylar var, zaten adaylar ağırlıkla bu şekilde belirleniyor.

CHP’ye TGB’den geliyor, AKP’ye UETD’den geliyor veya Milli Görüşten geliyor. Muhafazakar kitle muhafazakar STK’lardan adaylar çıkartıyor…

Bunlar istişareyle mi çıkartılıyor? Hayır. Çoğu STK’larda istişaresiz adaylar oluşturulup gönderilir. Genelde yönetim kadrosunda olanlar adaylığa teşebbüs eder, bu da ister istemez şu an STK’ların içinde kargaşalara sebep oldu.

Yanılmıyorsam UETD teşkilatından Türkiye’ye, Genel Başkanlarının deyimine göre 40-50 aday adayı var. Benim araştırmalarıma göre öne çıkan toplam 6-7 aday var.

Avrupa’daki toplumu temsil etmek için aday gönderiyorlar. Bu arkadaşların referansları nedir? Sadece, STK’larda yaptıkları çalışmalar mı yoksa cidden Avrupa’daki Türk Toplumuna geçmişte hizmet sundukları için mi? Başarılı projeler mi gerçekleştirdiler, genç yaşlardan itibaren, Avrupa’daki Türk Toplumunun bir yere gelmesi için cidden emek mi sarf ettiler, adaylar bu hususlar göz önünde tutularak mı belirlenirdi? Soru çok cevap yok.

Bugüne kadar benim aldığım duyumlara göre hiçbir STK’da doğru dürüst bir temayül yoklaması uygulanmadı.

Avrupa’daki MV aday adayları da inceleniyor elbette..?

Her parti otomatikman adaylarını denetliyordur o kesin. Temayül yoklamaları yapıldı. Ama Türkiye’deki temayül yoklamaları burayı ne kadar etkiler onu da göz önünde tutmak lazım. Burada bir il teşkilatı yok ki, yönetimine-üyelerine soralım. Yani temayül yoklaması ancak STK’ların üzerinden yapılabilir. Bunlar ne kadar uygulandı? Bugüne kadar benim aldığım duyumlara göre hiçbir STK’da doğru dürüst bir temayül yoklaması uygulanmadı. Hiçbir parti Avrupa’dan gelecek adayların temayül yoklamasını yaptı veya yapma imkanı buldu. Çünkü bu karar henüz taze bir karar, eminim bu eksikler gelecekte giderilir ama bu dönem için konuşacak olursak böyle bir yoklama yapılmadı. Bundan dolayı, kimlik ve kabiliyet kontrolleri yapılmadan, istişareler yapılmadan Avrupa’dan adaylar çıktı. Tabii bunları tek tek isimle sıralayabiliriz.

Kendim de bu teşkilata mensup olduğum için, UETD camiasından olan isimleri takip ettim. Bir Genel Başkan aday oluyor, bir Genel Sekreterin eşi aday oluyor, bir Medya Birim Başkanı aday oluyor, bir Teşkilatlanma Başkanı aday oluyor, bir Bölge Başkanı aday oluyor ve kısa dönem görev yapmış birisi aday oluyor. Şimdi tabi bu imkan bu yasa çıktığına göre, herkesin demokratik hakkıdır aday olmak, fakat biraz gerçekçi olmak lazım, ben seçmen olarak bir partiye duyduğum sempatiden dolayı oy veriyorsam, bu oylarımla birlikte burada faaliyet göstermemiş veya bir faydasını görmediğim bir insanın da Türkiye’de, parlamentoda beni temsil etmesini istemem.

Avrupa’daki Türklerin içinden vekiller çıkacaksa, buradaki sorunları çok iyi bilen, bu sorunlarla yoğrulmuş insanlar, kişiliklerinde belli kabiliyetleri olan insanların aday olmasını beklerdim, fakat bu özellikleri çok az sayıda adaylarda görebiliyoruz.

Mesela hangi adaylar?

Mesela ikitidar partisinden girecek adaylardan Ozan Ceyhun. Avrupa’da tecrübesi olan, toplumun içinde olan, Alman ve Avrupa siyasetini iyi bilen bir aday. Ozan Ceyhun’u geçmişinden dolayı sevmeyebilirler ama bu arkadaş, siyaseti bilen birisi, açıkcası uygun görürüm.

Mustafa Yeneroğlu; gençliğinden beri toplumun içinde kavrulmuş, güzel projelere imza atan, her zaman halkın derdiyle ilgilenmiş bir aday.

Bu kişinin aday olması beklenilir; nitekim hem bir taban var, hem bir hizmet var, hem de bilgisi var. Avrupa’daki güncel-siyasi konularla ilgilendiği için, takip ettiği için, Avrupa hukukunu iyi bildiği için aday olması olağandır.

Nejla Kara; kendisi, iktidar partisinin ilk gününden itibaren Elazığ’da faaliyet göstermiş kadın kolları teşkilatını kurmuş, iş kadınları derneğini kurmuş aktivist bir hanımefendidir. İş kadındır ve kadın sorunlarında uzmandır. Türkiye ayağını da yaşamış son derece deneyimli biridir. Almanya’ya gelmiş ve burada ticaret yapıyor. Alman Ekonomi konseylerinin içinde, Alman Kamuoyu tarafından ciddi Türk kökenli iş kadını olarak görülür ve son derece donanımlıdır.

Asıl soru şu; Süleyman Çelik, Avrupalı Türkler için ne yaptı, hangi projeyi geliştirdi, vekillik kabiliyeti var mı?

Size göre Avrupa’da MV aday adaylığını hak etmeyenler kimler?

Süleyman Çelik. Soruyorum, bu arkadaşımız 37 yıldır Avrupa’da hangi STK’larda hangi hizmetleri yapmış?

Milli Görüşte muhasebecilik yapmış. Bu topluma bir hizmet mi? Hadi hizmet diyelim peki bir proje gerçekleştirmiş mi?

Aktif sosyal projelerin içinde yer almış mı? Hayır.

Buradaki sorunlarla ne kadar ilgilenmiş?

Kendisinin aktif platforma çıkması UETD’deki Genel Başkanlığı dönemindeydi ve orada da yaptığı projeler üç parmakla sayılabilir…

Bunların Avrupalı Türk Toplumu için bir faydası oldu mu?

Deniliyor ki siyasete katılım projesi yapıldı.

Siyasete katılım projesi sadece UETD’nin projesi değildir. Tüm STK’ların ortak karar verdiği bir projeydi ve hasbelkader Süleyman Çelik’in döneminde gündeme geldiği için Çelik UETD ile birlikte o projede yan yana geldi. Dolayısıyla, UETD’nin geliştirdiği bir proje değildir, bunu kabul etmek lazım.

Bu mükafat tüm STK’lara özellikle Türk Medya kuruluşlarının hakkıdır.

Diğer taraftan deniliyor ki; askerlik harçları düşürüldü, Avrupalı Türklerin masraf mekanizmalarında, bir avantaj sağlandı. UETD’deki Genel Başkanlığı döneminde bu zaten hükümet tarafından fark edilmişti ve zamanlama yine kendisine denk geldi ve orada rol aldı.

Ama asıl soru, Süleyman Çelik, Avrupalı Türkler için ne yaptı, hangi projeyi geliştirdi, sıfatında vekillik kabiliyeti var mı?

Gelelim Köksal Kuş’a; Kendisi iş adamı. Köksal Kuş’un ben bugüne kadar yaptığı bir projeyi bilmiyorum. Birikimi var mı hayır.

Hangi siyasi platformda ne siyaseti yaptı ki aday sıfatı olabilsin. Ama kendi bilecekleri iş, kendilerini o donanıma sahip görüyorlarsa olsunlar.

Şimdi burada bazı sorular ön plana çıkyor, ‘yahu siz neye dayanarak aday oldunuz?’

Selam verdiğin yüksek siyasetteki insanların desteğini umduğun için aday oluyorsun veya iktidarda olan partinin seni mükafatlandıracağını düşündüğün için aday oluyorsun… STK’lar aday belirlerken bu hususlara dikkat ederek aday belirleseydi daha farklı olurdu, tabi bunların dışında daha çok ilginç adaylar var.

UETD’nin genel sekreterinin eşi Avrupa’dan aday oluyor. Arkadaş; iyi-güzel aday olabilirsin de, neden ben ikitidar partisine oyumu vereyim ve sen meclise gir? Sen Avrupa’da hangi tecrübeyi edindin, daha Avrupa’ya geleli kaç yıl oldu..?

Doktoranı yapmak için geliyorsun aday oluyorsun, seni kim tanıyor..?

Bizim Avrupa Türklerinin entelektüel, siyasi kimliği olan, okur yazar olan insanlar, sosyal platformlarda aktif olan arkadaşların kaçı seni tanıyor, bugüne kadar, hangi konu üzerine fikrini beyan ettin, hangi birikimle geliyorsun, yoksa Metin İlhan beyin konumundan dolayı mı aday oluyorsun?

Peki soruyorum, Metin İlhan neden kendi aday olmuyor da eşi aday oluyor?

Bir ton sorular var, bundan dolayı milletin seçime katılım motivasyonunu bu şekil olaylar olduğu için daha seçime girmeden kırıyorlar. Çok yazık.

Belge ve ses kayıtları varsa ortaya dökülsün, suçlular cezasını çeksin!

UETD içinde Ses kaydı ve evrakların olduğu, bazı kişilerin bu bilgilerle birbirlerini tehdit ettiği iddia ediliyor, doğruluk payı nedir?

Her STK’nın içinde itişme kakışma olur. Kimi koltuk yüzünden, kimi özel hesapları olduğu için didişir. İddia edenlerin elinde belge ve görüntü varsa ortaya koyar. Artık kamuoyu önünde mi koyar, gerekli makamlara ileterek mi koyar, üyelere göstererek mi koyar, yönetime müraacat ederek mi koyar, onu ben bilemem. Önemli olan bunları sergilemek, aksi halde herkes ‘’benim elimde çeşitli belgeler var’’ diyebilir.

Belge ve ses kayıtları varsa ortaya dökülsün ve suçlular cezasını çeksin.Bu tür iddialar ortaya atılarak kurumlar zarar görüyor, hiçbir yararı yok.

Siyasete katılım projesi için YTB tarafından aktarılan 252 bin Euro kayıp!

‘’Siyasete katılım projesine’’ YTB tarafından aktarılan 252 bin euro ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var, bu para tam olarak ne için harcandı?

Siyasete katılım projesi, Avrupa’daki Türklerin, Avrupa siyasetinde aktif rol almaları için aydınlatıcı bir projeydi.

Bu paranın 80 bin Euro’su harcandı. Ama YTB’ye (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı) 252 bin Euro harcanmış gibi faturalar gönderdiler.

Siyasete katılım projesinde, 252 bin Euro aktarıldı ama bu meblağ ne için harcandı veya ne kadarı harcandı bunu bilemiyoruz.

Ben YTB’ye desem ki; ‘sana bilmem ne medyadan 40 bin Euro’luk naylon fatura sundular’ o zaman YTB diyecek ki, ‘gel buraya’ çünkü,YTB’de vebal altına kalıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi için gelen destekler ne için harcandı?

Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları için şubeler ve bölgelere çeşitli yemekler verildi. Bu yemekleri veren şube ve bölge başkanlarından faturalar alındı.

Bu faturalar Köksal Kuş ve Süleyman Çelik tarafından ‘daha sonra ödeyeceğiz’ taahhütü ile toplanıldı.Fakat çoğu bölge ve şube başkanları bu harcamaları kendileri karşıladı ve faturaların karşılığı halen ödenmedi.

Diğer ilgi çeken nokta, tam da siyasete katılım projesinden sonra bazı kişiler arabalarını ve evlerini yeniledi ve kafamızda ister istemez zaten var olan sorular cevap bulmuş oldu.

Teşkilatlardan insanlar uzaklaştırılıyor. UETD merkez yönetiminin kirli mazisinden dolayı kurulamayan Köln bölgesi ve şubelerini paralelden büyük ekonomik zararlar görerek kuran Selahattin Sapkıran, ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ terimini sık sık kullanan arkadaşımız neden susuyor, bastırılıyor mu?

Merkez yönetimdeki bazı isimlerin yanlış amellerini canlı gördüğü için mi bastırılıyor ve görevden alındı? Ben bu arkadaşlarımızın da artık konuşmasını istiyorum.

UETD Avrupa Türklerini temsil etmiyor!

UETD Avrupa Türklerini temsil etmiyor. Geçmişten gelen bir ton STK var ve nedense aday olması gereken kişiler aday olmuyor. Çünkü öyle mütevazi yapıları var. Avrupa’daki çalışmalarını buradaki insanlara faydalı olmak için yapmışlar. Tam tersi faydası olmayan, tanınmayan insanlar adayım diye çıkıyor.

Mesela bir Şükran İnce var, hayatımda en fazla üç defa görmüşümdür. Aday olmuş. Metin ilhan’ın hanımı. ‘Kardeşim aday ol da benim Avrupa kontenjanımdan girme. Avrupa’daki kontenjan Avrupalı Türklere aittir. Git istanbul il teşkilatına, Eskişehir il teşkilatına hizmet ver ve onların kontenjanından gir.

Buradaki insanların fırsatlarının önüne geçme!

UETD’de anlayamadığım bir dava meselesi var bir davadır gidiyor, ne davası bu?

Koltuk davası. Bu insanlar için koltuk davası. Çünkü dava adamı ‘sen vekil olacaksın’ emri gelmediği müddetçe kendiliğinden koşmaz. Sen böyle hamleler yapıyorsan dava adamı değilsin, menfaat adamısın.

Zaten, Avrupa’dan çıkan adayların çoğunu menfaatçi olarak görüyorum.

UETD Merkezi yasal seçilmiş bir yönetim değildir!

UETD Merkezi yönetimin yasal seçilmiş bir yönetim olmadığı söylentilerine cevabınız nedir?

Evet UETD merkezi yasal seçilmiş bir yönetim değildir. Köln şehrinin dernek sicil kaydında yasal eksilikler var. ki, bu dernek sicil kaydından öğrenilebilir.

Kongre yapıldı fakat bu kongrenin tutanağı tutulmadı. Normalde dernek sicilinine kaydedilmesi lazım ve son değişiklik 2011 senesinde yapılmış.

Süleyman Çelik diyor ki; ben UETD’nin Genel Başkanıyım, Köksal Kuş diyor ki; ben Teşkilatlanma Başkanıyım…

Hani nerede..! Almanya bir hukuk devleti, ortada yasal bir şey yok..!

Yönetim kadrosu olarak seçim yaptığımız halde, dernek kütüğünde işlenmemiş.

‘UETD bitti bitecek’ söylentilerinin ne kadarı gerçeği yansıtıyor?

UETD bitmez.Her zaman varolacak. Bu teşkilatı kuran şahıs bir vizyonla kurdu bunu. Tek sorun başına gelenler bu vizyonu kavrayamadı.

Ankara dedi ki; şu anda ki yönetim iş yapmıyor. Eskisi gibi topluma ulaşamıyorlar...

Neden sürekli yönetim değiştiriliyor? Millet yeni yöneticilere alışırken kendi çevrelerinin yönetici kadrolarını teşkilata eklerken, sen zevkine göre kendi planların doğrultusunda kişileri görevden alırsan olacağı bu idi.

İnsanlar diyor ki; ben iktidarı zaten seviyorum, lideri zaten seviyorum, senin yanında yer alsam da almasam da ben bu kişiye oyumu vereceğim.

Senin teşkilatın içinde rezil olmaktansa, dışarıda durur yine hizmetimi veririm.

Ve umarım böyle düşünenleri küstürmemişlerdir.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 4 Wochen später...

Adaylık heyecanı Avrupa’yı sardı

 

TÜRKİYE’DE 7 Haziran’da yapılacak seçimlerde milletvekili seçilebilmek için aday adayı olan isimler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’dan da çok sayıda isim, aday adayı olduğunu açıkladı. İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu dün görevinden istifa etti. Yeneroğlu’nun AK Parti’den İstanbul için aday adayı olduğu öğrenildi.UETD’DEN ÇOK BAŞVURU VARAVRUPA Parlamentosu eski Milletvekili Ozan Ceyhun, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) eski genel başkanlarından Başbakanlık Müşaviri Sadettin Kılıç ve UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in de aday adayı olarak başvuruda bulunduğu öğrenildi. Yine UETD’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren bazı yöneticilerinin de isimleri adaylık yarışında geçiyor.AĞIRLIK AK PARTI’DEN YANADİYANET İşleri Türk İslam Birliği bünyesinde İşletme Genel Müdürü olan Ali Özdemir, İstanbul 3. bölgeden, Hüsnü Özalp Batman’dan, Avusturya’dan da Yurtdışı Türkler Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Gürsel Dönmez, AK Parti’den aday adayı oldu. CHP’den ise Murat Bülbül’ün aday adayı olduğu bildirildi. Avrupalı aday adaylarının önümüzdeki günlerde artacağı belirtiliyor.TUNCAY YILDIRIM / KÖLN

 

Sabah 25.02.2015

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Remzi Meziroğlu - AKP’NİN AVRUPA TEŞKİLATI OLAN UETD’DEKİ TAHT KAVGALARI

 

Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) milletvekili aday listeleri 7 Nisan (Salı) akşamı teslim edilecek. Siyasi partilerin hepsinde aday adayı olabilmek için kıyasıya mücadelenin yaşandığı günlerdeyiz. Fakat iktidar partisi olan AKP’deki aday adaylığı mücadelesi diğerlerinden çok farklı olduğu gibi Türk siyasi tarihinde de benzeri yaşanmamış bir durum.*AKP’deki mücadelenin iki tarafı var:*Partinin kurucusu ve sembolü olan Erdoğan’ın Saray’dan partiye hükmetmeye devam etmek istemesi ile buna karşı partinin birilerine göre geçici birilerine göre emanetçi kendilerine göre ise gerçek genel başkanı olan Başbakan Ahmet Davutoğlu. Aslında biraz daha ileriye gidersek*SARAY ve DİĞERLERİ*diye adlandırabileceğimiz iki koalisyon arasında bir mücadele yaşanıyor AKP’de. Diğerleri diye adlandırdığımız grubun üyeleri zaman ve atmosfere göre değişebiliyor. Şu anda Davutoğlu’nun liderliğini yaptığı*DİĞERLER*koalisyonundaAbdullah Gül, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Ali Babacan*ve bunlarla beraber hareket partinin eski ağır abileri (Nihat Ergün, Mehmet Şimşek, Faruk Çelik ve eski merkez sağın Abdülkadir Aksu gibi isimleri)*var.SARAY*koalisyonunda ise Davutoğlu sonrası göreve talip olan*Numan Kurtulmuş’un*başını çektiği grup ile teşkilatlara hükmetmeye çalışan*Süleyman Soylu, görev adamı Efkan Ala, Binali Yıldırım gibi isimler var.*Beşir Atalay gibi her iki tarafın da köprüsü olabilecek bazı kritik isimler ise süreçte önemli rol oynayacak görevler yaptıkları için renk vermiyorlar. Fakat*Hakan Fidan krizi*sonrası Davutoğlu ile Atalay’ın beraber hareket ettiğini bilmeyen kalmadı. Türkiye’de siyasetin ana öğelerinden biri*RANT*olduğu için yazıyı okuduğunuz sırada bile her türlü ittifak olabileceği gibi dostlar düşman düşmanlar da dost olabilir.AKP içerisinde, merkezinde rant ve makam olan yönetim mücadelesi Türkiye’de belde teşkilatlarına kadar inmiş durumda. Türkiye’deki mücadelenin benzeri de AKP’nin Avrupa teşkilatı olan Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) içinde yaşanıyor. Gerek AKP içerisindeki kavgalar gerekse Avrupa teşkilatı UETD içindeki kavgalar Osmanlı’nın son dönemdeki taht kavgalarını aratmıyor.*Türkiye’de nasıl ki Saray (Erdoğan) ve Davutoğlu arasında partiye hükmetme kavgası varsa, aynen benzeri durum da UETD’de yaşanıyor. AKP’nin Avrupa teşkilatı UETD’de taht kavgasının tarafları; Sarayı temsilen Metin Külünk ile Davutoğlu’nu temsilen Konya milletvekili Harun Tüfekçi arasında yaşanıyor.*Son süreçte hiç beklenmeyecek şekilde Erdoğan’a kayıtsız şartsız itaat eden*Metin Külünk;*Saray için mecliste ve dışarıda kavgalar dahil her türlü fedakarlığı yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Avrupa’dan katılımın düşük olmasının sorumluluğuAKP’nin Avrupa’dan sorumlu milletvekili olarak Külünk’e*kesilmişti. Bizzat Erdoğan tarafından görevden alınacağının konuşulduğu sırada; mecliste tartışmalı yasaların kanunlaşmasındaki mücadelesi ve kraldan fazla kralcılığını öne çıkarak Saray’ın gözüne tekrar girmeyi başarmıştı. Fakat AKP’nin yeni genel başkanı Ahmet Davutoğlu Avrupa’dan sorumlu olarak milletvekili olarak Külünk’ü istemiyordu. Bu yüzden AKP’nin Avrupa ve UETD’den sorumlu milletvekili olarak kendisine yakın Konya milletvekili*Harun Tüfekçi’yi*atadı.Avrupa’da önünü dahi görmekten aciz yeni teşkilatçılar ile*Külünk*karşıtı UETD’li yöneticiler ve başkanlar Avrupa’da*Külünkdevrinin bittiğini her yerde konuştular. Hatta UETD Genel Başkanı*Süleyman Çeliktarafından bizzat teşkilatlara artık*Metin Külünk’ün Avrupa’da yetkisinin olmadığı ve Avrupa’dan sorumlu kişinin Harun Tüfekçi olduğu bildirildi.*Harun Tüfekçi’ye Ankara’dan verilen görev:*Avrupa’daki teşkilatların hepsini gezerek Davutoğlu’nun AKP’nin yeni genel başkanı olduğunu kabul ettirmek ve seçime katılımın arttırılmasını sağlamaktı.*İskandinavya ülkelerinden Almanya’nın küçük teşkilatlarına kadar kısa bir zamanda bütün teşkilatı dolaşan Tüfekçi’ye en büyük yardımı UETD yönetimi yaptı.*Fakat Avrupa’daki UETD’li arkadaşlar; teşkilatçılığı herkes tarafından bilinen Metin Külünk’ün kolay kolay pes etmeyeceğini bilmiyorlardı. Çünkü gerek UETD’nin teşkilatlanmasında gerekse AKP’nin Avrupalı Türkler arasında yayılmasında Metin Külünk’ün çok emekleri vardı. Kendisi de Davutoğlu tarafından görevden alınmasından dolayı haksızlığa uğradığını düşünüyordu ve çok rahatsız olduğunu Avrupa’da yakın çevresiyle paylaşıyordu.*Bu yüzden süreçte Avrupa’yla bağını hiç koparmayan*Metin Külünk’ün Avusturya, Fransa ve Almanya’da bazı teşkilatlardagücü hala devam ediyordu. Erdoğan’ın Slovakya’nın başkenti*Bratislava’da*kaldığı otelin önüne; gecenin ikisinde*Viyana’danotobüslerle Türkleri taşıyarak miting yaptıran kişi de Külünk’tü. Erdoğan ile Bratislava’da iki saate yakın özel görüşen Metin Külünk yeni dönemde UETD’yi yeniden dizayn etme yetkisini tekrar aldığını yakın çevresiyle paylaştı.Metin Külünk’ün Avrupa üzerindeki ağırlığından rahatsız olan Davutoğlu ve ekibi Bülent Arınç’a Almanya’da program yaptırarak*teşkilatlarını seçime hazırlamaya çalışıyor. YSK’ya listeler 7 Nisan tarihinde verilecek. Listeleri SARAY hazırladığı takdirde Metin Külünk UETD’yi yeniden dizayn edecek.Eğer listeleri*Davutoğlu ve ekibi hazırlarsa Avrupa’da Metin Külünk*devri bitecek. Fakat her iki durumda da mevcut UETD yönetimi tarihe karışacak.SONUÇ:*AKP içerisindeki rant ve makam kavgası Türkiye’de belde köylere kadar yayıldığı gibi; Avrupa’da da UETD’nin teşkilatlarına kadar yayılmış durumda.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

İşte Avrupalı Miletvekili adayları

 

MİLLETVEKİLİ seçilebilmek için Avrupa’dan aday adayı olan yaklaşık 100 ismin büyük çoğunluğu aday listelerinde yer bulamadı. Aday listelerinin YSK’ya teslim edilmesinden sonra adayların isimleri de belli olmaya başladı. Avrupa Parlamentosu eski Milletvekili Ozan Ceyhun, İzmir 1. bölge 5. sıradan, IGMG eski Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, İstanbul 3. bölge 10. sıradan, Avusturya’dan Dr. Gürsel Dönmez, Bursa 10. sıradan, Avukat Rabia İlhan, İstanbul 1. bölge 20. sıradan AK Parti listesine girdi. Nürnbergli işadamı Murat Bülbül, CHP’den Bayburt 1. sıra milletvekili adayı oldu. CHP’den listeye; Necdet Saraç (İstanbul 1. Bölge), Necati Şahin (Bursa 13. sıra) de girdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) listesinde Turgut Öker (İstanbul 2. Bölge 1. sıra), Ali Atalan (Batman 1. sıra), Feleknas Uca (Diyarbakır 4. sıra), Ziya Pir (Diyarbakır 6. sıra) adaylar arasında yer buldu. MHP’den ise İsa İlyasoğlu istanbul 3. bölge 19. sıradan aday oldu. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik ve UETD’li çok sayıda yönetici de milletvekili aday listelerinde yer bulamadı.

 

TUNCAY YILDIRIM / KÖLN

Sabah, 07.04.2015

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 2 Monate später...

UETD’de yaprak dökümü

 

15.06.2015 21:50***KÖLN – Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) geçtiğimiz hafta sonu Köln’de yaptığı toplantıda, örgütte büyük çalkantılara neden olan radikal kararlar alındı. Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Nejla Kara, Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik tarafından görevden alındı.Eski Hessen Bölge Başkanı Muhsin Şenol’un görevden alınmasıyla başlayan süreç, Münih, İsviçre, Hollanda, Avusturya başkanlarından sonra, genel merkez yönetimine de sıçradı. Görevden almalara gençlik ve kadın kolları tepki gösterdi.Twitter’dan açıklama yapan Filiz İşler, “Başarısızlıklarını örtbas etmek için “her yol mübah” diyen zavallı zihniyetler… Acınacak durumdasınız”, “Gün ola, Devran döne, Umut yetişe…”, “Dik durmak, adam olmak gibi meziyetleri adam gibi adam babamızdan nasihat aldık. Dik duramayanlara duyurulur” ifadelerini kullandı.Yusuf Aydın da yine Twitter üzerinden “Mücadelemiz omuz omuza birlikte hizmet ettiğimiz kardeşlerimiz ile devam edecektir. Yol uzun dirilişimiz yakındır!” açıklamasını yaptı. Aydın, ayrıca AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile birlikte çektirdiği bir fotoğrafı da Twitter’dan paylaştı.Gelişmeler üzerine toplantıya özel nedenlerden dolayı katılamadığını belirten UETD Genel Sekreteri Metin İlhan, yöneticilere görevden almaları doğru bulmadığını içeren bir e-posta gönderdi. Toplantı kararının alınması ve gündeminin belirlenmesi sürecinde bilgisine başvurulmadığını dile getiren İlhan, “2016 şubat ayında yapılması gereken genel kurulun öne çekilmesini beklerken, Ramazan öncesi bu şekilde bir görevden almayı yanlış bulduğunu” ifade etti.Öte yandan bazı kaynaklar, bu görevden almaları Milletvekili Metin Külünk’e karşı bir hareket olarak değerlendirdi.UETD ile ilgili gelişmeler, önümüzdeki haftalarda Almanya gündemine damga vuracak gibi görünüyor.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD’de deprem!

Anasayfa GENEL

ajansstar 8 saat önce

Mustafa TIĞLI

bocek-sorusturmasinda-flas-gelisme-660x330KÖLN – Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) sular durulmuyor. UETD Genel Merkez binasında yapılan toplantıda, örgütte büyük çalkantılara neden olan radikal kararlar alındı.

 

Külünk’e yakın isimler gitti!

Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Nejla Kara, Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik tarafından görevden alındı.

 

Eski Hessen Bölge Başkanı Muhsin Şenol’un görevden alınmasıyla başlayan süreç, Münih, İsviçre, Hollanda, Avusturya başkanlarından sonra, genel merkez yönetimine de sıçradı. Görevden almalara gençlik ve kadın kolları tepki gösterdi.

 

Tepki gösterdiler

Twitter hesabından açıklama yapan eski Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler, “Başarısızlıklarını örtbas etmek için “her yol mübah” diyen zavallı zihniyetler… Acınacak durumdasınız”, “Gün ola, Devran döne, Umut yetişe…”, “Dik durmak, adam olmak gibi meziyetleri adam gibi adam babamızdan nasihat aldık. Dik duramayanlara duyurulur” ifadelerini kullandı.

 

Yusuf Aydın da Twitter üzerinden “Mücadelemiz omuz omuza birlikte hizmet ettiğimiz kardeşlerimiz ile devam edecektir. Yol uzun dirilişimiz yakındır!” açıklamasını yaptı. Aydın’ın AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile birlikte çektirdiği bir fotoğrafı da Twitter’dan paylaşması neden görevden alındıklarının adeta mesajı gibiydi.

 

Yönetim birbirine girdi

Toplantıya özel nedenlerden dolayı katılamadığını belirten UETD Genel Sekreteri Metin İlhan, yöneticilere görevden almaları doğru bulmadığını içeren bir e-posta gönderdi. Toplantı kararının alınması ve gündeminin belirlenmesi sürecinde bilgisine başvurulmadığını dile getiren İlhan, “2016 şubat ayında yapılması gereken genel kurulun öne çekilmesini beklerken, Ramazan öncesi bu şekilde bir görevden almayı yanlış bulduğunu” ifade etti.

 

Paralel esnafı ziyaret ettirmişler

İddialara göre şeçim çalışmaları boyunca Avrup’daki Paralel Yapı esnafların Milletvekillerine ziyaret ettirilerek, Ak Parti’ye nasıl bir oyunun oynandığını açıkca gözler önüne seriyor.

 

Hedef, Erdoğan iddiası

Diğer taraftan UETD’ye yakın bazı kaynaklar, tasviyelerin Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlıgı ile bilinen Milletvekili Metin Külünk ekibine karşı bir operasyon olarak değerlendirdi. Isminin açıklanmasını istemeyen bazı Yönetim kurulu üyeleri: “Herşey Süleyman Çelik’in emri ile oluyor, aday gösterilmedi diye UETD’i uçuruma sürüklüyor, Erdoğan’a feci bir kin besliyor” ifadelerine yer verildi.

 

Çelik, BND’ye çalıştı mı?

Sosyal Medya’da ise Süleyman Çelik’in Alman İstihbarat Servisi BND’ye Türk vatandaşları ve milletvekilleri hakkında bilgi sızdırdığı iddiaları ise önümüz’deki günlerde çok konuşulacak gibi. UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in konuyla ilgili açıklama yapması bekleniyor.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Uetd Recep Tayyip Erdoğan'a Yakın İsimlerin Tasviyesine Başladı

Son zamanlarda adı yolsuzluklar ve Paralel Yapı işbirliği ile basında yer alan UETD ( Avrupalı Türk Demokratlar Birliği), seçimlerde çok vasat bir performans sergilediği, şimdi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milletvekili Metin Külünk'e yakın isimlerin tasviyelerine başlanıldığı dikkatlerden kaçmıyor.

 

Bunun başlıca sebebi olarak ise UETD Genel Başkan'ı Süleyman Çelik'in Milletvekili Adayı gösterilmemesi olarak gösteriliyor.

 

Avrupa'daki bölge başkanlarında tasviyelere gidilerek, seçimden önce Paralel Yapı ilişkili insanlara verilmesi Ak Parti seçmenini adeta isyan ettirmiş Ak Parti'ye küstürmüştü.

 

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) geçtiğimiz hafta sonu Köln'de yaptığı toplantıda Milletvekili Metin Külünk'e yakın isimleride tasviye ederek, örgütte büyük çalkantılara neden olan radikal kararlar alındı. ' Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Nejla Kara, Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik tarafından görevlerinden alındı.

 

BAŞARISIZLIKLARINI ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

 

Twitter'dan açıklama yapan Filiz İşler, "Başarısızlıklarını örtbas etmek için "her yol mübah" diyen zavallı zihniyetler… Acınacak durumdasınız", "Gün ola, Devran döne, Umut yetişe…", "Dik durmak, adam olmak gibi meziyetleri adam gibi adam babamızdan nasihat aldık. Dik duramayanlara duyurulur" ifadelerini kullandı.

 

Gençlerin Avrupa'daki ağabey olarak bilinen Yusuf Aydın da yine Twitter üzerinden

 

"Mücadelemiz omuz omuza birlikte hizmet ettiğimiz kardeşlerimiz ile devam edecektir.

 

Yol uzun dirilişimiz yakındır!" açıklamasını yaptı. Aydın, ayrıca AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile birlikte çektirdiği bir fotoğrafı da Twitter'dan paylaştı.

 

PARALEL ESNAFLAR ZİYARET ETTİRİLDİ

 

Dikkatlerden ise şeçim çalışmaları boyunca Avrupa'daki Paralel Yapı esnafların Milletvekillerine ziyaret ettirilerek, Ak Parti'ye nasıl bir oyunun oynandığını açıkca gözler önüne seriyor.

 

GENEL SEKRETE METİN ILHAN'I HİÇE SAYDILAR

 

Gelişmeler üzerine toplantıya özel nedenlerden dolayı katılamadığını belirten UETD Genel Sekreteri Metin İlhan, yöneticilere görevden alınmalarını doğru bulmadığını içeren bir e-posta gönderdi. Toplantı kararının alınması ve gündeminin belirlenmesi sürecinde bilgisine başvurulmadığını dile getiren İlhan, "2016 şubat ayında yapılması gereken genel kurulun öne çekilmesini beklerken, Ramazan öncesi bu şekilde görevden almayı yanlış bulduğunu" ifade etti.

 

HEDEF RECEP TAYYIP ERDOĞAN

 

Öte yandan bazı kaynaklar, tasviyelerin Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlıgı ile bilinen Milletvekili Metin Külünk ekibine karşı bir operasyon olarak değerlendirdi. Isminin açıklanmasını istemeyen bazı Yönetim kurulu üyeleri: "Herşey Süleyman Çelik'in emri ile oluyor, aday gösterilmedi diye UETD'i uçuruma sürüklüyor, Erdoğan'a feci bir kin besliyor" ifadelerine yer verildi.

 

DANİMARKA POLİSİ DARP, TEHDİT, SANTAJ'DAN HAKLARINDA YASAL İŞLEM BAŞLATTI

 

Danimarka'da Bölge Başkanı olarak atanan Paralel Yapı ilişkili olduğu iddia edilen Mustafa Sevüktekin'in, Genel Sekreteri Şafak GÖRMEZ'i evinde tehdit ve darp ettiği, bununla kalmayıp bir de Ak Parti Gençlık Kollarında görev yapan UETD'in yolsuzluklarını deşifre eden bir Kamu görevlisi gazeteciyi'de adam kiralayarak tehdit ettirdiği iddiaları üzerine hakkında Roskilde ve Kopenhag polisi tarafından soruşturma başlatıldı. Gazetecinin soğukkanlı davaranarak tehdit anını kayıda aldığı, ve SMS'leri de Danimarka polisine sunduğu ortaya çıktı.

 

Süleyman ÇELİK'in olaydan haberdar olduğu ve müdahale etmediği hatta bu şahsı Almanya'da olayın meydana çıkması durumunda önceden algı oluşturmak için Ahmet Davutoğlu'na tanıtarak ödüllendirdiği iddialar arasında.

 

Diğer ülkelerde benzer olayların yaşandığı da iddialar arasında

 

MELİH GÖKCEK'İN BAŞDANIŞMANLIĞINI YAPTIĞINI IDDA EDIYORDU YALAN ÇIKTI

 

Ruh sağlığının iyi olmadığı öne sürülen Mustafa Sevüktekin'in kendinisi Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökcek'in Başdanışmanı olarak tanıttığı, Gazi Üniversitesi mezunu olduğunu iddia etmesi üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçen basın mensuplarının Mustafa Sevüktekin'in Ankara Büyükşehir Belediyesi kapsamında hiç çalışmadığını ortaya çıkardı.

 

Gazi Üniversitesi mezunu olduğunu iddia eden Mustafa Sevüktekin'in bu iddiasınında yalan olduğu, Mustafa Sevüktekin'in kendine ekonomik olarak bakmaktan aciz olanların faydalandığı Danimarka Sosyal Hizmetler'den yardım aldığı ortaya çıktı. Isveç Bölge Başkanı Özer Eken'in de gazeteciyi arayarak baskı uygulamaya çalıştığı iddialar arasında.

 

Danimarka yargısının basın mensuplarına karşı işlenen tehdit suçlarına çok ciddi yaptırımlar uyguladığı biliniyor. Şimdilerde ise Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bu şahış hakkında suç duyurusu yapıp yapmayacağı merak konusu.

 

"TOPLUMUN ÖNDE GELENLERİNİ ALIYORUZ, SİPARİŞ FOTOĞRAFLAR" İDDİASI

 

UETD Başkanı Süleyman Çelik'in her gittiği yerde toplumun önde gelen insanlarını görevlendirdiğini belirtmesi ise dikkatlerden kaçmıyor. Türk vatandaşlarının iddiasına göre toplumun dışında kalan Paralel Yapı mensuplarının birçok yönetim kademelerine sirayet ettiğide gözlerden kaçmıyor.

 

Süleyman Çelik'in Türkiye'ye "Bakın biz çalışıyoruz" diyerek etrafındakilerden sipariş fotoğraflar isteyerek göz boyamak için Türkiye'ye yolladığı iddialar arasında.

 

ALMAN ISTİHBARATI BND'YE BİLGİ SIZDIRIYOR IDDIASI

 

Sosyal Medya'da ise Süleyman Çelik'in Alman İstihbarat Servisi BND'ye Türk vatandaşları ve milletvekilleri hakkında bilgi sızdırdığı iddiaları ise önümüz'deki günlerde çok konuşulacak gibi.

 

INTERNETHABER'İN KÖŞE YAZARI AYLA ÖZYURT 11 MART 2015 ÇARŞAMBA TARHİLİ YAZISINDA UETD KONUSUNA GENİŞ YER VERMİŞTİ

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

17.06.2015 20:00

 

UETD, ANKARA‘YI MEMNUN ETMEK İÇİN İKİ ELEMANINI HARCADI

 

AKP Avrupa‘daki başarısızlığın faturasını UETD’ye kesti

 

**AKP’ye Türkiye’de iktidarı kaybettiren 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri’nde Almanya’daki oy oranının yüzde 68.6’dan yüzde 53.65’e düşmesi, partinin Köln merkezli lobi kuruluşu UETD’de deprem etkisi yaptı. UETD Siyasal İşler Başkanı ve Gençlik Kolları Başkanı görevden alındı.7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerinde AKP’nin Almanya ve Avrupa’daki yüksek oranda oy kaybı, AKP’nin Avrupa lobi kuruluşu UETD’de yönetiminde görevden alınmalara sebep oldu.UETD Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’ın seçimlerden yaklaşık bir hafta sonra görevden alınmaları dikkat çekti.Türkiye’de iktidarı kaybeden AKP’nin, geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde yüzde 68.6 olan Almanya’daki oy oranı son seçimlerde yüzde 53.65’e düştü. Bu kayıp, oran olarak Türkiye’deki oy kaybından daha büyük.UETD’deki görevden almalarla ilgili, AKP’nin yurtdışında aldığı oylardaki hızlı düşüşün faturasının Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’a kesildiği şeklinde yorumlandı.Tüzük gereği söz konusu kişileri görevden alma yetkisine sahip olan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik gibi bu iki isim de şimdilik susmayı tercih ediyor.Çelik’in yakın çevresine, Siyasi İşler Başkanı ve Gençlik Kolları Başkanı’nın görevlerini yerine getiremedikleri, seçimlerde siyasi katılımın artırılması yönünde kendilerinden beklenen çalışmaları yapmadıklarından yakındığı bildiriliyor.Siyasi İşler Başkanlığı gibi Gençlik Kolları Başkanlığı’nın da göz önünde olması, gençleri siyasi katılıma teşvik etmesinin umulduğunu belirten UETD Genel Başkanı’nın, iki ismin görevlerini yerine getirmediği gibi bazı çalışmalara engel bile olduklarını söylediği iddia ediliyor.Çelik’e yakın isimler, İşler ve Aydın’ın siyasi çalışmalar için ortalıkta bile yeterince görünmediğini aktarıyor. Görevden almasının yanında MKYK üyeliği süren Filiz İşler’in başkan tarafından disipline de verilebileceği konuşuluyor.

 

METİN KÜLÜNK’E YAKIN KADRO TASVİYE EDİLİYOR İDDİASI

 

Öte yandan bazı çevreler konunun başarısızlıkla değil, UETD’den sorumlu AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk’e yakın olan kadronun tasfiye edilmesiyle ilgili olduğunu da savunuyor. Ancak UETD yönetimi Külünk’e yakın başka birçok ismin olduğunu hatırlatarak bunu kabul etmiyor.Basına açıklama yapmak istemeyen Filiz İşler’in ise Twetter hesabından paylaşımları dikkat çekti. İşler, 14 Haziran’da “Gün ola devran döne, Umut yetişe…” Aliya İzzetbegoviç’in “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağınız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır” sözünü paylaşması dikkat çekti.İşler 15 Haziran’da ise “Başarısızlıklarını örtbas etmek için her yol mubah diyen zavallı zihniyetler… Acınacak durumdasınız”, “Dik durmak ‘adam olmak’ gibi meziyetleri ‘adam gibi adam’ babamızdan nasihat aldık. Dik duramayanlara duyurulur” şeklindeki çarpıcı paylaşımları dikkat çekti.ZİVER ERMİŞ / KÖLN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ana Sayfa

Galeri

Video

Yazarlar

Kategoriler

BAĞLANTILAR

Künye

İletişim

Masaüstü Görünümü

© 2015 - TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

 

TAKIP EDIN

Facebook

Twitter

Google Plus

© 2015 - TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

Haberdar

Remzi Meziroğlu - SARAY AHALİSİ İLE DAVUTOĞLU AHALİSİ AVRUPA’DA BİRBİRİNE GİRDİ

 

 

Tweet'le Paylaş Paylaş

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

AKP’nin ve özellikle Erdoğan’ın tek kaybedeni olduğu 7 Haziran seçimlerinin

 

ardından; Saray ahalisi ile Davutoğlu ahalisi arasında derinden yapılan mücadele

 

gün yüzüne çıkmaya başladı... Koalisyon görüşmelerinin önündeki en büyük engelin

 

bile Saray ahalisi olduğunu bilmeyen kalmadı.

 

 

AKP’nin Avrupa teşkilatı olan Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) yönetim

 

kurulunda bazı kişilerin bizzat genel başkan Süleyman Çelik tarafından görevden

 

alınması, akıllara Saray ile Davutoğlu arasındaki mücadeleyi getirdi.

 

 

Takip edenler bilir; bu köşede daha önce UETD ile ilgili bazı analizler yazmıştım. Bu

 

analizlerde 7 Haziran seçimleri sonrası yönetim krizinin başlayacağını ve tarafların

 

Saraya yakın Metin Külünk ile Davutoğlu tarafından Avrupa’dan sorumlu atanan

 

Harun Tüfekçi olduğunu belirtmiştim. UETD’nin yönetim kurulunda Avrupa’yla hiç bir

 

bağlantısı kalmayan Metin Külünk’e bağlı çalışan kişiler olduğu gibi, bazı ülke ve

 

bölge teşkilatlarının da Külünk ile beraber hareket ettiğini ve genel merkezle

 

aralarının iyi olmadığını yazmıştım.

 

 

Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’daki iki başlılık Davutoğlu ve ekibini çok rahatsız

 

ettiğini son görevden almalar ile daha iyi anlamış olduk.

 

 

Geçen hafta itibariyle UETD genel başkanı Süleyman Çelik tüzükte yer alan

 

görevlendirme ve görevden alma yetkisini kullanarak Siyasal İşler Başkanı, Kadın

 

Kolları Başkanı ve Gençlik Kolları Başkanını görevden aldı. Bu görevden alma

 

sıradan bir değişiklik değildi. Çünkü görevden alınan kişilerin hemen hepsi Metin

 

Külünk’e yakın kişilerdi.

 

 

Bundan daha da önemlisi UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in, Ankara’dan yani

 

Davutoğlu ekibinden izinsiz böyle bir icraat yapmayacağını herkes bilir. Durum böyle

 

olunca görevden almalarının perde arkasında; Saray ahalisi ile Davutoğlu ahalisi

 

arasındaki mücadelenin Avrupa’ya kadar taşındığı gerçeğini görebiliriz.

 

 

 

 

 

Görevden almaların perde arkasını sosyal medyada detaylı olarak paylaşmamın

 

ardından Zaman Gazetesi Köln muhabiri Ziver Ermiş de gazetede olayı haberleştirdi.

 

 

Haberde görevden almalar “7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerinde AKP’nin

 

Almanya ve Avrupa’daki yüksek oranda oy kaybı, AKP’nin Avrupa lobi kuruluşu

 

UETD’de yönetiminde depreme neden oldu. UETD Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve

 

Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’ın seçimlerden yaklaşık bir hafta sonra görevden

 

alınmaları dikkat çekti.

 

 

7 Haziran Genel Seçimlerinde Türkiye’de iktidarı kaybeden

 

AKP’nin, geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde yüzde 68.6 olan

 

Almanya’daki oy oranı bu seçimlerde yüzde 53.65’e düşerek, oran olarak

 

Türkiye’dekinden daha büyük bir kayba uğradı. AKP’nin geçen yılki yurtdışı oy oranı

 

yüzde 62.33 iken, bu yıl 12 puanlık bir kayıpla oy oranı yüzde 49.9’a düştü

 

UETD’deki görevden almalarla ilgili, AKP’nin yurtdışında aldığı oylardaki hızlı

 

düşüşün faturasının Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Gençlik Kolları Başkanı Yusuf

 

Aydın’a kesildiği yorumları yapılıyor” cümleleriyle dile getirilirken aynı zamanda Metin

 

Külünk’e yakın isimlerin AKP’nin Avrupa teşkilatı olan UETD’den tavsiye edildiği

 

iddiaları da gazeteye taşınmış.

 

 

UETD içerisindeki yönetim ve yetki mücadelesi önümüzdeki günlerde daha

 

kızışacağa benziyor. Görevden alınan kişilerle irtibatlı twitter adreslerinden özellikle

 

genel başkan Süleyman Çelik’in şahsına akıl almak iftiralara başlayan jurnalci ekip,

 

en yakın zamanda yeni genel kurul yapmak için uğraşıyor.

 

 

Türkiye’de trolbaşlarından olan Gizli Arşiv isimli twitter adresinden Süleyman Çelik’in

 

Alman gizli servisi BND ile ilişkileri olduğu iddialarını yazanlar; şu anda günah işleme

 

özgürlüklerini sonuna kadar kullanıyorlar. Utanma, haysiyet ve şeref yoksunu olan bu

 

insanların rant için yapmayacakları şey yok. Aylardır kendilerinden olmayan başta

 

cemaat mensubu olmak üzere bir çok muhalif kişiye her türlü iftira ve yalanı atan

 

kişilerin yönettiği bu adresler şimdi oklarını kendi içlerindeki rant ve makam

 

mücadelesi icin kullaniyorlar.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

2015-07-03 14:51

UETD '' de NELER OLUYOR?

UETD BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELİK, SERT ÇIKTI: BAŞARISIZ OLAN GİDECEK!

 

KÖLN- Merkezi Almanya’nın Köln şehrinde yer alan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ( UETD )’de 7 Haziran genel seçimleri sonrası Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’ın teşkilata zarar verdikleri ve başarısız oldukları için görevden alındıkları belirtildi.

 

 

 

Geçtiğimiz günlerde yerel ve ulusal medyada çıkan haberlerde görevden alınan bu isimler haksızlığa uğradıklarını iddia etmişlerdi.

 

 

 

Gazetemiz, konuyla ilgili yaptığı geniş çaplı araştırmada olayın böyle olmadığıını ortaya çıkardı.

 

 

 

Tüzük maddeleri uygulandı

 

UETD’ye yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; Tüzük gereği söz konusu kişileri görevden alma yetkisine sahip olan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in bu kişilerin özellikle genel seçimlerde performans göstermedikleri ve teşkilata zarar verdikleri için görevden aldığını söylediler.

 

 

 

Medya yanıltılıyor

 

Avrupa’da 180 teşkilata ulaşan UETD’nin başarısının özellikle bazı medya organlarının desteği ile yıpratılmasının manidar olduğuna dikkat çekildi. UETD’nin dinamik kadroların her zaman göreve hazır olduğunun altını çizen kaynaklar, UETD’nin çalışma prensiplerine ayak uyduramayanları genel başkanın görevden almasının son derece doğal olduğunu ifade ettiler.

 

 

 

Külünk’e karşı operasyon yalanlandı

 

Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün ekibi tavsiye edildi olayının da gerçeği yansıtmadığını ifade den kaynaklar, bunun görevden alınan isimlerin komplosu olarak nitelendirildiler. Görevden alınan kişilerin Metin Külünk’ün bilgisi dışında açıklama yaparak Metin Külünk’ü de zor durumda bıraktıkları belirtildi. Fakat, UETD yönetimi Külünk’e yakın başka birçok ismin olduğunu hatırlatarak bu iddiayı yalanladı.

 

 

 

Açıklama yapması doğru değil

 

Genel Sekreter Metin İlhan’ın ise basına açıklama yapması UETD’ye yakın çevreler tarafından eleştirildi. İlhan’ın da seçim sürecinde sahada olmak yerine Türkiye’de milletvekili adayı olan eşi ile zaman geçirmesi teşkilat çalışmalarını yavaşlattığının altı çizildi.

 

 

 

Çalışmak yerine fotoğraf servis ettiler

 

Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’ın özellikle genel seçim çalışmalarında sahada olmak yerine, sosyal medya üzerinden UETD’ye bağlı diğer teşkilatların çalışmalarına ait bilgi ve fotoğrafları servis ederek, çok çalışmış izlenimi verdikleri belirtildi.

 

 

 

Wefa Vakfı

 

Eleştirilerin odağındaki isimlerden Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın’ın Wefa Vakfı ile olan bağı ise merak konusu. Aydın’ın UETD camiasından bazı işadamlarını ve kişileri Wefa Vakfı’na bağış yapmaya yönlendirdiği iddia edildi. Bilindiği üzere Yusuf Aydın, merkezi Köln şehrinde yer alan WEFA Vakfı Genel Başkanı Musab Aydın’ın oğlu.

 

 

 

Aday seçilemeyince çalışmadı

 

Kadın Kolları Başkanı Necla Kara’nın ise Türkiye’den miletvekili adayı olduğu ve kendisinin aday adaylığı sonrası listeye girememesinin ardından teşkilat çalışmalarına katılmadığı belirtildi. Kara’nın genel seçim öncesi yerel ve ulusal medyaki demeçlerinde UETD Genel Başkanı hiçe sayan demeçleri gözden kaçmamıştı.

 

 

 

UETD, seçimlerde başarılı

 

UETD’ya yakın kaynaklar genel seçimleri sonrarı hedef haline getirilmeye çalışan teşkilatın Almanya seçimlerinde 1 Milyon kişiyi ve son genel seçimlerde de % 40′lık Avrupalı Türk seçmenin sandığıa gitmesi sağladığının da altını çizdiler.

 

 

 

UETD, Ramazan boyunca halkı dinleyecek

 

Tüm bunlar olurken, UETD büyüyerek yoluna devam ediyor. UETD, Ramazan Ayı dolayısı ile iftar programları düzenleyecek ve halkı dinleyecek. Avrupa genelinde yaklaşık 180 teşkilatı bulunan UETD’nin önümüzdeki günlerde daha da güçleneceği ifade edildi.

Kaynak: NRWStar

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

ETD ve Erdoğan'a ihanet!...05 Ağustos 2015 ÇarşambaSüleyman ÖZIŞIKsuleyman@internethaber.com

Bu köşenin daimi ziyaretçileri, bazı yazılarımda UETD'ye yönelik eleştirilerde bulunduğumu hatırlayacaktır.

 

Ardı ardına gelen seçimler nedeniyle yazmaya ara vermiştim.

 

Ancak bu yazılardan sonra öyle gelişmeler yaşandı ki bu konuyu enine boyuna ele almak bir kez daha farz oldu.

 

Yazıya geçmeden önce o dönemlerde yaşadığım bir anıyı anlatayım.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kısa bir süre önce yurt dışına giden Erdoğan'ı bazı ülkelerde yüzbinlerce kişinin karşılaması herkes gibi beni de çok etkilemişti. Karşılamaları organize eden UETD'den sorumlu Metin Külünk'e bu işin sırrını sorduğumda cevabı beni şaşırtmıştı.

 

"Bu iş bizim başarımız falan değil. Biz sadece Avrupa'daki kardeşlerimize Erdoğan'ın geldiğini söyledik. Sevenle sevilen arasında haberci olmaktan başka rolümüz yok" demişti Külünk...

 

Ama gelin görün ki UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik yapılan her şeyin kendi başarısı olduğunu söylüyor. Bunu yapmakla da yetinmeyip, Erdoğan isminin etrafında toplanan Avrupa'daki UETD emekçilerini tasfiye etmekle zaman harcıyor.

 

UETD içinde şu sıralar dava ruhuyla özdeşleşmeyen gizli ve kirli bir savaş var. Bu savaş Erdoğan'ı bu davanın tek lideri olarak görenlerle, yeni bir güç olmaya çalışan Süleyman Çelik arasında yaşanıyor. Peki bu savaş ne zaman ve hangi nedenle başladı?

 

Anlatayım...

 

28-30 Kasım 2014 tarihlerinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı İstanbul Tuzla'da "Ortak Akıl Çalıştayı" yaptı. Toplantı Tuzla'daki Radison Hotel'de yapıldı. Çalıştaya UETD Genel Merkez yöneticileri ve Bölge yöneticileri de katıldı.

 

Kampın son gününde UETD heyeti başlarında milletvekili Metin Külünk olmak üzere Haliç Kongre Merkezi'nde bulunan Erdoğan'ı topluca ziyaret etti. Görüşme sonrası Metin Külünk tüm ekibi karşısına alarak şu konuşmayı yaptı:

 

''Hepiniz Türkiye'de siyaset yapabilirsiniz bu en doğal hakkınız. Ancak siyasi kültür gereği ve partimizin kuralları gereği bazı dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Aday olmak isteyenler şuandaki koltuklarını bırakacaklar. İki koltuğu da garanti altına alayım altımdaki hiçbir koltuk kaybolmasın mantığını kesinlikle kabul etmiyoruz. Aday olmak isteyen varsa görevinden istifa eder ve olur. Tabiki teşkilatçılık ilkelerini de unutmamanızı tavsiye ederim. Aday olmak isteyenler izin alacaklar. İzinsiz adım atılmaz."

Her şey bu konuşmayla başladı.

 

O günün akşamı Süleyman Çelik otelde olağanüstü bölge başkanları ile toplantı yaparak isyan bayrağı açtı. "Bizler UETD için zamanımızı, malımızı verdik. Vekil olmak en doğal hakkımızdır. Metin Külünk dahil olmak üzere kimse buna engel olamaz" diyerek bölge başkanlarına ayaklanma çağrısı yaptı.

 

Duygusal ve kışkırtıcı konuşmasından sonra bölge başkanlarının desteğini arkasına aldığını düşünüyordu ama beklenen olmadı. Makam ve mevki derdi olmayan bazı bölge başkanları Erdoğan'a olan bağlılığını bildirip Metin Külünk'ün uyarısının yerinde olduğunu söyleyince işler raydan çıkmaya başladı.

 

Şubat 2015 tarihinde Harun Tüfekçi'nin Avrupa'daki seçimlerden sorumlu olacağı öğrenilince bunu çok iyi kullanmaya başlayan Süleyman Çelik, "Bizim muhatabımız Erdoğan değil Davutoğlu'dur. Bu nedenle bir önceki Başbakan'ın görevlendirdiği Metin Külünk'ün bu yapıda yeri yoktur. Biz Davutoğlu'nun atadığı Harun Tüfekçi'ye bağlıyız. Metin Külünk'ün çalışmalarına katılanların da bu yapıda yeri yoktur" diyerek bir kampanya başlattı.

 

Son seçimlerde Erdoğan'a ve onun UETD'ye sorumlu olarak atadığı Metin Külünk'e açık açık savaş ilan etti. Külünk'ün organize ettiği programlara katılımı yasaklama, Külünk'ün kurduğu ekibi seçim çalışmalarından haberdar etmeme gibi çalışmalarla savaşı tırmandırdı.

 

Tüm bölgelere sözlü olarak verdiği talimatta, "Metin Külünk teşkilata zarar veriyor. Bize vekillik bile kazandıramadı. Bundan dolayı programlarınıza çağırmayacaksınız'' demesine rağmen sözünü dinlemeyenleri birer ikişer uzaklaştırma yolunu seçti.

 

Seçime sadece bir kaç gün kala Metin Külünk'ün Erdoğan'ın onayını alarak oluşturduğu ekibi bir çırpıda kapının önüne koymak istedi. Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf Aydın ve Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Kadın Kolları Başkanı Nejla Kara'nın UETD'den atılmasını Başbakan Davutoğlu'na onaylatmak istedi ancak, "Seçime günler kala bu olacak iş değil" diye azarı işitince geri adım attı.

 

Ancak seçim mağlubiyetiyle buna imkan buldu ve 5 bölge başkanının katıldığı düşük katılımlı toplantıda bu isimleri hukukun dışına çıkarak tasfiye etti. Öyle hukuksuz bir uygulama ki UETD'nin ikinci adamı, yani Süleyman Çelik'in yardımcısı Metin İlhan bile bu duruma karşı çıktı.

 

İlhan yaptığı yazılı açıklamada, "Görevden alınan arkadaşlarımızın tasfiyesinden benim haberim yok. Benden gizli yapıldı. Bu arkadaşlar çalışkan ve teşkilata emekleri geçen kişilerdir. Eğer öyle veya böyle memnun değilsek kongreye kadar beklememiz gerekirdi. Zaten olağan kongremiz şubat 2016'da yapılacaktı. Bu aceleyi anlayamadım. Bilinsin ki bu değişiklikleri teşkilatın Genel Sekreteri olan ben tasvip etmiyorum. Bilgim dışında gelişti'' diyerek isyan etti.

 

Süleyman Çelik ise başta Zaman Gazetesi olmak üzere bazı gazetelere el altından yaptığı açıklamada, "Seçimlerdeki başarısızlık tasfiye ettiğimiz bu isimler sayesinde oldu" diyerek onları günah keçisi ilan etti.

 

Meselenin daha vahim olan boyutu var...

 

Erdoğan'ın yurt dışına yaptığı son ziyarete Avrupalı Türkler'in katılımı düşük oldu. Bunun nedenini araştırırken çok ilginç bir bilgiye ulaştım. Erdoğan'ın onayını alarak yıllarca o görevde bulunan gençlik ve kadın kolları mensupları bu toplantıya davet edilmemiş!

 

Bir yanda "Seveni sevilenle buluşturan" Metin Külünk ve ekibi.. Diğer tarafta sevenle sevilen arasında duvar örerek teşkilatı ve davayı ayaklar altına almaya çalışan Süleyman Çelik.

 

Bakalım AK Parti yöneticileri artık davaya ihanet derecesine ulaşan bu duruma ne zaman müdahale edecek!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

10 Ağustos 2015

UETD Genel Başkanı Çelik’le yaptığımız söyleşide net konuştu

HABER MERKEZİ – Avrupalı Türklerin en büyük sivil toplum kuruluşlarından bir tanesi olan ve AK Parti’ye yakınlığıyla tanınan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin Genel Başkanı Süleyman Çelik, AVRUPA TÜRK GAZETESİ’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.

UETD Genel Başkanı Çelik’le yaptığımız söyleşide net konuştu

ÖZEL SÖYLEŞİ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşvikiyle, Başbakan olduğu 2004 yılında Almanya’nın Köln kenti merkezli olarak kurulan, UETD kısa adlı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği bugünlerde Türkiye’nin gündeminde tartışılan bir sivil toplum kuruluşu.

 

Nedeni ise Türkiye’de yazar Süleyman Özışık’ın Avrupalı Türklerin haklarını savunmak amaçlı siyasi lobi faaliyetlerinde bulunan UETD’nin Genel Başkanı Süleyman Çelik’ten bahisle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti aleyhinde çalıştığını iddia etmesidir.

 

AVRUPA TÜRK GAZETESİ olarak Özışık’ın iddialarını UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’e sorduk. Çelik’te açık yüreklilikle sorularımızı cevapladı.

 

Çelik kendisi ve UETD hakkında ortaya atılan iddiaları herkesten önce AVRUPA TÜRK GAZETESİ’ne değerlendirerek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

İşte sessizliğini bozan Süleyman Çelik’in sorularımıza verdiği cevaplar.

 

UETD GENEL BAŞKANI ÇELİK, METİN KÜLÜNK’Ü İMA ETTİ: “HAKKIMIZDA YAZILANLAR SİPARİŞTİR, ALGI İÇİN YAZILMAKTADIR”

UETD Genel Başkanı Çelik, yazının sipariş üzerine yazıldığını şöyle ifade etti; “Söz konusu yazarla bugünlerde gündeme getirdiği asılsız iddialarını bundan aşağı yukarı bir yıl kadar önce gündeme taşıdığında kendisiyle görüşmek için İstanbul’da bulunduğum anda görüşme girişimlerim oldu. Ancak her seferinde ben İstanbul’da olduğumda kendisi Ankara’daydı, bende Ankara’da olduğumu da ise o İstanbul’da bulunuyordu. Hakkımızda yazılanlar gerçek olmadığı gibi ne yazık ki özenle benden kaçtığını düşünüyorum. Bu nedenle yazdıklarının sipariş üzerine yazdığını düşünüyorum. Bir algı yaratılmak isteniyor. Burada kasıt var. Bunu Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Kara ve Dursun Döngel arkadaşlarımız da anlatmaktadırlar. Ancak sorularınız üzerine ilk defa kendim bunu açıklıyorum.” diyerek satır arasında İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün UETD’ye yönelik müdahalelerinin teşkilatta tepkiye yol açtığını ima etti.

 

HAKKIMIZDA KASITLI OLARAK ‘AK PARTİ DÜŞMANI’ ALGISI YARATILMAK İSTENİYOR

Süleyman Çelik’e Genel Başkanlığını yaptığı UETD’nin AK Parti’nin başarısındaki payını sorduk. Çelik bu soru üzerine AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığının Avrupa seçim bölgelerinden sorumlu Seçim İşleri Başkan Yardımcısı, Konya Milletvekili Harun Tüfekçi’yle uyum içinde çalıştıklarını dile getirdi. Çelik görüşlerini şu şekilde aktardı “Seçimlerde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bize ‘Partinin çalışmalarında görev almıyorlar diğer cemiyet ve dernekler gibi sadece bir STK gibi, sadece destek veriyorlar dendi.’ Hal bu ki, bu doğru değildir. Bu da Ankara’da algı yaratmak amacıyla söylenen sözlerden bir tanesidir. Amaç hakkımızda kamuoyunda ‘AK Parti düşmanı’ algısını yaratmaktır. Ancak amaçlanan algı gerçekleşmedi. Benim AK Parti düşmanlığım değil, tam tersine bizim UETD olarak seçim dönemindeki başarılarımız bir gerçektir. UETD tek vücut olarak güven içinde yoluna devam ediyor. Esas bu asılsız iddiaları dinlendirenler AK Parti düşmanıdır. Zaten hakkımızda bu tür şeyleri ortaya atıp geri çekilenlerin birbiriyle çelişkili görüşlerini ile büyüklerimiz hakkında söyledikleri teşkilatlarımız tarafından biliyor, hatta söz konusu yazar burada (Avrupa’da) bulunan şehirlerle eyaletlerin adlarını bile birbirine karıştırmaktadır.” dedi.

 

UETD, AK PARTİ’NİN AVRUPA’DAKİ SEÇİM BAŞARISININ KAYNAĞIDIR

7 Haziran genel seçimlerinde AK Parti Almanya’daki seçim sandığına giden Türk seçmenin tamamının yüzde 53,7%’lik oyunu aldı, yurtdışında oy sandığı konulan bütün ülkeler toplandığında ise AK Parti’nin aldığı oy yüzde 50,3%’dir. Bunu Süleyman Çelik’e sorduk. Çelik şöyle konuştu: “Biz elimizden gelen çalışmayı tüm teşkilatlarımızla yaptık. Hedeflenen üçte bir (1/3) katılımı da sağlamaktır. Özellikle FETÖ’nün sabote girişimlerine rağmen toplam seçmenin yüzde 36,8% sandığa geldi, getirdik. Bu bir başarıdır. Bugün itibarıyla UETD’nin Avrupa’da 14 ülkede toplam 162 şubesi mevcuttur. Bu şubeler seçim dönemlerinde 32 seçim bölgesi olarak çalışmaktadır. AK Parti Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığının Avrupa seçim bölgelerinden sorumlu Seçim İşleri Başkan Yardımcısı, Konya Milletvekili Harun Tüfekçi’yle bu seçimlerde teşkilat olarak 32 bölge’de uyum içinde çalıştık. Sayın Milletvekilimizle yaptığımız çalışmalar da bazılarına göre bir problemin kaynağı oldu. Kendi partisinin başarısını istemeyenleri anlamak zor. Hal bu ki herkese kapımız ardına kadar açıktır.” dedi.

 

süleyman-celik

 

SÜLEYMAN ÇELİK: “11 YIL TEŞKİLATIN HER KADEMESİNDE ÇALIŞTIM. BEN KONGRE’YLE GELDİM.”

Süleyman Çelik, UETD’nin kuruluşundan beri teşkilatta görev almaktadır. Çelik son olarak 10 Şubat 2013 tarihinde de Genel Başkan seçilerek başarılı çalışmalarıyla göz doldurmakta olan bir sivil toplumcu olarak biliniyor. Çelik’e kamuoyuna UETD teşkilat içi meseleleri olarak yansıyan bazı eski yöneticilerin açıklamalarını sorduk. Çelik şunları kaydetti: “11 yıl teşkilatın her kademesinde çalıştım. Neyin ne olduğunu bu tecrübeden biliyorum. Görevden alınan UETD Genel Merkez yöneticilerini ben keyfimden görevlerinden almadım. Bunlar tamam tüzüğün ön-gördüğü çerçeve içinde Kongre’de 3 yıllığına seçilen 40 MKYK (Merkez Karar ve Yönetim Kurulu) üyesi arasından yine tüzüğün ilgili hükümlerinin gereği olarak Genel Başkan’ın tavsiyesine uygun olarak seçilen 12 MYK (Merkez Yönetim Kurulu) üyesinin ortaya çıkmasıyla şekillenen tablodaki rutin değişikliklerdir. Kongre’yle geldiğime göre kendi tasarruflarımın olması yasal bir haktır. Görevden alınanlar şüphesiz muhalefet içindedirler veya ortalığı karıştırıyor olabilirler. Ancak teşkilatın genel yapısı bu tür değişikliklerden etkilenmez.” diye konuştu.

 

ÇELİK; UETD ÜYELERİNE, AVRUPA TÜRK TOPLUMUNA VE BÜYÜKLERE SADAKAT’I VURGULADI

Teşkilattaki uyumu sormamız üzerine Süleyman Çelik şöyle konuştu “Teşkilatta teveccüh var, kenetlenme var. 11 yıllık UETD’li olarak teşkilatın her kademesini bilen ve bu teşkilatın her kademesinde görev almış bir insanım. Bizim bu teşkilatta emeğimiz büyüktür. Önemli olan üyelere, Avrupa’daki Türk toplumumuza ve büyüklerimize sadakat içinde bu davayı ilerletiyoruz. Bunun dışında olmamız düşünülemez. Onların teveccühüne layık olmaya çalışıyoruz. Her zaman bu düşünceyle hareket ettik. Bizim bu çizgide olduğumuz yaptığımız çalışmalarla ortadadır. Eleştiriler olacaktır ancak bizi kirletme girişimleri, bizim büyümemizi istemeyenlerin yaptıkları çirkinliklerdir.” dedi.

 

CumhurbaskaniylabirlikteCekilenFotograf suleyman celik

14 Nisan 2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’i makamında kabul etti. Çelik, hayırlı olsun dileklerini sundu, yurtdışındaki vatandaşların sorunları hakkında ve UETD’nin çalışmaları hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bilgi verdi.

 

ÇELİK MİLLETVEKİLLİĞİ KONUSUNDA RAHAT

7 Haziran’da İstanbul’dan Milletvekili aday adayı olan Çelik’e bu süreçte aday yapılmaması yönündeki spekülasyonları sorduk. Çelik rahat konuştu “İyi ki aday koymadılar. Büyüklerimiz nasıl isterse öyle olur. Zaten başta Mustafa Yeneroğlu olmak üzere çok sayıda kaliteli arkadaşımız milletvekili oldular. Gönül arzu eder ki daha fazla olsun ancak büyüklerimi böyle takdir gördüler. Bizim üzerimize düşen çalışmaktır. Öyle de yaptık. Bu teşkilatçılığın gereğidir.” şeklinde konuştu.

 

suleyman celik erdogan2

 

UETD GENEL BAŞKANI ÇELİK “BİZİM FETÖ’YLE KESİNLİKLE İŞİMİZ OLMAZ!”

UETD Genel Başkanı Çelik, Paralel Yapı veya Fethullahçı Terör Örgütü’yle (FETÖ) olarak bilinen ihanet yapısıyla olduğu iddia edilen ilişkisine kesin bir dille reddederek sert çıktı. Çelik “Hiç bir şey gücüme gitmiyor, eleştiriye alışık olan insanlarız biz. En acımasız eleştirilerle karşılaştık. Ancak en fazla gücümüze giden, bizi Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yakın biriymiş gibi göstermesidir. Bu bizi yaralar. Ne benim ne de arkadaşlarımın kesinlikle, masum insanların özel hayatlarını ifşa ederek bunu meslek edinmiş ihanet çeteleriyle ilişkimiz olamaz! Yazarın iddia ettiği gibi Zaman gibi bir oluşuma koşup beyanat verdiğim kesinlikle söz konusu değildir. Bu en ağır iftiradır. FETÖ’yle beraber olduğum şeklindeki iddiayı kesin bir dille reddediyorum. Hiçbir zaman Gülen Örgütü’yle beraber olmadım. Tam tersine bunların yaptıklarını eskiden görmüş bir kişiyim. O zaman da bunları uyardım.” dedi.

 

BİZİ FETÖ’CÜ İLAN EDENLER FETÖ’NÜN BİZE ATTIĞI İFTİRALARI BİZE KARŞI KULLANIYORLAR, ÇELİŞKİLERİ ORTADA

Yolsuzluk ve muhtelif ahlaksızlık iddiaları konusunda ise Çelik net konuştu ve çelişkilere işaret etti. “Çok gariptir ki bizi itham edenler FETÖ medyası Zaman’ın hakkımızda herkese açık YTB (Yurtdışı Türkler Başkanlığı) kataloğundan projelerimizi seçip, UETD’yi yıpratmak için ortaya attığı ancak altını bir türlü dolduramadıkları sözde yolsuzluk iddialarına sarılıyorlar, sonra da bizi FETÖ’yle ilişkili göstermeye kalkıyorlar. UETD, FETÖ medyasının acımasız iftira kampanyalarına maruz kalmıştır. FETÖ’nün bel altı iftiralarını kullanarak bize hücum edenler şimdi bizi bu Paralel çeteyle ilişkili göstermeye çalışıyor?!! Tam bir çelişki. Bizi, FETÖ’nün yolsuzluk silahıyla vurup sonra bizi FETÖ’yle ilişkili göstermek çok çelişkili bir görüştür.” şeklinde konuştu.

 

suleyman2-

 

GEÇMİŞİNİ İNKÂR ETMEYEN, KÖLN’DE YETİŞMİŞ MİLLİ GÖRÜŞ KÖKENLİ BİR UETD GENEL BAŞKANI

Çelik Almanya’daki Türk toplumunun üçte birinin (1/3) bulunduğu Kuzey Ren–Vestfalya (NRW) eyaletinin en büyük kenti ve Almanya’nın sayılı büyük kentlerinden bir tanesi olan Köln’de yıllarca uyum ve sivil toplum çalışmalarında bulundu. Bu bakımdan Süleyman Çelik’in çekirdekten yetişme bir toplum lideri olduğunu söylersek yanılmayız. Çelik bunu şöyle tarif ediyor “Beni bilenler biliyor. Ben Milli Görüş kökenli bir kişiyim. Reis’imiz gibi İmam Hatip’liyim. Ben yetiştiğim yeri inkâr etmem. İsteyenler bunu Almanya’nın Köln kentindeki Türklere sorabilirler. Uyum meclislerinde Türklerin, Müslümanların hakları için verilen mücadelelerin içinde geliyorum. Bu bilinen bir gerçektir.” şeklinde ifade etti.

 

Söyleşimizde amacımız tarafların sesini duyurmaktır, taraf olmak değildir. Çünkü UETD teşkilatı ve Genel Başkanı Süleyman Çelik’in sesini yeterlice duyuramadığı kanısındayız, o nedenle mikrofonumuzu ona uzattık. Cevap hakkı olan herkese Gazetemizde yer vardır. Süleyman bey açık yüreklilikle sorularımıza cevaplar verdi ve teşkilatındaki çalışmaları anlattı. UETD sesini Avrupalı Türklere duyurmak için bizi tercih etti. Milli iradeyi savundukları bu çetin yolda, kendisine ve dava arkadaşlarına başarılar diliyoruz. AVRUPA TÜRK GAZETESİ Avrupalı Türklerin yenilen haklarını ve çiğnenen onuru gündeme getirmeyi görev sayar.

 

Avrupa Türk Gazetesi © ÖZEL HABER

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD’den AK Parti Kuruluş Yıldönümü mesajı

Anasayfa Cemiyet, Genel

gazete 2 saat önce

AK Parti Kuruluş Yıldönümü

ak-partinin-14-kurulus-yil-donumu-145365

Avrupa Türk Demokratlar Birliği ( UETD ) yayınladığı mesajda, Adalet ve Kalkınma (AK) Parti’sinin 14 kuruluş yıl dönümü ile ilgili bir mesaj yayınladı.

 

Mesajda;

 

Halkımızın umudu haline gelen Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey, gene halkımızın beklentileri ve teşvikleri ile 14 Ağustos 2001 tarihinde Türkiye siyasi hayatına ve halkımıza Adalet ve Kalkınma (AK) Parti’sini hediye etti. Kuruluşundan sonra yapılan ilk genel seçimlerde tek başına iktidara gelen AK Parti, yaptıklarının milletimizde karşılık bulması ile 2015 yılına kadar yapılan tüm seçimlerde oylarını da artırmak sureti ile tek başına iktidarını muhafaza etti. 13 yıllık iktidarı döneminde yaptıkları ile hem milletimizin ve hem de uluslararası camianın takdir ve ilgisini kazandı. Milletimizin AK Partiye olan güven ve teveccühü son seçimlerde de alınan sonuçlarla kendisini göstermiştir. Ancak parlementoya 4 partinin girmesi, tek başına iktidara imkan vermemiştir.

 

Ne tevafuktur ki; AK Partinin kuruluş yıl dönümünde ülkemiz, 2001 ve öncesinde olduğu gibi koalisyonlara mahkum edilmekten kurtulmak için tarihi bir karar almıştır. 2001 ruhu ile yapılacak olan ilk seçimlerden AK Parti’nin tek başına iktidarı ülkemize, milletimize ve bu harekete ümit bağlamış tüm mazlumlara hayırlı olsun.

 

AK Parti’nin daha nice hayırlı hizmetlerin ve ümitlerin bayraktarlığını yapacağı inancı ve milletimizin ruhunu temsil eden yegane parti olduğu gerçeği ile doğum gününü kutlar, bu davanın önderlerinden en ücra köşedeki neferlerine kadar saygılarımızı sunarız ” denildi.

 

 

Avrupa Türk Demokratlar Birliği ( UETD ) Genel Merkezi

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD’de aslında ne oldu? ( 1 )

Anasayfa Genel, Yazarlar

gazete 13 Ağustos 2015

UETD’de aslında ne oldu? ( 1 )

Sevgili okuyucular, Türkiye’de gerçekleştirilen 7 Haziran genel seçimlerinin ardından Ramazan Ayı’nı idrak ettik ve yaz sezonun girmesiyle beraber Almanya’da sosyal hayat yavaşladı. Tam böyle hava sıcak keyifle dondurma yiyelim derken önüme bir yazı düştü!

 

İstanbul merkezli bir haber portalının akrabadan torpilli köşe yazarı Süleyman Özışık‘ın ” UETD ve Erdoğan’a ihanet! ” başlıklı köşe yazısı.

 

Başlığı okuyunca Erdoğan hayranları hemen ” Abovvv ” diyebileceği bir izlenim oluşturuyor. Yazıyı okuyunca, bazı bilgilerin Süleyman Özışık’a servis edildiği ve gerçekle ilgisi olmadığını çok rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.

 

Süleyman Özışık’ın, hangi siyasi görüşe yakın olduğu ortada. Ama nedense Türkiye’deki tüm sorunları yazıları ile çözen akrabadan torpilli yazarımız Almanya’daki UETD‘ye de el atmış.

 

Şimdi, ben merak ediyorum bu yazıyı yazarken hangi kişilere dayanarak bunu yazdı?

 

Süleyman Özışık Türkiye’de yaşıyor!

UETD 2004 yılında kurulmuş bir teşkilat.

Yıl 2015.

Ben, UETD etrafında bugüne kadar Süleyman Özışık adında ne bir yazar duydum, ne de gördüm. Bırakın onu, köşe yazdığı haber portalında böğüre böğüre silahşörlüğünü yaptığı kişilerin haberine bile rastlamadım. Durum böyle iken, Süleyman Özışık rüyayamı yatdı da UETD’ hakkında net ifadeler kullanan köşe yazısı yazabiliyor.

 

Süleyman Özışık, UETD hakkındaki araştırmalarını neye göre yaptı?

 

Madem köşe yazacaktın. Ki, bu öyle böyle bir yazı değil. Cumhurbaşkanının adının karıştırıldığı ve ciddi iddiaların olduğu bir köşe yazısı!

 

Bunu muhatabına sorabilirdi

UETD’yi yakından takip eden gazeteciler bilir. Hatta muhalif yazarlar bile bilir. UETD Genel Başkanı hiç bir zaman ” ben yaptım veya ben yapıyorum ” diye bir kelime kullanmadı. Öyleki, Süleyman Özışık’ın haberi yok anlaşılan teşkilata Süleyman Bey aslında başkan olurken rica minnet oldu. Etikete de ihtiyacı olan bir insan olduğunu da sanmıyorum. Ancak, ne ilginçtir ki Süleyman Özışık köşe yazısında Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile olan bir anısını paylaşarak başlıyor.

 

Burada aslında cevabı vermiş Külünk!!!

 

Ne demiş;

“Bu iş bizim başarımız falan değil. Biz sadece Avrupa’daki kardeşlerimize Erdoğan’ın geldiğini söyledik. Sevenle sevilen arasında haberci olmaktan başka rolümüz yok” demişti Külünk…

UETD kendi teşkilat çalışmalarında Süleyman Çelik ve ekibinin başarısı ortadadır.

 

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ” Gezi Parkı ” eylemlerinde UETD canla başla Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer aldı. O dönemlerde Avrupa’daki kardeşlerimiz Düsseldorf şehrini hatırlasınlar. O vakitler UETD tam kadro sıcağın altında Recep Tayyip Erdoğan’a desteklerini dile getirmişlerdi. Recep Tayyip Erdoğan, miting alanındaki vatandaşlara sinevizyon ile canlı bağlantı kurularak teşekkür etmişti. Ve bu teşekkürün en başında ” UETD ” demiştir.

 

Sonrasında;

Gezi Parkı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Köln buluşması, Berlin, Belçika, Avusturya, Almanya’daki seçimler ve en önemlisi de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UETD tam kadro görev aldı. Vatandaşların oy kullanabilmesi için mahalle mahalle çalıştılar. Burada UETD’nin katkısı büyüktür. Eğer, bu seçimde UETD’yi başarısız bulanlar varsa ( Görevden alınan yöneticiler ) gibi o zaman suçu kendisinde arasınlar.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Essen şehrinde Metin Külünk, Başkonsolosa ağalık toslayıp gazetelere manşet olmasaydı, kararsızların oyunu almak daha da kolay olacaktı. Metin Bey önce bunun hesabını versin bana kalırsa…

 

Külünk için, UETD’nin organize ettiği etkinliklere İstanbul’dan uçağa atlayıp katılmak işin en kolay tarafı. İşte, o vakit aklına gelmemiş keşke sizi de alıp Almanya’ya getirmiş olsaydı Süleyman Özışık ( ! )

 

Köşe yazında öyle ifadeler kullanıyorsun ki, ( seçti, attı, yaptı, katıldı, başladı ) sanki sen her gün UETD’nin içerisinde haber yazıyorsun. Süleyman Özışık, masa başında bu işler olmuyor. Keşke bu olayları size anlatıldıktan sonra burala gelme zahmeti gösterseydin.

 

Sizin iddia ettiğiniz Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Aydın ve Siyasi İşler Başkanı Filiz İşler ve Kadın Kolları Başkanı Nejla Kara’nın UETD’den atılması tamamilen bu kişilerin kendi başarısızlığıdır.

UETD içerisinde bu kişilerin sosyal medyada fotoğraf paylaşmaktan başka bir icraatı olmadı. Başbakan Davutoğlu’nun yurt dışına yaptığı son ziyarete Avrupalı Türkler’in katılımı düşük olduğu gibi komik bir iddia ortaya atmışsınız. ” Bu da gençlik ve kadın kolları mensupları bu etkinliğe davet edilmemiş! Davet gelmemesine rağmen gelen teşkilat mensupları da içeri alınmamış ” şeklinde yorumlamışsınız.

 

Bu isimleri UETD çevresine sorsanız onlar bile tanımaz. Bunların çevresi nedir ki insanlar bunlara göre etkinliğe gelsin. Bırakın onu, orada Başbakan Davutoğlu varken, bu isimler ” Hayır, asla gidemessiniz bile deseler ” bunları kimse ciddiye almaz. Bu kişiler anlaşılan aynanın karşısında fazla kalmış ( ! )

 

Hangi siyasi parti olursa olsun liderini seven ve dava insanı o etkinliğe katılır. Gençlik veya kadın kolları başkanı UETD’de görev almadan önce neymiş ki, bu kadar güçleri olsun?

 

Katılıma gelince…

Ak Parti’nin Avrupa’da ki tüm etkinlikleri fazlası ile dolu geçiyor. Eğer 20 bin kişilik salon dolup, bir kaç kişi salona giremediyse bunu da içeri alınmamışlar derseniz asıl ben onların Ak Parti’li oluşundan şüphe ederim. Kadın kolları ve gençlik kollarının çalışmadığı gün gibi ortadadır. Başarısız oldukları için de görevden alınmaları son derece doğaldır.

 

Metin Külünk, külhanbeyi gibi tavırları yüzünden burada sempatisini kaybetmiştir. UETD, Ak Parti’yi en zor dönemlerinde Avrupa’da temsil etti.. Bir milletvekili için en kolay şey de, partisinin rozeti ile talimat vermektir.

 

UETD’nin şu anki şube sayısına ulaşmasında Metin Külünk‘ün değil, UETD’deki yöneticilerin rolü vardır. Partinin gücüyle eline mikrofon alıp konuşmak kolay.

 

UETD ile ilgili bir komik iddianızda ” Paralelci ” olmaları…

 

Demek ki siz iyi araştırmamışsınız. GAZETE arşivlerini incelerseniz UETD’nin ve genel başkanın nasıl hedef alındığını iyice görürsünüz.

 

Siz nasıl olurda UETD için bu yakıştırmayı yaparsınız?

 

Elinizde hiç bir belge ve delil yokken!

 

Masa başı köşe yazarlığı ile binlerce kilometredeki bir olayı telefon görüşmelerindeki bilgilere dayanarak insanları yanıltmanız gazetecilik ‘etik ‘ kurallarına sığmaz!

 

Biz bile UETD’yi yakından takip etmemize rağmen kesin olmadıkça yazamazken, siz oralardan bunu yazıyorsanız… Ülke kurtulmuş demektir Süleyman Özışık…

 

Bence siz ve size bu bilgileri verenler asıl davasına ihanet edenlerdir. Size tavsiyem, Türk medyası değil, bir de Alman medyasına göz atın görün bakalım UETD nasıl bir fedakarlık içerisine girmiş.

 

Metin Külünk, Avrupa’da siyasi gösteriş peşinde koşarken, UETD’nin şubeleri kapı kapı oy topladı. Siz filmin sonunu gördünüz, biz ise filmin içerisinde olayları bire bir yaşadık.

 

Size tavsiyem şudur;

UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik beye ulaşıp, bir de onu dinlemeniz.

Tabi, Metin Ağabeyinden çekinmiyorsan!

 

Mustafa Tığlı

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ayla GEZİ -YOR !

Anasayfa Genel, Yazarlar

gazete 3 saat önce

Ayla GEZİ -YOR !

Son günlerdeki UETD ile ilgili yazıları analiz etmeye devam ediyoruz. Seri halindeki yazılarımızla, asıl ihanet çetesini tanıma fırsatı bulacağız.

 

İnternethaber.com adlı haber portalında köşe yazısı yazan Ayla Özyurt…

 

 

İstanbul merkezli bu haber portalı sözde AK PARTİ yanlısı yayınları ile gündeme gelme çabasında bir portal. Son günlerde UETD aleyhine de yazmaya çalıştıkları yazıları ile bu camiada nam saldı.

 

Öyle ya, haber portalının sahibi de aynı yöntem ile popüler olma yolunda hızla ilerlemiyor mu?

 

Gazeteci – Yazar Sebahattin Önkibar’ın Hadi Özışık hakkında yazısını okuduğunuzda zaten neyin ne olduğunu anlayabiliyorsunuz.

 

Gelelim Ayla Özyurt’a…

Ayla Özyurt’ın köşe yazdığı haber portalının sahibi AK PARTİ yanlısı, UETD’ye karşı cephe alan Süleyman Özışık ( akrabadan torpilli köşe yazarı ) ile aynı yerde yazıyorlar.

 

 

İhanet ve paralelci diye böğürdükleri şu günlerde gerçek AK PARTİ’liler Ayla Özyurt’un ‘ Gezi Parkı ‘ olaylarında dönemin AK PARTİ Hükümeti’ne karşı yazılar yazan ve sosyal medyada paylaşımlar yapan bir yazar olduğunu biliyorlar mı?

 

 

Şimdilerde ‘ Reis ‘ e ihanet ediyorlar diye ortalığı havaya kaldırmalarını pek manidar buluyorum.

 

 

Son aylarda UETD içerisine sızan bazı kişilerin buradan elde ettikleri veya elde ettiğini zannettikleri bilgileri bu gezi ruhu ile coşan Ayla Özyurt’a nasıl servis ettiğini yazılarında görebilirsiniz. UETD’deki ‘ Muta Nikahı ‘ krizini de köşesine taşıyan Gezici Yazar Ayla Özyurt, burada aslında herşeyi ortaya koymuş.

 

Köşe yazılarında Vatan Partisi eski ( İşçi Partisi ) Genel Başkanı Doğu Perinçk’i öven bu yazar. AK PARTİ’ye karşı yazılar yazan ve tv programları yapan Uğur Dündar için ” Uğur Dündar Zürih’te Başbakan Gibi Uğurlandı ” şeklinde köşe yazısı ile öve öve bitirememiş.

 

Şimdi bu zihniyet AK PARTİ’nin savunculuğunu yapıyor öyle mi!

 

Bu haber portalında köşe yazan bu iki yazar UETD’de ihanet gibi yazılar ile davaya katkımı sağlıyorlar, yoksa davaya zarar mı veriyorlar?

 

 

UETD tüzüğüne göre genel başkan yapılması gerekeni yaparak teşkilat içerisinde başarısız olanları görevden almış. Muta Nikahı olayında da teşkilata zarar verenler uzaklaştırılmış.

 

Ne yapacaklardı yani bu kişilere ödül mü vereceklerdi?

 

Size bilgi sızdıran veya açıklama yapanların ne kadar doğru söylediğini nereden biliyorsunuz? Sırf gündem oluşturmak için bu kişileri köşenizemi taşıdınız?

 

UETD, Köln merkezli bir teşkilat. Siz de başka bir ülkede yaşıyorsunuz. Edindiğiniz bilgilerin sağlıklı olmadığı ortada. UETD’de gönüllü olarak görev alan bazı yöneticiler bir takım nedenler dolayısı ile görevden alınıyorsa demek ki teşkilatın bir bildiği var?

 

Siz, UETD üzerinden prim yapma peşindesiniz. Eğer olayları gerçek anlamda araştırmak ve bunu köşenize taşımak istiyorsanız. UETD’nin basın toplantılarına katılmasnızı tavsiye ederim.

 

Şimdi, Avrupa’daki AK PARTİ gönüldaşları ve UETD’nin gerçek neferleri Ayla Özyurt eğer gazetecilik yapıp iddia ettiği gibi UETD’de bir ihaneti mi ortaya çıkarmaya çalışıyor, yoksa kendisine servis edilen bazı yanlış bilgiler ile AK PARTİ’yimi hedef alıyor?

 

Yazarın, 4 Mayıs 2015 Pazartesi tarihli ” Suriye’lilere yardım! Gurbetçiye indirim! Biz üvey evlat mıyız! ” başlıklı yazısında, Başbakan Davutoğlu, Almanya’nın Dortmund kentinde Avrupalı Türklere seslendiiği buluşma ile ilgili ele aldığı ” Davutoğlu sesleniyor;Teröre karşı olduğu gibi İslam karşıtlığına ve Türk karşıtlığına karşı da dimdik dururuz.

 

Sayın Davutoğlu, siz dik durdunuz da biz mi göremedik?

 

Sayın Davutuğlu; AKP yaptı da biz mi görmedik? Şeklindeki yazısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sorduğu sorulardan aslında işin rengini anlayabilirsiniz.

 

Ayla Özyurt’un kendi Twitter hesabında 3 Mayıs 2015 tarihinde ” Avrupalı Türk’e seçim vaadleri karşısında… AKP’li gurbetçi soruyor;’Bu zaman kadar ellerini kim bağlamış?(13 yıldır) ”

 

Ayla Özyurt’un, AK PARTİ karşıtı bir kişinin ” Almanya’da umudu cami derneklerine bağlayan AKP’nin Avrupa teşkilatı UETD; özellikle DİTİB camilerini siyasete alet ederek, halkı bölüyor ” şeklinde yazısını paylaşması.

 

Burada, İnternethaber.com haberin AK PARTİ yanlısı görünüp, AK PARTİ’yi yıpratan yazarlara görev vermesi, Ayla Özyurt’un posta servisi gibi hükümet karşıtı kişilerin yazıları paslaşması, Başbakanın ve Cumhurbaşkanın huzuruna çıkan UETD yöneticilerine hedef haline getirmelerinin altında ne yatıyor merak ediyorum?

 

Asıl ihanetin kimler tarafından tezgahladığını bu yazarları okudukça görmek mümkün!

 

 

İlk yazımızın ardından fazlası ile olumlu yorum aldık. Bazı olumsuz yorumları da değerlendiriyoruz. Fakat, hakaret eden ve sahte hesaplar ile yorum yazanları dikkate almıyoruz.

 

Biz hiç bir kurumun sözcüsü değiliz. Ama, olayları görmeden başka ülkeden yazarak gündem oluşturmaya da karşıyız. Yazı yazmak isteyen gelir olayı yerinde araştırır.

 

Yazılarım devam edecek…

 

Bakalım neler çıkacak!

 

Mustafa Tığlı

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

Almanya'da UETD şubesine saldırı

Almanya'da Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin Hamm Şubesine kimliği belirsiz kişilerce saldırı düzenlendiği bildirildi.

AA | 17.09.2015 - 01:58

Haberler » Dünya

 

uetd

 

Ruhr Bölgesi UETD Hamm Başkanı Sinan Karaağaç, saldırı sonrası olayı güvenlik güçlerine haber verdiklerini belirterek, "Polis, şubemize molotofkokteyli atıldığını ve kundaklanmaya çalışıldığını söyledi. Parmak izi aldılar, incelemelerde bulundular" ifadesini kullandı.

Polisin her yönüyle inceleme yapılacağını ifade ettiğini anlatan Karaağaç, bu tür üzücü olayların tekrar yaşanmaması için faillerin biran önce yakalanmasını istedi.

Hamm polisi saldırıya uğrayan binanın önüne güvenlik şeridi çekerek incelemelerde bulundu.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

UETD’YE MOLOTOFLU SALDIRI

 

SABAH

 

ALMANYA’DA son günlerde Türk derneklerine yapılan saldırıların bir tanesi de Hamm kentinde gerçekleştirildi. Kimliği belirsiz kişi veya kişiler, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Hamm Şubesi’ni molotof kokteyli ile yakmak istediler. Önceki gün öğle saatlerinde düzenlenen saldırıda dernek lokalinin camları kırıldı. Lokal içine ulaşamayan molotof kokteyli sayesinde faciadan dönüldü. Saldırgan veya saldırganlar olay yerinden kaçtı. Saldırganların terör örgütü sempatizanları olduğu düşünülüyor.

 

Cengiz PARLAYAN / HAMM

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 1 Monat später...

"Türkiye'ye gelen oyların bulunduğu bölüme yetkisiz AK Partili başkan girdi"

 

2015-10-30 19:33:23

1 Kasım Genel Seçimleri için yurt dışında kullanılan oylara, AK Parti'nin yurt dışı teşkilatı UETD gölgesi düştü. Altısı Almanya, üçü Hollanda, ikisi Belçika olmak üzere yurtdışındaki 11 seçim bölgesinin oyları, 27 Ekim’de Köln/Bonn Havalimanı’ndan Türkiye’ye gönderilirken, sadece Oy Saklama Komisyonu üyelerinin girebileceği bölüme UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in de girdiği belirtildi. CHP ve MHP temsilcileri, “Artık oylardan emin değiliz” dedi.

 

1 Kasım Milletvekili Genel Seçimleri için 8 ile 25 Ekim tarihleri arasında kullanılan yurtdışı oylarının güvenliğine, AK Parti’nin yurtdışı teşkilatı UETD gölgesi düştü. Başta Köln olmak üzere Almanya’daki altı, Hollanda’daki üç, Belçika’daki iki seçim bölgesinden oluşan 11 seçim bölgesinde kullanılmış oylar 27 Ekim Salı günü Köln/Bonn Havalimanı’ndan Türkiye’ye gönderildi. Ancak oyların gönderilmesi sırasında skandal bir olay yaşandı. Oy torbalarının kargo bölümünden uçağa teslimi sırasında, sadece Oy Saklama Komisyonu üyelerinin girebildiği bölüme UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in de girdiği tespit edildi. Oy Saklama Komisyonu Üyesi CHP ve MHP temsilcileri, kendilerinin o bölüme girebilmek için haftalar öncesinden akredite olduklarını hatırlattı.

 

Parti temsilcileri, UETD’li Çelik’in ancak, oy torbalarını Türkiye’ye taşıyan Türk Hava Yolları’nın (THY) desteğiyle oraya girmiş olabileceğini düşünüyor. 27 Ekim’deki gönderme işlemlerine, 2 Haziran’ın aksine TRT ve AA dışındaki basın mensupları davet edilmedi.

 

"OYLARININ NE KADAR GÜVENDE OLDUĞUNU SORGULAR OLDUK"

 

UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in, Sandık Koruma Komisyonu üyeleri dışında kimsenin giremeyeceği bölüme girdiğini gösteren fotoğrafları ve yaşananları CHP temsilcisi Kazım Sarıkaya şöyle anlattı: "Komisyon üyeleri haricinde hiçbir yetkilinin giremeyeceği yer orası. UETD Genel Başkanı oraya elini, konulu sallayarak gelebildi. Orası oy torbalarının paketlendiği, yüklemelerin yapıldığı yer."

 

Çelik’in oraya rahatça nasıl girdiğine kimsenin bir açıklama getirilemediğini aktaran Sarıkaya, “Muhalefet partileri olarak tepki gösterdik. Biz tepki verince Çelik apar topar arabaya binerek kaçtı." dedi. “UETD Genel Başkanı rahatça oraya girebiliyorsa, oyların ne kadar güvende olduğunu sorgulamak lazım” diyen Sarıkaya, “Almanya’da, Alman gümrük sınırlarını aşıp da oyların olduğu yere kadar gelebiliyorsa, AK Parti Türkiye’de neler yapar bilemiyoruz.” şeklinde konuştu.

 

"ARTIK OYLARDAN EMİN DEĞİLİZ"

 

Oy Koruma Komisyonu üyeleri olarak o noktaya girebilmek için bir hafta önceden akredite olduklarını bildiren Sarıkaya şöyle devam etti: "Bütün kimlik bilgilerimiz, pasaport fotokopilerimiz havaalanı yönetimine teslim edildi, konsolosluk tarafından bizim için özel izin alındı. UETD’li Çelik için öyle bir şey söz konusu olmadığı halde oraya nasıl geldi? Bunu Başkonsolosumuz Hüseyin Emre Bey de araştırıyor. Kendisi bizimle birlikte tepki gösterdi. Ama nasıl girdiğini bulamadık. Kafamıza takılan asıl soru; bunu yapan ‘oyları ulaştırma sürecinde bir noktada oy torbalarını da değiştirebilir mi’ sorusu. Her şey olabilir. Oylardan emin değiliz. UETD Başkanı buralara girebiliyorsa AK Parti’nin girmeyeceği hiçbir yer yok demektir. Seçim güvenliği kalmadı."

 

"ÇELİK’İ ORAYA ALAN THY, OYLARI NE YAPAR BİLEMİYORUZ"

 

Oy Koruma Komisyonu Üyesi, MHP temsilcisi Behzat Körpınar ise "Biz oraya akrediteyle girdik. Her partinin birer temsilcisi olacaktı. Biz orada oyları paketlerken Süleyman Çelik geldi. Konsolos Beye sorduk, kendisinin haberdar olmadığını söyledi. THY yetkilisini çağırdı. O arkadaş da, haberi olmadığını söyledi, özür diledi." dedi. UETD Genel Başkanı’nın oraya rahatça girebilmesinin kendilerini kuşkulandırdığını bildiren MHP’li Körpınar, "Tabi THY’ye güvenimizde kuşku oluştu. Çelik, büyük ihtimal THY sayesinde oraya girdi. Buna şahit olduktan sonra yurt dışı oyları konusunda güvenimiz sarsıldı. Biz oy torbalarını neticede THY yetkililerine teslim ediyoruz. Onlar oyları paketliyorlar. Biz uçağa teslim ettikten sonra ne olduğunu bilmiyoruz” diye konuştu.

 

Öte yandan MHP temsilcisi Tansel Çiftçi de seçim güvenliği konusunda aynı endişeleri taşıdığını kaydetti.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Wochen später...

Yazarlar BLOG Video-Galeri Foto-Galeri

POLİTİKA | 18.11.2015 18:02

 

AKP'DEN DİTİB'E BAĞLI DİN GÖREVLİLERİNE "1 KASIM" TEŞEKKÜRÜ

UETD’den Avrupa’daki Diyanet imamlarına “seçim desteği” için plaket!

 

Almanya’da sayıları 900’ü bulan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı camilerdeki din görevlilerinin 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’ye çalıştırıldığı belgelendi.

 

UETD'den Avrupa'daki Diyanet imamlarına "1 Kasım seçimlerindeki katkıları" için teşekkür plaketi!

 

AKP’nin Avrupa teşkilatı olan UETD, DİTİB’e bağlı dernek yöneticilerine ve imamlara 1 Kasım seçimlerinde UETD’ye yaptıkları katkılar için birer plaket vererek teşekkür etti.

 

 

İŞTE O “TEŞEKKÜR” BELGELERİNDEN BİRİ

Gelsenkirchen kentindeki Konak Restaurant’ta gerçekleşen yemekli teşekkür programında verilen “Teşekkür Belgeleri”nin birinde şu ifadeler yer aldı:

 

“Sayın DİTİB Ayasofya Camii Yönetimi

 

1 Kasım 2015 Yurt Dışı Seçimlerinde UETD Ruhr Gelsenkirchen Şubemize vermiş olduğunuz destek ve katkılarınızdan dolayı teşekkürlerimizi sunarız.”

 

UETD'den Avrupa'daki Diyanet imamlarına "1 Kasım" plaketi!

 

UETD’ye katkısından dolayı ödüllendirilen dernekler arasında DİTİB Barbaros Yeni Cami’nin yönetimi de yer aldı.

 

DİTİB camileri, UETD’nin cami önlerinden seçim otobüsleri kaldırması, cami panolarına AKP ve Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu broşürleri asılmasıyla günmede gelmişti.

 

“ALMAN MECLİSİNDE 11 VEKİL VAR, AMA BİZİM CENAHTAN YOK”

Gelsenkirchen’deki etkinlikte verilen “Teşekkür Belgeleri”nde, UETD şube yöneticileriyle birlikte imzası olan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, programa katılan DİTİB dernek yöneticileri, din görevlileri ve işadamlarına teşekkür konuşması yaptı.

 

Seçimlerin bittiğini ve dört yıl boyunca başka seçim olmayacağını hatırlatan Çelik, “Buraya dönmek durumundayız. İki sene sonra Almanya’da seçim var” dedi. Almanya’daki Türklerin geldiği noktaya dikkat çeken Çelik, “Siyaseten de varsınız yavaş yavaş. 11 Milletvekili var Federal Meclis’te. Bir tane Bakan var, ama bizim cenahtan yok” dedi.

 

“Teşekkür belgelerinde, UETD şube yöneticileriyle birlikte imzası olan UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, programa katılan DİTİB dernek yöneticileri, din görevlileri ve işadamlarına teşekkür konuşması yaptı.

 

“OYLARI NASIL KANAZİLE ETTİĞİMİZİ HERKES BİLİYOR”

Bunu siyasi partilere de söyledikleni savunan Süleyman Çelik, “Diyoruz ki bakın biz burda oyları bir yerlere kanalize edebiliyoruz. Bu seçimlere büyük katkısı olacak inşallah. 1 Kasım’da 1 milyon 285 bin civarında oy kullanıldı. Almanya’da kullanılan oyların yüzde 59.6’sı AK Parti’ye gitti. Dünya genelinde oyların yüzde 55.5’i yine AK Parti’ye gitmiş oldu. Oyları nasıl kanalize ettiğimizi herkes biliyor. Dolayısıyla Almanya seçimlerinde artık pasif değil, aktif katılım.” dedi.

 

DİTİB camilerinin siyasallaşmasıyla mücadele eden DİTİB dernekleri eski yöneticisi ve siyasi parti temsilcileri camilerin ve din görevlilerinin AKP’ye çalıştırılmasına sert tepki gösterdi.

 

UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, 1 Kasım Seçimleri için Avrupa’daki 11 seçim bölgesinde kullanılan oyların Köln/Bonn Havalimanı’ndan Ankara’ya gönderilmesi sırasında, akredite olmadığı halde, oyların nakledildiği kargo bölümünde görüntülenmiş, ZAMAN konuyu “AKP’nin Avrupa lobisi yurtdışı seçim güvenliğine gölge düşürdü: UETD’nin gurbetçi oylarının bulunduğu ‘kargo bölümünde’ işi ne?” başlıklı haberiyle gündeme taşımıştı.

 

CAMİ VE DİN GÖREVLİLERİNİN AKP’YE ÇALIŞTIRILMASINA SERT TEPKİ

DİTİB genel merkezi, daha önce, yeni tüzüğün DİTİB’in siyasallaşmasına temel olacağı yönündeki endişelerini haberleştiren ZAMAN’a bir süredir ambargo uyguluyor. DİTİB yönetimi, konuyla ilgili sorularımıza da cevap vermedi. Ancak DİTİB camilerini siyasallaşmasına karşı mücadele eden DİTİB dernekleri eski yöneticisi ve siyasi parti temsilcileri camilerin ve din görevlilerinin AKP’ye çalıştırılmasına sert tepki gösterdi.

 

DİTİB camilerinin siyasallaşmasına karşı mücadele eden DİTİB dernekleri eski yöneticisi ve siyasi parti temsilcileri camilerin ve din görevlilerinin AKP’ye çalıştırılmasına sert tepki gösterdi.

 

DİTİB Rheda-Wiedenbrück Derneği eski üyesi Kamil Aslan, yeni tüzükle DİTİB’in politize edilmemesi için verdiği mücadele yüzünden kendisine “komünist”, “paralelci”, “solcu” gibi denmeyen şeyin kalmadığını aktardı. 2002’de Almanya’ya geldiği günden beri DİTİB’in içinde olduğunu aktaran Aslan, DİTİB’in hizmetlerini desteklediği ancak yeni tüğüğün DİTİB’in siyasallaşmasına imkan tanıdığını kaydetti. Aslan, yeni tüzüğün 4. Maddesinin 7. Bendinde “Gençliğin demokrasi kültürünü benimsemeleri yönünde siyasal altyapı çalışmalarının düzenlenmesi” hükmünün yeraldığına dikkat çekti.

 

“SİZ HİÇ PARTİ PROPAGANDASINI YAPAN KİLİSE GÖREVLİSİ GÖRDÜNÜZ MÜ?”

DİTİB camilerine siyasetin sokulmasına tepki gösteren Aslan, “Siz herhangi bir partinin propagandasını yapan, hatta siyasi parti mitinglerine katılan, parti temsilcileri ile fotoğraf çektiren hiç kilise görevlisi gördünüz mü? İslam dini bu kadar basit mi ki DİTİB siyasi parti ile aynı platformda yürüyor?” diye sordu.

 

DİTİB Eyalet Birliği yetkililerinin cami ziyaretlerinde, ceplerinde AKP’ye ait proşür ve el ilanları getirip dağıttıkları ve bunların camilere asıldığını aktaran Aslan, “Ayrıca bir siyasi partinin seçim propagandalarını paylaşan, hatta seçim mitinglerine katılan din görevlileri hakkında da oldukça çok şikayet gelmekte. Huzursuzluk çıkmaması için isimleri paylaşmıyoruz“ dedi.

 

DİTİB Rheda-Wiedenbrück Derneği eski üyesi Kamil Aslan: "DİTİB içerisindeki siyasallaşma Almanya' da yaşayan Müslümanlara ağır zarar verecektir."

 

DİTİB SİYASALLAŞTIRILINCA CAMİLERDE KAVGALAR YAŞANIYOR!

Dini kurumun siyasallaşmasının mahsurlarına dikkat Aslan, “Özellikler bu yeni tüzükden sonra DİTİB yetkililerinin hatta, DİTİB din görevlilerinin açık açık bir siyasi partinin seçim çalışmalarını yürüttüğünü görmekteyiz. DİTİB yapısı itibari ile din hizmetleri veren bir kurumdur. Siyaset ile bir bağlantısı olamaz. Eğer olursa insanlar arasında kavga çıkar. Nitekim bunun canlı örneğini de geçen yıl Rheda Camisi’nde yaşadık.” dedi.

 

Seçimlerde UETD ve DİTİB tarafından “vatandaşa hizmet“ kılıfı altında cami önlerinden seçim otobüsleri kaldırıldığını hatırlatan Aslan, vatandaşların bu otomüslerde AKP bayrakları asılı olduğu, AKP propagandası yapıldığı ve oy istendiğinden kendilerine yakındığını aktardı. Aslan, “Türkiye’nin bölünmemesi ve birliği için evet mührünü AK Parti’ye vurun şeklinde propaganda yapıldığı gelen şikayetler arasında.” dedi.

 

“DİTİB’DEKİ SİYASALLAŞMA ALMANYA’DAKİ MÜSLÜMANLARA AĞIR ZARAR VERECEK”

DİTİB Rheda-Wiedenbrück Derneği eski üyesi Kamil Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Terör örgütlerinin attığı her adım müslümanlara yafta edilirken, DİTİB içerisindeki siyasallaşma Almanya’da yaşayan Müslümanlara ağır zarar verecektir. Biz Türklerin 50 yılda biriktirdiği kazanımları yok edecek, Almanların gözünde DİTİB dini bir kurumdan daha çok siyasi partinin arka bahçesi, Türkiye’deki diktatör yapının Almanya da ki uzantısı olarak görülecektir.

 

Böyle bir şeyin olmasını asla arzu etmiyoruz, ama DİTİB’in Alman yasalarına aykırı bu davranışlarından dolayı ileride ciddi cezalar ile karşılaşacağını hatta işin boyutunun kapatılma cezasına kadar gideceği düşüncesindeyim.”

 

CHP Almanya temsilcisi Salman Yelken, UETD’nin verdiği teşekkür belgelerinin, AKP’nin camileri ve din görevlilerini oy toplamak için kullandığını ıspatlamış olduğuna dikkat çekti.

 

AKP AVRUPA’DA OYLARINI CAMİLERİ KULLANARAK ARTTIRDI!

CHP Almanya temsilcisi Salman Yelken ise, UETD’nin verdiği teşekkür belgelerinin, AKP’nin camileri ve din görevlilerini oy toplamak için kullandığını ıspatlamış olduğuna dikkat çekerek, “Şaibe ortaya çıktı.” dedi.

 

CHP’nin de kurucusu olan Atatürk’ün laiklik ile din ve devlet işlerini bir birinden ayırdığını hatırlatan Yelken, “AKP özellikle Hizmet Hareketi ile çatışmaya başladıktan sonra camileri ve etnik temelli dernekleri kendi siyasi emellerine alet ediyor. AKP, Avrupa’da oyları arttırdı deniliyor ya; AKP camileri kullandı.” dedi.

 

“DİTİB, AK PARTİ ŞUBESİ GİBİ ÇALIŞIYOR”

AKP’nin camilerde para da dağıttığını duyduklarını aktaran CHP Almanya temsilcisi Salman Yelken, “Camilerde imamlar aracılığı ile para dağıtmışlar. Demek ki plaket verilen imamlar onlar. Ayrıca ücretsiz şekilde otobüslerle sandıklara taşındılar. Camiler zaten hazır ve bekleyen bir topluluktur. AKP de kendi o kanlık, o hırsız emelleri için bu halkı, bu cemiyetleri kullanıyor. Ama ben onlara oyverenlere hep şunu söyledim; siz o hırsız kadar günahkarsınız, onlar kadar cehennemde yanacaksınız“ dedi.

 

Yaşananların, din ve devlet işlerini bir birinden ayıran Atatürk’ün haklı olduğunu bir kez daha gösterdiğine vurgu yapan Yelken, “Bu dönemde DİTİB AKP’nin arka bahçesi haline getirildi. DİTİB AKP’nin yan şubesi gibi çalışıyor.” dedi.

 

CHP Almanya temsilcisi Salman Yelken: "Bu dönemde DİTİB, AKP’nin arka bahçesi haline getirildi. DİTİB AKP’nin yan şubesi gibi çalışıyor."

 

TELEVİZYONLAR KAPATILIYOR, KADINLAR KELEPÇELENİYORSA TERÖRİST KENDİSİDİR!

AKP’nin din örtüsü altına sığındığını belirten CHP Almanya temsilcisi Salman Yelken, “Dini kullanarak hırsızlığını örtbas ediyorlar. Özgürlükleri kısıtlamalarını örtbas ediyorlar. Fethullah Hoca’ya, Hizmet Hareketi’ne terörist diyorlar. Bana göre terörist olan kendisidir. Bugün 13 tane televizyon kanalını kapatıyorsa, gazeteler kapatılıyorsa terörist kendisidir. Kadınlari, çoluk çocuğu kelepçeliyip götürüyorsa terörist kendisidir. Ama dinin arkasına sığınıyor. 13 kanal kapatıldı, 600 kişi işsiz kalmış. Bunların günahını kim çekecek. Halkımız dünyada görülmedik şekilde uyuyor.” dedi.

 

“DİNİ KURUM SİYASALLAŞINCA İTİBARINI KAYBEDER”

AKP’nin arka bahçesi haline geldiği için bir sürü insanın DİTİB camilerine gitmemeye başladığını ifade eden CHP’li Yelken, “AKP kendi siyasetini oraya soktu diyorlar. İnsanlar camilerde ayrışmaya başladılar. Dini kuruluşun bir partiye angaje olması dini kuruluş hüviyesi ve itibarını kaybetmesine sebep olur. AKP siyaseti müslümanlığı her yerde küçük düşürüyor. Müslümanlığı kullandığı için insanlar müslümanlık böyle bir şey sanıyor.” dedi.

 

“CAMİLERİ HER SİYASİ GÖRÜŞTEN İNSANLAR BİRLİKTE İNŞA ETTİ”

MHP temsilcisi Tansel Çiftçi ise din görevlilerinin görevinin toplumu bir arada tutmak, hiç bir siyasi partiyi açıktan destek verememek olduğunu vurguladı. Çiftçi, “O camileri her siyasi görüşten insanlarımız birlikte inşa etti. Camiler devletimizin kurumu, oraya siyasilerin girmesini istemiyoruz“ dedi. AKP yandaşlığı yapan dernek yöneticileri ve imamlara seslenen Çiftçi, “Siyaset hep AK Parti ile devam edecek değildir. Yarın başka siyasi parti geldiği zaman o yöneticiler, imamlar ne diyecek? Cemaatin, camilerdeki evlatlarımızın orda kutuplaşmasını istemiyoruz“ dedi.

 

“YAŞANANLAR DİTİB’İN İTİBARINI SARSMIŞTIR”

Seçimler sırasında kendilerine de, “Camiler AKP bürosu gibi kullanılıyor“ şeklinde şikayetlerin geldiğini aktaran Çiftçi, “Bu durum camilerde gerginliklere neden oluyor. Mesela Moers Ayasofya Camii’nde gerginlikler oldu. Velbert’tekilerle de konuştuk“ dedi.

 

AKP’nin Avrupa’daki oylarını camileri bu şekilde kullanarak arttırdığını belirten Tansel Çiftçi, “Dev kurumlara karşı mücadele ediyorsun. İnsanlarımız hocalarına çok inanır. Biz, hocalarımıza karşı güvensizlik oluşmasın istiyoruz. İbadethanelerimiz Kıyamet Günü’ne kadar hizmete devam edecek. Bir dini kurumun siyasete alet edilmesi en çok yine o dini kuruma zarar verir. Yaşananlar DİTİB’in itibarını sarsmıştır. Dini kurumlar insanları bir arada tutmaya çalışmalıdır. DİTİB devleti temsil ederdi ve sağcısından solcusuna her görüşten insan camilerin yapımında katkıları vardır. Bir zamanlar DİTİB camilerine bir kuruş katkısı olmayanlar şimdi orda hak sahibi oluyor.” diye konuştu.

 

ZİVER ERMİŞ / KÖLN

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.


×
×
  • Neu erstellen...