Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Türk gençleri deist mi oldu?

Çok hızlı ve hararetli tartışan bir toplumuz. Gündeme bir konu düştüğünde, herkez, uzmanı, uzmanı olmayan, külliyen yorum yapar, her akşam televizyonda konuyla ilgili tartışma programları düzenlenir. Ardından 1 veya 2 hafta sonra gündem değişir, bambaşka bir konu gelir ve bu aynı serüveni yeni konuyla yaşarız. Eski konu rafa kaldırılır.

Deizm konusu da bu şekilde gelişti.

Bir ilahiyatçı ortaya bir laf atıyor – tez degil, laf atıyor – köşe yazarları günlerce yazıya benzeyen birşeyler kaleme alıyorlar, TV programlarında konu tartışılıyor ve ardından teşhis konuluyor: Türk gençleri deizme kayıyor.

Bir de buna alelacele yapılan 1-2 araştırmaya ekledinizmi tamamdır. Tabi komplo teorileri de eksik kalmıyor. Madem deizm var, elbette bunu bize aşılayan dış güçler olmak zorunda.

Peki gerçekten deizm diye bir mesele var mı Türkiye´de?

Hemen cevabını vermek gerekirse, dünyanın hiç bir yerinde bir deizm meselesi olmadığı gibi, Türkiye´de de yok.

Deizm, 17. Yüzyılda kilisenin baskısı sonucunda ortaya çıkan bir inanç şeklidir. Bu inanca göre, kainatı yaratan bir Yaratıcı vardır, fakat din sistemi yoktur. Zaten deizmin çıkış sebebi Yaratıcıya değil, kilisenin biçtiği kurumsal inanç sistemine bir ayaklanma ve isyan.

İslam dünyasında ise hiç bir zaman İslam dininin dayattığı bir kurumsal yapı olmadığı için, inanç sistemine karşı böyle bir isyan gerçekleşmemiştir. Evet, zaman zaman pragmatik sebeplerden dolayı oluşturulan kurumlara karşı bir isyan olmuş. Fakat bu kurumların hiç biri İslam dinini, hristiyanlıktaki gibi din olarak temsil etmediği için, isyan kurumlarla sınırlı kalmış. Örneğin hiç bir tarikat, cemaat ve kuruma bağlı olmadan İslam içerisinde kalmak her zaman mümkün olmuştur.


Fakat Hristiyanlıkta kilise kurum olarak Hristiyanlığı temsil ettiği için, hristiyansanız bir kiliseye bağlısınız, bağlı değilseniz, aynı zamanda (inançlı bir hristiyan olsanız dahi) hristiyan değilsiniz. Dolayısıyla kiliseden ayrılanlar, Yaratıcıya inanmalarına rağmen, Hristiyanlıktan çıkmış oluyorlardı. Hristiyan olmadıkları için, diğer dinleri de tanımadıkları veya Hristiyanlıkla aynı zannettikleri için, tüm dinleri reddederek deizm´i bir inanç olarak seçmişlerdir. Zaten deizmi seçmelerinin ana sebeplerinden bir tanesi kiliseyle bağlarını kesmek içindi.

Bugünlere baktığımızda ise, Avrupa´da gerçek manada deizm diye birşey kalmadı. Çünkü 20. Yüzyıldan itibaren modernleşme ve sanayileşmeyle beraber Yaratıcı fikrinden tamamen uzaklaşıldı. Ne Hristiyanlık ne deizm tutunabildi. Bu boşluğu dinden uzak maneviyat sistemleri veya kapitalizm doldurdu.

Amerika´daki deizm fikirleri ise, kilisenin “Akıllı tasarımcı“ fikirleriyle tekrar kiliseyle kaynaştı. Aynısı, önce bir ilahı reddeden, sonradan bilimsel araştırmalar sonucunda tekrar bir ilahın varlığını kabul eden, fakat eski Hristiyanlık anlayışına da dönmek istemeyenler için de geçerli. Bir yaratıcının varlığını inkar edemeyip ama hristiyanlığı da kabul etmeyen kisiler de kendilerine deist diyorlar. 

Kiliseden ayrılanlar da, bir ilaha inandıkları icin inançsız veya kiliseden ayrıldıkları için Hristiyan olamayacakları için kendilerine deist terimini seçtiler, halbuki teolojik olarak bakılsa halen Hristiyanlar, sadece kiliseyi kabul etmiyorlar.                                                                            

İslam dünyasında böyle bir anlayış ne geçmişte, ne halihazırda olmamış. Dolayısyla İslam dünyasında, sadece Türkiye´de değil, var olan sıkıntı deizm değil, İslam´ın içeriğinin yaşanmaması. Yani içi boş, reformlaşmış, bir nevi ibadetsiz bir İslam anlayışı, dolayısıyla ahlak ve maneviyattan uzak bir nesil sıkıntısı var. Bu da yeni bir konu değil, yüzyıllardır her nesilde yaşanan bir sıkıntı. Tarih tekerrürden ibarettir.

Ağırlık verilmesi gereken konu da tam da bu olsa gerek. Asıl sıkıntının bu olduğunu, deizm olmadığını daha önce yapılan geniş kapsamlı araştırmalar da gösteriyor. Gerek Diyanet´in 2014´de yaptığı, gere MAK araştırma şirketinin 2017´de yaptığı araştırmada iman konusunda bir sıkıntı olmadığı, uygulamada, ibadet konusunda gevşek davranıldığı ortaya çıkıyor. MAK araştırmasında %86 bir dine bağlı olduğunu, %6 deist olduğunu, %4 ateist olduğunu ve %4 agnostik olduğunu söylüyordu. Diyanet´in araştırmasında ise %99,2 müslüman olduğunu ifade ediyordu.

Yani İslam dünyasında kendisini deist olarak niteleyen küçük ve marjinal bir kesim, gerçek manada deist değil veya bilim sayesinde bir ilahın varlığını kabul edip İslam´ı kurumsal olarak reddetmiyor. Bu kesim ibadeti, ritüelleri ve maneviyati reddededen sorumsuz ve laylaylom, fakat aynı zamanda müslüman gençlerden oluşuyor.

Kısacası, hristiyan deistler kilise kurumunu reddederken, müslüman deistler ibadetleri reddediyorlar.

Netice olarak Türk halkı, genciyle yaşlısıyla beraber, imanlıdır, fakat uygulamada, ahlak ve maneviyat konusunda eksiklikler var.

Dr. Cemil Şahinöz

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...