Webmaster Geschrieben 22. März 2023 Teilen Geschrieben 22. März 2023 Birlikte yaşama kültürü Birgün almanların yaşadığı bir mahalleye türk bir aile gelir. Adetleri gereği pasta ve börek hazırlarlar ve mahallede yaşayan alman komşuların kendilerine „Hosgeldin“´e gelmelerini beklerler. Aynı mahallede yaşayan almanlar da pasta yaparlar ve türk ailesini ziyarete beklerler, çünkü alman kültürüne göre ilk adımı, ilk ziyareti yeni gelenler yaparlar ve önce kendilerini tanıtırlar. Ardından eskiler „Hoşgeldin“ ziyaretine giderler. Bu kültür farklarını bilmeyen türk ve alman aileleri pastalarıyla yanlız kalırlar. Ama sadece pastalarıyla değil, aynı zamanda bunun gibi küçük anlaşmazlıklar nedeniyle önyargılar da oluşabilir. Örneğin hikayemizdeki türk ailesi „Bizi istemiyorlar, bizi dışlıyorlar“ diyebilir. Aynı semantik ile alman aileleri de „Kendilerini dışlıyorlar, entegre olmak istemiyorlar“ diye düşünebilirler. Böyle küçük anlaşmazlıklar ileride büyük kavgalara, hatta ırkçılığa kadar varabilir. Onun için hemen baştan izale etmek gerekir. Hz. Ali „İnsan, bilmediğinin düşmanıdır“ der. Hakikaten, insan bilmediği birşeye karşı kafasında hemen bir önyargı oluşturabilir. Çünkü bilmediği için bilinçaltındaki bilgiler devreye girer. Halbuki tanıdığı zaman veyahut birşeyin mahiyetini bildiği zaman, düşman dost olabiliyor. Çünkü birşey bilinince farklar değil, ortak noktalar daha fazla göze çarpmaya başlar. Bilinmedipinde ise hep farklar meydandadır. Kültür farklarının olması ise gayet tabidir. Nitekim Kur´an-ı Kerim´de „Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır“ (49:13) diye buyurulur. Yani kültürler farklıdır, ta ki insanlar meraktan tanışsınlar ve sosyal hayatta birbirlerine destek olsunlar. Yoksa bu farklardan dolayı birbirlerine düşmanlık etsinler diye değil. Dolayısıyla tüm farklarımızla beraber yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Her kültürün kendine göre değerleri vardır. Bir kültürde çok müsbet olan bir davranış, başka bir kültürde çok menfi algılanabilir. Saygısızlık olarak görülen bir hareket, başka bir anlayışta gayet normal karşılanabilir. Bu nedenle kendi kültürümüzde olan hassasiyetleri başka kültürlerden bekleyemeyiz. Önce karşımızdakini anlamamız gerekiyor. Yukarıda verdiğimiz pasta örneğinde olduğu gibi, su-i zan etmek yerine, Hz. Ali´nin sözüne binaen önce „bilmemiz“ gerekiyor. Verdiğimiz ayette başka bir husus daha ortaya çıkıyor. İslam dini bu ayet ile her türlü ırkçılığı ve faşizmi ortadan kaldırıyor. Çünkü ırkçılık, yaratılıştan dolayı var olan bir üstünlüğü var sayar. Oysaki mutlak adaletli olan Allah, adaletsizlik etmez. Hiçbir ırkı başka bir ırkın üstünde veya altında yaratmaz. Ayet´de de ifade edildiği gibi, herkes eşittir. Üstünlük ancak takva ile olabilir. Veda Hutbesinde Hz. Muhammed (sav.) „Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanızda birdir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın arab olmayana arab olmayanında arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah´tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır.“ hitabıyla tüm asabiyet fikrini, ırkçılığı ayakları altına alıyor. Özetle birlikte yaşama kültürünü geliştirebilmek için öncelikle kültürlerin ve değerlerin farklı olduğunu kabul etmemiz, her kültürün kendine göre doğruları ve yanlışları olduğunu benimsememiz, karşımızdaki kültürü tanımak için adımlar atmamız ve diyaloğa geçmemiz gerekiyor. Dr. Cemil Şahinöz, Referans Dergisi, Ocak, Şubat, 2020 Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.