Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

"Neme Lazim"

 

Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmis oldugu devletin akibetini hayâl eder, günün birinde “Osmanogullari da inise gecer cökmeye yüz tutar mi?” diye derin derin düsünmeye baslar...

 

Bu gibi sorulari cogu zaman süt kardesi meshur âlim Yahyâ Efendi’ye sordugundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdigi mektubu kesfine inandigi Yahyâ Efendi’ye gönderir: “Sen ilahî sirlara vâkifsin. Kerem eyle de bizi aydinlat. Osmanogullari’nin âkibeti nasil olur? Bir gün olur da izmihlâle ugrar mi? Bir devlet hangi halde cöker?” seklinde mektubunu gönderir.

 

Güzel bir hatla yazilmis mektubu okuyan Yahyâ Efendi’nin cevabi bir bakima cok kisa, ve üstelik bir bakima da icinden cikilmaz bir hâl alir. Yahyâ Efendinin cevabi:

 

“Neme lâzim be Sultânim!”

Topkapi Sarayi’nda bu cevabi hayretle okuyan Sultân, bir mânâ veremez. Yahyâ Efendi gibi bir zâtin böylesine basit bir cevapla isi gecistirecegini pek düsünmez. Söylenmeye baslar: “Acaba bilmedigimiz bir mânâ mi vardir bu cevapta?”

Nihayet kalkar, Yahyâ Efendi’nin Besiktas’taki dergâhina gelir. Sitem dolu sorusunu tekrar sorar:

 

“Agabey, ne olur mektubuma cevap ver. Bizi gecistirme, soruyu ciddiye al!”

 

“Sultânim, sizin sorunuzu ciddiye almamak kâbil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düsündüm ve kanaatimi de acikca arz ettim.”

 

“Iyi ama bu cevaptan bir sey anlamadim. Sadece “neme lâzim be Sultânim!” demissiniz. Sanki ´Beni böyle islere karistirma´ der gibi bir anlam cikariyorum.”

 

“Sultânim! Bir devlette zulüm yayilsa, haksizlik sâyi olsa, isitenler de “neme lâzim” deyip uzaklassalar, sonra koyunlari kurtlar degil de cobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaclarin, yoksullarin, kimsesizlerin, feryâdi göklere ciksa da bunu da taslardan baskasi isitmese, iste o zaman devletin sonu görünür.

Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi bosalir, halkin itimâd ve hürmeti sarsilir. Asayise itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Cöküs ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir...”

Bunlari dinlerken aglamaya baslayan koca sultan, söyleneni basini sallayarak tasdîk eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir âlime memleketinin sahip oldugu icin Allah’a sükreder. Yahya Efendi'ye ise bu tür tenbihlerini mutlaka söylemesi gerektigini anlatir.

 

Ilgili mektup, Topkapi Sarayi´nda sergilenmektedir.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...