Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Bu soru hakkinda ne düsünüyorsunuz. Klasik tefsirlere baktigimizda Risale-i Nur cok farkli birsey. Zaten Üstad Sualar ve Tarihce-i Hayatta Risale-i Nurun klasik bir tefsir olmadigini söylüyor.

 

Fakat Risale-i Nur Külliyati olarak mesela Lahikalarida icine aliyoruz. Acaba gercekten Lahikalarida tefsir olarak ele almak ne kadar dogru acaba?

 

Siz ne düsünüyorsunuz?

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Zaten Üstad Isaretül Icazda Risale-i Nurun klasik bir tefsir olmadigini söylüyor.

 

zaten klasik tefsir olan birtek isaretül icaz var. Üstad eski said döneminde günün ihtiyaclarina cevap verebilen, islami taze bilgilerle destekleyen yeni bir tefsir yazmak istiyor. Üstadda klasik tefsir yazacak bilgi ver birikim fazlasiyla bu dönemde var. Isaretül icaz ile Bakara suresini tefsir etmeye basliyor, hangi sartlarda yazdigini biliyorsunuz. Ancak rusyada esir kampi almanya üzerinde istanbula gelmesi, mecliste gördükleri, sosyal ve politik gidisatin getirdigi sorgulamalar onu bu düsüncesini degistiriyor ve kurani kerimi ve islami hakikatleri fikri saldirilardan korumak üzere Kuranin belirli ayetlerini ve yer yer hadisleri tefsir etmeye karar veriyor. Risalelerin farki buradan kaynaklaniyor. Lahikalar ise daha ziyade isin hizmet yönüne ve risalenin önemine dair mevzulara bakiyor.

Ancak üstad isaretül icazi yarim birakiyor, ondan vazgecmiyor. Bir yerde ileride nur talebeleri bu tefsire devam etsinler diyor. Gerci bu konu hic gündeme gelmiyor. Belki daha erken, buna hazir degiliz, ama unutmamali ki bu Üstadin bir manada bir vasiyetidir. (kanimca bunu her ilimde vakif bir heyet yazabilir-ki hocaefendide ayni sey söylüyor)

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Yazdiklarina katiliyorum, fakat soruma tam cevap alamadim ;-)

 

Lahikalarin tefsir olarak taninmasi nekadar dogru?

 

Isaretül Icazin devamin gelince: Bence tamamen aynisi devam yazmak cok cok zor. Cünkü Üstad bu eserinde kalsik tefsirdende ileriye gidiyor. Sadece ayet ayet degil, harfleri, noktalari fahi tefsir ediyor. Kanaatimce bu müthis zor olsa gerek. Tabiki ayet ayet tefsir etmek icin bir heyet kurulabilir. Ama bunada hic bir babayigit yanasmaz.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Yazdiklarina katiliyorum, fakat soruma tam cevap alamadim

 

Lahikalarin tefsir olarak taninmasi nekadar dogru?

 

öncelikle lahikalar tefsir mi degilmi ona bakmak lazim. Tefsirden kasit ayetlerin degisik acilardan aciklanmasi olduguna göre. Lahikalar belki bütünü itibariyle bu degil ama bir kisminda buda var, bir kismida indirek Kurani müdafaa ediyor. Bu acidan zor bir soru. Ben kanaati acizanemce lahikalar tefsir degilse bile tefsir serhidir. Ama oalbilir diyorum, daha bilgili abilere sormak lazim.

 

Isaretül Icazin devamin gelince: Bence tamamen aynisi devam yazmak cok cok zor. Cünkü Üstad bu eserinde kalsik tefsirdende ileriye gidiyor. Sadece ayet ayet degil, harfleri, noktalari fahi tefsir ediyor. Kanaatimce bu müthis zor olsa gerek. Tabiki ayet ayet tefsir etmek icin bir heyet kurulabilir. Ama bunada hic bir babayigit yanasmaz.

 

 

Bence bu kapiyi kapatmamak lazim, insanlari arastirmaya itmek lazim. Risaleler genel itibariyle ayetleri tefsir ediyor ama zaman icinde manasi acilacak bilimsel gelismelerle acilacak ayetler de var. O yüzden bunun sulandirilmadan tesvik edilmesi gerekir. Ama cok ciddi bir heyet olmali ve bu heyette hekim, edebiyatci, kimyaci, astronom, mühendis vs de olmalidir. Ilahiyatcilar icin ise aklimda adaylar var bile ;)

 

Adem

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

evet. Su anda Kuran konusunda uzmanlasmis, tecrübeli, güvenilir, Kuran hakkinda sayisiz kitap yazmis abilerimiz var. Diyebilirimki Kuran konusunda Türkiyede üzerlerine adam yok. (diger alimlerimizde degerlidir onlarin hakkini yemek istemem)

 

Davud Aydüz

Ali Ünal (Son tefsir meali bir devrimdir!)

Muhittin Akgül

Suat Yildirim

 

Bu yazarlar sadece Kuran hakkinda spesifik konular halinde kitaplar yaziyorlar. ve hepside risalelere vakif!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

hayrettin karaman önemlii bir alim ama uzmanlik alani fikih. Mustama imamoglu kim? Mustafa islamoglunumu kastediyorsun? saygi duymakla beraber biraz aykiri bir ses, genel gecerli bir alim degil. Ben sahsen bir iki cok önemli hatasini gördüm. Ben böyle bir eseri ona emanet etmem.

 

Fethullah Gülenin ise bu heyette yazacagini sanmiyorum. Gerekli görseydi baskalarina yazmalarini tavsiye etmezdi. Yoksa tabiiki bilgi olarak bir otorite.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

bu konu bana nahos geliyor , neden cünkü biz önce su muazam külliyati okumaya ve hayata gecirmeyi tasvip edelim yasayalim bize yetmiyormu bu asrin ilaci??? bence yetiyor:)

yetmiyorsa herksin bildigi isimler(risale vakif olan hayatini onalr geciren) vardir bulunudgu mesrepde...hakkinizi helal edin cok uzatim...

wassalam

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Ben bu konuda sana katilmiyorum. Unutmaki isaretül icazin devaminin yazilmasi istegide yine o bize yetiyor dedigin nurlarda yaziyor. Tabiiki nurlar imani konularda tatmin edici ve yeterli cevaplar veriyor. Kalbi nurlandirdigi gibi akli da nurlandiriyor. Ancak kalkarda artik kuran hakkinda hic kitap yazilmasin dersek yine ayni risaledeki kuranin bitmez bir hazine oldugu gercegiyle celismis oluruz. Kaldiki karsilastirma yanlis, yani bu yazilacak tefsirin risalei nurun yerini aliyor gibi düsünmek büyük hata, cünkü ikisi farkli kategoriler.

 

Simdi risaleler bize yetiyor diye tüm ilahiyat fakültelerini kaldirsak, fikih alimi yetistirmesek, tefsir anabilim dallarini acmasak Kurana iyi bir sakird mi olmus olacagiz?

 

Bazen biz sanki Üstadin "risaleler bize yeter, baska eserlerle ugrasmaya gerek yok" sözünü yanlis anliyoruz. Eger yazilacak tefsir risalei nur ile zitlik barindirmiyorsa, kurani Kerimi son yillardaki edebi, bilimsel ve sosyal gelismelerle tefsir ediyorsa bunda cekimser olacak hicbir sey yoktur zannimca.

 

Adem

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

  • 3 Jahre später...

Hayirli sabahlar,

 

beni yanlis anlamyin. Niyetim gercekden düsüncenizi bu konuda ögrenmek veyahut sizden bu konuda yardim istemek.

Risaleyi Nur külliyati bir klassik Kitabmidir Islamda? yani mesela islami dallarda hanggi kategoridedir? veyahut halk icin yazilmis

bir kitabmidir? Ben mesela kiyas yaparsam, akaid ve tefsir kitablari gibi degil sanki. Yani alimlerin Referanz kullandiklari kitablar degil,

sadece Halkin inspiration edebilmesi icin, dine yaklastiran bir vesile. Sizce dediklerim hakkinda ne düsünüyorsunuz? veyahut bu konu

hakkinda bir makale veyahut yazi varmidir? yardimci olursaniz memnun kalirim.

 

Ve Said Nursi hakkinda mesela hangi islami universiteyi bitirdigi ve hangi dallarda mezun oldugu hakkinda bilgi verirmisiniz?

kendisinin dahi oldugu söyleniliyor. Yani normal birisi degildi. süper zekali birisi. ALLAH rahmet etsin!

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Risale-i Nur bildigimiz bir tefsir. Klasik tefsir degir. Üstadin Isaratül Icaz eseri klasik bir tefsir.

 

Üstad zamanindan "Üniversitelerde" okunmuyordu :) Osmanli sisteminden 3 okul sistemi vardi. Üstad bunlarin hepsini daha 12 yasindayken bitirdi ve bu yüzden kendisine "Bediüzzaman" lakabi ve alim cübbesi verildi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Risale-i Nur bildigimiz bir tefsir. Klasik tefsir degir.

 

Cok dogru! Yani Islam alimlerine sorsan aynisini derler. Metod olarak diger tefsir kaidelerine uymuyor. Genel Bütün kitablari.

 

Üstadin Isaratül Icaz eseri klasik bir tefsir.

 

Bu benim icin yeni bir haber. Bunun almancada ismi ne?

 

Osmanli sisteminden 3 okul sistemi vardi. Üstad bunlarin hepsini daha 12 yasindayken bitirdi ve bu yüzden kendisine "Bediüzzaman" lakabi ve alim cübbesi verildi.

 

Duyduklarimi yalanlamayan tam tersine isbatlayan sözler. Kendisinin bir süper zekaya sahib olan bir sahsiyet. Ò zamanki dini ilimleri kavramis hizlicana.

Ama hangi bölümlerde agirligini verdigi acikcana belli degil. Kiablarindan Itikadi ve IMani konulara sarildigi cok acik.

 

Tskler!

 

 

 

 

 

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Isaratül Icazi tercüme etmek cok zor :) Okuyunca anlarsin. Üstad o orada yep yeni bir metod gelistiriyor. Hem ayet ayet, hem kelime kelime, hem de harf harf tefsir ediyor. harf harf :) düsün yani. Onun icin bu eser El Ezher´de Tefsir bölümünde zorunlu okunmasi gereken kitaplar arasinda geciyor.

 

Türkcesini bizim forumdan okuyabilirsin: http://forum.misawa.de/forumdisplay.php/216-Isarat%C2%B4%C3%BCl-I%C2%B4caz

 

Üstad, ilk dönem farkli kitaplarda yaziyor. Mesela Uslup, Retorik, Mantik ve hatta Matematik kitabi bile yaziyor. Ama 1923den sonra bütün ömrünü sadece Imani meselelere harciyor, cünkü bu zamanda en önemli meselenin iman meselesi oldugunu söylüyor.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Isaratül Icazi tercüme etmek cok zor smile.png Okuyunca anlarsin. Üstad o orada yep yeni bir metod gelistiriyor. Hem ayet ayet, hem kelime kelime, hem de harf harf tefsir ediyor. harf harf smile.png düsün yani. Onun icin bu eser El Ezher´de Tefsir bölümünde zorunlu okunmasi gereken kitaplar arasinda geciyor.

 

 

Harf Harf tefsir etmek yeni bir sey degilki. Fahreddin Razi tefsirleride bu derecede . Sadece Besmele tefsirinde sayfalarca yazmistir. Asrin Müceddidi diye biliniyor alimler huzurunda. Benim metoddan anladigim Tefsir Usulu, Akaid Usulu, Fikih Usulu gibi..

Ama duyduklarima göre, aynen biraz önce dedigin gibi, her risale tefsir usule göre yazilmamistir. Ve Said Nursinin bir usule dayanarak tefsir etmemis. Daha cok halk ile irtibat baglamis bir sahsiyet... Halki irsad ve tezkiye bakimindan yazilmis kitablar. Bu benim duyduklarimdan ve anladiklarim..

 

Hangi eser, yani isaratul icazmi? ama klassik Literatur icine girmiyor.

 

 

Mesela Uslup, Retorik, Mantik ve hatta Matematik kitabi bile yaziyor.

 

Inanirim Tabi! Uyuyor.

 

Ama 1923den sonra bütün ömrünü sadece Imani meselelere harciyor, cünkü bu zamanda en önemli meselenin iman meselesi oldugunu söylüyor.

 

Hem o zaman cok tehlikeli bir zamandi. Tskler ederim Bilgiler icin, cok önemli mesele.

 

Türkcesini bizim forumdan okuyabilirsin: http://forum.misawa.de/forumdisplay....BCl-I%C2%B4caz

 

Tskler. Okumak istedigim kitablar arasinda.

Bunun almancasi yani yokmu? agir oldugundan...

Bearbeitet von Sunnit
Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

RİSALE-İ NUR NEDİR VE NASIL BİR TEFSİRDİR?

Kur'ânın hakikatlarını müsbet ilim anlayışına uygun bir tarzda izah ve isbat eden Risale-i Nur Külliyatı, her insan için en mühim mesele olan "Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gideceğim? Vazifem nedir? Bu mevcudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve hakikatları nedir?" gibi suallerin cevabını vâzıh ve kat'î bir şekilde, çekici bir üslûb ve güzel bir ifade ile beyan edip ruh ve akılları tenvir ve tatmin ediyor.

Yirminci asrın Kur'an Felsefesi olan bu eserler, bir taraftan teknik, fen ve san'at olarak maddiyatı, diğer taraftan iman ve ahlâk olarak mâneviyatı câmi ve havi olacak Türk medeniyetinin, sadece maddiyata dayanan sair medeniyetleri geride bırakacağını da isbat ve ilân etmektedir...

Risale-i Nur nasıl bir tefsirdir?

Tefsir iki kısımdır. Birisi: Malûm tefsirlerdir ki, Kur'anın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânalarını beyan ve izah ve isbat ederler. İkinci kısım tefsir ise: Kur'ânın imanî olan hakikatlarını kuvvetli hüccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir. Bu kısmın çok ehemmiyeti var. Zâhir malûm tefsirler, bu kısmı bazan mücmel bir tarzda dercediyorlar; fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannîd feylesofları da susturan bir mânevî tefsirdir.

Risale-i Nur sübjektif nazariye ve mütâlâalardan uzak bir şekilde, her asırda milyonlarca insana rehberlik yapan mukaddes kitabımız olan Kur'ânın hakikatlarını rasyonel ve objektif bir şekilde izah edip insaniyetin istifadesine arzedilen bir külliyattır.

Risale-i Nur!.. Kur'an Âyetlerinin nurlu bir tefsiri... Baştan başa îman ve tevhid hakikatlarıyla müberhen... Her sınıf halkın anlayışına göre hazırlanmış... Müsbet ilimlerle mücehhez... Vesveseli şübhecileri ikna ediyor... En avamdan en havassa kadar herkese hitab edip, en muannid feylesofları dahi teslime mecbur ediyor...

Risale-i Nur!.. Nurlu bir külliyat... Yüzotuz eser... Büyüklü küçüklü risaleler halinde... Asrın ihtiyaçlarına tam cevab verir... Aklı ve kalbi tatmin eder... Kur'an-ı Kerim'in yirminci asırdaki -lâfzî değil- manevî tefsiri...

İsbat ediyor!.. Akla gelen bütün istifhamları... Zerreden Güneşe kadar îman mertebelerini... Vahdaniyet-i İlâhiyyeyi... Nübüvvetin hakikatını...

İsbat ediyor!.. Arz ve Semavatın tabakatından, melâike ve ruh bahsinden, zamanın hakikatından, Haşir ve Âhiretin vukuundan, Cennet ve Cehennemin varlığından, ölümün mahiyet-i asliyesinden ebedî saadet ve şekavetin menbaına kadar... Akla gelen ve gelmeyen bütün imanî meseleleri en kat'î delillerle aklen, mantıken, ilmen isbat ediyor... Pozitif ilimlerin müşevviki... Riyazi meselelerden daha kat'î delillerle aklı ve kalbi ikna edip, merakları izale eden bir şaheser..

Bu mânevi tefsir; "Sözler", "Mektubat", "Lem'alar", "Şualar" diye dört büyük kısımdan müteşekkil olup, yekûnu yüz otuz risaledir.

***

Büyük şâirimiz, edebiyatımızın medâr-ı iftiharı merhum Mehmed Âkif, bir üdebâ meclisinde, "Viktor Hügo'lar, Şekspirler, Dekartlar; edebiyatta ve felsefede, Bediüzzaman'ın bir talebesi olabilirler." demiştir.

***

Bediüzzaman, beşeri Risale-i Nur'la sefâhet ve dalâletten kurtarırken, korku ve dehşet vermek tarzını tâkib etmiyor. Gayr-ı meşru bir lezzetin içinde, yüz elemi gösterip, hissi mağlûb ediyor. Kalb ve ruhu hissiyata mağlûb olmaktan muhafaza ediyor. Risale-i Nur'da müvazenelerle küfür ve dalâlette, bir zakkum-u Cehennem tohumu olduğunu ve dünyada dahi Cehennem azabları çektirdiğini ve îman ve İslâmiyet ve ibâdette, bir Cennet çekirdeği ve leziz lezzetler ve zevkler ve Cennet meyveleri bulunduğunu, dünyada dahi bir nevi mükâfata nâil eylediğini isbat ediyor.

***

Kur'an-ı Azîmüşşan bütün zamanlarda gelip geçen nev'-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve ferdlerine hitaben Arş-ı A'lâdan irad edilen İlahî ve şümullü bir nutuk ve umumî, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmi'dir.

Bu itibarla zamanca, mekânca, ihtisasça daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur'an-ı Azîmüşşan'a tefsir olamaz. Çünki Kur'anın hitabına muhatab olan milletlerin, insanların ahval-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi' bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir ferd vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki, ona göre bir tefsir yapabilsin. Hem bir ferdin mesleği ve meşrebi taassuptan hâlî olamaz ki, hakaik-i Kur'aniyeyi görsün, bîtarafane beyan etsin.

Hem bir ferdin fehminden çıkan bir dava, kendisine has olup, başkası o davanın kabulüne davet edilemez. Meğer ki bir nevi icmaın tasdikine mazhar ola.

Binaenaleyh Kur'anın ince manalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasininin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlarının tesbitiyle, herbiri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkikîn-i ülemadan yüksek bir heyetin tedkikatıyla, tahkikatıyla bir tefsirin yapılması lâzımdır.

Nitekim kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tedkikatından geçmesi lâzımdır ki, umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniye husule gelsin; ve icma-ı millet, hücceti elde edebilsin.

Evet Kur'an-ı Azîmüşşan'ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nafiz bir içtihada mâlik ve bir velayet-i kâmileyi haiz bir zât olmalıdır. Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar ancak yüksek ve azîm bir heyetin tesanüdüyle ve o heyetin telahuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassuplarından âzade olarak tam ihlaslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur. İşte Kur'anı ancak böyle bir şahs-ı manevî tefsir edebilir.

***

İşte büyük ülemâ-i İslâm ve meşâyih-i kiram çok tecrübe ve imtihanlarla şöyle bir kanaata varmışlardır ki: Bediüzzaman ne söylerse hakikattır. Bediüzzaman'ın eserleri, sünuhât-ı kalbîye olup, cumhur-u ülemânın tasdik ve takdîrine mazhardır.

***

Risale-i Nur, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyân'ın bu asırda bir mu'cize-i mâneviyesi olan yüksek ve parlak bir tefsiridir. Evet Risale-i Nur kalblerin fatihi ve mahbubu, ruhların sultanı, akılların muallimi, nefislerin mürebbi ve müzekkîsidir.

***

İşte Bediüzzaman Said Nursî; Kur'an-ı Kerîm'deki bu asrın muhtaç olduğu hakikatları keşfedip, Nur Risalelerinde, herkesin kabiliyeti nisbetinde istifade edebileceği bir tarzda tefsir ve îzah etmek muvaffakıyetine mazhar olmuştur. Bunun içindir ki: Risale-i Nur, emsali görülmemiş bir şâheserdir kanaatına varılmıştır.

Tarihçe-i Hayattan

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...