Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Van Gogh gibi deðil, Þems gibi

Dücane Cündioglu, 08.08.2010, Yeni Þafak

 

 

Duvar, katil duvar yolumu biçtin,

 

Kanla dolu sünger beynimi içtin!

 

Bir cezaevi avlusunda hiç volta atmamýþ birinin, þairin bu dizelerde tasvir etmeye çalýþtýðý duygularý anlamasý neredeyse imkânsýzdýr.

 

Nasýl anlasýn, anlayamaz. Esaret duygusu bizzat deneyimlenmedikçe taklid edilemez, baþka bir deyiþle yeniden üretilemez.

 

Uyarmadý demeyiniz, empati kurmak, aslâ "yeniden üretmek" (reproduction) anlamýna gelmez.

 

Yeniden üretmek ve yeniden yaþamak... Düþünceleri deðil, ancak duygularýný yeniden-yaþayabiliriz. Bir tür sanatçý duyarlýlýðý gerek. Bir tür annelik hassasiyeti.

 

Baþkasýnýn ruhunda olanýn kopyasýný çýkarmak ve yeniden-yaþamak en insanî tarafýmýz belki de.

 

En insanî ve en ilahî...

 

* * *

 

Her üç-beþ adýmda yürüyüþünüzü engelleyen, yolunuzu kesen bir duvar tahayyül ediniz. Üstelik dört bir yanýnýzda... önünüzde... arkanýzda... saðýnýzda... ve solunuzda...

 

Her tarafýnýz duvar... Bir tek yukarýsý müstesna. Þanslýysanýz göðü görebilirsiniz, hiç deðilse bir tel örtünün ardýndan...

 

Biraz sonra üstünüzde de bir duvarýn (!) yer aldýðý koðuþunuza girmek zorunda kalacaðýnýzý düþünürseniz, bu kadarý da bir nimettir.

 

Kelâm ve Akaid kitaplarýmýzda Tanrý'nýn cihât-ý sitte'den münezzeh olduðu yazýlýdýr. Altý yönden yani.

 

Tanrý'nýn önü-arkasý, saðý-solu, altý-üstü yoktur bu yüzden. Ýnsanýnsa vardýr.

 

Yanýn, yönün varsa özgür deðilsin demektir. Özgür, yani münezzeh...

 

Sýnýrlýsýndýr çünkü. Mekânla. Sonlusundur ayný zamanda. Zamanla.

 

Ýnsan iþte, sýnýrlý ve sonlu. Mekanla ve zamanla...

 

Peki ya esirler veya mahkumlar?

 

Onlar iki kez sýnýrlý, iki kez sonlu.

 

* * *

 

Hapishane Avlusu (1890).

 

Van Gogh'un en müstesna tablolarýndan birinin adý.

 

Geçen hafta Moskova'da Puþkin Güzel Sanatlar Müzesi'nde karþýmdaydý.

 

Hayret içinde seyrettim. Hüzünle. Acýyla. Huþûyla. Önünden ayrýlamadým. Þaþmýþ, þaþakalmýþtým.

 

Van Gogh'un hapishane deneyimi yoktur. Fakat bir duygu bu kadar mý yaþanmýþcasýna anlatýlýr, bu kadar mý içten, bu kadar mý sahici?

 

Esaret duygusu. Özgürlük duygusunun yitimi. Dört duvarla yollarý kesilen adamlarýn içine düþtüðü o fasid daire. Bir türlü içinden çýkýlamayan o lânet olasý kýsýr döngü. Ýnsaný kuþatan çember. Nefesini daraltan pranga. Hapishane avlusu.

 

Duvarlarla yolu biçilen, süngerlerle beyni içilen otuzyedi adam.

 

VE o kasvetli dünyanýn içinden göðe yükselen iki beyaz kelebek.

 

Bu tabloyu yaptýktan bir süre sonra Van Gogh tabancasýný göðsüne sýkacaktýr. Tam da 37 yaþýnda.

 

Resmi yaptýðýnda St. Remy Kliniði'nde tedavi altýndadýr ve aðýr buhranlar içindedir.

 

* * *

 

Üþenmemiþ, birkaç yýl önce —bir talebemle birlikte— Fransa'nýn güneyinde (Arles yakýnlarýnda) St. Rémy'deki o manastýr hastahanesini ziyaret etmiþtim. Odasýný... O küçücük odada neler çekmiþ, hangi buhranlarla boðuþmuþ olabileceðini tahayyül etmeye çalýþmýþtým. Cinnetini.

 

Bir manastýr odasýydý. Penceresi görece geniþ bir alana, aþaðýda küçük bir bahçeye, duvarýn ardýndan da geniþ tarlalara bakýyordu. (Nitekim bu pencereden bakarak yaptýðý resimler sanatseverlerin malumudur).

 

[yasal uyari vardir.... kirpiyorur yaziyi bu noktada: tüm makale: http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=23473&y=DucaneCundioglu]

 

* * *

 

Van Gogh Hapishane Avlusu'nu, küçük bazý deðiþikliklerle, Gustave Doré'nin 1872 tarihli bir gravüründen hareketle yapmýþtý. Yani onu sýnýrlayan duvarlar dýþarýda deðil, içindeydi.

 

Kasvet. Keder. Elem. Hüzün.

 

Kendi hapishanesini çizmiþti aslýnda. 37 yýllýk ten hapishanesini.

 

Tende mahpus kalmýþ bir canýn sýkýntýlarýný yaþýyordu. Kendi gölgesinin dýþýna sýçrayamamanýn ýzdýrabýný.

 

Taþtan duvarlar deðil, etten duvarlar arasýndaydý.

 

Ten kafesinin parmaklýklarýný kendi elleriyle kesip can kuþunu uçurmayý baþarmýþtý sonunda.

 

Kendisine baðýþlanan cinnet nimetiyle özgürlüðüne kavuþmuþtu. Ölmüþtü.

 

Sizin anlayacaðýnýz, volta atmasýna gerek kalmamýþtý artýk.

 

Volta atmasýna, yani resim yapmasýna.

 

* * *

 

Ben avluda volta atarken ilk dizeyi þöyle deðiþtirir de söylerdim: Duvaaaar, duvaaaar, katil duvar yolumu biçtin...

 

Hem de baðýra baðýra...

 

Ancak çok sonra anlayacaktým ki aslýnda yolumu biçen karþýmdaki beton duvarlar deðil, bizzat kendimmiþim.

 

Duvar da bendeymiþ, sünger de. O meþ'um duvarýn ustasý da benmiþim, beynimi içen o kan dolu süngeri sýkan da...

 

Yýkmam gereken duvarýn hakikatini öðrenmem için yýllarýn geçmesi gerekiyormuþ.

 

* * *

Dikkat et, ey talib, 'yýktým' demiyorum, sadece 'öðrendim' diyorum.

 

Ten duvarýný yýkmak için yýllarýn geçmesi gerekmez, ölmek yeterli.

Van Gogh gibi deðil ama, Þems gibi.

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...