Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Bir Hakikat Arayýcýsý: Gazâlî

 

Ýmam Gazâlî... hem kýlý kýrk yarýcý bir hakîm (filozof)... hem inancýný aklýyla uzlaþtýrabilen bir kelâmcý (teolog)... hem de sahip olduklarýný onlara sahip olduktan sonra terkedebilme cesaretini göstermiþ aþk ehli bir sûfî (mistik)...

 

Bu yazý —kendi talepleri üzerine— NTV-Tarih dergisinin Mart 2010 sayýsý için yazýlmýþtý. Ancak yazým —iznim alýnmadan ve bana haber verilmeksizin— makaslandý ve ne yazýk ki sansürlü haliyle yayýmlandý. Aþaðýda, ideolojik-makas kullanýlarak sansürlenen makalemin aslýný okuyacaksýnýz. Üstesinden gelebilir miydim bilemiyorum ama her ay benzer biçimde Doðu'dan veya Batý'dan, bir düþünürün veya sanatçýnýn kýsa bir portresini yazmaya kendimi ikna bile etmiþtim. Üzgünüm.

 

* * *

 

Ýmam Gazâlî... hem kýlý kýrk yarýcý bir hakîm (filozof)... hem inancýný aklýyla uzlaþtýrabilen bir kelâmcý (teolog)... hem de sahip olduklarýný onlara sahip olduktan sonra terkedebilme cesaretini göstermiþ aþk ehli bir sûfî (mistik)...

 

Kýsaca dinî düþüncenin üç temel yönelimini de —hiçbirini diðerine fedâ etmeksizin— kucaklayan müslüman düþünürlerin önderi. Nitekim kendisinin hâlâ Ýmam olarak anýlmasýnýn asýl nedeni de bu!

 

Nedir bu üç yönelim?

 

Felsefe, Kelâm ve Tasavvuf. Baþka bir deyiþle: Akýl, Ýnanç ve Zevk!

 

Akýl ile inancý zevkle birleþtiren adamdýr Gazâlî!

 

Akla dayanan kuþkularý kýlýç kadar keskin, imana dayanan itikadý granit mermer kadar sert, ve fakat aþktan beslenen gönlü bir umman büyüklüðünde geniþ ve derin.

 

Çaðdaþ dünyanýn en büyük sorunu, aklý-selim (düþünce) ile kalb-i selim (duygu) arasýndaki dengeyi kuramýyor olmasý deðil midir?

 

Entelektüel açýdan böyle bir dengeyi gözeten çaðdaþlarýmýzýn, kürsüsünün önünde tevazûyla diz çökmeleri hâlinde, bu büyük ustadan öðrenecekleri çok þey var.

 

* * *

 

Bu olumlu vasýflarýna raðmen, Ýmam Gazâlî, bazý çevreler tarafýndan, ne yazýk ki Ýslâm dünyasýnda bilim ve felsefenin ilerlemesine darbe vuran bir yobaz olarak tanýtýlmýþtýr.

 

Bilgi eksikliðinden çok ideolojik niyetli bir suçlama!

 

Ne garip deðil mi, Gazâlî'yi suçlayan sözde savcýlarýn tümü de bizim çaðdaþlarýmýz.

 

Gazalî'nin biricik suçu, bir Selçuklu dönemi düþünürü olmasýydý. Çünkü Gazâlî sonrasýnýn mahkûm edilmesiyle birlikte tarihen Selçuklu ve Osmanlý dönemi düþünce mirasýnýn reddedilmesi de kolaylaþýyordu.

 

Suçlamanýn ardýnda sadece düþünsel etmenler rol oynamaz; bilâkis medeniyet, ýrk, din, mezheb ayrýlýklarý, bizzat Gazâlî karþýtlýðý üzerinden geçici ittifaklarýn harcý hâline gelir.

 

Birbirinden kopya yoluyla çoðaltýlan gerekçeli kararda yer alan en büyük suç unsuru ise aslýnda düþüncenin bir opus magnumu, bir þâh eseri:

 

Tehafüt'ül-Felâsife, yani Filozoflarýn Tutarsýzlýðý.

 

Gazalî bu kitabýnda, devrin iki büyük filozofu Fârâbî ile Ýbn Sina tarafýndan temsil edilen felsefe tasavvurunu eleþtirir. Ancak eleþtirmeden önce, eleþtireceði düþünce biçimini yansýz bir biçimde serimlemek amacýyla baþka bir ön-metin yazar:

 

Mekasýd'ul-Felâsife; yani Filozoflarýn Düþünceleri.

 

Bu hazýrlýk safhasýnýn bir diðer ürünü de kapsamlý bir mantýk metnidir.

 

Miyar'ul-Ýlim, yani Kesin Bilgi'nin Ölçütü.

 

Bu basit bilgiler, bir tek hususa dikkat çekmek için aktarýldý; en insafsýz muhaliflerinin bile itiraftan çekinmediði yönünü anlatmak için...

 

Konu, Gazâlî'nin bilimsel titizliðidir. Çünkü dost-düþman herkes, onun inandýklarýna bilerek inandýðýný, reddettiklerini ise yine bilerek reddettiðini aslâ gözardý edememiþtir.

 

Gazâlî'nin eleþtiride izlediði bilimsel yöntemler, bütünüyle bugün modern eleþtirinin dahî sahiplenebileceði ölçüde sýnanmaya açýk ve karþý-eleþtiriye dayanýklýdýr.

 

* * *

 

Þimdi, ister istemez biraz gerilere gidecek ve bin yýl önceki klasik bilimler tasnifine kabaca bir göz atacaðýz:

 

Klasik Felsefe teorik ve pratik olmak üzere iki ana bölüme ayrýlýr; Teorik Felsefe ise kendi içinde Fizik, Matematik ve Metafizik olmak üzere tekrar üçe taksim edilirdi. Ancak Teorik Felsefe eðitiminden geçecek talebelere giriþ dersi olarak mutlaka Mantýk Ýlmi okutulurdu.

 

Ýmam Gazâlî'den önce Mantýk, bir Grek Bilimi kabul edilir ve devrin âlimlerince itibara lâyýk görülmezdi. Matematik'in durumu da aslýnda pek farklý deðildi.

 

Hepsi de geçmiþ medeniyetlerin bilimleri (ulûm-ý evâil) veya dýþarýdan gelen yabancý bilimler (ulûm-ý dahîle) olarak tanýmlanýr ve bu bilimler dinî düþünceden ayrý tutularak devrin üniversite (medrese) eðitim müfredatý içerisine sokulmazdý.

 

Dinî düþüncenin üç ana yolu arasýnda da ciddi bir irtibat, bir alýþveriþ yoktu. Felsefe, Kelâm ve Tasavvuf, âdeta düþman kardeþler durumunda birbirlerinden neredeyse tamamen yüz çevirmiþlerdi.

 

Peki Gazâlî'den sonra ne oldu?

 

En azýndan bu üç akým da yüzlerini birbirlerine dönmek zorunda kaldýlar. Hiç deðilse hangi koþullarda birbirleriyle el sýkýþabileceklerini öðrendiler.

 

Gazâlî, aklýn yargýlarý ile inanç yargýlarýný ustalýkla ayýrmýþ ve bilginin kesinliðini dogmatik tasallutun elinden kurtardýðý gibi, dinin de aklýn o zaman zaman küstahlýða varan þýmarýk yönünce ezilmesine izin vermemiþtir.

 

Aþaðýdaki satýrlara bugün bile imzasýný atmayacak çaðdaþ bir bilim adamý veya düþünür tasavvur edebilir misiniz?

 

— "Bilgideki kesinlik öyle olmalýdýr ki meselâ bir kimse taþý altýna, deðneði ejderhaya dönüþtürmek suretiyle bilginin yanlýþlýðýný ortaya koymayý denese bile bu durum hiçbir kuþku ve ihtimale yol açmamalýdýr. Sözgelimi, 10'un 3'ten büyük olduðunu bildiðim hâlde, biri kalkýp 3'ün 10'dan büyük olduðunu iddia etse ve bu iddiasýný kanýtlamak için de deðneði ejderhaya dönüþtürebileceðini söylese ve dediðini de yapsa, ben de bunu gözlerimle görsem, yine de sýrf bundan dolayý bilgimin kesinliðinden kuþkuya düþmem. Sadece onun bunu nasýl yapabildiðini merak ederim, o kadar! Bilgimin kesinliðinden kuþku duymaya gelince, aslâ!"

 

* * *

 

Gazâlî'nin, kendi döneminin temel bilimleriyle ilgili genel deðerlendirmelerinin hakký —nedense— hâlâ verilememiþtir.

 

Aþaðýdaki açýklamalarý, Felsefe-Bilim'in kendi alanýnda kazandýðý itibar ve otoriteye dayanmak suretiyle dinî meselelerde öne sürdüðü dogmatik yargýlarýn eleþtirisi olarak okumak gerekir:

 

Mantýk: Mantýk Ýlmi'nin olumlu-olumsuz anlamda dinle hiçbir iliþkisi yoktur. (Ýslâm dünyasýnda bir Hukuk Nazariyatý kitabýnýn giriþine ilk kez bir Mantýk kýsmý ekleyen kiþi Gazâlî'dir. Nitekim "Mantýk bilmeyenin ilmine güvenilmez" sözü de ona aittir.)

 

Matematik: Matematik aslen Aritmetik, Geometri, Astronomi bi-limlerini içine alýr ve olumlu-olumsuz açýdan dinî meselelerle hiçbir ilgisi yoktur.

 

Fizik: Týb Ýlmi'ne karþý çýkmak dinin þartlarýndan olmadýðý gibi, Fizik Ýlmi'ne karþý çýkmak da dinin þartlarýndan deðildir.

 

Metafizik: Filozoflarýn en çok yanýldýklarý alan Metafizik'tir. Mantýkî kanýtlamalarda öne sürdükleri þartlara bizzat kendileri baðlýlýk göstermemiþler ve bu nedenle birçok konuda ihtilâfa düþmüþlerdir. Fârâbî ile Ýbn Sinâ'nýn aktardýklarýna bakýlýrsa, Aristoteles'in görüþleri Kelâmcýlarýn görüþlerine yakýndýr.

 

* * *

 

Bu kadarcýk izahtan bile anlaþýlmýþ olmalýdýr ki Gazâlî'nin eleþtirisi, esas itibariyle, aklýn alanýyla dinin alanýný özenle ayýrmak konusunda hassaslaþýr. Ne din geliþigüzel bir surette bilimsel yargýlara müdahale etmeli, ne de bilim dinî yargýlar alanýna tecavüz etme hakkýný kendinde görmelidir.

 

Gazalî'nin eleþtirisi, kendisinden sonra Ýslâm dünyasýnda devrim çapýnda deðiþikliklere yol açmýþ, sadece bilim ile din arasýnda deðil, medrese ile tekke arasýnda da diyalog çabalarýna güç katmýþtýr.

 

Gazâlî'den sonra ilk defa medreselerde Teorik Felsefe'ye (Hikmet-i Nazariye'ye) giriþ olmak kabilinden Mantýk Ýlmi okutulmuþ ve böylelikle bu zihinsel disiplin sayesinde müslüman düþünürlerin diðer teorik alanlarda da bilimsel tutarlýlýk dizgeleri geliþtirmeleri mümkün olabilmiþtir. (Gazâlî sonrasý kaleme alýnan bilimsel literatür hâlâ kütüphanelerimizin tozlu raflarýnda ve çoðu yazmalar hâlinde sevdalýlarýný bekliyor.)

 

Sözün özü, Gazâlî, dinî düþünce'nin sadece dinî tarafýnýn deðil, düþünce tarafýnýn da hakkýný veren ustalardandýr.

 

Bilgi açlýðýmýz, gelecek kadar geçmiþe de uzanýrsa, kimbilir belki o zaman bizler de düþünce tarihinden yeni þeyler öðrenmeye baþlayabiliriz.

 

 

Dücane Cündioglu, Yeni Safak, 28.03.2010

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...