Webmaster Posted June 21, 2010 Share Posted June 21, 2010 Davutoðlu'nun 'ben' idraki Dýþiþleri Baka-ný’nýn diplomatik zafer hýrsý üzerine konuþmanýn vakti geldi. El attýðý her iþi, illa büyük bir baþarý hikayesine çevirmek zorunda. Manþet atar gibi takdim ediyor dosyalarýný. Her vesileyi zorluyor, her fotoðrafta boy gösterme ihtiyacý hissediyor. Sonuç; gösteri odaklý bir dýþ politika. Stratejik derinlik, stratejik endama býrakýyor yerini. Son örnek, Türk-Arap Ýþ Forumu’ndan. “Yakýnda Kudüs baþkent olacak” demiþ. Ve hep birlikte gidip Mescid-i Aksa’da namaz kýlacaðýmýzý söylemiþ. Arap dinleyicileri coþturmak için kafi. Doðrusu, beni de heyecanlandýrýyor bu sözler. Ama çok sorunlu buluyorum. Sözün kendisinde deðil sorun, söyleyenin kimliðinde! Ya o coþku ters dalgasýný da üretirse...Ýkisi birlikte sel olup taþarsa... Ya, ‘pan-Ýslamizm hortladý’ derlerse... *** Dýþ politikanýn popülizme tahammülü yoktur. Kim ne veriyorsa, bir fazlasýný veremezsiniz. Her ‘one minute’ çýkýþýna ‘two minutes’ eklemek, her yangýna benzin dökmek demektir. Diplomatik baþarý hýrsý, bakarsýnýz diplomatik felakete sürüklemiþ sizi. Alýn size bundan evvelki örnek; El-Cezire televizyonunda bir Türkiye belgeseli yayýnlanmýþ. Sözümona, Türkiye’nin modern yüzünü tanýtacaklarmýþ. Davutoðlu ve aile efradý görülmüþ orada, bir de Pakistan’ý andýran arka sokak manzaralarý. Türkiye’yi, gerikalmýþ bir 3. dünya ülkesi þeklinde gösteren o belgeselin mesuliyetini bakalým kim üstlenecek? Merak ediyorum; acaba dýþiþlerinde self-promosyon bütçesi mi var? Masraflarý hangi ödenekten ve ‘ben’ davasý uðruna mý karþýlandý? Ýran’la uranyum takasý anlaþmasý, ayný misal. Davutoðlu’nun, imza törenindeki aþýrý sevinç gösterisinin karþýlýðý, Güvenlik Konseyi’nde çekimser kalamamak oldu. ABD ile ters düþtük. Bu iþlerin hepsi, uhuletle suhuletle götürülemez miydi? Yani þova dönüþtürülmeden, yani fazla uçmadan, yani en son söylenecekler en baþta sarf edilmeden, yani hayal ile vizyonu karýþtýrmadan... *** Hakkýný yemeyelim; hükümetin dýþ politikasýný görülmemiþ ölçüde baþarýlý buluyorum. Ýran politikasýný da, Filistin yaklaþýmýný da esasta destekleyenler arasýndayým. Gereksiz fazlalýklardan söz ediyorum. Ýtirazým, fazladan söylenmiþ sözlere, ayarý kaçmýþ kahramanlýk hikayelerine, kývamý tutturulamamýþ tavýrlara... Giderek kabaran ‘derin benlik’ idrakine... ‘Bir ben vardýr bende, benden içeru’ edasýna... *** Davutoðlu’nun ‘stratejik derinlik’ öðretisi kadar revaçta bir çalýþmasý daha var. Baþlýðý, ‘Medeniyetlerin ben idraki.’ Tavsiye ederim, muhakkak temin edip okuyun. Medeniyetlerin ‘ben’ idraklerini mukayeseli olarak tahlile tabi tutuyor. Çok aydýnlatýcý, istifade edeceksiniz. Ben okudum þahsen ve iþte çýkardýðým netice; Medeniyetleri bilmem ama, Ahmet Davutoðlu’nun ‘ben’ idrakinde sorun görüyorum. Gösteri meraký baldan tatlýdýr nefse, anlarým. Fakat derler ki, balýn bile fazlasý zehir... ‘Ben’ idrakindeki en ufak bir maraza, çok gaileler açar baþa. Davutoðlu’nun birikimini ve Türk dýþ siyasetine katkýsýný önemsiyorum elbette. Lakin dost acý söyler. Övgülerin çoðaldýðý bir zamanda, acizane hatýrlatmak geldi içimden. Akif Beki, Radikal, 15.06.2010 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.