Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

“Washington’u yatýþtýrmak için AKP’den bir heyet alelacele Amerika’ya gitti. Önemli bir milletvekili bana, “Ya Netanyahu gidecek, ya da biz” dedi.”

 

“Fethullah Gülen, ÝHH’yý deðil, hükümeti uyardý Gülen yaþadýðý yerde birçok kiþiyle temas ediyor. Daha gemi yola çýktýðýnda, çevresine “bu, kötü sonuçlar doðurur” demiþ.”

 

“Gülen hareketi Türkiye’nin en büyük ihraç ürünü oldu. Cemaat uluslararasýlaþtý. Din, giderek kültürelleþiyor. Gülen, moderniteye uyum saðlamayan din radikalleþir diyor.”

 

NEDEN DOÐU ERGÝL

 

Ýki milyona yakýn bir kitleyi etkilediði tahmin edilen Fethullah Gülen sýk konuþan biri deðil. Ama son dönemde iki önemli açýklama yaptý. Birincisi Baykal’ýn komplo kasetine iliþkindi. Ýkincisi de Ýsrail’in saldýrýsýna uðrayan yardým gemisiyle ilgiliydi.

 

Türkiye Ýsrail’le ciddi bir biçimde çatýþýrken, Gülen, Gazze’ye yardým gemilerinin Ýsrail’den izin almasý gerektiðini söyledi ve Ýslami kesimde huzursuzlukla karýþýk büyük bir tartýþma yarattý. Gülen niye böyle bir açýklama yaptý? Cemaati ne düþündü? Aslýnda bu açýklamasýyla kimlere ne mesaj verdi? Neden ÝHH hakkýnda öyle konuþtu? Gülen Türkiye’nin Ýsrail’le iyi geçinmesini niye istiyor? Türkiye için ne öngörüyor? Devlete itaati öneren Gülen’in felsefesi artýk nasýl ve hangi yönde deðiþiyor? Cemaatin devlete yaklaþýmý nedir? Gülen’in uyarýsýnýn zamanlamasý önemli mi? Gülen’in açýklamasý hükümetin dýþ politikasýný etkiler mi? Türkiye dünyada etkili bir güç olmaya çalýþýrken, içerde ciddi sorunlar mý yaþayacak? Türkiye’nin dýþ politikasýnýn iç politikaya yansýmasý ne olacak? AK Parti bu riskli politikadan kârlý mý çýkacak? Yoksa kayba mý uðrayacak? Amerika ve Ýsrail, Türkiye’nin iç politikasýna müdahale etmeyi denerler mi? PKK eylemleri þehirlere yayýlacak mý? Ýsrail’le iliþkiler nasýl geliþecek? Ortadoðu’da ne tür geliþmeler yaþanacak? Bütün bu sorularý, son dönemde bu konularla ilgili iki yeni kitabý yayýmlanan yýllarýn sosyologu, sosyal psikologu ve siyaset bilimcisi Prof. Dr. Doðu Ergil’e sorduk. Doðu Ergil’in Fethullah Gülen’le yüz yüze görüþmeler yaparak iki buçuk yýlda yazdýðý ‘100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi’ ile ‘Kürt Raporu’ kitaplarý Timaþ Yayýnlarý’ndan çýktý.

 

NEÞE DÜZEL: Türkiye, Ýsrail’le ciddi bir þekilde çatýþýrken Fethullah Gülen, Wall Street Journal’a beklenmeyen bir açýklama yaptý. Yardým konvoyunun Ýsrail’den izin almasý gerektiðini söyledi. Gülen niye böyle bir açýklama yaptý?

 

DOÐU ERGÝL: Fethullah Gülen, gemi olayýnýn, Türk siyasetinin doðrultusunu deðiþtirebilecek sonuçlar doðurabileceðinden endiþe ediyor. Ýsrail’le savaþ kelamý düzeyine varan bir çatýþmaya girmenin Türkiye için hayýrlý olmayacaðýný düþünüyor. Çünkü Ýsrail’in arkasýnda hem Amerika, hem de dünyada etkili olan Yahudi lobileri var. Ayrýca þu da unutulmamalý. Ýsrail’in Filistin’i iþgali, Gazze’ye ablukasý Arap sokaklarýnda lanetleniyor ama bu ambargo Arap saraylarýnda aksine onaylanýyor.

 

Niye onaylanýyor?

 

Çünkü Arap âleminde kendi iradesiyle kendisini yöneten tek Arap halký Filistinlilerdir. Arap yöneticiler, seçimle Gazze’de iktidara gelen dinci Hamas’a karþýlar. Sadece Hamas’a deðil, Batý Þeria’yý yöneten milliyetçi El Fetih’e de karþýlar. Çünkü Hamas dinci. El Fetih eski solcu yeni Arap milliyetçisi. Her ikisi de, dinci ya da milliyetçi bir Filistin, Arap dünyasýndaki diktatörlüklerin ve saraylarýn iktidarý için büyük tehdittir.

 

Dolayýsýyla...

 

Dolayýsýyla Arap yönetimleri, Ýsrail’in ilan edilmemiþ müttefikleri arasýnda yer alýyor. Ve Baþbakan Erdoðan’ýn dik duruþu Arap sokaklarýnda çok popüler olsa da... Arap saraylarýnýn, Ýsrail-Amerika eksenindeki muhalefetle birlikte hareket etmesi nedeniyle, Erdoðan’ýn radikal söyleminden ötürü Türkiye’ye aðýr bir bedel ödetileceði açýk.

 

Sizce Gülen de mi Türkiye’nin dýþ politikada eksen kaymasý yaþadýðýný düþünüyor?

 

Buna eksen kaymasý demeyelim. Politik sapma, diyelim buna. Fethullah Gülen, yaþadýðý yerde çok sayýda insanla temas ediyor. Daha yardým konvoyu yola çýktýðýnda sakýncasýný öngörmüþ ve etrafýndakilere, “Bu kötü sonuçlar doðurabilecek bir giriþim” demiþ. Gülen, geminin amacýný eleþtirmiyor. O, çatýþmacý yöntemi kabul etmiyor. Bence Gülen, AK Parti hükümetinin uyguladýðý sert siyaset anlayýþýnýn ve verdiði radikal tepkinin, Türkiye’yi diplomatik yörüngesinden savuracaðýný ve ülkeye zarar vereceðini düþünüyor.

 

Peki, sizce Türkiye’nin ekseni kaydý mý?

 

Türkiye’nin ekseninin kaydýðýný hiç düþünmedim ben. Aksine tek eksende yapýlan siyaset birkaç eksen üzerinde geliþtirildi. Fakat bugün Türkiye, daha Ortadoðulu, daha Ýslami, daha fazla Hamas ve Ýran yanlýsý gözükmeye baþladý. Gülen de Türkiye böyledir demiyor. Arada fark var. Türkiye’yi, Batý böyle algýlamaya baþladý. Bakýn... Ankara’dan Ýstanbul’a gelmek için bindiðim uçakta alelacele Washington’a giden bir heyet vardý.

 

Ne heyetiydi bu?

 

Washington’daki olumsuz havayý yumuþatmak için hükümetten bir heyet geçen hafta perþembe günü Amerika’ya gitti. Bu heyette AK Partili eski bakanlar, milletvekilleri ve danýþmanlar vardý.

 

Ne için Amerika’ya gittiler?

 

Hükümet durumun yeni farkýna vardý. Amerika’yý yatýþtýrmaya gittiler. AK Parti’nin önde gelen bir milletvekili de bu heyetteydi ve bana “Ya Netanyahu gidecek, ya da biz gideceðiz” dedi. Ýþin bu noktaya varmýþ olduðunun bilincindeler. O zaman insanlar sorar. Niye bu noktaya vardýrýyorsunuz kardeþim?

 

Fethullah Gülen’e dönersek... Gülen, gemiyle ilgili açýklamasýnýn özellikle Türkiye’deki dindar çevreleri huzursuz edeceðini düþünmedi mi?

 

Onu bilemiyorum ama Ýslami kesimleri huzursuz ettiði açýk tabii. Bakýn... Gülen þöyle düþünüyor. Eðer moderniteyle uyum saðlamazsa, dinin giderek radikalleþeceðine ve dogmatikleþeceðine inanýyor.

 

Gülen bu açýklamasýyla, hükümeti mi eleþtirdi?

 

Aynen öyle. Yaptýðý açýklama, yardým kuruluþu ÝHH’yý aþan bir ihtardý. Bu açýklamasýyla hükümete, “Gemi olayý Türkiye’yi zora sokar, bunun farkýnda mýsýnýz” demek istedi.

 

Yardýmý götüren ÝHH kuruluþunu bilmediðini de söyledi. Neden ÝHH hakkýnda öyle konuþtu?

 

ÝHH’nýn adýný duymuþtur tabii. Onu bilmediðini söylemesi, mesafeli duruþun bir ifadesi olabilir.

 

Gülen son dönemde tartýþma yaratan iki siyasi açýklama yaptý. Ýlkinde, “Baykal’a kaset komplosunda biz yokuz” dedi. Ýkincisinde, “gemi olayýnda biz yokuz” dedi. Birincisi içerdeki siyasi muhalefete, ikincisi de Ýsrail, Amerika ve dünyaya mý mesajdý aslýnda?

 

Evet. Çünkü Gülen hareketi artýk uluslararasýlaþtý. Bir dünya hareketine dönüþtü. Daha doðrusu Gülen hareketi Türkiye’nin en büyük ihraç ürünü oldu. Uluslararasý olunca dengeleri gözetmek zorundasýnýz. Gemiyle ilgili açýklamasý hem içeriye hem dýþarýya bir mesajdý. Ama þu da unutulmamalý. Gülen, otoriteyle doðrudan çatýþmayý salýk vermez. Gülen’in açýklamasýndan, içerde hükümet de, genel olarak Ýslami kesim de rahatsýz oldu.

 

Ýslami kesim ne düþündü?

 

Bu kesimde, “Aramýzda Ýslam kardeþliði var. Sonuçlarý ne olursa olsun birbirimize yardým etmeliyiz. Nihayetinde bu, kâfire veya Siyonist Yahudiliðe karþý olan makbul bir tutumdur, sevaptýr” türünde bir anlayýþ var. Ýlk kez Ýslami kesimin kendi içinden biri çýkýp, “bunun sonuçlarý size psikolojik tatmin saðlayabilir ama Türkiye’ye ve Müslümanlara çok büyük zararý dokunur” dedi.

 

Gemi olayýnýn, Müslümanlara ve Türkiye’ye zararý ne olabilir?

 

Batý basýnýnda, bir insani yardým için ölümün göze alýnmasý, Hamas’ý destekleyen radikal bir tutum olarak deðerlendiriliyor. Türkiye’de de Ýslami kesimin ve bu kesimin arkasýndaki hükümetin radikal Ýslam’a kaydýðý, bu yüzden Ýran’ý ve Hamas’ý desteklediði ileri sürülüyor. Yani dünyada, Türkiye’nin dýþ politikasýnda bir eksen kaymasý olduðu algýsý yayýlýyor. Bence Gülen, hükümeti ve Ýslamcý kesimleri bu konuda uyardý. “Hem hükümet devrilir, hem de Türkiye paryalaþtýrýlabilir” türünden bir endiþeyi ifade etmek istedi.

 

Gülen, bu yardým konvoyunun Ýsrail’den izin almadýðý için devlete karþý itaatsiz bir davranýþ içinde olduðunu da söyledi. Neden devlete itaati böyle vurguladý?

 

Siyasi otoriteyle çatýþmamak zaten Gülen’in felsefesinde var. Ona göre bir toplumda deðiþim, yukarýdan çatýþarak deðil, aþaðýdan isteyerek ve insanlarý ikna ederek baþlar.

 

Gülen, Türkiye’nin Ýsrail’le iyi geçinmesini mi istiyor?

 

Gülen, Türkiye’nin hiçbir ülkeyle açýk bir biçimde çatýþmasýný istemiyor. Kitabý yazarken kendisiyle yaptýðým uzun konuþmalardan anladýðým þu ki, Gülen her þeyin diplomasiyle ve akýllýca örgütlenmesinden yana.

 

Bu çatýþmanýn sonucunda Türkiye’nin cezalandýrýlacaðýný mý düþünüyor?

 

Onun ne düþündüðünü bilmiyorum, ancak kendi yorumumu söyleyebilirim. Türkiye’nin karþýsýna çok geniþ bir muhalefet ve düþman cephe çýkabilir. Çünkü AK Parti’nin karþýsýnda bugün Çin Seddi gibi büyük bir muhalefet var. Hükümetin karþýsýnda sadece Ýsrail, Amerika, Yahudi lobileri ve onlarýn etkileyeceði diðer çevreler ve Arap saraylarý yok.

 

Baþka hangi güçler var?

 

Ayrýca Türkiye’de muhalefet partileri, vesayetçi bürokrasi ve ister inanýn ister inanmayýn ama... Bir de onlarýn can düþmaný PKK ve BDP de var hükümetin karþýsýnda. Bunlarýn hepsi de çeþitli nedenlerle AK Parti hükümetinin gitmesini istiyor Ýçerdekiler siyasi rakip olduklarý için... Bürokrasi, AK Parti bürokratik vesayet rejimini yýkmaya çalýþtýðý için... Dýþarýdakiler de fazla Ýslamcý ve Ortadoðulu olmaya baþladýðý için, hükümetin devrilmesini istiyorlar. Doðrusu AK Parti’nin bu kadar çok düþmanla baþ edebilecek gücü yok.

 

Sizce dünya gerçekten Türkiye’nin Ýslamcý ve Ortadoðucu olmaya baþladýðýný mý düþünüyor?

 

Bana, “Ya biz gideceðiz ya Netanyahu” diyen AK Parti’nin önde gelen milletvekili, ABD’de bir araþtýrma yapýldýðýný da anlattý. Amerika’da yüzde 49’un algýsýna göre, Türkiye Ýslamcý bir ülke. Sadece yüzde 19 böyle olmadýðýný düþünüyor. Dolayýsýyla yüzde 49 çok yüksek bir oran.

 

Gülen’in gemiyle ilgili açýklamasýnýn zamanlamasý konusunda ne düþünüyorsunuz?

 

Gülen’le bu röportaj daha önce yapýlmýþ. Kendisine sorular yazýlý olarak verilmiþ ve cevaplar alýnmýþ. Gemi olayý olunca, telefonla bu soru da sorulmuþ. Bence kendisine sorulan soruya cevap vererek, Gülen, hükümeti uyarma fýrsatýný kullanmýþ.

 

Gülen’in fikirlerine baðlý olan cemaat, bu açýklama hakkýnda ne düþündü sizce?

 

Muhakkak ki þaþýrdýlar. Kafalarý karýþtý... Ben Fethullah Gülen kitabýný kendisiyle mülakatlar yaparak iki buçuk yýlda yazdým. Dýþarýdan gözlemim þu ki, cemaat niçin böyle söylediði konusunda ikinci bir açýklama bekliyordur Hoca’dan. Cemaatteki þaþkýnlýðýn giderilmesini Gülen de isteyecektir zaten. Belki biz duymayýz ama Gülen onlara açýklama yapacak. Tabii bu açýklamayla bir þey daha anlaþýldý. Ýslami topluluklarýn düþünce yapýsýnýn yekpare olmadýðý ortaya çýktý. Ayrýca Ýslamcý kesimde, Gülen dâhil en önemsenen kiþilerin bile eleþtirilebileceði de görüldü.

 

Fethullah Gülen, bu açýklamayý yapmadan önce, cemaat, Mavi Marmara olayýyla ilgili ne düþünüyordu?

 

Muhakkak ki olumlu düþünüyordu. Çünkü Ýslami dayanýþma diye bir gelenek var.

 

Bu açýklamayla bütün cemaatin görüþü deðiþmiþ midir?

 

Yok caným, deðiþmez.

 

Bu açýklamadan sonra cemaatten kopanlar olur mu?

 

ÝHH Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Oruç, Zaman gazetesinde epey bir tiraj kaybý olduðunu söyledi.

 

Gülen cemaatinin devlete yaklaþýmý hep itaatkâr bir anlayýþ üstüne mi oturur?

 

Sünni gelenekte merkezî otoriteyle çatýþmamak genel kaidedir ama kavgacý olmamak, uzlaþmak, meþru merkezî otoriteye itaat Gülen’in doðasýnda zaten var. Onun felsefesi, hoþgörü, diyalog, uzlaþma ve barýþ temelleri üzerine oturuyor. Burada devlete itaat, her türlü kötülüðü kabulleniþ olarak da anlaþýlmamalý. Gülen hareketi, devlete karþý çýkarak toplumu deðiþtirmek yerine, toplumu deðiþtirerek siyaseti etkileme yolunu seçmiþ bir harekettir.

 

Toplumu nasýl deðiþtiriyor?

 

Gülen cemaati ne yapýyor? Ýnsanlarý eðitiyor, zenginleþtiriyor, dünyalý kýlýyor ve kendi hayat görüþüne göre etkiliyor. Bu etki yayýldýkça, kitle deðiþecek ve deðiþen bu kitle, merkezî otoriteyi de etkileyecek ve deðiþim kendi kendine gerçekleþecek. Zaten giderek eðitim düzeyi ve geliri artan, dünyalý olan insanlar, ceberut, her istediðini dayatan vesayetçi bir otoriteyi destekleyemezler. Gülen hareketi, sivil toplum üzerinden götürülen barýþçý bir deðiþim hareketidir.

 

Devlete itaat konusunda ne diyor Gülen?

 

“Devlete itaat etmek lazým. Devletle çatýþmamak lazým” diyor. “Ýstediðinizi, yasalara riayet ederek yapýn. Toplum zaten deðiþiyor ve dünyalýlaþýyor. Siyasal iktidarlar bu deðiþimin dýþýnda kalamazlar” diyor.

 

28 Þubat, toplumdaki deðiþimi durdurmak ve toplumu geriye doðru zorla deðiþtirmek için yapýldý. 28 Þubat’ý niye desteklediðini Gülen’e sordunuz mu?

 

Hayýr sormadým. Ben daha çok genel felsefesini konuþtum.

 

Ordunun en rahatsýz olduðu grubun Gülen cemaati olduðu biliniyor. Devlete itaati böylesine önemseyen bir cemaatten ordu neden bu kadar çekiniyor?

 

Çünkü düzene, bizlerin yani laik demokratlarýn yaptýðý gibi “mahkemelere sürüklenecek” bir biçimde karþý çýkmýyorlar ve bu yüzden de düzenin egemenleri bir yerden yakalayýp alaþaðý edemiyorlar bu hareketi. Bir de þunu düþünün. Devletin ekonomik ve siyasal olarak giderek küçüldüðü bir dönemde, bu sivil toplum örgütü büyüyor ve uluslararasýlaþýyor. Ayrýca, Türkiye’de her þey devletle baðlantýlýdýr. Bu hareket tamamýyla sivil. Devletten hiçbir þey beklemediði ve almadýðý için, devlet bunlarýn üzerinde kontrol saðlayamýyor. Bizim devlet ise kontrol edemediði her þeyi tehlikeli görür. Kentli, laik, demokrat olaný da kontrol edemediðinde sakýncalý görür bizim devlet.

 

Gülen hareketi dinin gücünü de yanýna almýþ bir hareket deðil mi?

 

Evet ama... Eðer bir din moderniteyle uyumlu hale gelmiþse, artýk insanlarý katý emirlerle ve dogmalarla etkilemez. Din moderniteyle uyum saðladýðýnda, kültürel özellikler öne çýkar ve insan davranýþlarýný daha çok ruhani olarak etkiler.

 

Kalacak yere muhtaç, yoksul bir üniversite öðrencisini, kendi yurdunda kalýyor diye namaz kýlmaya zorlamak, kýlmadýðý takdirde de yurtla iliþkisini kesmek, kültürel bir din davranýþý mýdýr yoksa katý bir din anlayýþý mýdýr?

 

Unutmamak lazým ki, Gülen hareketine “dinsel cemaat” diyoruz. Bir grup kendisini dinsel bir grup olarak tanýmlamýþsa, Ýslam’ýn beþ þartýna uymayý da mensuplarý için þart koþar. Zaten þu da var. Etrafýna topladýðý insanlar da Gülen’i bir dinî ilham kaynaðý olarak görüyorlar. Ama giderek kültürelleþen bir din bu. Tabii bu zamanla olur, hemen olamaz. Ama din kültürelleþtiðinde þu olacak. Kiþinin davranýþlarýný, kararlarýný ve ahlak anlayýþýný sadece dinin ilkeleri belirlemeyecek. Kiþi artýk hayatýn içindeki birçok kaynaktan yararlanabilecek. Zaten laiklik de bu demektir. Kadýn erkek iliþkileri de dinin emirlerinden deðil, hayatýn gerçeklerinden kaynaklanacak o zaman.

 

Gülen cemaatiyle ilgili kuþkulara, biraz da bu hareketin þeffaf olmamasý yol açmýyor mu?

 

Cemaatler, tarikatlardan daha fazla þeffaftýr. Çünkü cemaatlere girilip çýkýlabilir. Gülen cemaatinden çýkmýþ olan birkaç mühendis ve doktor tanýyorum. Sadece dinsel bir cemaat olmasý deðil, taþra kültürünün aðýr basmasý da onlara dar gelmiþ. Yani o çocuk artýk dans etmek istiyor. Yediði et helal et mi, deðil mi diye endiþe duymak istemiyor falan... Aslýnda Gülen cemaatinde þeffaflýða aykýrý özel bir tavýr yok ama tabii þu var. Kendi içlerinde olan bitenin sürekli konuþulmasýndan ve kendilerinin eleþtiri konusu edilmesinden çekiniyorlar. Bu, onlarla ilgili benim dýþarýdan hissettiðim bir þey. Aralarýnda ne konuþtuklarýný bilmiyorum.

 

Zaten sorun tam da bu deðil mi? Kendi aralarýnda konuþtuklarýyla dýþarýya konuþtuklarý farklý oluyor cemaatlerin. Siyasi potansiyeli çok yüksek olan bir cemaatin üyelerinin kendi aralarýnda ne konuþtuðunun asla bilinmemesi rahatsýz edici deðil mi? Ýnsanlar kuþkulanmakta haksýzlar mý?

 

Bir kere bu kadar geniþ bir kitle yekpare deðildir zaten. Gerçi Gülen isteseydi siyaseti çok etkileyebilirdi. Ama o, siyasete doðrudan hiç müdahale etmedi. Cemaatini siyasetten uzak tutuyor. Cemaatin bu kadar etkili olmasý, Hoca’nýn büyük bir deha olmasýndan deðil, cemaatin ekonomik, kültürel ve eðitsel açýdan önemli bir güç olmasýndan kaynaklanýyor. Cemaat, Hoca’nýn telkinlerini çok iyi yerine getiriyor.

 

Ne gibi telkinler bunlar?

 

Mesela Hoca, “Türkiye kendi içinde kapalý kalýrsa, çok etkili olmaz. Dünyaya yayýlýn” diyor, onlar da yayýlýyorlar. Bu lafý gidin baþka yerde söyleyin kim yayýlýr, kim ciddiye alýr? Bu ekip ciddiye alýyor. Müthiþ bir þey bu. Hani “hoca uçmaz, onu müritleri uçurur” derler ya... Hoca’yý uçurdular. Bu, Türkiye’de sivil toplumun potansiyelini ortaya koyuyor. Devletin yapamadýðýný bunlar yapýyorlar. Keþke devletin kapaðý toplumun üzerinden kalksa da, baþka sivil toplum hareketleri de çýksa. Bunlar o kadar çok insaný eðitiyorlar, yatýrýmlar yapýyorlar, okullar açýyorlar ki, ondan sonra da devlet bunlardan korkuyor tabii. Alternatif bir Türkiye var dýþarýda?

 

Anlamadým... Nasýl bir Türkiye var?

 

Cemaatin liselerinin yaný sýra dünyada altý-yedi üniversitesi var. Buralarda okuyan çocuklar o ülkelerin iþadamlarýnýn, siyasetçilerinin çocuklarýydý. Bunlar mezun oldular ve kendi devlet teþkilatlarýnda çalýþmaya baþladýlar. Bunlarýn hepsi Türkiye’nin dostu insanlar.

 

Peki, tekrar Gülen’in Ýsrail’in saldýrýsýna uðrayan yardým gemisi hakkýndaki, “Ýsrail devletinden izin alýnmalýydý” diyen açýklamasýna dönersek... Diðer dinî gruplar ve cemaatler Gülen’in açýklamasýna nasýl tepki gösterdiler?

 

Prof.Dr. Doðu Ergil, Fethullah Gülen'in Ýsrail baskýnýyla ilgili sözlerini deðerlendirdi. Ergil'e göre Gülen, hükümeti atacaðý adýmlar konusunda uyardý. Bu nedenle AK Partili bir heyetin alelacele ABD'ye gittiðini söyledi.

 

 

Çeþitli dinî gruplara ait olduðunu düþündüðümüz yazarlar Gülen’in açýklamasýný iki açýdan tasvip etmedi. Bir bölümü, Ýsrail’in gayrýmeþru saldýrganlýðýný makulleþtiriyor diye tasvip etmedi. Diðerleri de, “orada muhtaç ve ezilen bir Ýslam topluluðu var. Müslümanlýk buna karþý çýkmayý gerektirir. Biz burada dayanýþma içinde olmalýydýk” dedi. Ama benim izlenimim þu ki, Gülen’in çok þeyden haberi oluyor, önemsenen bir adam olduðu için ona her yerden bilgi gidiyor.

 

Gülen’in açýklamasý, hükümetin dýþ politikasýný etkiler mi?

 

Hükümetin alelacele Amerika’ya gönderdiði heyetten de anlaþýlýyor ki, hükümette bir panik hali var. En azýndan bir aciliyet algýlamasý var. “Fazla mý ileri gittik? Bir ayar yapmak gerekirse, acaba Amerika bu ayarýn ne kadar yapýlmasýný istiyor” diye soru iþaretleri var. Önde gelen bir AKP’li milletvekilinin “ya biz gideceðiz ya Netanyahu” demesi de bu panik halini ortaya koyuyor. AKP hükümeti, heyetin Amerika’da yapacaðý pazarlýklar sonucunda kimin gideceðini bilecek ve ona göre tavýr alacak.

 

Taraf

 

Haber7

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...