Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

Cinselliðin Teolojisi: Deccal

 

— "Sanatýn nihaî amacý hazdýr!" (La fin de l'art est la délectation.)

 

17. yüzyýlda sanatýn iþleviyle ilgili teorik tartýþmalara yönelik itirazýný iþte böyle dile getirir bir Fransýz ressam. Nicolas Poussin (öl. 1665).

 

Nihaî amacý, yani maksûd-ý aslîsi veya gaye-i kusvâsý.

 

Öyle ya, hazla neticelenmiyorsa neylesin insan temâþayý!

 

Her kavrayýþ düzeyine özgü bir lütuftur haz. Hissî veya aklî, her idrak biçimine...

 

Haz, gerçekte, kavrayýþýn kendi kemâline ulaþtýðýný gösterir. Ýdrak hangi mertebedeyse, haz da o mertebededir. Elem de öyle.

 

Her insanýn acýsý, kemâlden yoksunluðunun derecesiyle mütenasibdir. Kemâle ne kadar uzaksak, hasretimiz de, o hasretten mütevellid acýmýz da o denli güçlü olacaktýr.

 

Estetik tecrübenin konusu olarak sanat, belki bazýlarýna garip gelecek ama, muhatablarýna acý ve elemin idraki aracýlýðýyla da haz verir. Diðer bir deyiþle, sanat sýrf haz vermek için acý çektirir.

 

* * *

 

Ýdrak azalýnca, haz da azalýr mecburen. Nitekim Lars von Trier'in bu hafta vizyona giren filmini yorumlayan sinema eleþtirmenlerinin baþýna da ayný þey gelmiþe benziyor.

 

Ne diyor bu adam diye acý acý çýðlýk atýyorlar. Anlamadýklarý için korkuyorlar. korktuklarý ölçüde de korkutuyorlar.

 

Yorumun beþiðini sallýyorlar. Bir o yana, bir bu yana.

 

Antichrist (Deccal) hakkýnda on ay önce iki yazý kaleme almýþ ve þöyle demiþtim:

 

— "Skandala hazýr olun diyemiyorum, zira Türk intelijansiyasý, her zaman olduðu gibi bu sorunu da görmezlikten gelecektir; ama utancýndan ve korktuðundan deðil, yetersizliði yüzünden." (26-27 Eylül 2009)

 

Aylar önce iþaret ettiðim iþbu yetersizliðin bugün cývýk cývýk üzerimize akýtýldýðýný görmekten, eðer açýkça söylemem gerekirse, hiç de hoþnut deðilim.

 

Bu kadar ucuz, bu kadar sýð sulara çekileceðine, keþke bu film hiç vizyona girmeseydi diye düþünüyor insan. Neredeyse.

 

* * *

 

Deccal'i önüne gelen mýncýklýyor.

 

Ýlk mýncýklayan ne yazýk ki yaratýcýsý. Lars'ýn kendisi. Makas kullanmaktan kaçýnmamýþ, eserini ister istemez kamunun nazarýna (insafýna) terketmiþ. Avamýn.

 

Diðerleri kimler?

 

Elbette öncelikle kültür-sanat endüstrisinin "table d'hote" kalemleri. Sözümona ekmek parasý için önlerine gelen her þeyi mýncýklýyorlar. Mýncýklamak zorundalar.

 

Yapacak bir þey yok. Hepsi de maðara gevezelikleri.

 

Malumatfuruþluða izin vermeyen bir eser karþýsýndalar. Ne yapacaklarýný bilmiyorlar.

 

"Anlamadýk!" demek yerine yalan söylemeyi tercih ediyorlar.

 

* * *

 

Ýmdi, küçük bir parantez açýp, demeye çalýþtýðým þeyi açýklýðýn ortasýna doðru itelemek istiyorum.

 

Lütfen biraz sabýr.

 

* * *

 

Bir sanat eserinin üç düzeyde ele alýnacaðýný söyler Erwin Panofsky.

 

Tanýmlama, Çözümleme, Yorumlama.

 

Bu üç düzeyden ilk ikisi, sanat eserinin konusunu (biçimini), üçüncüsü ise içeriðini (özünü) ortaya çýkarmaya matuftur.

 

1) Tanýmlama düzeyinde, konu, olguya (tatsachenhaft/factual) ve ifadeye (ausdruckshaft/expressional) iliþkin olmak üzere ikiye ayrýlýr.

 

Tanýmlama'nýn üst baþlýðý ön-ikonografik açýklama'dýr. (Vor-ikonographische Beschreibung)

 

Burada Panofsky þapka çýkarma örneðini verir. Bir adamýn þapkasýný çýkardýðýný tesbit etmek, öncelikle eylemi/olguyu tanýmlamaktýr. Eylemin (hissî) anlamýný belirlemekse, ifadeyi tanýmlamaktýr.

 

2) Þapka çýkarmak, aslýnda, þövalyelere özgü bir Ortaçað âdetinin uzantýsýdýr. Baþýndan zýrhýný çýkaran bir þövalye, böyle yapmakla, muhatabýna, "Sana güveniyorum, sen de bana güvenebilirsin!" demiþ olurdu.

 

Ýþbu anlam da sanat eserinin uzlaþýmsal belirlenimidir (konventionales Sujet) ve bu iþlev doðrudan Çözümleme düzeyine aittir. (Yani: Otur biraz dersini çalýþ!)

 

Ön-ikonografik açýklamadan ibaret olan Tanýmlama'dan ayrý olarak Çözümleme'nin üst baþlýðý da Ýkonografik'tir. (Ikonographische Analyse)

 

Bir sanat eserinin natürel (hakikî) ve kültürel (mecazî) anlamlarýnýn tesbitiyle meþgul olanlarýn yaptýðý, bu durumda, Tanýmlama'nýn ve Çözümleme'nin ötesine geçmemektedir.

 

Panofsky'nin þemasýnýn en önemli tarafý da burasýdýr. Bu sanat felsefecisi, Ön-ikonografik veya Ýkonografik olsun, bir sanat eserine ilk iki düzeydeki yaklaþýmlarýn tamamýný fenomenal olmakla niteler. Yani çabalarýn tümü de eserin dýþ þartlarýyla ilgilidir.

 

Özsel olan, ancak üçüncü düzeyde, Yorumlama düzeyinde, kendini ifþa edecektir.

 

3) Bu düzey artýk yorumcunun çapýyla alâkalýdýr. Bilhassa dünyagörüþüyle. Yorumun derinliðini, sanat eserinin içinden elde edilen malzeme deðil, bilâkis yorumcunun kendi bilgi ve kanaatleri (Weltanschauung) belirler.

 

Graphy'den Logy'ye geçilmiþtir artýk.

 

Panofsky, Yorumlama'yý —ilk ikisinin aksine— Ýkonoloji baþlýðý altýnda ele alýr.

 

Esere yaklaþým bu düzeyden sonra fenomenal deðil, bizâtihi essential'tir. Eski tabirle, arazî deðil, zatîdir. Çünkü bu düzeyde önemli olan biçim (mevzû) deðil, içeriktir (muhteva).

 

Peki içerik nedir?

 

Peirce'e göre, içerik,

 

— "Sanat eserinin ifþa ettiði ve fakat afiþe etmediði þey" olarak tanýmlanabilir. (... as that which a work betrays but does not parade.)

 

Sanat eseri, kendisini, muhatabýna, muhatabýnýn insaný ve doðayý bildiði ölçüde ifþa eder.

 

Biçimin bilgisine ulaþmak için afiþe edilenden hareket etme zorunluluðu vardýr. Oysa içeriðin bilgisine ulaþmak için, arkada kalaný görmek gerekir. Çokluk sanatçýnýn bile farkýnda olmadýðý alaný.

 

Bu aþamada gereken, bir sanat tarihçisinin kaslý ayaklarý deðil, bir felsefecinin güçlü kanatlarýdýr.

 

* * *

 

Ön-ikonografik, ikonografik ve ikonolojik olmak üzere üç baþlýk altýnda sýnýflandýrýlan açýklama düzeylerinden Tanýmlama kýsmýný yürümek, Çözümleme kýsmýný koþmak'la nitelersek, Yorumlama kýsmýný —hem de hiç tereddüt etmeden— uçmak'la nitelendirebiliriz.

 

BÝR UYARI

 

Yürümeyi ve koþmayý beceremeyenler, uçmayý da beceremezler. Bizleri uçabileceklerine iknâ etmeye çalýþanlar, öncelikle bize koþabildiklerini de göstermeliler. Sanat eserinin yorumu sözkonusu olduðundaysa, yorumcunun ayak kaslarý kadar kanatlarýna da bakmak mecburiyeti vardýr.

 

Ýyi kötü kaslarý görüyoruz da, hani kanatlar nerede?

 

* * *

 

Ne demek istediðini öðrenmek için müracaat edilecek son kiþinin sanatçýnýn kendisi olmasý ne garip deðil mi?

 

Zavallý Lars.

 

* * *

 

Not: Bugün Cemil Meriç'in 23. vefat yýldönümü. HAK kendisini rahmetiyle kucaklasýn!

 

 

 

Dücane Cündioglu, Yeni Safak, 13.06.2010

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...