Jump to content
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Recommended Posts

Peygamber Efendimiz'in bir günü nasýldý?

 

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah namazýný kýldýktan sonra seccadenin üzerine diz çökerek oturur, güneþ iyice doðuncaya kadar beklerdi. Bu zaman diliminde sahabiler O'nun etrafýnda oturarak nasihatlerini dinlerdi. Efendimiz, genellikle rüya gören olup olmadýðýný sorar, görmüþlerse onlarý yorumlardý. Bazen de kendi gördüðü rüyalarý anlatýr ve yorumlardý. Sonra normal sohbete geçilirdi.

Zaman zaman Hz. Peygamber güneþ biraz yükselince kuþluk namazý olarak bazen dört, bazen de sekiz rekât namaz kýlardý. Daha sonra evine gider, evdeki iþlerle meþgul olurdu. Öðle namazýný kýldýktan sonra kaylule yapar, ikindi namazýný kýldýktan sonra da eþlerini ziyaret ederdi. Yatsý namazý için mescide gider, namazdan sonra odasýna döner, eþleri de kendi odalarýna gitmek üzere ayrýlýnca uykuya çekilir, yatsý namazýndan sonra konuþmayý sevmezdi.

Allah Resûlü yatsý namazýný erkenden kýlardý. Uyumadan önce Kur'ân-ý Kerim'den Ýsrâ, Zümer, Hadîd, Haþr, Saf, Tegâbün ve Cuma gibi sûreleri okurdu. Her zaman sað tarafýna yatar ve sað elini yanaðýnýn altýna koyarak uyurdu. Bazen basit bir döþek üzerinde, bazen bir deri üzerinde, bazen hasýr üzerinde, bazen de çýplak toprak üzerinde uyurdu.

TEMÝZLÝÐE ÖNEM VERÝRDÝ

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatarken abdest suyunu ve misvakýný baþucuna koyar, uyanýnca önce diþlerini misvaklar, sonra abdest alýr ve seccadesinin üzerinde namaz kýlardý. Sabah ezaný ile birlikte kalkar, abdestini aldýktan sonra sabah namazýnýn iki rekât sünnetini kýlardý.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), hastalarý mutlaka ziyaret eder, hâl ve hatýrlarýný sorar, teselli ederdi. Ölmeden önce hastanýn yanýna gider, onun baðýþlanmasý için dua eder, son nefesine kadar yanýnda otururdu.

Biriyle görüþeceði zaman daima önce selam verir ve tokalaþýrdý. Eðer biri eðilerek kulaðýna bir þeyler söylerse o kiþi aðzýný, kulaðýndan çekinceye kadar onun tarafýna yüzünü çevirmezdi. Tokalaþýrken de âdeti böyleydi. Yani birinin elini tutunca, o kiþi elini kendiliðinden çekmediði sürece onun elini býrakmazdý. Bir toplantýda otururken dizleri hiçbir zaman yanýnda oturanlardan daha önde olmazdý.

KADINLAR ÝÇÝN DE TOPLANTI GÜNÜ BELÝRLEMÝÞTÝ

Allah Resûlü hiç kimsenin sözünü keserek konuþmazdý. Hoþuna gitmeyen sözü duymazlýktan gelir ve geçiþtirirdi. Toplantýsýnda ne gibi bir konu ortaya çýkarsa ona katýlýrdý. Gülüþmeye de nezaketle katýlýrdý. Kendisi de latife yapardý.

Toplantý ve sohbetler genellikle peygamber mescidinde yapýlýrdý. Peygamber mescidinde küçük bir avlu vardý. Allah Resulü bazen oraya otururdu. Bu toplantýlara gelenler için herhangi bir engel yoktu. Bütün bu sadelik, alçak gönüllülük ve tevazuya raðmen bu toplantýlar, ciddiyet, vakar ve peygamberlik adabýnýn tesirleriyle dolu olurdu.

Bu meclislerin feyzi sadece erkeklerle sýnýrlý deðildi. Kadýnlar, kendileri için daha az fýrsat düþtüðünden onlar için de özel bir toplantý günü belirlenmesi yönünde bir istekte bulunmuþlardý. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem), bu isteði kabul etti ve onlara da vaaz u nasihatte bulunmak için özel bir gün belirledi.

BÝR SORU-BÝR CEVAP

Îmâ ile namaz nasýl kýlýnýr?

Soru: "Caným babam felç geçirdi. Vaktinin tamamýný yatakta hareketsiz bir þekilde geçiriyor. Bu arada namaz kýlamadýðý için de çok üzülüyor, hep aðlýyor. Bir yakýnýmýz babamýn îmâ ile namaz kýlabileceðini söyledi. Ýma ile namaz nasýl kýlýnýr, izah eder misiniz?" Sema Aþçý

Öncelikle babanýza acil þifalar diliyoruz. Bir hastalýðýndan veya yaþlýlýðýndan ötürü ayakta duramadýðý için namaz kýlmaya gücü yetmeyen hasta veya yaþlýlarýn hallerinden ötürü üzülmeleri gerekmez. Onlar namazlarýný oturarak kýlarlar. Rükû ve secdelerini oturduklarý yerde yaparlar. Ayrýca sevaplarý da saðlýkla kýlýnan namazlarýn sevabýyla aynýdýr.

Hasta olan kiþi, eðer oturabiliyorsa öncelikle yere (seccadeye) oturur ve bükemediði bacaðýný (bacaklarýný) kýbleye doðru uzatýr ve namazýný ima ile kýlar. Ýma demek; baþýn rükû için biraz, bundan biraz daha fazla eðilmesi ile de secdeyi yapmaktýr.

ÎMÂ ÝLE NAMAZ ÞÖYLE KILINIR

Kiþi, yere oturur. Eðer yerde oturamýyorsa o zaman bir sandalyeye, tabureye veya yataðýn içinde kýbleye yönelik olarak oturur. Ellerini ve kollarýný kullanabiliyorsa; normal þekilde olduðu gibi el baðlayarak namaza durur. Rükû ve secde edeceði zaman bu rükunlarý baþýyla iþaretle yaparken ellerini dizlerinin üzerinde tutar.

Rükû için; baþýný biraz eðer, secde için de baþýný rükudakinden biraz daha fazla olacak þekilde eðer. Secde pozisyonunda iken baþ bir yere dayanmaz, bir þey (örneðin eller) de baþa kaldýrýlmaz. Bir þeyi kaldýrarak ona secde etmek caiz deðildir. Yani îmâ ile secde ederken baþ boþluktadýr.

Rabbimiz hasta kullarýna þifa ihsan eylesin, ibadetlerimizi eksiði-kusuruyla kabul buyursun.

TEFEKKÜR ATLASI

Örümceklere að kurarak avlanmayý hangi usta avcý öðretti?

Örümceklerin her türünün sadece kendine has olan bir að þekli vardýr. Her örümcek hiç öðretilmeden hangi þekilde að yapacaðýný bilir. Örümcek aðýnýn ipeksi telcikleri, iplik halinde salgýlandýðý anda havanýn tesiriyle katýlaþan bir proteindir. Bunlarýn salgýladýklarý andaki inceliklerini tespit etmek hemen hemen imkânsýzdýr.

Bizim gözle görebildiðimiz her iplik aslýnda birçok iplikçiðin birleþmesinden meydana gelmiþtir, bu halde bile çapý 0.03 mikrondan fazla olamaz. Örümcek bu iplik ile ustalýkla bir að örer, bu aðlara takýlan sineðin titreþimlerini hissetmek için ipliðin son ucunu tutarak pusuda bekler. Acaba að kurarak avlanmayý örümceklere hangi usta avcý öðretti?

BÝR DUA

Maddi-manevi sýkýntýlarýmý gider ya Rabbi!

Allah'ým! Yaptýðým iþlerin yanlýþ anlaþýlmasýndan ve haksýzlýða uðramaktan, haksýzlýk etmekten Sana sýðýnýrým. Çalýþmalarýmýn sonucunu hayýrlý eyle, onlarýn hep hayýrla devam etmesini nasip et. Beni aileme, ülkeme, milletime ve insanlýða faydalý bir insan eyle. Dünyada ve ahirette en güzel nimetlerinde sevindir. Maddi-manevi sýkýntýlarýmý gider.

ÖRNEK HAYATLAR

Hiç böyle bir hamsi tarifi duydunuz mu?

Sene 1967. Yer Ýzmir'de bir Kur'an Kursu. Kursta cuma günleri yemekte balýk çýkýyor. Kimi hafta hamsi, kimi hafta da palamut geliyor sofralara.

Yine bir cuma günü öðrenciler iþtahla yemeði bekliyor ama umduklarý olmuyor. Yemekte hamsi yoktur. Ya o günlerde balýk bulunamamýþ ya da gerekli para temin edilememiþtir.

Öðrenciler balýk yiyememenin hüznüyle derse girdiklerinde hamsinin muhabbeti hâlâ devam ediyordur. O yýl kursa yeni katýlan hocalarý onlara bir sürpriz yapar: "Arkadaþlar, bugün hamsi yiyemediniz. Ben size bir ömür boyu her istediðinizde yapabileceðiniz bir hamsi tarifi yapayým" der.

ÝÞTE SÝZE HAMSÝ TARÝFÝ!

Hocalarý tahtaya kocaman bir H-A-M-S-Ý yazýp baþlar anlatmaya:

H-Hedef: Bir insanda hedef yoksa baþarý beklenemez. Tek baþýna hedef bir þey ifade etmez.

A-Azim: Hedefin iþe yaramasý için azim gerekir. Ama sadece azim de kuru bir hayaldir.

M-Mücadele: Azmin etkili olabilmesi için donanýmlý olmak ve mücadele etmek gerekir.

S-Sebat: Donanýmlý olmanýn ve mücadele etmenin boþa çýkmamasý için sabýr önemli bir düsturdur.

Ý-Ýstikrar: Bütün bunlarýn varlýðý istikrar anlamýna gelir ki; istikrar olmadan baþarý da olmaz.

Nasýl, tarifi beðendiniz mi? Mesaj alýnmýþtýr herhalde. Malum, arife tarif gerekmez!

 

Ali Ýhsan Er, Moral Haber, 12.02.2010

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Create New...