derguiz Geschrieben 3. Februar 2010 Teilen Geschrieben 3. Februar 2010 ALÝ ULVÝ KURUCU BEYÝN BEDÝÜZZAMAN HAZRETLERÝ HAKKINDAKÝ BAZI MÜLAHAZALARI Ufûlünün sekizinci sene-i devriyesinde ruhunun þad olmasý duasýyla… Deðerli mütefekkir, þair ve gönül adamý Ali Ulvi Kurucu,1922 yýlýnda Konya’da doðdu. 1939 yýlýnda ailesiyle birlikte Medine’ye yerleþti. Yüksek tahsilini Mýsýr’daki El Ezher Üniversitesi’nde tamamlayan Kurucu Hocaefendi, Mýsýr dönüþünde Medine’de uzun seneler devam ettirdiði Sultan Mahmud ve Þeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanelerinin Müdürlüðü’nden 1985 yýlýnda emekli olarak tamamladý. 80 yaþýnda Hakk’a yürüyen Kurucu Hocaefendinin þiirleri baþta olmak üzere birçok eseri kitaplaþtýrýldý. Þiirde Mehmet Akif Ersoy’un þiir üslubunu zamanýmýzda devam ettiren nadir þahsiyetlerden olan Kurucu Hocaefendi, nesir sahasýnda da deðerli eserler verdi. Ruhuna bir Fatiha okumanýz ricamýzla. Salih okur-Cevaplar.org Merhum Ali Ulvi beyin, Üstad’a karþý olan sevgisi için Tarihçe-i Hayat’a yazdýðý önsöz yeter aslýnda. Tafsilatýný ona havale ederek, kýsaca hatýralarýndan bazý pasajlar nakledelim: “Kahire’deki talebelik yýllarýmda gerek Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’den, gerek Zahid El Kevseri’den, Ýhsan Efendi’den ve Türkiye’den gelen zevattan Bediüzzaman Said Nursi’nin ismini ve müstesna bir insan olduðunu iþitirdim.”(1) “Müstesna insan. Fevkalade zeki bir zat. Bediüzzaman ünvaný kendisine doðudaki hocalarý tarafýndan verilmiþ. Zamanýn harikasý demek. Osmanlý devletinin son yýllarýnda Sabri Efendi ile birlikte Dar-ül Hikmet-il Ýslamiye’de âzâ olarak bulunmuþ. Müstesna bir âlim olarak hem eski Arapça medrese ilimlerini bilir, hem de günün fizik, biyoloji, astronomi gibi modern ilimlerine âþinadýr. Nadir bulunan bir zeka ve deha sahibidir.”(2) “1946’da Medine’de bir gün Arif Hikmet Kütüphanesine Eðinli Hacý Hafýz Efendi’yi ziyarete gittiðimde kütüphaneye Sirac-ün Nur isminde, Osmanlýca taþ baskýsý bir kitap gelmiþti. Kütüphane listesine kaydettikten sonra, kitabý kuþbakýþý denecek kadar kýsa bir tetkikim oldu. Kitabýn müstesna fikirlerle dolu, imana ve Ýslami anlayýþa yepyeni bir canlýlýk katan bir eser olduðunu anladým.” “Bu eserleri yazan insan mutlaka ilahi teyide mazhar oluyordu ki, yazdýklarý, yanan bir gönülden çýktýðý için okuyan insanlarýn da gönlünü yakýyordu.” “Önsöz ulaþýnca Üstadýn davranýþýný þöyle anlatmýþlardý: Kendi yazýlarýný bile bir defa okutur, dinler, bazý kelimelerini deðiþtirirdi. Yazdýðýnýz önsözü üç defa okuttu, hiçbir kelimesine dokunmadan þöyle dedi; “Bu bir iltifat-ý Muhammediyedir, aynen basýlsýn.” “Artýk o günden beri Üstad benim için yýlmayan bir iman, sönmeyen bir ýþýk, kararmayan bir tarih ve kýsýlmayan bir ses idi.”(3) “Bir de Risale-i Nurlarýn hayretimi mucip olan, ruhumu yakan, beni kendisine aþýk eden bir tarafý vardý ki, Üstad bu eserleri hapiste irka suretiyle yani dikte ettirerek yazdýrýyordu. Ben ise kütüphanelerde bulunuyorum. Önümde binler kitap var, eser yazamýyorum. O, hapiste bunlarý yazýyor.”(4) “Bilindiði gibi Üstad, uzun ve bereketli ömrünün bütün mesasini imaný kurtarmak gayesine teksif etmiþtir. Risale-i Nur Külliyatýnýn her satýrýnda, dünya ve ahiret saadetinin imanda ve her türlü felaketin de inkârda olduðunu haykýrmalarý, basiret erbabý ariflerin, Allah tarafýndan dinin ihyasýna memur edilen mücahidlerin, kalp gözleriyle sýr perdelerinin arkasýný görme halleridir.”(5) “Risalelerin yazýldýðý günlerde, anarþinin mevcut olmadýðý zamanlarda “korkarým bu asil milletin evladlarý bir gün gelir anarþi çukuruna yuvarlanýrlar”diyerek daha sonraki yýllarda hýzla geliþen anarþinin ruhlarda býrakacaðý tahribatý ta o günlerde iþaret buyurmuþlardý.(6) Irak alimlerinden Emced Zehavi’den bahsedeken Ali Ulvi bey þöyle demektedir; “Ýstanbul’da tahsilde bulunurken Mehmed Akif ve Naim beylerle, Bediüzzaman’la görüþüp konuþtuðunu söylemiþti. Merhum Bediüzzaman hazretleri hakkýnda kanaatlarýný sormuþtum. Þunlarý söyledi; “Bediüzzaman bir deha idi. Dýþarýdan kendi halinde bir derviþ gibi, öyle görünürdü. Ancak kendisiyle görüþünce kýymetini anlardýnýz. O, hepimizi geçti. Bak, bu hükümet darbesi(1958’deki Irak Askeri darbesi) oldu, ben kaçtým geldim. Belki hayatýmý kurtarýrým da, dönüþte bir iþe yararým dedim. Hapse atacaklar, zaten hasta bir adamým, hapse filan dayanamam. Onlarýn ne suallerine cevap verecek ne de iþkenceye dayanacak bir halim var. Fakat Bediüzzaman hepimizi geçti. Faaliyetlerini takip ediyorum. Irak’ta sevenleri var. Siracünnur ve Zülfikar diye iki eserini getirdiler, okudum. E, o yüksek fýtrattan bu hizmetler beklenirdi. Asýl hoþuma giden tarafý, felaketlerden sonra ümidini kaybetmemesi, cihada devam etmesiydi. Türk milletine yaptýðý bu hizmet unutulmaz.” (7) Ali Ulvi beyin Üstad’a yazdýðý bir mektuptan; “Cihankýymet Üstadým! Malûm-u fâzýlaneleridir ki; son günlerde mukaddes davaya hizmet eden bazý tenvir ve irþad hareketleri doðmuþ, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur külliyatýnýn gördüðü mühim iþi görememiþ ve ihraz ettiði Ýlahî zaferi kazanamamýþtýr. Zira bu yol; Peygamberlerin, velilerin, âriflerin, sâlihlerin ve bilhassa canýný canana seve seve feda eden ve sayýsý milyonlara sýðmayan kahraman þehidlerin mukaddes yoludur. Artýk bu çetin yolda yürümek isteyenler, her an karþýlarýna dikilecek olan müdhiþ mânialarý daima göz önünde tutmalarý lâzýmdýr. Evet, bu yolda yürüyecek olanlarýn, sizdeki sarsýlmak bilmeyen imanla, yüksek ve Ýlahî irfanla ve bilhassa hârikulâde ihlâs ve feragatla mücehhez olmalarý gerektir. Çünki bu mühim vadide Nur davasýnýn takib ettiði teblið, tenvir ve irþad usûlü bambaþka hususiyetler taþýmaktadýr.(8) Ali Ulvi Beyin Üstad hazretleri için yazdýðý þiir: “Gönüller Fâtihi Büyük Üstada Nuruyla bütün gönlümü fetheyleyen üstad Gönlüm seni, kudsî heyecanlarla eder yâd Ýlhamýma can geldi beraet haberinle Mü'minleri þâdeyleyen ulvî zaferinle Sýyrýldý ufuklardan o kasvetli bulutlar Göklerde melekler, bu büyük bayramý kutlar Milyonlarýn imanýný kurtardý cihadýn Par-par yanar imanlý gönüllerdeki yâdýn Coþturmada imanlarý, binlerle vecizen Tarihini kudsî heyecanlarla süzerken Ýlhamýmý mestetti tecellâ-yý cemalin "Fâtih" gibi rehberleri andýrmada halin Daðlar gibi sarsýlmadýn, en korkulu günlerde Her âný ölümler dolu tazyikýn önünde Dünyalara dehþet salýyor sendeki iman Sarsýlmayan imanýna düþman bile hayran Rehber sana zira "Yüce Peygamberimiz"dir Ölmez eserin: Gençliðe gösterdiðin izdir Kur'an-ý Kerim'in ezelî feyzine erdin Ýnsanlýða, iman ve kemal dersini verdin Ey baþlara Cennetlerin ufkundan inen tac Âlem senin irfanýna, irþadýna muhtaç Derya gibi nurlar taþýyor her eserinden "Allah"a giden Nurcularýn rehberisin sen Milyonlarý derya gibi coþturmada "Sözler" Cennetteki âlemleri seyretmede gözler Hikmet dolu her cümlede, Kur'andaki nur var Her lem'ada, binbir güneþin huzmesi çaðlar "Nur yolcusu" insanlýða örnek olacaktýr Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktýr Mefkûresi, günden güne erdikçe kemale Gark olmada iç âlemi, en tatlý visale Coþtukça denizler gibi kalbindeki iman Bin ders-i hakikat veriyor ruhuna Kur'an Âzadedir Ýslâmý saran tehlikelerden Davasý temiz çünki siyasî lekelerden Her hamlesinin kuvve-i kudsiyesi vardýr Vicdanlarý mesteyleyen ulvî sesi vardýr Aþkýn ezelî sýrrýna erdikçe gönüller Yer yer donatýr ufkunu sevda dolu renkler Bir ülkeyi baþtan baþa fetheyledin ey Nur Nurun olacaktýr, bütün insanlýða düstur Kur'an seni teyid ediyor mu'cizelerle Ey þanlý gönül fâtihi hiç durmadan ilerle Tarih-i hayatýn doludur hârikalarla Hiç sönmeden âlemde güneþler gibi parla Manzume-i Þemsiyeyi temsil ediyorsun Heybetli fezalarda hýz almýþ gidiyorsun Ýmanlý nesiller seni takib edecektir Yýllarca, asýrlarca peþinden gidecektir Tarihi aþarken sen o iman dolu hýzla Milyonlarý aþmýþ bütün evlâdlarýnýzla Birden açýlýr ruhuma esrarlý bir âlem Vasfeyleyemez aþkýmý, þiirimdeki nâlem!(9) Kaynaklar 1-Bir Ömürden Sayfalar- Sare Kurucu- Marifet Yayýnlarý-Ýst–2002 2-Ali Ulvi Kurucu Hatýralar-3: s: 267 3-Bir Ömürden Sayfalar- Sare Kurucu- Marifet Yayýnlarý-Ýst–2002 4-Ali Ulvi Kurucu Hatýralar-3: s: 268 5-Gecelerin Gündüzü-Ali Ui Kurucu-s: 61-Marifet Yayýnlarý-Ýst–2004 6-Gecelerin Gündüzü-s:62 Merhum Mehmed Feyzi Efendi de bir sohbetinde ayný meseeye parmak basmaktadýr: “Þu andaki gibi gözümün önümde..Anarþi mevzuunda, Denizli mahkemesinde Üstad; ‘Bu milletin dinle olan rabýtalarý ve baðlarý çözülürse, o zaman anarþi olur” demiþti. O zaman ‘Anarþi de neymiþ?’ “bu millet anarþist olmaz” diyenler, þimdi baksýnlar da bu hali görsünler!..(Feyzi Efendi bu sözü 1970’lerde söylemiþtir(Feyizli Sözler-s: 152) 7-Hatýralar- cilt:3-s: 366- haz: M. Ertuðrul Düzdað- Kaynak Yay 8-Tarihçe-i Hayat-s:668 9-Mektubat-s: 464-465 Salih Okur Zitieren Link zu diesem Kommentar Auf anderen Seiten teilen Mehr Optionen zum Teilen...
Empfohlene Beiträge
Dein Kommentar
Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.