Zum Inhalt springen
Qries Qries Qries Qries Qries Qries

Empfohlene Beiträge

ALÝ ULVÝ KURUCU BEYÝN BEDÝÜZZAMAN HAZRETLERÝ HAKKINDAKÝ BAZI MÜLAHAZALARI

 

Ufûlünün sekizinci sene-i devriyesinde ruhunun þad olmasý duasýyla…

 

Deðerli mütefekkir, þair ve gönül adamý Ali Ulvi Kurucu,1922 yýlýnda Konya’da doðdu. 1939 yýlýnda ailesiyle birlikte Medine’ye yerleþti. Yüksek tahsilini Mýsýr’daki El Ezher Üniversitesi’nde tamamlayan Kurucu Hocaefendi, Mýsýr dönüþünde Medine’de uzun seneler devam ettirdiði Sultan Mahmud ve Þeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanelerinin Müdürlüðü’nden 1985 yýlýnda emekli olarak tamamladý. 80 yaþýnda Hakk’a yürüyen Kurucu Hocaefendinin þiirleri baþta olmak üzere birçok eseri kitaplaþtýrýldý. Þiirde Mehmet Akif Ersoy’un þiir üslubunu zamanýmýzda devam ettiren nadir þahsiyetlerden olan Kurucu Hocaefendi, nesir sahasýnda da deðerli eserler verdi. Ruhuna bir Fatiha okumanýz ricamýzla. Salih okur-Cevaplar.org

 

Merhum Ali Ulvi beyin, Üstad’a karþý olan sevgisi için Tarihçe-i Hayat’a yazdýðý önsöz yeter aslýnda. Tafsilatýný ona havale ederek, kýsaca hatýralarýndan bazý pasajlar nakledelim: “Kahire’deki talebelik yýllarýmda gerek Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’den, gerek Zahid El Kevseri’den, Ýhsan Efendi’den ve Türkiye’den gelen zevattan Bediüzzaman Said Nursi’nin ismini ve müstesna bir insan olduðunu iþitirdim.”(1)

 

“Müstesna insan. Fevkalade zeki bir zat. Bediüzzaman ünvaný kendisine doðudaki hocalarý tarafýndan verilmiþ. Zamanýn harikasý demek. Osmanlý devletinin son yýllarýnda Sabri Efendi ile birlikte Dar-ül Hikmet-il Ýslamiye’de âzâ olarak bulunmuþ. Müstesna bir âlim olarak hem eski Arapça medrese ilimlerini bilir,

 

hem de günün fizik, biyoloji, astronomi gibi modern ilimlerine âþinadýr. Nadir bulunan bir zeka ve deha sahibidir.”(2)

 

“1946’da Medine’de bir gün Arif Hikmet Kütüphanesine Eðinli Hacý Hafýz Efendi’yi ziyarete gittiðimde kütüphaneye Sirac-ün Nur isminde, Osmanlýca taþ baskýsý bir kitap gelmiþti. Kütüphane listesine kaydettikten sonra, kitabý kuþbakýþý denecek kadar kýsa bir tetkikim oldu. Kitabýn müstesna fikirlerle dolu, imana ve Ýslami anlayýþa yepyeni bir canlýlýk katan bir eser olduðunu anladým.”

 

“Bu eserleri yazan insan mutlaka ilahi teyide mazhar oluyordu ki, yazdýklarý, yanan bir gönülden çýktýðý için okuyan insanlarýn da gönlünü yakýyordu.”

 

“Önsöz ulaþýnca Üstadýn davranýþýný þöyle anlatmýþlardý: Kendi yazýlarýný bile bir defa okutur, dinler, bazý kelimelerini deðiþtirirdi. Yazdýðýnýz önsözü üç defa okuttu, hiçbir kelimesine dokunmadan þöyle dedi; “Bu bir iltifat-ý Muhammediyedir, aynen basýlsýn.”

 

“Artýk o günden beri Üstad benim için yýlmayan bir iman, sönmeyen bir ýþýk, kararmayan bir tarih ve kýsýlmayan bir ses idi.”(3)

 

“Bir de Risale-i Nurlarýn hayretimi mucip olan, ruhumu yakan, beni kendisine aþýk eden bir tarafý vardý ki, Üstad bu eserleri hapiste irka suretiyle yani dikte ettirerek yazdýrýyordu. Ben ise kütüphanelerde bulunuyorum. Önümde binler kitap var, eser yazamýyorum. O, hapiste bunlarý yazýyor.”(4)

 

“Bilindiði gibi Üstad, uzun ve bereketli ömrünün bütün mesasini imaný kurtarmak gayesine teksif etmiþtir. Risale-i Nur Külliyatýnýn her satýrýnda, dünya ve ahiret saadetinin imanda ve her türlü felaketin de inkârda olduðunu haykýrmalarý, basiret erbabý ariflerin, Allah tarafýndan dinin ihyasýna memur edilen mücahidlerin, kalp gözleriyle sýr perdelerinin arkasýný görme halleridir.”(5)

 

“Risalelerin yazýldýðý günlerde, anarþinin mevcut olmadýðý zamanlarda “korkarým bu asil milletin evladlarý bir gün gelir anarþi çukuruna yuvarlanýrlar”diyerek daha sonraki yýllarda hýzla geliþen anarþinin ruhlarda býrakacaðý tahribatý ta o günlerde iþaret buyurmuþlardý.(6)

 

Irak alimlerinden Emced Zehavi’den bahsedeken Ali Ulvi bey þöyle demektedir; “Ýstanbul’da tahsilde bulunurken Mehmed Akif ve Naim beylerle, Bediüzzaman’la görüþüp konuþtuðunu söylemiþti. Merhum Bediüzzaman hazretleri hakkýnda kanaatlarýný sormuþtum. Þunlarý söyledi; “Bediüzzaman bir deha idi. Dýþarýdan kendi halinde bir derviþ gibi, öyle görünürdü. Ancak kendisiyle görüþünce kýymetini anlardýnýz.

 

O, hepimizi geçti. Bak, bu hükümet darbesi(1958’deki Irak Askeri darbesi) oldu, ben kaçtým geldim. Belki hayatýmý kurtarýrým da, dönüþte bir iþe yararým dedim. Hapse atacaklar, zaten hasta bir adamým, hapse filan dayanamam. Onlarýn ne suallerine cevap verecek ne de iþkenceye dayanacak bir halim var.

 

Fakat Bediüzzaman hepimizi geçti. Faaliyetlerini takip ediyorum. Irak’ta sevenleri var. Siracünnur ve Zülfikar diye iki eserini getirdiler, okudum. E, o yüksek fýtrattan bu hizmetler beklenirdi. Asýl hoþuma giden tarafý, felaketlerden sonra ümidini kaybetmemesi, cihada devam etmesiydi. Türk milletine yaptýðý bu hizmet unutulmaz.” (7)

 

Ali Ulvi beyin Üstad’a yazdýðý bir mektuptan; “Cihankýymet Üstadým! Malûm-u fâzýlaneleridir ki; son günlerde mukaddes davaya hizmet eden bazý tenvir ve irþad hareketleri doðmuþ, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur külliyatýnýn gördüðü mühim iþi görememiþ ve ihraz ettiði Ýlahî zaferi kazanamamýþtýr. Zira bu yol; Peygamberlerin, velilerin, âriflerin, sâlihlerin ve bilhassa canýný canana seve seve feda eden ve sayýsý milyonlara sýðmayan kahraman þehidlerin mukaddes yoludur. Artýk bu çetin yolda yürümek isteyenler, her an karþýlarýna dikilecek olan müdhiþ mânialarý daima göz önünde tutmalarý lâzýmdýr. Evet, bu yolda yürüyecek olanlarýn, sizdeki sarsýlmak bilmeyen imanla, yüksek ve Ýlahî irfanla ve bilhassa hârikulâde ihlâs ve feragatla mücehhez olmalarý gerektir. Çünki bu mühim vadide Nur davasýnýn takib ettiði teblið, tenvir ve irþad usûlü bambaþka hususiyetler taþýmaktadýr.(8)

 

Ali Ulvi Beyin Üstad hazretleri için yazdýðý þiir:

 

“Gönüller Fâtihi Büyük Üstada

 

Nuruyla bütün gönlümü fetheyleyen üstad

 

Gönlüm seni, kudsî heyecanlarla eder yâd

 

Ýlhamýma can geldi beraet haberinle

 

Mü'minleri þâdeyleyen ulvî zaferinle

 

Sýyrýldý ufuklardan o kasvetli bulutlar

 

Göklerde melekler, bu büyük bayramý kutlar

 

Milyonlarýn imanýný kurtardý cihadýn

 

Par-par yanar imanlý gönüllerdeki yâdýn

 

Coþturmada imanlarý, binlerle vecizen

 

Tarihini kudsî heyecanlarla süzerken

 

Ýlhamýmý mestetti tecellâ-yý cemalin

 

"Fâtih" gibi rehberleri andýrmada halin

 

Daðlar gibi sarsýlmadýn, en korkulu günlerde

 

Her âný ölümler dolu tazyikýn önünde

 

Dünyalara dehþet salýyor sendeki iman

 

Sarsýlmayan imanýna düþman bile hayran

 

Rehber sana zira "Yüce Peygamberimiz"dir

 

Ölmez eserin: Gençliðe gösterdiðin izdir

 

Kur'an-ý Kerim'in ezelî feyzine erdin

 

Ýnsanlýða, iman ve kemal dersini verdin

 

Ey baþlara Cennetlerin ufkundan inen tac

 

Âlem senin irfanýna, irþadýna muhtaç

 

Derya gibi nurlar taþýyor her eserinden

 

"Allah"a giden Nurcularýn rehberisin sen

 

Milyonlarý derya gibi coþturmada "Sözler"

 

Cennetteki âlemleri seyretmede gözler

 

Hikmet dolu her cümlede, Kur'andaki nur var

 

Her lem'ada, binbir güneþin huzmesi çaðlar

 

"Nur yolcusu" insanlýða örnek olacaktýr

 

Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktýr

 

Mefkûresi, günden güne erdikçe kemale

 

Gark olmada iç âlemi, en tatlý visale

 

Coþtukça denizler gibi kalbindeki iman

 

Bin ders-i hakikat veriyor ruhuna Kur'an

 

Âzadedir Ýslâmý saran tehlikelerden

 

Davasý temiz çünki siyasî lekelerden

 

Her hamlesinin kuvve-i kudsiyesi vardýr

 

Vicdanlarý mesteyleyen ulvî sesi vardýr

 

Aþkýn ezelî sýrrýna erdikçe gönüller

 

Yer yer donatýr ufkunu sevda dolu renkler

 

Bir ülkeyi baþtan baþa fetheyledin ey Nur

 

Nurun olacaktýr, bütün insanlýða düstur

 

Kur'an seni teyid ediyor mu'cizelerle

 

Ey þanlý gönül fâtihi hiç durmadan ilerle

 

Tarih-i hayatýn doludur hârikalarla

 

Hiç sönmeden âlemde güneþler gibi parla

 

Manzume-i Þemsiyeyi temsil ediyorsun

 

Heybetli fezalarda hýz almýþ gidiyorsun

 

Ýmanlý nesiller seni takib edecektir

 

Yýllarca, asýrlarca peþinden gidecektir

 

Tarihi aþarken sen o iman dolu hýzla

 

Milyonlarý aþmýþ bütün evlâdlarýnýzla

 

Birden açýlýr ruhuma esrarlý bir âlem

 

Vasfeyleyemez aþkýmý, þiirimdeki nâlem!(9)

 

Kaynaklar

 

1-Bir Ömürden Sayfalar- Sare Kurucu- Marifet Yayýnlarý-Ýst–2002

 

2-Ali Ulvi Kurucu Hatýralar-3: s: 267

 

3-Bir Ömürden Sayfalar- Sare Kurucu- Marifet Yayýnlarý-Ýst–2002

 

4-Ali Ulvi Kurucu Hatýralar-3: s: 268

 

5-Gecelerin Gündüzü-Ali Ui Kurucu-s: 61-Marifet Yayýnlarý-Ýst–2004

 

6-Gecelerin Gündüzü-s:62 Merhum Mehmed Feyzi Efendi de bir sohbetinde ayný meseeye parmak basmaktadýr: “Þu andaki gibi gözümün önümde..Anarþi mevzuunda, Denizli mahkemesinde Üstad; ‘Bu milletin dinle olan rabýtalarý ve baðlarý çözülürse, o zaman anarþi olur” demiþti. O zaman ‘Anarþi de neymiþ?’ “bu millet anarþist olmaz” diyenler, þimdi baksýnlar da bu hali görsünler!..(Feyzi Efendi bu sözü 1970’lerde söylemiþtir(Feyizli Sözler-s: 152)

 

7-Hatýralar- cilt:3-s: 366- haz: M. Ertuðrul Düzdað- Kaynak Yay

 

8-Tarihçe-i Hayat-s:668

 

9-Mektubat-s: 464-465

 

 

 

 

 

 

Salih Okur

Link zu diesem Kommentar
Auf anderen Seiten teilen

Dein Kommentar

Du kannst jetzt schreiben und Dich später registrieren. Wenn Du ein Konto hast, melde Dich jetzt an, um unter Deinem Benutzernamen zu schreiben.

Gast
Auf dieses Thema antworten...

×   Du hast formatierten Text eingefügt.   Formatierung jetzt entfernen

  Nur 75 Emojis sind erlaubt.

×   Dein Link wurde automatisch eingebettet.   Einbetten rückgängig machen und als Link darstellen

×   Dein vorheriger Inhalt wurde wiederhergestellt.   Editor leeren

×   Du kannst Bilder nicht direkt einfügen. Lade Bilder hoch oder lade sie von einer URL.

×
×
  • Neu erstellen...