derguiz Posted January 25, 2010 Share Posted January 25, 2010 "Fânîyim, fânî olaný istemem; âcizim, âciz olaný istemem. Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim, gayrý istemem. Ýsterim, fakat bir yâr-ý bâkî isterim. Zerreyim, fakat bir þems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtý umumen isterim." (26.söz) der aslýnda insan her haliyle. Ne þahane, ne veciz bir söz. Kabir taþýmýn satýrlarý... Ah insan kardeþim ah! Ne olacak senin ve benim bu halimiz. Arkadaþ çevremle sohbetlerimizde arasýra: “Gurbetteyiz, burasý geçici, nasýlsa Türkiye’ye mutlaka döneceðiz, bir kaç sene için bu boþ iþlere vakit ayýrmak gereksiz, burasý için birþey almaya lüzum yok, buraya yerleþmeyeceðiz ki. O da eksik kalsýn, böyle de idare ederiz. Burasý için abartýya hacet yok, zaten belli olmaz her an dönebiliriz Türkiye’ye?” gibi konuþmalar geçiyor aramýzda. Aslýnda çok haklýlar, gerçekten de burasý geçici, üç beþ yýl sonra herkes memleketine dönecek. Sonra belki yeni gurbetçiler gelecek tekrar göçmek üzere... Birkaç senelik hayat için bir çok þey lüzumsuz gurbette. Herþeyin asgarisi kafi geliyor. Biraz fazlasý bile, iki sene sonra Türkiye’ye kesin dönüþ yaparken onlara sýkýntý olacak. Sýrtlarýnda kambur olacak. Zamanýnda alýnan fazla fazla eþyalarý o zaman ne yapacaklarýný kara kara düþünüyor olacaklar. Üstelik onlarý almak için harcadýklarý zamana bile acýyacaklar. Çünkü o gün Arabistan’da iþleri bitmiþ olacak ve asýl memleketleri olan Türkiye’ye dönüyor olacaklar..cak...cak...cak... Ýstikbalimiz sanki sonumuz olacak! Oysa; istikbalimiz de bir gün gelecek, mazimiz olacak. Ýstikbaldeki mazimiz, bir baþka deyiþle hal-i hazýrdaki istikbalimiz için birçok planlarýmýz, hesaplarýmýz oluyor elbette. Fakat hakikatin bu durumdaki tecellisinin farkýna varýrsak, hesaplarýmýzý yanlýþ þeylerin üzerine yaptýðýmýzýn da farkýna varabiliriz. Örneðin; “bizler bu memlekette geçiciyiz. Ýhtiyacýmýz neyse o, fazlasýna burada gerek yok,bir kaç sene için onlarla uðraþacaðýma daha hayýrlý iþlerlerime bakarým, hem bütün hayallerimi Türkiye’ye saklýyorum” derken; büyük bir hatanýn içine düþüveriyoruz aslýnda. Sanki Türkiye’de ebedi kalacaðýz da bütün hayallerimiz orada gerçekleþecek. Hem benim hayallerim o kadar nakýs mý olmalý ki, o kadar basit þeyleri mi hayal etmeliyim. Yüce yaradana kavuþmayý, onun cemaline eriþmeyi, dünyada rüyamda bile göremediðim fakat her gün göreceðim günün hayalini kurduðum caným Efendimin ellerine ayaklarýna kapanmayý ve daha nicelerini hayal etmek varken...Bu kadar ahmak mýyým ben? Yunus misali; “cennet cennet dedikleri birkaç köþkle birkaç huri baþkasýna ver onu bana seni gerek seni” demeliyim. Gerçi sen, ben de bunu diyebilsek nerede kaldý Yunus’un Yunusluðu... Muhabbetullahtan önce marifetullah gerekir. Ben þimdi yoldan geçen bir insan kardeþime “seni çok seviyorum” desem inanýr mý bana? Tanýmýyorum ki seveyim. Yunus Rabbini nasýl anlamýþ, nasýl tanýmýþ olmalý ki; bu sözler dökülüvermiþ aþk dolu yüreðinden. O muhabbetullah noktasýna eriþebilmeyi istiyoruz güzel Allahým senden. Biz, “gurbetteyiz” derken Arabistan’ý kasdediyoruz belki ama hakikatte bu dünyada zaten gurbetteyiz, garibiz. Çünkü sahibimiz, mülkün hakiki sahibi orada, memleketimizde bekliyor bizleri. Üstelik Resul-ü Kibriya Efendimiz, umum peygamberler, sahabeler, evliyalar,nenelerimiz, dedelerimiz, ulu ceddimiz...Gurbette ayrý kaldýðýmýz, özlemiyle yandýðýmýz bütün sevdiklerimiz de orada bekliyor bizi. Dedik ya bütün hayallerimiz diye, Arabistandayken sevdiklerimi çok özlediðim anlarda hemen hepsi teker teker hayalime gelir, kavuþacaðým günü hayal ederek mutlu olurum.Bu özlemin büyük kardeþi var bir de içimde. Yeryüzündeyken sevdiklerimi çok özlediðim anlarda hemen hepsi teker teker hayalime gelir, kavuþacaðým günü hayal ederek mutlu olurum yine. Herþey kabre kadar deðil mi? Kabrime uzanmýþým; hesabýmý vermiþim, karþýmda, uðruna kainatýn yaratýldýðý, Yüce Yaradanýn Habibi, Þah-ý Nebi, Resulullah Efendimiz. O’nun yanýnda, Hz Hatice Validemiz, Hz Fatýma Validemiz yanýnda Hasan ve Hüseyin ile... Onlarýn yanýnda Resulullah’ýn amcasý, þehitlerin efendisi, arkasýnda umum þehitlerle Hz. Hamza. O’nun yanýnda, arkasýnda umum sahabelerle dört büyük sahabe; Ebubekir, Ömer,Osman ve Ali. Bu hayalin ucu bucaðý yok, cennet gibi... Hayal hayal diyorum ama esasýnda hakikat olmasý elimizde. Kim istemez ki bu aný ve devamýný yaþamayý. Saadet-i ebediyeye inanan herkes þu dünyadaki herþeyini feda eder bu ebedi saadet için. Bizler de inanýyoruz ve saadet-i ebediyeyi kazanabilmek için, hayallerimizi hakikate tebdil edebilmek için pusulamýz Kur’an-ý Kerim’e tabi oluyoruz Allah’ým. “Gurbette vaktimizi, Türkiye’ye gün gelecek mutlaka döneceðiz diye bu boþ iþlere harcamýyoruz” iþte en çok burasý dokunmuþtu bana. Gün gelecek döneceðiz! Amenna. Gün gelecek bu bizim olmayan topraklardan kendi topraðýmýza döneceðiz. Fakat yanýldýðýmýz bir nokta var ki; bize ait olan toprak sadece birkaç avuç toprak. Onunda nerede olduðunu Allah bilir. Nerede hakiki memleketime göç edeceðimi Allah bilir. Ne zaman bu gurbetten kurtulacaðýmý Allah bilir. Benim bildiðim þey ise, ben Arabistan’da deðil, dünyada gurbetteyim. Ben burada deðil yeryüzünde geçiciyim. Yani sýrf burada deðil, dünyada boþ iþlere vakit ayýrmamalýyým. Belki Türkiye’ye bile göçmeden göçeceðim, Allah bilir, ancak Allah. Ama gurbeti seviyorum, insaný Rabbine yaklaþtýrýyor. Ya Rabbim! Bu fani dünyayý gurbet görmeyi, burada garip hissetmeyi, asýl memlekitimizi ahiret bilmeyi, bütün hayallerimizi ahiret üzerine kurmayý, ve bütün hayalimizin rü’yet-i cemalin olmasýný istiyoruz. Ey yüce Allahým! Sen “Vermek istemeseydim, istemek vermezdim” buyurdun. Bu yüzden sen verdiðin için bizler her daim istiyoruz. Sen bizlere hakikatý, baki olaný, Hakk’ý istet. Þimdi biz, bunu her an yürekten isteyebilmeyi istiyoruz senden Bu isteyimizi nasip et bize Ne verirsen rahmet hazinenden. Ayþenur KAHVECÝ / Suudi Arabistan / Haber 7 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.