Webmaster Posted January 20, 2010 Share Posted January 20, 2010 Adnan Menderes Said Nursi'nin elini öptü mü? 27 Mayýs 1960 askeri darbesinden önceki CHP muhalefetinin önemli argümanlarýndan birisi, dönemin Baþbakaný Adnan Menderes’in Nurculuðun kurucusu Saidi Nursi’nin elini öptüðü iddiasýydý. Bu iddia, Demokrat Parti’nin ülkeyi ‘þeriat’ rejimine doðru sürüklediði endiþesinin sömürülmesine hizmet ediyordu. Darbenin hemen öncesindeki bir Meclis oturumunda CHP Genel Baþkaný Ýsmet Ýnönü’nün, Said Nursi’nin Demokrat Parti’nin seçim propagandalarýnda kullanýldýðýný iddia etmesi ve buna dönemin Baþbakaný Adnan Menderes’in sert bir dille yanýt vermesi, gerilimi týrmandýrmýþtý. Söylentiler kýsa sürede þehir efsanesine dönüþmüþ, ‘Adnan Menderes Said Nursi’nin elini öptü’ þeklinde bir öykü yayýlmaya baþlamýþtý. Geçenlerde bu konuyu ben de köþemde dile getirdim... Yazým üzerine mesajlar yollayan okurlar, ‘el öpme’ iddiasýnýn gerçekleri yansýtmadýðýný, Menderes ile Saidi Nursi’nin hayatlarýnda hiç karþýlaþmadýklarýný ifade ettiler. Bu uyarýlar üzerine yaptýðým araþtýrmada ilginç sonuçlarla karþýlaþtým. Bu iddianýn günümüzde de sürdürüldüðünü gördüm. Bazý araþtýrma kitaplarýnda da yer alan bu iddia, son dönemde TV kanallarýnda dile getiriliyor. Saidi Nursi’ye yakýn olarak bilinen çevreler, bu iddialar üzerine þu açýklamayý gönderdiler: “Said Nursi ve Adnan Menderes hiçbir zaman ayný mekânda, ayný anda bulunmamýþlardýr. Yüz yüze hiçbir zaman görüþmemiþlerdir. Adnan Menderes Said Nursi´nin elini öpmemiþtir. Adnan Menderes Said Nursi´ye araba hediye etmemiþtir. Bunlarýn aksini iddia edenler, belge sunmak zorundadýrlar.” *** ‘El öpme’ öyküsü bir tarihi bilgi hatasý olarak düzeltilebilir. Asýl tehlikeli olansa, yalanlar üzerinden bir psikolojik gerilim ortamý yaratmak ve birtakým hassas imgeleri kaþýyarak bir toplumsal kamplaþmaya zemin hazýrlamak yönündeki çabalarýn sürdürülmekte olmasý. 27 Mayýs 1960 askeri darbesine giden ortamýn taþlarý, bu tür yalanlarla ve ‘þeriat geliyor’ iddialarýyla döþenmiþti. O dönemin Meclis zabýtlarý gözden geçirildiðinde, bu havanýn nasýl oluþturulduðu ve sürecin nasýl ilerlediði daha iyi anlaþýlabiliyor... *** Menderes hükümetinin muhalefeti susturmaya çalýþmýþ ve demokrasiye aykýrý uygulamalara imza atmýþ olduðu yönünde birçok örnek öne sürülebilir, bu konuya iliþkin birçok analiz yapýlabilir... Türkiye, ilk kez CHP iktidarý dýþýnda çok partili bir dönem yaþýyordu. Henüz demokratik gelenekler oturmamýþtý. Çok partili rejim denemesi acemilik aþamasýndaydý. DP hükümetinin demokrasiyi içine sindirmediðine iþaret eden birçok argüman öne sürülebilir, ama bütün bunlar CHP muhalefetinin o dönemde darbeyi kýþkýrtmýþ olduðu gerçeðini deðiþtirmez. ‘El öpme’ iddiasý da bu kýþkýrtmanýn orijinal detaylarýndan biriydi. *** Bugünkü iktidar da týpký DP iktidarý gibi ‘þeriat getirme’ (ya da en azýndan ‘fundamentalist bir rejim kurma’) niyetiyle suçlanýyor. Hükümetin ‘gizli bir dini gündemi’nin olduðuna samimiyetle inananlar olduðu kadar, yalanlarla, abartmalarla bu düþüncenin yaygýnlaþmasýna gayret edenler de var. Son dönemde, ‘þeriat’/’gizli gündem’ iddialarýnýn inandýrýcýlýðýný kaybetmesi üzerine ortaya atýlan ‘sivil faþizm’, ‘sivil darbe’ iddialarý, sistemli müdahale siyasetinin devamý olarak görülebilir, görülmeli. ‘Psikolojik savaþ’ýn en temel boyutlarýndan biri, toplumun kamplaþtýrýlarak bir gerginlik ortamýnýn yaratýlmasýdýr. Bu kamplaþtýrma artýk ‘þeriat gelecek’ söylemi üzerinden yeterince etkili bir þekilde gerçekleþtirilemediði için, ‘sivil faþizm’ kartý öne sürülüyor. ‘Þeriat olmadý sivil darbe verelim’ taktiðiyle karþý karþýyayýz. Bu tezlerin ayný merkezlerden üretildiði açýkça ortada... *** Demokrat Parti’ye karþý yapýlan askeri darbe, seçimle gelmiþ bir iktidarýn silahla devrilmesinin ülkemizdeki ilk örneðiydi. O darbeden önce ve darbe sýrasýnda Cumhuriyet Halk Partisi’nin yürüttüðü muhalefet biçiminin de dikkatli bir þekilde analiz edilmesinde büyük yarar var. CHP’nin o süreçte demokratik bir tutum sergilediði, ‘demokratik bir muhalefet’ yürüttüðü ne oranda söylenebilir? Ýsmet Ýnönü’nün ‘Darbe geliyor, sizi ben bile kurtaramam’ söylemlerini bugün nasýl deðerlendirebiliriz? Meclis’in fesh edildiði, seçimle gelmiþ hükümet üyelerinin hapse atýldýðý 27 Mayýs sabahý, askeri tanklar üzerine çýkan CHP’lilerin bayram yapmalarý hangi demokratik tepkinin, hangi demokratik muhalefetin ürünüydü? 27 Mayýs sonrasý oluþturulan Kurucu Meclis’in esas olarak CHP’lilerden oluþmasýnýn bir anlamý yok muydu? *** CHP’lilerin DP’lilere bir özür borcu olduðunu belirtmemize bilmem gerek var mý... ‘Askerle dans’ýn bu ülkenin demokrasisine verdiði zararlarý algýlamak için 50 yýllýk bir zaman yolculuðuna da gerek yok aslýnda. Bugüne bakmak yeterli... Oral Calislar, Radikal, 20.01.2010 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.