Webmaster Posted December 15, 2009 Share Posted December 15, 2009 Hz. Mevlânâ'dan mesaj yüklü hatýralar... Mevlânâ Haftasý münasebetiyle Konya dünyanýn her tarafýndan gelen ziyaretçilerle dolup taþýyor. Demek ki asýrlar geçer ama Hz. Mevlânâ geçmez. O tüm hatýralarýyla hayatýmýzda ve içimizdedir. Ýþte o unutulmaz hatýralarýndan bir demet sizlere. Zannederim siz de ibretle okuyacak, takdirle tefekkür edeceksiniz. *** Hz. Mevlânâ zikir halkasýna katýlmýþ, çevresiyle birlikte zikrediyordu. Tam bu sýrada bir sarhoþ da dýþarýdan halkaya katýlýp zikretmeye baþladý. Ancak sarhoþ dengesini tutamýyor, yanýndakilere çarpýyor, rahatsýzlýk veriyordu. Tutup kapýya atmak istediler. Ama sarhoþ çýkmak istemeyip direnince zorlamalar baþladý. Ýþ tekme tokada kadar varýnca Mevlânâ sordu: -Ne yapýyorsunuz öyle?.. -Sarhoþtur, dediler çýkmak istemiyor, biz de çýkarmaya çalýþýyoruz. Verdiði cevaba bakýn lütfen: -Þarabý o içmiþ, sarhoþluðu siz yapýyorsunuz!.. Ne muhteþem bir söz. Ne müthiþ bir cevap. Hem de kitaplýk çapta... -Þarabý o içmiþ, sarhoþluðu siz yapýyorsunuz!.. Anlaþýlan sarhoþ da olsa saf dýþý edilmesini istemiyor, hor hakir görülerek dýþarý atýlmasýna razý olmuyordu. Sözlerine þunu da ilave ediyordu: -Düþene herkes tekme atar, bir tekme de siz atmayýn!.. *** Ýki kiþi sokak ortasýnda aðýz dalaþý yaparak tartýþýyorlardý. Biri dedi ki: -Bana bak!.. Ben öyle bir adamým ki, bana bir söylesen bin cevap alýrsýn!.. Oradan geçmekte olan Mevlânâ bu sözü duyunca hemen adamýn yanýna varýp çenesi altýna kadar sokularak þöyle dedi: -Ben de öyle bir adamým ki, bana bin söylesen bir tane dahi cevap alamazsýn!.. Bir söze bin cevap vereceðini söyleyen adam, bir tane dahi cevap veremedi... Bir talebesi evlenmiþ, hayata karýþmýþtý. Ziyaretine geldiðinde talebesinin kýlýk kýyafetinden ihtiyaç içinde olduðunu anlamýþtý. Fakat halkýn içinde mahcup etmeden nasýl yardýmcý olabileceðini düþünüyordu. Nihayet bulduðu çareyi tatbike koydu. Kalkýp gitmek üzere olan talebesine seslendi: -Osman! Sen eksiden çok mütevazý biri idin, þimdilerde biraz gurura kapýlmýþ gibi görüyorum seni. Çünkü o zamanlarda gelip elimi öperdin. Halbuki þimdi uzakta oturuyorsun, ne yanýma yaklaþtýðýn var, ne de elimi öptüðün!.. Osman kapýnýn yanýndaki yerinden mahcubiyetle kalkarak Mevlânâ'nýn yanýna yaklaþýp eline sarýldý. O sýrada avucu içine önceden hazýrladýðý altýnlarý kimsecikler görmeden Osman'ýn avucu içine koyarak elini kapatan Mevlânâ, þu tembihte bulunmayý da ihmal etmedi: - Osman dedi, ben el öptürmeyi çok severim, sýk sýk gelip elimi öpmeni istiyorum!.. Osman avucu içindeki altýnlarý sýký sýkýya tutarak çýkýp evin yolunu tutarken bu zarif anlayýþ karþýsýnda öylesine duygulandý ki, yol boyunca gözyaþlarýný durduramadý... *** Sökülen cübbesini üzerinde iken dikmeye çalýþan Gevher Hatun, çevredeki geleneðe uyarak, -Efendi, dedi aðzýna bir çöp al da aklýný dikmiþ olmayayým!.. Mevlânâ bu yersiz geleneði zarif bir cevapla düzeltti: -Haným sen merak etme. Ben aðzýma çöp yerine Kulhüvellahü'yü aldým. O, çöpten iyi korur beni. *** Bir gün Konya çarþýsýnda yürürken bir papaz kendisini görünce ayaða kalkýp eðilerek hürmetle selam vermiþti. Bunu gören Mevlânâ ise papazdan da aþaðýya eðilerek selamýna mukabele etti. Bu duruma itiraz eden biri, -Bir papaza da bu kadar aþaðýya eðilmek olur mu? deyince þu cevabý verdi. -Tevazuda da papazý geçmemiz gerekir! Ahmet Sahin, Zaman, 15.12.2009 Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.